SEMAVÄ° KÄ°TAPLARDA MÃœJDELENEN NEBÄ°-1
Semâvî kitaplarda Hz. Muhammed Fetih Sûresi’nin 29. âyetinde, Hz. Peygamber ve onun sevgili ashabından büyük bir övgü ile bahs edildikten sonra, onların bu vasıflarının Tevrat ve İncil’de de yer aldığı açıkça bildirilmişir.
Semâvî kitaplarda Hz. Muhammed
Fetih Sûresi'nin 29. âyetinde, Hz. Peygamber ve onun sevgili ashabından büyük bir övgü ile bahs edildikten sonra, onların bu vasıflarının Tevrat ve İncil'de de yer aldığı açıkça bildirilmişir.
Hz. Peygamber (asm.) şöyle buyurmuştur: "Benim ismim Tevrat'ta Ahyed'dir; Çünkü Ben ümmetimi Cehennem ateşinden uzaklaştırırım. İsmim Zebûr'da Mâhi'dir; Çünkü Allah, benimle puta tapanları mahveder. İsmim İncil'de Ahmed'dir; Kur'an'da ise Muhammed'dir; Çünkü ben yer ve gök sakinleri tarafından övgüyle anılacağım."(1)
Hadiste Ahmed isminin sebebi açıklanmamıştır. İhtimaldir ki, Ahmed Allah'a çok hamd eden demek olduğu için, mânâsı açık ve Hz. Muhammed(asm.)in hayatında yansımaları gözle görülmüş olduğundan açıklama cihetine gidilmemiştir.
Tevrat'taki Ä°ÅŸaretler
Kitab-ı Mukaddeste yer alan "Rabb (Allah'ın emri)Sina'dan geldi, ve onlara Seir (sair)den doğdu, Paran Dağı'nda parladı"(2) şeklindeki âyetin son fıkrası Hz. Muhammed (asm.)'e işaret etmektedir.
Yüce Allah'ın Sina'dan gelmesinden maksat, Tûr-i Sinâ'da Hz. Musa'ya Tevrat'ı indirmesi; Sair'den doğması ise Hz. İsâ'ya İnci''i vermesidir. Hz. İsâ, Şam bölgesinde bulunan Sair civarı köylerinden Nâsıra'da bulunduğu sırada kendisine İncil'in indirildiği bilinmektedir.
Paran (Fârân) Dağında parlaması ise Hz. Muhammed (asm)'e Kur'an'ın indirilmesine işarettir. Paran Mekke'nin eski adlarındandır. Tekvin kitabının (Bâb: 21, âyet: 21) Hz. İsmâil hakkındaki: "Ve Fâran(Paran) çölünde oturdu" âyeti bunu is-bat ediyor. Çünkü Hz. İsmâil, annesi Hz. Hâcer'le Mekke'de oturdu.(3)
Bir rivayete göre, Abdullah b. Amr b. el-As, Kâ'b el-Ahbâr'dan, Hz. Muhammed(asm.)'in ve onun ümmetinin Tevrat'ta geçen vasıflarını bildirmesini ister. Ka'b şöyle der: Onları Allah'ın kitabında şöyle görüyorum: Ahmed ve ümmeti, Hammadûn(çok hamd eden kimseler)dur. Ferah ve sıkıntıda; her halükârda Allah'a hamd ederler. Her yüksek yerde Allah'ı yüceltirler (tekbir getirirler). Her mekânda Allah'ı tesbih eder-ler. Sesleri, çağrıları göklerde yankılar."(4)
Dârimî'nin yaptığı rivayette Ka'b'dan bu hususu soran İbn Abbas'tır. Hz. Peygamber(asm.)'in Tevrat'taki vasıflarını sormuş ve Kâ'b da cevaben şöyle demiştir: "Tevrat'ta şunları görüyoruz: Onun, (ahirzaman peygamberinin) ismi Muhammed'dir. Abdullah'ın oğludur. Mekke'de doğacaktır. Tâbe (Tiybe=Medine)'ye hicret edecektir. Ümmeti Hammâdûndur."(5)
Hammadûn vasfı, hamd kavramına dikkat çekmekle çok geniş bir kapsama sahip görünüyor:
1. Gerçekten, Kur'an-ı Kerimin ilk âyeti, "Allah'a hamd" ile başlamaktadır. Kur'an'da ayrıca dört sûre daha "Allah'a hamd" cümlesiyle başlamaktadır.
2.Hz. Peygamber (ams.)'in iki meşhur ismi olan Muhammed ve Ahmed ismi, Hamd kökünden türemiş olup hamd kavramına bakar. Muhammed, çok hamd edilen/çok övülen; Ahmed ise, çok hamd eden/çok öven anlamındadır.
Meşhur İslâm şâirlerinden Hz. Hassan'ın, Peygamber Efendimizin ismi hakkında şiir olarak söylediği: "Allah, Onun ismini kendi isminden türetmiştir. Arşın sahibi (Allah'ın ismi) Mahmûd'dur, Onun ismi ise Muhammed'dir" şeklindeki değerlendirmesi, bu gerçeğin bir ifadesidir.(6)
3.Tevbe Suresinin 112. âyetinde Müslümanlar Hâmidûn; hamdedenler olarak vasıflanmıştır.
4-İsrâ Suresinin 79. âyetinde, yine hamd kökünden türemiş Mahmud makamından söz edilmiştir: "Gecenin bir kısmın-da uyanarak, Sana mahsus bir nafile olmak üzere namaz kıl. (Böylece) Rabbinin, seni, övgüye değer bir makama (makam-ı mahmûda) göndereceğini umabilirsin."
5-Hz. Peygamber (asm.) ve onun ümmetinin, günde beş vakit namazda ve namazların tesbihatında otuzüçer defa tesbih, tahmid ve tekbir ile Allah'a karşı kulluk vazifelerini yapmaları ve O'na şükranlarını sunmaları bu vasfın sahiplerinin onlar olduğunu açıkça gözler önüne sermektedir.
6- Fussilet Sûresinin 42. âyetinde: "O (Kur'an) Hakîm (hikmet sahibi), Hamid(çok övülen) Allah'tan indirilmiştir" ifadesine yer verilmiştir ki, hem Kur'an hem de Kur'an'ı indiren Yüce Allah, hamd kökünden türetilmiş kelimelerle vasıf-landırılmıştır.
Yine Tevrat'ta, Peygamber Efendimiz, Harem Nebisi/İlk defa Mekke'de Peygamber olan mânasında Himyâtâ ve tam Muhammed mânâsında Münhamennâ ismi ile anılmıştır.(7)
Zebûr'daki İşaretler
Vehb b. Münebbih'in bildirdiğine göre, yüce Allah, Zebûr kitabında Hz. Dâvud'a şöyle hitap etmiştir: "Ey Dâvud! Şüphesiz senden sonra ileride adı, Ahmed ve Muhammed olan doğruluğu ile meşhur bir peygamber gelecektir. Ben ona hiçbir zaman darılmam. O da hiçbir zaman bana karşı isyân etmez. Onun geçmiş ve gelecek bütün günâhlarını bağışladım. Onun ümmeti de merhumedir." (8)
Hz. Davud'dan sonra, Efendimizden başka, Muhammed ve Ahmed isminde bir peygamberin varlığına tarih şahitlik yapmamıştır. "Ben ona hiçbir zaman darılmam" cümlesi, Duhâ Sûresi'nin üçüncü âyetinde yer alan "Rabbin ne seni terketti ve ne de sana gücendi" ifadesiyle örtüşmektedir. Son cümle ise, Fetih Sûresi'nin ikinci âyetinin anlamının aynısıdır.
Dipnotlar
1- bk. el-Kurtubî, XVIII/84.
2- bk. Tesniye, Bâb:33, âyet, 2.
3- bk. el-Cisr, Hüseyin, Risale-i Hamidiyye, 51-52. 203-Â
4-bk. es-Suyûtî, el-Hasâis, I/32.
5- bk. Dârimî, Mukaddime, 2.
6- bk. el-Bağdâdî, Abdulkadir b. Ömer, Hazanetü'l-Edeb, 223-225.
7- bk. Nursi, Bediüzzaman, Mektûbat,170.
8- bk. es-Suyûtî, el-Hasâisu'l-kübrâ, I/37
Â
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DÄ°ÄžER YAZILAR
De ki: Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, muhakkak sizi bulacaktır. Sonra da görüleni ve görülmeyeni bilen Allah'a döndürüleceksiniz de O size bütün yaptıklarınızı haber verecektir.
Cum'a, 8
GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°
İki ni'met (iki güzel hal) vardır ki, insanlardan çoğu bu ni'metleri kullanmakta aldanmıştır: Sıhhat, boş vakit.
Abdullâh b. Abbâs (r.a)'dan
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm Ä°nternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yaptÄ...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARÄ°HTE BU HAFTA
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...