HİÇBİR MÜFSİD BEN MÜFSİDİM DEMEZ
Ferdleri ve cemaatleri değerlendirirken objektif olmaya, fayda ve zararın nereden gelip gelmediğine dikkat etmelidir. Zira herhangi bir isim ve ünvanla ortaya çıkanların hakiki durumlarını araştırmak ve gerçek zihniyetlerini bilmek, temkinli ve tedbirli olma noktasında lüzumludur.
Ferdleri ve cemaatleri değerlendirirken objektif olmaya, fayda ve zararın nereden gelip gelmediğine dikkat etmelidir. Zira herhangi bir isim ve ünvanla ortaya çıkanların hakiki durumlarını araştırmak ve gerçek zihniyetlerini bilmek, temkinli ve tedbirli olma noktasında lüzumludur.
Tarihin kaydettiği acı hakikatlerden ders alınmalıdır. Yakın tarihimiz acı ibret sahneleriyle doludur. Kasıtlı ve art niyetli insanların vatan ve milletimize getirdikleri zararlar malumunuzdur. Bu zararlı ve menfi insanlar dışında, tarih, niyeti halis olmakla beraber, kendilerine teveccüh eden cemaatleri da peşlerine takarak büyük hatalar işleyen, hatta telafisi mümkün olmayan zararlara vesile olan pek çok insanları da kaydeder. Bunların misalleri çoktur. Meselâ: 1919 yılında, dindar bir kısım insanlar, İngiliz Muhibleri Cemiyetini İstanbul'da kurarak yabancı parmağına alet oldular.
Yine Mısırlı Said Molla'nın riyasetinde Edirne'de bir camide Müslümanların aleyhine olarak Yunan Başvekili Venizelos'un muzafferiyeti için, kâfirler lehine dua edildi. Cemaate "Âmin, Allahümme Âmin" dedirtildi.
Pirincin içinde ayrılması zor ve seçilmesi en müşkül taş, pirincin renk ve denginde olan taştır. Millet olarak en büyük ihtiyacımız idrak ve basirete sahip olmaktır.
Nitekim bu hakikatı Bediüzzaman veciz olarak şöyle dile getirmektedir:
"Hiç bir müfsid ben müfsidim demez. Daima suret-i hakdan görünür. Batılı hak görür. Evet, kimse demez ayranım ekşidir. Fakat siz mihenge vurmadan almayınız. Zira çok silik söz ticarette geziyor. Hatta benim sözümü de ben söylediğim için hüsn-ü zan edip tamamını kabul etmeyiniz. Belki ben de müfsidim veya bilmediğim halde ifsad ediyorum. Öyle ise her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz. İşte size söylediğim sözler hayalin elinde kalsın mihenge vurunuz. Eğer altın çıktı ise kalbde saklayınız, bakır çıktı ise çok gıybeti üstüne ve bedduayı arkasına takınız bana reddediniz gönderiniz."(1)
İnsan ve cemaatleri değerlendirmede objektif bir ölçü olarak Bediüzzaman "Delil ve akibete bakınız" düsturunu nazara vermektedir. Fikirlerin arkasında zarar ve ihtilaf mı, yoksa maslahat ve fayda mı var?
Tarih, davasının müdafaasına başladığı anlardaki tutum ve davranışı ile davasının neticelendiği zamanki tutum ve davranışları tamamen zıt olan pek çok insanları kaydeder. İşte Lavrens… İşte sahte Derviş Wamberi..
Bir İngiliz casusu olan Lavrens, Arapçayı birçok lehçesi ile biliyordu. Şeyh ünvanı ile her türlü ibadeti yaparak, Müslümanların başına neler getirdiği bir ibret levhası olarak ortadadır. İslâm'ın iki bahadır kardeşi olan Araplar ile Osmanlıların arasını açan bu sahte derviş değil mi?
İşte Wamberi! Aslında İngiliz casusu olan Wamberi, derviş kıyafetiyle Türkistan'da dolaşarak Müslüman halkı ifsad etmek için uğraşmadı mı?
İşte Mısır!..İhvân-ı Müslimin cemiyetinin destek ve himayesiyle yükselen ve Müslümanları basamak yaparak Mısır'ı ırkçılığa dayanan bir sosyalizme götüren Nâsır.!
Büyük mücadele veren ve nihayet Ruslar tarafından esir alındıktan sonra, devrin Osmanlı Padişahı 1.Abdülhamid'in kefaletiyle serbest bırakılıp Hacca gitmek üzere cemaatine veda etmekte olan Kafkas Kartalı, yılmaz mücahid İmam-ı Şamil, ayrılırken cemaatine şu ibretli sözleri söylüyordu:
"Bizi mağlup eden Çar değil, içimizdeki Çar tabancalarıdır. Vasiyet ediyorum, cihadınızdan vazgeçmeyin. İçimizdeki Çar tabancalarına dikkat ediniz. İçinizdeki Çar tabancalarını yaşatmayınız ve eğer muvaffak olursanız bu toprakları Osmanlılara teslim ediniz."
Bu sözler sanki bu gün bize söylenmiş gibidir. Biz de içimizde dış güçler namına hareket eden din düşmanlarına dikkat edip onların desiselerine karşı çok uyanık olmalıyız.
Allah vatanımızı ve milletimizi bunların hilelerinden muhafaza buyursun! Âmin.
Dipnotlar
1-Münâzarât
Kaynak
Mehmed Kırkıncı, Siyasette Ölçü,(Bütün Eserleri-2)-Zafer Yayınları, İst. 2008
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
MUALLİMLERİMİZ NELERE DİKKAT ETMELİ?
İnsanları tenvir ederek cehaletten halas eden, onları atalet ve sefaletin karanlık gecelerinden
HÜRRİYET ADINA KAYBETTİKLERİMİZ
Dr. Alexis Carrel Her insan keyfine göre yaşamak ister. Bu insanın doğuştan gelen bir dileğid
ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR
“Annemin memnun bir eda ile: “Bu sabah kahvaltıdan önce ne yaptığımı dünyada tahmin edeme
UBEYDULLAH-I AFGÂNÎ İLE SEBÎLÜRREŞÂD İDÂREHÂNESI’NDE BİR MUHÂVERE
Ubeydullah-ı Afgānî” nâmında bir zât tarafından geçenlerde Kavm-i Cedîd ünvânıyla neş
MAÂRİF, DİN EĞİTİMİNİ EN İYİ ŞEKİLDE VERMELİDİR
İnanmak yaradılışın bir gereğidir. Din, aklın mâverâsında, zekânın fevkinde bir mürşi
MELİK FAYSAL’IN YAHUDİ KİSSİNGER'E VERDİĞİ TARİHİ CEVAP
Melik Faysal'ın en önemli gayelerinden birisi, Filistin meselesi ve Mescid-i Aksâ'nın hürriyeti
NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER
Mânevîyatsız ilmin, beşeriyete felâh ve huzur yerine, şüphe, tereddüt, hatta ızdırap verdi
NASIL BİR MAARİF?
Yıllardır ilmî ve fikrî çalışmalarım arasında memleketimizin mânevî, ahlâkî, derûnî
GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER
Diyorlar ki: Dünyaya bir kere gelinir. Sonun başlangıcı yoktur. Gülün, eğlenin, bir yıldır
HİCRET VE HAREKET
Hicret, tâ ezelden ebede, âlem-i vücubdan âlem-i imkâna, daire-i ilimden daire-i kudrete, tâ
ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE
Ramazan ayının hususiyeti oruç. Orucun hususiyeti de kendisine ait meseleler. Başında; tutan tu
- HEKİM VE FİLOZOF GÖZÜ İLE RAMAZAN
- HÜZÜNLÜ BİR HAYVANAT BAHÇESİ GEZİSİ
- YİRMİNCİ ASRIN BAŞINDA ANADOLUDA PAZARIN NAMUSU
- BİZ DE RAHATSIZIZ
- "BANA KUR’AN YETER!”
- MEALCİ KARDEŞLERİME KUR’AN’DAN MİSAFİRPERVERLİK DERSİ
- MEZHEPLERE TÂBİ OLMAYANLAR
- ‘KADİR GECESİ BİN AYDAN HAYIRLIDIR’ NE DEMEKTİR?
- İKİ PEYGAMBERİN DOĞUM GÜNLERİ
- “BİR ALLAHSIZA CEVAP”
- YEDİ YAŞIN ÖNEMİ
- DÜŞÜLEN MÜHİM BİR HATA
- YALANCININ MUMU
- BEN OLACAKTIM Kİİİİİ
- AĞIRLIĞINI DUYMAK
- SON ASIRDA TASAVVUFTA TECDİD YAPAN ÜÇ ŞAHSİYET
- KURBAN KESMEK KİMLERE VÂCİPTİR?
- KURBAN
- DİLİMİZE BİR ŞEY OLDU
- NERDE O ESKİ GÜNLER
- YALAN DOLAN SONRASI YAPILAN ASKERÎ DARBELER
- BAYRAMLA İLGİLİ SÜNNET VE ADABLAR
- BİR KOLERA SALGINI HATIRASI; NURİYE ABLA
- “GUSL-İ İÇTİMÂİ”
- İMANIN ÇİÇEĞİ RAMAZAN ORUCU
- EVLİYA
- BERAAT GECESİ İLE ALAKALI ÜÇ YANLIŞ MESELE
- ALLAH’IN AHLAKIYLA AHLAKLANANLAR
- ATEİST, DEİST ve BİLİME DİN GİBİ İNANANLARA SORULAR
Artık Allah'a, Peygamberine ve indirdiğimiz o nûra (Kur'an'a) inanın. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
Teğabün, 8
GÜNÜN HADİSİ
İçinde Allah'ın anıldığı ev ile içinde Allah'ın anılmadığı ev diri ile ölüye benzer.
Müslim
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Nizamü'l-Mülk'ün Şehadeti(14 Ekim 1092) *II.Kosova Zaferi(17 Ekim 1448) *Gedik Ahmed Paşa'nın Vefatı(18 Ekim 1482)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...