

İslâm âlimlerinin belirttiğine göre, Kur'an'ın asıl hedefi ve ders vermek istediği temel konuları, tevhit, nübüvvet, ahiret hayatının ispatı ve Allah'a karşı kulluğu ifade etmekten ibaret olan ibadet / ubudiyet ve adaletin tesis edilmesidir.(1)
Hadis-i şerifte "Arusu'l-Kur'an/Kur'an'ın Gülü" olarak adlandırılan Rahman Suresinin, Kur'an'ın temel hedefleri açısından bir nevi özeti hükmünde olduğu gösteriliyor. Hakîm-i Tirmizî'nin ifade ettiği gibi, Rahman Suresi bütün Kur'an'ı temsil eden bir sancak hükmündedir. Askerler sancağın arkasında ona tâbi olarak yürüdükleri gibi, Kur'an'ın diğer sureleri de bu surenin çizdiği yolda yürürler. Rahman Suresinin Kur'an'ı temsil etmesinin hikmeti, onun mülk ve kudret sahibi (Muktedir ve Melik) olan Rahman'ın celâl ve cemal sıfatlarını göstermesindendir.(2)
Müşriklere karşı açıktan okunan ilk sure olma özelliği de(3) Rahman Suresinin bu öncülüğünü teyit eder mahiyettedir.
Rahman Suresinin ihtiva ettiği temel konular şöyle:
a) Tevhit
Rahman Suresinin başında "Rahman" ismi zikredilmiş, arkasından Kur'an'ın indirilip öğretilmesi, Gök ile Yer'in yaratılması, Güneş ile Ay'ın bir hesapla yönetilmesi, bitki ve ağaçlara secdeyle boyun eğdirilmesi, kâinat çapında bir adalet ölçüsünün vazedilmesi, insanların ve cinlerin yaratılmasından tutun, Cennet ve Cehennem memleketlerine kadar bütün varlıkların sadece O'na ait olduğu gerçeği vurgulanmak suretiyle, tevhit güneş gibi ispat edilmiştir.
b) Nübüvvet
İkinci ayette, Kur'an'ın taliminden bahisle Hz. Muhammed'in (a.s.m.) nübüvveti nazara sunulduğu gibi, 4. ayette insanlara da öğrenim yaptırıldığı, idrak kabiliyeti, düşünme istidadı ve şüphesiz, başta ilâhî vahiyleri okuyup anlama ferasetinin bahşedildiği vurgulanarak genel anlamda nübüvvet müessesesine dikkat çekilmektedir.
c) Ahiret Hayatı
Yirmi altı ve 27. ayetlerde bütün canlıların öleceği vurgulanarak Kıyamet'in kopacağına işaret edilmiş ve ölümsüz varlığın sadece Allah olduğu gerçeğinin altı çizilmiştir. Surenin 31. ayetinden itibaren yaklaşık 48 ayet içerisinde, ahiret hayatı söz konusu edilmiştir.
d) Adaletin Tesisi
Peş peşe 7, 8, ve 9. ayetlerde dört defa "adalet" kavramının altı çizilmiş ve onun ne kadar önemli bir hak ölçüsü olduğuna dikkat çekilmiştir. Bunlardan 7. ayette, Allah'ın kâinat çapındaki kanunlar bazında olan tekvinî adaletine işaret edilmiştir. Bir hadis-i şerifte, "Gökler ve Yer, belli bir adalet ölçüsü üzerine kurulmuştur."(4) ifadesiyle bu gerçeğe işaret edilmiştir. 8. ayette, insanların da kâinat çapında uygulanmakta olan tekvinî adaletin bir diğer kardeşi olan teşriî adalet ölçülerine göre ferdî ve içtimaî hayatlarını tanzim etmelerinin gereğine işaret edilmiştir. 9. ayette ise insanların dünyadaki adalete sıkı bir şekilde bağlanmaları istenmiş, aksi takdirde (Mahkeme-i Kübra'da), büyük ilâhî adalet karşısında bütün bütün hüsrana uğrayıp kaybetmelerinin mukadder olacağı hususu vurgulanmıştır.(5)
e) Allah'a Karşı Kulluk Görevi
Surede maddî-manevî, dünyevî-uhrevî, âdeta bin bir çeşit nimetler bir bir sayılmış ve her bir nimetten sonra da "Rabbinizin nimetlerinden hangi birini inkâr edebilirsiniz?" tehdit cümlesiyle uyarılar yapılmıştır. Böylece korku ve ümit denklemindeki insanların, nimetleriyle beslendiği Rahman olan Allah'a karşı kulluk etmeleri hedeflenmiştir. Yaratılışı itibarıyla iyiliğin kulu kölesi olmaya yatkın olan insanoğlunun, başta yaratılma nimeti olarak bu kadar nimetler karşısında nankörlük etmesi, doğrusu çok garip ve çirkindir.
Şüphesiz, nankörlük yapanlar, teşekkür etmesini bilenlerle beraber aynı sofraya davet edilmeyeceklerdir. "Ey suçlular!.. Artık bugün (salih kullarımdan) ayrılın."(6) ayetinde ifade edilen gerçeğin tahakkuk edeceği gün, elbette gelecektir.
Dipnotlar
1-krş. İbn Cüzeyy el-Kelbî, Kitabu't-Teshil li ulûm't-Tenzil, 5-6.; Nursî, İşaratü'l-İ'caz, s. 11-12.
2-krş. el-Kurtubî, XVII/159.
3-bk. el-Kurtubî, XVII/151.
4-bk. el-Beydavî, 6/137; Elmalılı, Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, VII/4665.
5-bk. el-Beydavî, a.g.y.; Yazır, VII/4665-4666.
6-Yasin, 36/59.
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar