HİÇBİR MÜFSİD BEN MÜFSİDİM DEMEZ

Ferdleri ve cemaatleri değerlendirirken objektif olmaya, fayda ve zararın nereden gelip gelmediğine dikkat etmelidir. Zira herhangi bir isim ve ünvanla ortaya çıkanların hakiki durumlarını araştırmak ve gerçek zihniyetlerini bilmek, temkinli ve tedbirli olma noktasında lüzumludur.


2016-08-01 11:49:31

Ferdleri ve cemaatleri değerlendirirken objektif olmaya, fayda ve zararın nereden gelip gelmediğine dikkat etmelidir. Zira herhangi bir isim ve ünvanla ortaya çıkanların hakiki durumlarını araştırmak ve gerçek zihniyetlerini bilmek, temkinli ve tedbirli olma noktasında lüzumludur.

Tarihin kaydettiği acı hakikatlerden ders alınmalıdır. Yakın tarihimiz acı ibret sahneleriyle doludur. Kasıtlı ve art niyetli insanların vatan ve milletimize getirdikleri zararlar malumunuzdur. Bu zararlı ve menfi insanlar dışında, tarih, niyeti halis olmakla beraber, kendilerine teveccüh eden cemaatleri da peşlerine takarak büyük hatalar işleyen, hatta telafisi mümkün olmayan zararlara vesile olan pek çok insanları da kaydeder. Bunların misalleri çoktur. Meselâ: 1919 yılında, dindar bir kısım insanlar, İngiliz Muhibleri Cemiyetini İstanbul'da kurarak yabancı parmağına alet oldular.

Yine Mısırlı Said Molla'nın riyasetinde Edirne'de bir camide Müslümanların aleyhine olarak Yunan Başvekili Venizelos'un muzafferiyeti için, kâfirler lehine dua edildi. Cemaate "Âmin, Allahümme Âmin" dedirtildi.

Pirincin içinde ayrılması zor ve seçilmesi en müşkül taş, pirincin renk ve denginde olan taştır. Millet olarak en büyük ihtiyacımız idrak ve basirete sahip olmaktır.

Nitekim bu hakikatı Bediüzzaman veciz olarak şöyle dile getirmektedir:

"Hiç bir müfsid ben müfsidim demez. Daima suret-i hakdan görünür. Batılı hak görür. Evet, kimse demez ayranım ekşidir. Fakat siz mihenge vurmadan almayınız. Zira çok silik söz ticarette geziyor. Hatta benim sözümü de ben söylediğim için hüsn-ü zan edip tamamını kabul etmeyiniz. Belki ben de müfsidim veya bilmediğim halde ifsad ediyorum. Öyle ise her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz. İşte size söylediğim sözler hayalin elinde kalsın mihenge vurunuz. Eğer altın çıktı ise kalbde saklayınız, bakır çıktı ise çok gıybeti üstüne ve bedduayı arkasına takınız bana reddediniz gönderiniz."(1)

İnsan ve cemaatleri değerlendirmede objektif bir ölçü olarak Bediüzzaman "Delil ve akibete bakınız" düsturunu nazara vermektedir. Fikirlerin arkasında zarar ve ihtilaf mı, yoksa maslahat ve fayda mı var?

Tarih, davasının müdafaasına başladığı anlardaki tutum ve davranışı ile davasının neticelendiği zamanki tutum ve davranışları tamamen zıt olan pek çok insanları kaydeder. İşte Lavrens… İşte sahte Derviş Wamberi..

Bir İngiliz casusu olan Lavrens, Arapçayı birçok lehçesi ile biliyordu. Şeyh ünvanı ile her türlü ibadeti yaparak, Müslümanların başına neler getirdiği bir ibret levhası olarak ortadadır. İslâm'ın iki bahadır kardeşi olan Araplar ile Osmanlıların arasını açan bu sahte derviş değil mi?

İşte Wamberi! Aslında İngiliz casusu olan Wamberi, derviş kıyafetiyle Türkistan'da dolaşarak Müslüman halkı ifsad etmek için uğraşmadı mı?

İşte Mısır!..İhvân-ı Müslimin cemiyetinin destek ve himayesiyle yükselen ve Müslümanları basamak yaparak Mısır'ı ırkçılığa dayanan bir sosyalizme götüren Nâsır.!

Büyük mücadele veren ve nihayet Ruslar tarafından esir alındıktan sonra, devrin Osmanlı Padişahı 1.Abdülhamid'in kefaletiyle serbest bırakılıp Hacca gitmek üzere cemaatine veda etmekte olan Kafkas Kartalı, yılmaz mücahid İmam-ı Şamil, ayrılırken cemaatine şu ibretli sözleri söylüyordu:

"Bizi mağlup eden Çar değil, içimizdeki Çar tabancalarıdır. Vasiyet ediyorum, cihadınızdan vazgeçmeyin. İçimizdeki Çar tabancalarına dikkat ediniz. İçinizdeki Çar tabancalarını yaşatmayınız ve eğer muvaffak olursanız bu toprakları Osmanlılara teslim ediniz."

Bu sözler sanki bu gün bize söylenmiş gibidir. Biz de içimizde dış güçler namına hareket eden din düşmanlarına dikkat edip onların desiselerine karşı çok uyanık olmalıyız.

 Allah vatanımızı ve milletimizi bunların hilelerinden muhafaza buyursun! Âmin.

Dipnotlar

1-Münâzarât

Kaynak

Mehmed Kırkıncı, Siyasette Ölçü,(Bütün Eserleri-2)-Zafer Yayınları, İst. 2008

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR

ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR

“Annemin memnun bir eda ile: “Bu sabah kahvaltıdan önce ne yaptığımı dünyada tahmin edeme

UBEYDULLAH-I AFGÂNÎ İLE SEBÎLÜRREŞÂD İDÂREHÂNESI’NDE BİR MUHÂVERE

UBEYDULLAH-I AFGÂNÎ  İLE SEBÎLÜRREŞÂD İDÂREHÂNESI’NDE  BİR MUHÂVERE

Ubeydullah-ı Afgānî” nâmında bir zât tarafından geçenlerde Kavm-i Cedîd ünvânıyla neş

MAÂRİF, DİN EĞİTİMİNİ EN İYİ ŞEKİLDE VERMELİDİR

MAÂRİF, DİN EĞİTİMİNİ EN İYİ ŞEKİLDE VERMELİDİR

İnanmak yaradılışın bir gereğidir. Din, aklın mâverâsında, zekânın fevkinde bir mürşi

MELİK FAYSAL’IN YAHUDİ KİSSİNGER'E VERDİĞİ TARİHİ CEVAP

MELİK FAYSAL’IN YAHUDİ KİSSİNGER'E VERDİĞİ TARİHİ CEVAP

Melik Faysal'ın en önemli gayelerinden birisi, Filistin meselesi ve Mescid-i Aksâ'nın hürriyeti

NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER

NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER

Mânevîyatsız ilmin, beşeriyete felâh ve huzur yerine, şüphe, tereddüt, hatta ızdırap verdi

NASIL BİR MAARİF?

NASIL BİR MAARİF?

Yıllardır ilmî ve fikrî çalışmalarım arasında memleketimizin mânevî, ahlâkî, derûnî

GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER

GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER

Diyorlar ki: Dünyaya bir kere gelinir. Sonun başlangıcı yoktur. Gülün, eğlenin, bir yıldır

HİCRET VE HAREKET

HİCRET VE HAREKET

Hicret, tâ ezelden ebede, âlem-i vücubdan âlem-i imkâna, daire-i ilimden daire-i kudrete, tâ

ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE

ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE

Ramazan ayının hususiyeti oruç. Orucun hususiyeti de kendisine ait meseleler. Başında; tutan tu

HEKİM VE FİLOZOF GÖZÜ İLE RAMAZAN

HEKİM VE FİLOZOF GÖZÜ İLE RAMAZAN

Hekim gözü ile Ramazan perhiz ayıdır. Bir çok hastalıklara karşı tıbbın tavsiye ettiği im

HÜZÜNLÜ BİR HAYVANAT BAHÇESİ GEZİSİ

HÜZÜNLÜ BİR HAYVANAT BAHÇESİ GEZİSİ

“Paris'in büyük hayat sıtmasına tutulduktan sonra(1) yapmaya hiç vakit bulamayacağım bir zi

Allah dilediğini hesapsız rızıklandırır.

Nûr, 38

GÜNÜN HADİSİ

İki müslüman birbiriyle karşılaşıp da el sıkışılarsa, ayrılmazdan evvel günahları bağışlanır.

(Riyazü's-Salihin)

TARİHTE BU HAFTA

*Prut Barış Antlaşması (Osmanlı-Rusya) 22 Temmuz 1711 *İkinci Meşrutiyet'in ilanı 23 Temmuz 1908

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI