“ONLAR GERİSİNİ ANLAR”

Meşhur ayyaş Bekri Mustafa Efendi Sultan Ahmet Camisinin önünden geçmektedir. O sırada musallada bir tabut vardır. Fakat namazı kıldıracak imam ortalarda yoktur. Cemaatin beklemekten canı sıkılır ve başında kavuğu sırtında cübbesi ile oradan geçen Bekri Mustafa yı Hoca sanarak namazı kıldırmasını söylerler


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2015-08-31 03:36:26

Meşhur ayyaş Bekri Mustafa Efendi Sultan Ahmet Camisinin önünden geçmektedir. O sırada musallada bir tabut vardır. Fakat namazı kıldıracak imam ortalarda yoktur. Cemaatin beklemekten canı sıkılır ve başında kavuğu sırtında cübbesi ile oradan geçen Bekri Mustafa yı Hoca sanarak namazı kıldırmasını söylerler. "Yok, ben hoca değilim" dese de dinlemezler ve zorla öne geçirirler. Bekri Mustafa tabutun örtüsünü açar ve ölünün kulağına bir şeyler fısıldar. Cemaat aralarında konuşmaya başlarlar "Ne derin hoca ölü ile bile konuşuyor"

 Namazdan sonra bazı adımlar Bekri Mustafa yı sıkıştırırlar.

-Hoca çabuk söyle ölüye ne dedin

-Olmaz söylenmez bu bir sırdır dese de, ısrar ederler.

 Bekri Mustafa başlar konuşmaya;

-Dedim ki, ey falan oğlu falan! sen şimdi aramızdan ayrılıp ahirete gidiyorsun. Eğer orada bu dünyanın ahvalini sana sorarlarsa, Bekri Mustafa Sultan Ahmet'e imam olmuş dersin. Onlar gerisini anlarlar.

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

ANNEN ÇOK AKILLIYMIŞ

ANNEN ÇOK AKILLIYMIŞ

Az konuşmakta dünyevî ve uhrevî birtakım faydalar vardır. Bununla ilgili şöyle bir hikâye n

“HERKESİN SELAMI VAR”

“HERKESİN SELAMI VAR”

Mısır’ın Saidi şehrinden bir öğrenci imtihanlar sonrası memleketine dönmeden önce Kahirel

NET KÂR MI, YOKSA?

NET KÂR MI, YOKSA?

Dedeler ve nineler torunlarının sofistike zeka derecelerini pek bilemiyorlar. Sinderella hikâyesi

“BİNDİK BİR ALAMETE”

“BİNDİK BİR ALAMETE”

Rahmetli Mehmed Fırıncı ağabeyin anlattığı bir fıkra; Trabzon’a (eski devirlerde)bir deve

CİMRİNİN TAVSİYE ETTİĞİ AYETLER

CİMRİNİN TAVSİYE ETTİĞİ AYETLER

Bir adam vardı. Kalaydan bardaklar, çanaklar ilerdi. Bir gün vakarlı bir tavırla, cübbe ve sar

“EN ŞAHANE FIKRAMI ANLATACAĞIM”

“EN ŞAHANE FIKRAMI ANLATACAĞIM”

Gökdelenin asansörü bozulmuştu. İki arkadaş 25. Kata kadar merdivenleri çıkmak zorunda kalı

ZATEN ONUNMUŞ

ZATEN ONUNMUŞ

Zor beğenir bir hanım bir ayakkabı mağazasından içeri girmişti. Aradan yarım saat geçti, b

İZİNİ SİNEMADA KAYBETMİŞ

İZİNİ SİNEMADA KAYBETMİŞ

Bir polis görevlisi, şefine rapor veriyordu; -Sabahtan beri suç zanlısını izliyorum şef.

“BEN DE BİLMİYORUM”

“BEN DE BİLMİYORUM”

Öğrenci, kopya çektiği için kâğıdına zayıf not veren hocasına; -Hocam, arkadaşım da be

BEN DE ARA SIRA BİRKAÇ LİRA VERİRİM”

BEN DE ARA SIRA BİRKAÇ LİRA VERİRİM”

Bir boşanma davasının son celsesinde hâkim, kadının kocasına; “bu kadıncağıza iyi bakmam

“YÜZDE YÜZ EMİNİM”

“YÜZDE YÜZ EMİNİM”

İki arkadaş aralarında tartışıyorlardı. Biri atıldı; -Zeki adam daima şüphecidir, ihtiya

Şüphesiz o, korunmuş bir kitapta (yazılı) olan pek şerefli/değerli Kur'an'dır ki O'na temiz olanlardan başkası dokunamaz.

(Vakıa, 77-78-79)

GÜNÜN HADİSİ

İnsanların en fenası, birine ayrı, diğerine de ayrı görünen iki yüzlü insanlardır.

Seçme Hadisler, syf. 101

TARİHTE BU HAFTA

*Prut Barış Antlaşması (Osmanlı-Rusya) 22 Temmuz 1711 *İkinci Meşrutiyet'in ilanı 23 Temmuz 1908

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI