SORULARLA DAVET YOLU-3

Soru 18: Peki nasıl yeniden dirilişe geçip güçlenebiliriz? Cevap: Yeniden dirilişe geçmenin ve güçlenebilmenin tek yolu, diriliş ve güçlülüğün vasıtalarını elde etmekten geçer. Bunlar da iman, sonra amel, sonra sevgi, sonra vahdet (birlik) daha sonra da devlettir. Bu sebeple Peygamber Efendimiz (s.a.v.) insanları öncelikle imana, sonra amele, daha sonra sevgi ve kardeşliğe, daha sonra birlik-beraberliğe ve en sonunda da devleti kurmaya davet etmiştir.


Muhammed Emin Er

.

2015-02-28 09:35:38

Soru 18: Peki nasıl yeniden dirilişe geçip güçlenebiliriz?

Cevap: Yeniden dirilişe geçmenin ve güçlenebilmenin tek yolu, diriliş ve güçlülüğün vasıtalarını elde etmekten geçer. Bunlar da iman, sonra amel, sonra sevgi, sonra vahdet (birlik) daha sonra da devlettir. Bu sebeple Peygamber Efendimiz (s.a.v.) insanları öncelikle imana, sonra amele, daha sonra sevgi ve kardeşliğe, daha sonra birlik-beraberliğe ve en sonunda da devleti kurmaya davet etmiştir.

Soru 19: Birlik-beraberlik, sevgisiz gerçekleşebilir mi?

Cevap: Birlik ve beraberlik, sevgisiz olmaz. Bu sebeple Efendimiz (s.a.v) her şeyden önce sahabenin gönüllerini sevgi ve kardeşlik üzere birleştirmiş daha sonra da tuğlaları kenetli bir bina gibi birlik-beraberlik kendi kendine gerçekleşmiştir. Yani iman, amel ve sevginin kuvveti, vahdet kuvvetiyle birleşmiş ve cemaatlerini hakiki bir cemaate/topluluğa dönüştürmüştür.

Dolayısıyla sevgisiz bir vahdet olmaz. Sevginin asgarisi, gönül hoşluğu; azamisi başkalarını kendine tercihtir.

Soru 20: Çağımızda davet mücadelesinin en kısa yolu hangisidir?

Cevap: Bu işin en kısa yolu şu dört esastır:

1.İnsanlara yol gösterecek ıslahatçı fertlerin, halk arasında, özellikle de ücra köylerde ve kırsal kesimlerde yayılması.

2.Dinin usul ve füruunu (akide, ibadet, mumelat, ahlak v.s), İslam ahkâmının hikmetlerini ve selefimizin hayat ve gidişatını anlatan risaleler yayınlamak.

3.Gazete, dergi, basın ve haber ajansları vs. kurmak

4.İhtiyaca göre konferans ve seminerler vermek.

Soru 21: Allah'a doğru seyr ü sülûkda metodumuz nasıl olmalıdır?

Cevap: Allah'a doğru seyr ü sülûkda metodumuz, sahabenin önde gelenlerinin (r.anhüm) metodudur. Peki, bu metod nedir? Bu metod üç temel prensibe bağlı kalmak şartıyla Allah Teâla'ya açık ve gizli her durumda kulluğa devam etmektir. Söz konusu üç prensip şudur:

1.Sünnet ve azimete tam manasıyla bağlılık.

2.Sünnet ve azimetin zıddı olan bidat ve ruhsattan tamamıyla kaçınmak.

3.Hareket ve sükûnetin her anında, hatta tuvalet ihtiyacını bile görürken, hem kalp hem de kalıp (beden) olarak Allah Teala'yı devamlı zikretmek. Bunun da iki şartı vardır:

Birincisi: Kâmil bir mürşidin yardımıyla Resulullah (s.a.v) ittiba etmek (uymak). Çünkü -bazı büyük zatlar dışında- hiç kimse kendi başına bu ittiba'a güç yetiremez.

İkincisi: Kâmil mürşidine, -Allah (c.c.) ve Resulünün (s.a.v) sevgileri hariç- her sevgiden daha fazla sevgi göstermek.

Nitekim şöyle demişlerdir: Şartlarına uygun şekilde ve bu iki prensibe riayet etmek suretiyle kâmil mürşide bağlanmak, (iman nurunun amellere) yansıması için yeterli sayılır.

Soru 22: Bir kısım risalelerde şu sözleri okuyoruz:"İslam, her hayrın başlangıcıdır; kim ona sarılırsa kurtuluşa erer, kim de onu bırakırsa perişan olur. Müslümanlar, İslam'a sıkı sıkıya bağlı kaldıkları dönemlerde yeryüzünün önderleri, efendileri idiler. Ama onu terk ettikleri andan itibaren Allah düşmanlarının eli altında aşağılanmaya, köle muamelesi görmeye başladılar. Bu sebeple mutlaka İslam'ın özüne yeniden sarılmalı ve sadece 'İslam' ismiyle yetinmemeliyiz". Burada sözü edilen İslam'ın özü nedir?

Cevap: İslam'ın özü şudur:

1.Kendini ve elindeki her şeyi, satılık bir köle gibi Allah Tealaya teslim etmendir. Zira Yüce Allah şöyle buyurur: "Şüphesiz Allah, müminlerin canlarını ve mallarını cennet karşılığında satın almıştır" (Tevbe, 9/111).

2.Amellerini yeniden gözden geçirmelisin; eğer bu amelleri Allah rızası için yapmışsan sen o zaman gerçekten O'nun (c.c.) kulusun, yok eğer nefsinin arzu ve istekleri için yapmışsan o zaman da kendi nefsinin kulu-kölesi olmuşsun demektir. Nitekim Allah Teâla şöyle buyurur: "Kendi arzu ve isteğini ilah edinmiş olanı gördün mü?" (Casiye 45/23).

Soru 23: Pek çok fıkıh kitabında şöyle ibare yer alır: " Eğer müslümanların bir halifesi yoksa müslümanların, şeriat ahkamını tatbik etmek ve İslam davetini dünyaya yayabilmek için bir halife tayin etmeleri farzdır" bBuna göre bir halifeye biat edilmesi açısından bütün İslam ülkeleri aynı değerde midir?

Cevap: Bugünkü İslam dünyasındaki ülkelerin her biri, bir halifeye biat etmeye ehil sayılırlar. Her müslümanın, bu halifeye itaat yani bağlılık biatinde bulunması farzdır; bu sayede söz konusu halife, meşruiyet kazanmış olur. Tabii ki bu durum, -küçük ya da büyük olması farketmez-kendi ülke halkının ona biatinden sonra geçerlidir. Ayrıca o ülkede şu şartların bulunması da gerekir:

Birincisi: Sözü geçen ülkedeki idare, sadece müslümanların hakimiyetine dayalı bağımsız bir idare olmalıdır; kafir bir devlete veya kafirin egemenliğine dayalı olmamalıdır.

İkincisi: O ülkedeki müslümanların güven ve huzuru, küfrün değil bizzat İslam'ın emanıyla sağlanmış olmalı, yani iç ve dış güvenliği/savunması müslümanların gücüne dayanmalıdır.

Üçüncüsü: İslam'ı her alandaki kapsamlı bir inkilapla tam anlamıyla ve hemen tatbike koyulmalıdır. Ayrıca İslam davasını omuzlayabilecek nitelikte olmalıdır.

Dördüncüsü: Kendisine biat edilen halife, hilafetin –efdaliyyet şartlarını olmasa bile- asgari tahakkuk şartlarını taşımalıdır. Ve o ülkede hilafetin ilan edilmesinden sonra her müslümanın, o halifeye biat etmesi farz olur. Yoksa Allah katında sorumlu ve günahkâr sayılırlar.

Öte yandan söz konusu halifenin de müslümanları kendine biat etmeye çağırması gerekir. Eğer müslümanlar biata yanaşmazlarsa o zaman meşru İslam idaresine isyan eden bâğiler hükmünde kabul edilirler. Dolayısıyla halifenin, kendisine boyun eğdirinceye kadar onlarla savaşması farz olur.

Halifede aranan şartlar ise şunlardır:

1.Müslüman olmak

2.Erkek olmak

3.Akıllı olmak

4.Ergenlik çağına girmiş olmak

5.Adil olmak

6.Hür olmak

Soru 24: İslam kuvveti nasıl oluşur?

Cevap: İslam'ın kuvveti ancak şu beş esasla gerçekleşebilir:

1.Allah'ın (c.c.) kitabı ve Resulü'nün (s.a.v) sünnetini tatbik etmek.

2.Bütün meseleleri şura sistemiyle çözmek.

3.İdarecinin halkına adil davranması.

4.Allah'a isyan niteliği taşıyan hususlar haricinde halkın, ulu'l-emre (idarecilerine) itaat etmesi.

5.Malını Allah yolunda harcama, iyiliği emredip kötülüğü yasaklama ve düşmanlara karşı koyma gibi İslami prensiplere sıkı sıkıya bağlılık.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

SORULARLA DAVET YOLU-3

SORULARLA DAVET YOLU-3

Soru 18: Peki nasıl yeniden dirilişe geçip güçlenebiliriz? Cevap: Yeniden dirilişe geçmenin

SORULARLA DAVET YOLU-2

SORULARLA DAVET YOLU-2

Soru 11: Günümüzde Allah’a davet metodu nasıl olmalıdır? Cevap: 1. Davet metodlarında Hz

SORULARLA DAVET YOLU-1

SORULARLA DAVET YOLU-1

Kurtuluşun Reçetesi, Bizden Öncekilerin İzinden Gitmektir. Soru 1: Buradaki “öncekiler”den

ŞİBLİ NUMANİ'NİN CORCİ ZEYDAN'IN TARİHİNE REDDİYESİ-7

ŞİBLİ NUMANİ'NİN CORCİ ZEYDAN'IN TARİHİNE REDDİYESİ-7

Valilerin Cevri Müellif bu unvan altında Emeviyye valilerinden sadır olmuş türlü türlü cevr

ŞİBLİ NUMANİ'NİN CORCİ ZEYDAN'IN TARİHİNE REDDİYESİ-6

ŞİBLİ NUMANİ'NİN CORCİ ZEYDAN'IN TARİHİNE REDDİYESİ-6

Emevîlerin Mezalimi Buhtu’n-Nasr’ın zulümlerini işittik, Cengiz Han’ın şenaatlerine yak

ŞİBLİ NUMANİ'NİN CORCİ ZEYDAN'IN TARİHİNE REDDİYESİ-5

ŞİBLİ NUMANİ'NİN CORCİ ZEYDAN'IN TARİHİNE REDDİYESİ-5

Emevilerin Seyyiatı Müellifin gözettiği yegâne maksat, zihinlere şunu yerleştirmektir ki: Ü

ŞİBLİ NUMANİ'NİN CORCİ ZEYDAN'IN TARİHİNE REDDİYESİ-4

ŞİBLİ NUMANİ'NİN CORCİ ZEYDAN'IN TARİHİNE REDDİYESİ-4

Emeviler zamanında en büyük, en mühim memleketler, Mekke, Medine, Basra, Kûfe, Yemen, Mısır,

ŞİBLİ NUMANİ'NİN CORCİ ZEYDAN'IN TARİHİNE REDDİYESİ-3

ŞİBLİ NUMANİ'NİN CORCİ ZEYDAN'IN TARİHİNE REDDİYESİ-3

Müellif diyor ki: “Muaviye, mevalinin çoğalması yüzünden Devlet-i Arabiyye’ye gelecek tehl

ŞİBLİ NUMANİ'NİN CORCİ ZEYDAN'IN TARİHİNE REDDİYESİ-2

ŞİBLİ NUMANİ'NİN CORCİ ZEYDAN'IN TARİHİNE REDDİYESİ-2

Şeyh Şiblî en-Numanî makale-i intikadiyesinin başına on beş satırlık bir dibace geçirdikte

ŞİBLİ NUMANİ'NİN CORCİ ZEYDAN'IN TARİHİNE REDDİYESİ-1

ŞİBLİ NUMANİ'NİN CORCİ ZEYDAN'IN TARİHİNE REDDİYESİ-1

Kıymetli okuyucularımız, Hind alt kıtasında 19. asırda yetişen büyük muhakkik ve tarihçi,

EHL-İ SÜNNET AKÎDESİ

EHL-İ SÜNNET AKÎDESİ

1. Allah Teâlâ vardır, birdir, yani şeriki (ortağı) yoktur. 2. Hiç bir şey (ne zatında ne

Allah'ın ayetlerine küfredenler, peygamberleri haksız yere öldürenler ve insanlardan adaleti emredenleri öldürenler; işte onlara acıklı bir azabı müjdele.

AL-İ İMRAN, 21.AYET

GÜNÜN HADİSİ

Kur'an'ı cebren (açıktan) okuyan, sadakayı açıktan veren gibidir. Kur'an'ı gizlice okuyan, sadakayı gizlice veren gibidir."

Tirmizi, Sevabu'l-Kur'an 20, 2920; Ebu Davud, Salat 315, 1333; Nesai, Zekat 68

TARİHTE BU HAFTA

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI