İSLAM’DA CİHAD ANLAYIŞI-2

İslam’da manevi cihad esastır ve “en büyük cihad” unvanına sahiptir. Maddi cihad ise, arizidir, küçük cihaddır ve prensip olarak savunmaya dayalıdır. Maddi cihada ancak Medine devrinde izin verilmesine mukabil, manevi cihada, daha nübüvvetin ilk yıllarında Mekke’de emredilmiştir.


Niyazi Beki(Prof. Dr.)

niyazibeki@gmail.com

2016-05-01 18:53:34

İSLAM'DA MANEVİ CİHAD ESASTIR

İslam'da manevi cihad esastır ve "en büyük cihad" unvanına sahiptir. Maddi cihad ise, arizidir, küçük cihaddır ve prensip olarak savunmaya dayalıdır. Maddi cihada ancak Medine devrinde izin verilmesine mukabil, manevi cihada, daha nübüvvetin ilk yıllarında Mekke'de emredilmiştir.

فَلَا تُطِعِ الْكَافِرِينَ وَجَاهِدْهُم بِهِ جِهَاداً كَبِيراً

"Resulüm! Kâfirlere asla boyun eğme ve onlara karşı Kur'an'la büyük cihad et!"(Furkan, 25/52) mealindeki ayette bu gerçeğin altı çizilmiştir.

Maddi cihada izin veren ilk ayetin meali şöyledir:

أُذِنَ لِلَّذِينَ يُقَاتَلُونَ بِأَنَّهُمْ ظُلِمُوا وَإِنَّ اللَّهَ عَلَى نَصْرِهِمْ لَقَدِيرٌ

"Kendilerine savaş açılan müminlere, savaşmaları için izin verildi. Çünkü onlar, zulme maruz kaldılar, Allah onlara zafer vermeye elbette kadirdir"(Hac, 22/39)

 

Asr-ı saadette müşriklerle yapılan bütün savaşlar, fiili saldırıya karşı yapılan bir savunma refleksine dayanmıştır. Bu ayette yer alan "savaşa izin verildi" ifadesi, hem izin kavramı, hem fiilin meçhul hali bakımından çok hafifletilmiş bir ifadedir. "Kendilerine savaş açılan, zulme uğrayan" şeklindeki savaş izninin gerekçesi de çok açıktır.

 

Peygamber efendimiz de manevi cihadın en büyük cihad olduğuna dikkat çekmiş ve şöyle buyurmuştur:

"Cihadın en faziletlisi, Allah için senin kendi nefsine ve heva-hevesine karşı yaptığın cihaddır"(Deylemi)

Tirmizi'nin "sahih" dediği rivayette ise şu ifadeye yer verilmişti:

المُجَاهِدُ مَنْ جَاهَدَ نَفْسَهُ

"(En büyük) Mücahid Allah yolunda nefsine karşı cihad eden kimsedir"(Tirmizi, Cihad,3).

2) Can ve mal ile yapılan maddi cihad

Bu cihad şekli, dinin temel maksadı değil; ârizi, tali derecede ön görülen ve zorunlu hallerde müminlerin üstlenmek zorunda kaldığı bir müdafaa/bir savunmadır. Bu cihad "hasenenün li gayrihi" dir, yani bizzat güzel olmayıp, başka sebeplerden dolayı güzellik kazanmıştır. Çünkü bu cihad, Allah'ın dinine insanları davet etme yollarını açar. Hak dine davet ise, hidayet kapılarını, hidayet ise, cennetin kapılarını açar..

Maddi Cihadı Emreden Bazı Ayetler:

وَقَاتِلُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ الَّذِينَ يُقَاتِلُونَكُمْ وَلَا تَعْتَدُوا إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ الْمُعْتَدِينَ

" Sizinle savaşanlara karşı, siz de Allah yolunda savaşın. Fakat haksız yere saldırmayın. Muhakkak ki Allah haddi aşanları sevmez."(Bakara: 2/190)

وَقَاتِلُوهُمْ حَتَّى لاَ تَكُونَ فِتْنَةٌ وَيَكُونَ الدِّينُ لِلّهِ فَإِنِ انتَهَواْ فَلاَ عُدْوَانَ إِلاَّ عَلَى الظَّالِمِينَ

"Bu fitne (işkence) ortadan kalkıp din ve itaat yalnız Allah'a mahsus oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer inkârdan ve tecavüzden vazgeçerlerse, bilin ki zalimlerden başkasına düşmanlık yoktur."(Bakara: 2/193)

Bu cihadın diğer adı "Kital"dir, savaştır. İslam'da maddi cihadın gerekçesi "küfür"olgusu değil, "hirabe=saldırı"dır. Bunun manası, İslam'daki bütün savaşlar savunmaya yöneliktir. Karşı tarafın saldırılarına karşı bir müdafaadır.

Maddi cihadın gerekçesi

İslam âlimleri maddi cihadın, yani düşmanla savaşmanın gerekçesi "küfür" olup olmadığını tespit etmeye çalışmışlardır. Büyük çoğunluğuna göre savaşın sebebi küfür değildir. Bediüzzaman da bu hususu şöyle seslendirmiştir:

"İslamiyet nazarında, harbî kâfirin hakk-ı hayatı var. Hariçte olsa musalaha etse, dâhilde olsa cizye verse; İslâmiyetçe hayatı mahfuzdur"(1)

Âlimlerin bu görüşünü destekleyen delilleri şöyle sırlamak mümkündür:

1)Kur'an'da ilk defa maddi savaşa izin veren ayetin üslubu, bu savaşın gerekçesi "küfür" olmadığına delalet etmektedir.

أُذِنَ لِلَّذِينَ يُقَاتَلُونَ بِأَنَّهُمْ ظُلِمُوا وَإِنَّ اللَّهَ عَلَى نَصْرِهِمْ لَقَدِير

"Kendilerine savaş açılan müminlere, savaşmaları için izin verildi. Çünkü onlar zulme maruz kaldılar. Allah onlara zafer vermeye elbette kadirdir"(Hac, 22/39.)Bu ayette yer alan "savaşa izin verildi" ifadesi, hem izin kavramı, hem fiilin meçhul hali bakımından çok hafifletilmiş bir ifadedir. "Kendilerine savaş açılan, zulme uğrayan" şeklindeki savaş izninin gerekçesi de çok açıktır.

2)"Dinde Zorlama yoktur" düsturu, savaş gerekçesinin küfür olmadığını göstermektedir.

Aşağıdaki ayetlerden bunu anlamak mümkündür:

a)"/ لَا إِكْرَاهَ فِي الدِّينDinde Zorlama yoktur" (Bakara, 2/256.)

b)

وَلَوْ شَاء رَبُّكَ لآمَنَ مَن فِي الأَرْضِ كُلُّهُمْ جَمِيعًا أَفَأَنْتَ تُكْرِهُ النَّاسَ حَتَّى يَكُونُوا مُؤْمِنِينَ

 "Eğer Senin Rabbin dileseydi, dünyada ne kadar insan varsa hepsi imana gelirdi. Ama bunu irade etmedi. Şimdi sen mi, imana gelsinler diye insanları zorlayacaksın?" (Yunus, 10/99.)

c)

فَذَكِّرْ إِنَّمَا أَنْتَ مُذَكِّرٌ (*) لَسْتَ عَلَيْهِمْ بِمُصَيْطِرٍ (*)إِلَّا مَنْ تَوَلَّى وَكَفَرَ (*) فَيُعَذِّبُهُ اللَّهُ الْعَذَابَ الْأَكْبَرَ

"Artık sen hatırlat. Şüphe yok ki, sen ancak bir hatırlatıcısın. Onların üzerlerine musallat olmuş bir zorba değilsin. Ancak kim yüz çevirip inkâr ederse, o takdirde Allah, onu en büyük azap ile cezalandırır!" (Gaşiye, 21-24.)

3)Dine davetin lisanla yapılması ve güzel bir üslup kullanılmasının emredilmesi manevi cihadın esas olduğunu gösterdiği gibi, "küfrün" tek başına savaş gerekçesi olmadığına da işaret etmektedir.

ادْعُ إِلَى سَبِيلِ رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ وَالْمَوْعِظَةِ الْحَسَنَةِ وَجَادِلْهُمْ بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ بِمَنْ ضَلَّ عَنْ سَبِيلِهِ وَهُوَ أَعْلَمُ بِالْمُهْتَدِينَ

"Sen insanları Allah yoluna hikmetle, güzel ve makul öğütlerle dâvet et, gerektiği zaman da onlarla en güzel tarzda mücadele et. Rabbin, elbette, yolundan sapanları en iyi bildiği gibi kimlerin doğru yola geleceğini de pekiyi bilir"( Nahl, 16/125.)

4-Müşriklerden sığınma hakkı isteyenlere, bu hakkın verilmesi, tek başına küfrün savaş sebebi sayılmadığını göstermektedir.
وَإِنْ أَحَدٌ مِّنَ الْمُشْرِكِينَ اسْتَجَارَكَ فَأَجِرْهُ حَتَّى يَسْمَعَ كَلاَمَ اللّهِ ثُمَّ أَبْلِغْهُ مَأْمَنَهُ ذَلِكَ بِأَنَّهُمْ قَوْمٌ لاَّ يَعْلَمُونَ

"Müşriklerden biri senden sığınma hakkı isteyecek olursa, ona bu hakkı ver, tâ ki Allah'ın kelâmını dinlesin. Sonra da onu güvende olacağı yere ulaştır. Çünkü onlar bir bilgisizler güruhudur." (Tövbe, 9/6.)

5-)Müşriklerle 10 yıllık barışı ön gören Hudeybiye anlaşması da, küfrün başlı başına savaş gerekçesi olmadığının göstergesidir.

Dipnotlar

1-Nursi, Mektubat, s: 438.

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

HZ. AİŞE’NİN (radiyallahu anhâ) EVLİLİK YAŞINA DAİR

HZ. AİŞE’NİN (radiyallahu anhâ) EVLİLİK YAŞINA DAİR

Batılı inkarcılar ve onların fonladığı çevreler yaman bir çelişki içerisindedirler. Buda,

ÜRETİLEN ALGILARLA FİKİR SAHİBİ OLMAYA ÇALIŞMAK

ÜRETİLEN ALGILARLA FİKİR SAHİBİ OLMAYA ÇALIŞMAK

Vehhabilik meselesi zamanla dallanıp budaklanmıştır. Vehhabilik şemsiyesi altında birçok fikr

YEREL ORYANTALİSTLER

YEREL ORYANTALİSTLER

Din mücedditliği için yola çıkanlardan bir kısmı süreçte din münekkidi haline geldi. Zira

İTTİHAD-I İSLAM’IN ÖN ADIMLARI

İTTİHAD-I İSLAM’IN ÖN ADIMLARI

İttihad-ı İslam, bize balon gibi uçarak gelmez. Belki, bizim ona gitmemiz lazım. Yollar dağda

İMANIN ŞEHAMET-İ MANEVİYESİ

İMANIN ŞEHAMET-İ MANEVİYESİ

İslam ahlakının dinamik gücü, imandır. Çünkü, “İman hem nurdur hem kuvvettir. Evet, haki

MUHALEFET KULVARLARI

MUHALEFET KULVARLARI

Hak namına ve hakikat hesabına sırf gerçeği görmek ve göstermek, meseleleri tahlil etmek, sı

UYUYAN DEV UYANMIŞTIR

UYUYAN DEV UYANMIŞTIR

Evet, millet uyandı. İçerdeki hainler, dışardaki alçaklar ne yaparlarsa yapsınlar, artık Ana

YANLIŞ VE HAKSIZ İNTERNET PAYLAŞIMLARI

YANLIŞ VE HAKSIZ İNTERNET PAYLAŞIMLARI

dir. İnternet paylaşımlarındaki kaynak vermemek, metnin yazarını yazmamak, doğruluk olmadığ

MASONLAR VE ESAD AİLESİ

MASONLAR VE ESAD AİLESİ

Masonluk meselesi dallı budaklı bir mesele olduğundan ve yüksek dozda manipülasyon içerdiğind

OSMANLI DÜŞMANI BİR BARELVİ’NİN HEZEYANLARI

OSMANLI DÜŞMANI BİR BARELVİ’NİN HEZEYANLARI

Belki biraz garip gelecek ama peşinen söyleyelim ki anlatılan husus doğrudur. Stalin’in hocala

KADİROV:  KADİRİ-VEHHABİ KIRMASI 

KADİROV:  KADİRİ-VEHHABİ KIRMASI 

Ramzan Kadirov başkanlığındaki Çeçenlerin Suriye’den sonra Ukrayna’da da arz-ı endam etme

(Resulüm!) Sana bu mübarek Kitab'ı, ayetlerini düşünsünler ve aklı olanlar öğüt alsınlar diye indirdik.

Sa'd, 29

GÜNÜN HADİSİ

SABAH İLE YATSI NAMAZLARINI CEMÂATLE KILMANIN FAZÎLETİNE DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ

Münâfıklara sabah ile yatsı (cemâat) namazlarından daha ağır hiç bir namaz yoktur. (Halbuki) bu iki namaz(ın cemâatin)de olan (ecir ve fazîlet)i bilseler emekliye, emekliye (sürtüne, sürtüne) de olsa onlara gel(ip hâzır ol)urlardı. (Ebû Hüreyre)

TARİHTE BU HAFTA

*Prut Barış Antlaşması (Osmanlı-Rusya) 22 Temmuz 1711 *İkinci Meşrutiyet'in ilanı 23 Temmuz 1908

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI