Arılar bir kovanda sadece bal yapmaz. Aynı zamanda mum yapar, mumdan petek yapar, petekten altıgen hücreler yapar, peteği temizler ve peteğin içini dezenfekte eder. Bu arada bir şey daha yapar arılar. Kovana giren yabancı varlıkları ve cisimleri etkisiz ve zararsız hale getirir.

Arıların kovana giren yabancı varlıkları ve cisimleri etkisiz ve zararsız hale getirmeleri çok önemlidir. Önce bu küçük bal mucizesi askerler yabancı varlığı ve cismi kovanın dışına atmak için çok uğraşırlar. Ancak buna muvaffak olamayacaklarını anlarlarsa bu defa da hemen ikinci işe başlarlar. Bu ikinci işi yaparken o güzel bal mucizesi fabrikaları bu defa en iyi bir kalaycı ve en iyi bir kaplamacı olarak o cismin etrafını bu iş için ürettikleri özel bir mumla kaplarlar. Bu işi en iyi bir eczacı ve en iyi bir hekim olarak yaparlar. Önce yabancı cismin etrafını kapatmak için bütün mikropları öldürecek ve daha sonra da bütün mikropları yanına yaklaştırmayacak bir salgı salgılarlar. Üstelik korumaya aldıkları bu tehlikeli cismi mümkün mertebe bal peteklerinin dışında bir yerde tutmaya çalışırlar. Bu cismi etkisiz ve zararsız hale getirip bal üretimi gerçekleşene kadar onun zararından korunmak için onu takip ederler ve onu gizlerler.

İşte bir müminin bir günahı bir yanlışı da petekteki bu yabancı cisim gibidir. Hayat peteğinde durmadan çalışarak kendi balını yapan ve kendi geleceğini hazırlayan insanoğlu, ister bilerek ister bilmeyerek olsun, kendi işlediği günahları ve kendi yaptığı yanlışları örtüp kapatmalıdır. Çünkü örtüp kapatılan şey başkasına zarar vermez. Gerçi bulunduğu yeri, kalbi ve hafızayı sürekli rahatsız eder, hatta yakar, eritir; fakat insan da arından ve utancından onu sürekli gizleyerek ayıbından korunmaya çalışır.

Örtülüp gizlenen günah ve kusurlar, sadece sahibini kurtarmakla kalmaz aynı zamanda başkasını da kurtarır. Yani başkasının onu öğrenmekle örnek alıp uygulamasını önler. Bunun içindir ki Mevlana: "Kusurları örtmekte gece gibi ol."demiştir.

Bal arıları ne güzel çalışır. Onlar en koyu Mevlanacı varlıklardır. Kovanlarına girmiş olan yabancı cisimleri mumla kaplayarak onunla uğraşmazlar. Onlar asıl işleri olan tatlı balları yaparlar. Mevlanacı Müslümanlar da hatta akıllı ve vicdanlı bütün insanlar da bu bal arıları gibi ruhlarına girmiş olan yabancı ve tehlikeli cisimleri saklayıp gizleyerek hem kendilerini hem de başkalarını korurlar.

Kendi günahlarını ve yanlışlarını tövbe istiğfarla mumlamış ve gizlemiş Müslümanlara ne kadar çok imreniriz.

Toplumda bal yapan insanlar, yanlış yapmayan insanlar değildir. Çünkü toplumda yanlış yapmayan insan yoktur. Toplumda bal yapan insanlar, yani diğer insanlara faydalı olan insanlar, yaptıkları yanlışlarına pişman olan tövbe ederek onları bir daha yapmayan ve başkasının da o türlü yanlışlara düşmesini önleyen balcı ve Mevlanacı insanlardır. Onun içindir ki halkımız şöyle der:

Yanlışta rahmet vardır. Yanlış rahmanidir; fakat yanlışta ısrar etmek şeytanidir. Yani yanlışta ısrar etmek şeytanlıktır, şeytanın yaptığıdır.