Bilindiği gibi 1857'de Hint alt kıtasında sömürgeci İngiliz yönetimine karşı büyük bir isyan başlatılmış ve İngiliz idaresi sarsılmıştı. İsyanı acımasızca bastıran "medeni" İngilizler ardından büyük bir zulüm ve işkence dönemi başlatmışlardı. Binlerce İslam âlimini on binlerce masumu katletmekte hiçbir beis görmediler. Mehmet Akif merhumun ifadesiyle ancak bir Avrupalının yapabileceği şeyleri yaptılar.

Merhum Ebul Hasan en Nedvi, o mezalim sırasında şehid olan bir büyük âlimden şöyle bahsediyor; "Şeyh Radıyullah el Bedevani 1857 yılında İngilizlere karşı girişilen ihtilal teşebbüsüne iştirak etmekle itham edilerek talebelerinden bir İngiliz hâkimin huzurunda muhakeme edildi.

Hâkim, bazı dostları vasıtasıyla hocasına, yapılan ithamı reddetmesini ve böylece serbest bırakılacağını bildirdi. Fakat Şeyh bunu şiddetle red ederek; "Ben İngilizlere karşı girişilen darbe girişimine katıldım. Bunu nasıl inkâr edebilirim?" dedi.

Neticede hâkim, Şeyh Radıyullah el Bedevani'yi idama mahkûm etmek mecburiyetinde kaldı. İdam edilmeye götürülürken, hâkim, hocasının önünde ağlayarak; "hatta şu anda dahi bir kere olsun 'bu bana bir iftiradır, benim böyle bir şeyle alakam yok, ben suçsuzum' derseniz sizi mutlaka kurtaracağım" dedi.

Üstad hiddetlenerek; "Kendi nefsim için yalan söylemekle bütün amellerimin heder olmasını mı istiyorsunuz? Böyle bir şey yaparsam, işte o zaman hüsrana uğrarım ve bütün amellerim boşa gider. Ben İngilizlere karşı girişilen ihtilal teşebbüsüne bizzat iştirak ettim. Siz lütfen vazifenizi yapınız" dedi. Ve Bedevani idam edildi.

Kaynak

Ebul Hasan en Nedvi, Müslümanların Gerilemesiyle Dünya Neler Kaybetti?, Tercüme; Mehmet Süslü, Çağ Yayınları, İst. 1978