ASR-I SAADET HATIRALARI-58
HZ. ÖMER’İN RÜYASI VE BAŞI YARILAN KİŞİ Bilindiği gibi Hz. Ömer’in mümtaz özelliklerinden birisi de ilhama mazhar olması ve feraset-i fevkaladesidir. İnşallah önümüzdeki hafta bu konudaki bazı ilginç misalleri Muhammed Temmavi’nin ‘Hz. Ömer ve Modern Sistemler’ adlı harika eserinden nakletmek istiyorum.
HZ. ÖMER'İN RÜYASI VE BAŞI YARILAN KİŞİ
Bilindiği gibi Hz. Ömer'in mümtaz özelliklerinden birisi de ilhama mazhar olması ve feraset-i fevkaladesidir. İnşallah önümüzdeki hafta bu konudaki bazı ilginç misalleri Muhammed Temmavi'nin 'Hz. Ömer ve Modern Sistemler' adlı harika eserinden nakletmek istiyorum.
Bu haftaki yazımızda Faruk-u Azam hazretlerinin bir rüya-yı sadıkasını Halid Muhammed Halid'in, Hulefâü'r-Resûl adlı eserinden sizlerle paylaşıyoruz;
Bir gece Ömer bin Hattab, gördüğü bir rüyayla uykudan uyandı. Çok şaşırmış bir hâldeydi, şöyle diyordu:
 "Ümeyye oğullarından başı yarılan, Ömer'in oğullarından ve kendi adı da Ömer olan, yine Ömer'in hâl ve gidişatını, ahlâk ve karakterini taşıyıp, yeryüzünün her tarafına adalet götürecek olan bu kişi kim?"
Ömer bin Hattab, bu rüyayı, torunu Ömer bin Abdülaziz doğumundan yaklaşık kırk yıl önce gördü ve gelecekte torunun yaşayacağı bu olay kendisine malûm oldu…
Ömer bin Hattab, Yüce Dost'a (Allah'a) kavuştu… Fakat onun bu haber ve beklentisi, ailesi arasında dillerden düşmedi… Herkes çocuklarının yüzünde bu haberin alâmetini arar oldu…
Abdullah bin Ömer'in Bilal adındaki oğlu dünyaya gelip, çocukluğunda yüzünden yaralanınca müjdelenen kişinin o olduğunu sandılar. Fakat Abdülaziz bin Mervan'ın oğlu başından yaralandığı gün müjdelenen kişinin o olmadığını anladılar…
Ömer bin Abdülaziz çocukluk günlerini yaşıyordu. Bir gün atların bulunduğu ahıra girdi… Derken atlardan biri ona bir çifte attı… Bu çifte onu başından yaraladı, kanamaya başladı… Yaralı çocuk derhal eve taşındı… Annesi oğlunu o hâlde görünce korkuya kapıldı…
Hemen babasına haber salındı. Baba telâşla eve geldi. Çocuğunun yüzünün neredeyse kandan tanınmaz bir hâle geldiğini, yarasından sürekli kan kaybettiğini gördü.
Üzülmeye fırsat kalmadan hatıraları onu alıp geçmişe götürdü ve yüzünde neşe parıltıları, dudaklarında gülümseme görüldü…
Sevgili oğlunun yarasını temizleyip sardıktan sonra hanımının sırtını sıvazladı. Dudaklarındaki tebessüm artmıştı. Bu hâldeyken hanımına şöyle dedi:
"Müjde ey Ümmü Âsım!" dedi.
Sonra sağ eliyle çocuğunun başını okşamaya başladı… Bakışlarını oğlunun solgun, sakin yüzüne çevirmişti… Şöyle dedi:
"Eğer sen Ümeyye oğullarının başı yaralısı isen, o bahtiyar kimse kesinlikle sensin demektir." Zaman bu hükmü tasdik etmiştir.
"ÅžEHADET SENÄ°N ARKANDADIR"
Allah'ın arslanı Hz. Ali(k.v) Uhud gazvesinÂde on altı kılıç darbesi almıştı. Bu gazvede Ashâb-ı Kirâm'dan bir hayli zevat ÅŸehîd düşmüştü. Bu ÅŸerefe nail olamadığından dolayı me'yûs görünen Hazret-i Alî'ye hitaben Resûl-i Ekrem Efendimiz : "Yâ Alî, ÅŸehâdet senin arkandadır. Bunlar kan ile boyandığı zaman nasıl sabr edeceksin?" buyurarak mübarek elleriyle onun başını, sakalını okÅŸamıştı. Hazret-i Alî de: "Yâ Resûlâ'llâh, ÅŸu buyurduÄŸun hal benim hakkımda tahakkuk edince o, sabredilecek ÅŸeylerden delil, beşâret ve keramet sayılacak ÅŸeylerden olmuÅŸ olur." diye cevâb vermiÅŸÂtir.
Hazret-i Alî, Irak'a giderken Abdullah b. Selâm ziyaretine gelmiş, "Ya Alî.. Irak'a gitme, korkarım ki orada vücûduna bir kılıç ağzı isabet eder" demiş Hazret-i Alî de: "Evet.. Kasem ederim ki bunu bana Resûlu'llâh haber vermiştir" diye mukabelede bulunmuştu.
Ebü'l-Esved diyor ki: "Ben o gündeki gibi böyle nefsinin musâb olacağını haber veren bir muhârib görmedim."
Amr Ä°bn-i zî-Mürr el-Hemedânî şöyle rivayet ediyor: "Hazret-i Ali Kûfe'de kılıç darbesini aldıktan sonra huzuruna girdim. Başını birÅŸey ile sarmıştı. Dedim ki: "Yâ Emîre'l-Mü'minîn! Cerihayı bana gösterir misin? Hemen sarÂgıyı açtı. Baktım. 'BirÅŸey yok, hafif bir yaradan ibaret, dedim. Hazret-i Ali: 'Evet, sizden ayrılmaktayım, dedi. Kerimesi Ãœmmü Gülsüm perde arkasından aÄŸlamaya baÅŸlamıştı. Hazret-i Ali: Kızım sükût et; eÄŸer benim gördüğümü görecek olsan aÄŸlamazsın, dedi. Yâ Emîre'l-Mü'minîn, ne görüyorsun? diye sordum. Buyurdu ki : "Ä°ÅŸte bunlar melekler ile nebîler cemâati; iÅŸte bu da Muhammed salla'llâhu aleyhi ve sellem: Yâ Alî, müjde sana, teveccüh etÂmekte bulunduÄŸun hal, ÅŸu içinde bulunduÄŸun halden daha hayırlıdır, diye buÂyuruyor."
HER ZORLUÄžU BÄ°R KOLAYLIK TAKÄ°P EDER
Ä°mâm-ı Mâlik, Zeyd b. Eslem'den şöyle rivayet etmiÅŸtir: "Åžam orduları kumandanı Ebû Ubeyde Hazretleri, yazmış olduÄŸu bir mektubda Rumların tahşîdâtından, korkunç vaziyetlerinden bahsetmiÅŸti, Buna Hazret-i Ömer şöyÂle cevap vermiÅŸtir.
Meâl-i ÅŸerîfi: "Emmâ ba'd: Şübhe yok ki, bir mü'min kula, bir mahalÂden, her ne zaman bir mihnet yüz gösterirse, Allâhu Teâlâ andan sonra bir halâs çâresi halk eder. Ve şüphe yok ki, bir çetinlik, iki kolaylığa galebe edeÂmez. Çünkü her bir usre(zorluÄŸa), iki yüsrün mukaarın olacağını bir âyet-i kerîme nâtıktır. Ve yine şüphe yoktur ki, Allâhu Teâlâ Kitâb'ında şöyle buyurmuÅŸtur: Ey mü'minler! Sabrediniz; sabır hususunda a'dâ-i dîne galebe ediniz. Ä°slâm hududunu bekleyiniz ve Allâhu Teâlâ'dan korununuz ki, felah bulabilesiniz."
Kaynaklar
1-Halid Muhammed Halid, Hulefâü'r-Resûl, Türkçe tercüme; 5 Râşid Halife, Çev: Osman Arpaçukuru, Beka Yayınları, İst. 2006
2-Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük Tefsir Tarihi, Cilt:1, Bilmen Basımevi, İst. 1973
Â
Â
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DÄ°ÄžER YAZILAR
İman edip salih ameller işleyen kimseler için mağfiret ve bol rızık vardır.
Hac, 50
GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°
Size, takat getirebileceğiniz amel yaraşır. Siz (ibadet yapmaktan) usanmadıkça, Allah da (sevab vermekten) usanmaz. Allah'a en hoş gelen dini amel, kişinin devamlı olarak yaptığı ameldir"
Buhari, İman 32, Teheccüd 18
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm Ä°nternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yaptÄ...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARÄ°HTE BU HAFTA
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...