Cevaplar.Org

ŞİBLİ NUMANİ'NİN CORCİ ZEYDAN'IN TARİHİNE REDDİYESİ-6

Emevîlerin Mezalimi Buhtu’n-Nasr’ın zulümlerini işittik, Cengiz Han’ın şenaatlerine yakîn hâsıl ettik, Tatarın cinayetlerine muttali olduk, lakin Allah’a yemin ederim ki –eğer müellifin sözleri doğru ise- bunların hiç biri Emevilerden daha zalim Emevilerden daha hunhar Emevilerden daha gaddar değilmiş!


Mehmet Azimli(Prof. Dr)

2015-01-22 02:26:02

Emevîlerin Mezalimi

Buhtu'n-Nasr'ın zulümlerini işittik, Cengiz Han'ın şenaatlerine yakîn hâsıl ettik, Tatarın cinayetlerine muttali olduk, lakin Allah'a yemin ederim ki –eğer müellifin sözleri doğru ise- bunların hiç biri Emevilerden daha zalim Emevilerden daha hunhar Emevilerden daha gaddar değilmiş!

Müellif diyor ki: " Muaviye, Busr b. Ertat'ı askerle beraber gönderdi. Bundan başka Ali Şia'sından kimi bulurlarsa öldürmelerini, hatta kadınları da çocukları da bırakmamalarını emretti." (cilt, 4, sayfa, 82)

İşin hakikatini anlatmazdan evvel bir mukaddime serdetmek lazım geliyor: Müellif Abbasileri medih ediyor, onların harekâtını adalete esas, rıfk ve mülâyemete delil ittihaz eyliyor da diyor ki: " Abbasilerin saye-i devletinde memleketlerin mamur olması şayan-ı istiğrap değildir. Zira adalet, emn ve asayişi temin eder. İnsanlar canlarından hukuklarından emin oldukları surette işe sarılacakları için tabii memalik mamur olur, ahali refahiyet kazanır, verginin miktarı çoğalır." (cilt, 2, sayfa, 81)

İmdi Emevileri bütün harekâtlarında Abbasilere tamamıyla müsavi bulursak tabidir ki, Abbasilerin bırakılıp ta yalnız Emevilerin zem olunmasını fahiş bir haksızlık, büyük bir tarafgirlik addederiz.

Sonra bir mesele daha var: malumdur ki, müverrihlerin kâffesi Abbasiler zamanında idi. Sonra Abbasilerin devri devletinde hiç kimse çıkıp ta Emevilerin mehasinini söyleyemezdi.

Kazara böyle bir cürette bulunanlar ta'zibatın envaına hedef olurdu ki, tarihten bizim için buna dair birçok misaller göstermek kabildir. Vakıa kemal-i iftihar ile şunu söyleyebiliriz ki: Müslüman müellifleri vakayı olduğu gibi rivayet etmek, hakkı bîperva söylemek hususunda birinciliği kazanmışlardır. Hakikati beyan etmekten ne padişahların kudreti ne de zalimlerin mehabeti kendilerini men etmemiştir. Ancak kasten yalan söylemekle hakkı söylememek arasında fark vardır. Onun için Devr-i Abbasiye'deki müellifler, Emeviler hakkında iftirada bulunmadılar, lakin birçok mehasinlerini sukut ile geçmeye mecbur oldular, dersek bu sözlerimiz cerh olunamaz itikadında bulunuyoruz.

Abbasilere gelince, bunlar zamanlarında hem memleketin sahibi hem halkın malik-i mutlakı oldukları için teveccühleri hayat, gazapları herkes için memat idi. Ufacık hatalarını muaheze ölüm tehlikelerini göze aldırmaksızın kabil olamazdı.

Şimdi gelelim müellifin "Muaviye karıların, çocukların katli için emir verdi" tarzındaki sözüne. Bilinmelidir ki: bu vaka yani Busr b. Ertat'ın Hz. Ali taraftaranına karşı sevki bütün tarihlerde zikrolunan vakanın en meşhurlarındandır.

Bununla beraber onların hiç birinde karıların, çocukların öldürüldüğüne dair bir rivayet olmadıktan başka, yukarıdaki iddiaya muhalif haberler vardır. Müverrih

Yakubi diyor ki: "Muaviye, Busr b. Ertat'ı yahut İbn Ebi Ertat Âmirî'yi üç bin kişi ile gönderdi. Kendisine dedi ki: "Medine'den geçerken ahalisini çıkar, korkut, daire-i itaatimize dâhil olmayanların malları var ise gasp et. Medinelilere o zannı ver ki: maksadın kendilerini öldürmektir. Ne yaparlarsa yapsınlar kurtulamayacaklardır.

Mekke'ye girdiğin zaman kimseye ilişme. Yalnız Mekke ile Medine arasındaki halkı tehdit et. Sonra Sana'ya geç. Zira orada bize taraftar olan bir cemaat var ki kendilerinden bir ariza aldım." Busr yola çıktı. Kabail-i Araptan hangisine rast geldiyse Muaviye'nin emrini yerine getirmeden geçmedi. (Yakubi, cilt, 2, sayfa, 231)

Şu ibareden anlaşılıyor ki, işin içinde tehditten, halkı vehme düşürmekten başka bir şey yoktur. Lakin müellif şayan-ı itimat olan tarihi mehazların kendi arzusunu tatmin edemediğini görünce "Eğani" ye meyil ederek kadınların, çocukların katli hakkında verilen emri oradan nakil etti. Sonra da Muaviye'nin hilminden, dehasından böyle bir emrin sudur-u ümit edilmeyeceğini ileri sürerek, "Muaviye sarahaten bu emri vermemiştir. Ancak Busr'u harekâtında serbest bırakmıştır. Busr ise pek kan dökücü bir herif olduğu için çocukları, ihtiyarları istisna etmemiştir" diyor.

Yukarıda söylemiş idik ki, Eğani muhazarat kitaplarındandır. Vakıa ehemmiyetsiz, rivayet de latife nevinden olur yahut ciddiyat ile yorulan dimağı dinlendirmek istenilirse bu gibi eserlere müracaatta beis yoktur. Lakin mesele ehemmiyetli, vakıa da ihtilaflı olup neticede ya bir tarafın i'tilasını yahut diğer tarafın inhitatını icap ederse o vakit bu gibi eserlere müracaat katiyen caiz değildir.

Kaldı ki Eğani sahibi Şiî'dir.(1)Muaviye'yi lekeleyecek bir şey oldu mu isterse en zayıf en itimat olmaz, bir söz olsun onu bin can ile kabul eder. Evet, Busr b. Ertat iki çocuk öldürdü, lakin bu katl ikiyi aşmadı. Artık müellifin "Busr, hunhar idi. Çocukları ihtiyarları istisna etmedi." tarzındaki sözü nerde kalır? (Şeyh Şibli Numani hazretlerinin Busr b. Ertat'ı bu suretle müdafaa etmeleri pek doğru olmasa gerektir. Mehmed Akif)

Müellif diyor ki: "Muaviye gibi sulhu ile metaneti ile maruf olan bir adamın zamanındaki ümeranın hali böyle olursa, artık o şiddeti, o gaddarlığı ile Abdülmelik'in zamanı nasıl olmak icap eder. Haccac'ın mezalimi hakkında söylenen sözler velev yüz yirmi bin kişiyi işkenceler altında öldürdüğünü göstersin istiğrap edilebilir mi?(cilt 4, sayfa, 83.)

Evet, Haccac yüz yahut iki yüz bin kişi öldürdü. Lakin bu cinayet, Devlet-i Abbasiye'nin müessisi olan Ebu Müslim Horasanî'nin ki yanında pek ehemmiyetsiz kalır. Zira bu beriki altı yüz bin kişi öldürtmüştü.

Müellif, eserinde bunu itiraf ediyor. Şu kadar var ki: siyaset öyle icap ederdi, diye kıtali mazur göstermek istiyor. Bu hesaba göre Haccac daha mazur, daha şayan-ı afv olmak lazım gelir. Çünkü Haccac halis Arap olmak itibariyle tabiatında ğilzet, şiddet vardı. Lakin Ebu Müslim Acem idi. Âğuş-i medeniyette büyümüş, ahlak-ı kerime ile perverşebab olmuş idi!

Müellif, "Abdülmelik Haccac'tan daha zalim idi" suretindeki iddiasına Ömer ibn Said'i öldürmesinden başka bir delil getirmiyor. Bu hareket bir ğadr olmakla beraber el-Mansur'un Ebu Müslim'e yaptığına nispetle pek küçük kalır. O Ebu Müslim'e ki: Devlet-i Abbasiye'nin sahibi, veli'n-nimeti idi. O olmasa idi, Abbasilerin ismi bile anılmazdı. Kezalik, yine el-Mansur'un İbn Hübeyre'ye olan ğadri bu kabildendir.(2) En ziyade şaşılacak bir şey varsa o da şudur:

Müellif, "Bu siyaset (kan dökme siyaseti) saltanatlarının kesb-i tahakküm etmesine yaradı"diyerek, Ben-i Ümeyye hükümetinin kan dökücülüğünden bahs ettikten sonra sözüne devamla: "Artık Emevilerden sonra hükümet süren Abbasiler vesaire için de adet kanun oldu"diyor. Karîler pek ala bilirler ki: müellif, kan dökücülükten değil cevr ve zulümden bile Abbasileri tebriye etmektedir. O halde yukarı ki sözleri dai-i tenakuz mudur? Yoksa bir taraftan hükümet-i Abbasiye'yi kurtaracağım derken öbür taraftan mahkûm mu edivermiştir? Hayır, hayır, vallahi bu ihtimallerin ikisi de değil, bu da müellifin ancak kendinin asıl menvi-i zamirine(gizli niyetine), gizli gizli telkin etmek istediği fikirlerine, taviyyet-i mesleğine(mesleki sırlarına) vakıf olanların fark edebileceği hileler cümlesindendir.

Sebilü'r-Reşad, Çev: Mehmet Akif, 1328, sayı: 23-205, cilt: 1-8, sayfa, 452.

Sebilü'r-Reşad, Çev: Mehmet Akif, 1328, sayı: 27-209, cilt: 2-9, sayfa, 19-20.

Dipnotlar

1-Benzer bir tenkit için bkz. Hüseyin Munis, II, 19.

2-Ebu Cafer Mansur'un eman verdikten sonra öldürttüğü vali. Bkz. Taberi, Tarihü'l-Ümemi ve'l-Mülûk, Beyrut, 1990, IV, 364.

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

SORULARLA DAVET YOLU-3

SORULARLA DAVET YOLU-3

Soru 18: Peki nasıl yeniden dirilişe geçip güçlenebiliriz? Cevap: Yeniden dirilişe geçmenin

SORULARLA DAVET YOLU-2

SORULARLA DAVET YOLU-2

Soru 11: Günümüzde Allah’a davet metodu nasıl olmalıdır? Cevap: 1. Davet metodlarında Hz

SORULARLA DAVET YOLU-1

SORULARLA DAVET YOLU-1

Kurtuluşun Reçetesi, Bizden Öncekilerin İzinden Gitmektir. Soru 1: Buradaki “öncekiler”den

ŞİBLİ NUMANİ'NİN CORCİ ZEYDAN'IN TARİHİNE REDDİYESİ-7

ŞİBLİ NUMANİ'NİN CORCİ ZEYDAN'IN TARİHİNE REDDİYESİ-7

Valilerin Cevri Müellif bu unvan altında Emeviyye valilerinden sadır olmuş türlü türlü cevr

ŞİBLİ NUMANİ'NİN CORCİ ZEYDAN'IN TARİHİNE REDDİYESİ-6

ŞİBLİ NUMANİ'NİN CORCİ ZEYDAN'IN TARİHİNE REDDİYESİ-6

Emevîlerin Mezalimi Buhtu’n-Nasr’ın zulümlerini işittik, Cengiz Han’ın şenaatlerine yak

ŞİBLİ NUMANİ'NİN CORCİ ZEYDAN'IN TARİHİNE REDDİYESİ-5

ŞİBLİ NUMANİ'NİN CORCİ ZEYDAN'IN TARİHİNE REDDİYESİ-5

Emevilerin Seyyiatı Müellifin gözettiği yegâne maksat, zihinlere şunu yerleştirmektir ki: Ü

ŞİBLİ NUMANİ'NİN CORCİ ZEYDAN'IN TARİHİNE REDDİYESİ-4

ŞİBLİ NUMANİ'NİN CORCİ ZEYDAN'IN TARİHİNE REDDİYESİ-4

Emeviler zamanında en büyük, en mühim memleketler, Mekke, Medine, Basra, Kûfe, Yemen, Mısır,

ŞİBLİ NUMANİ'NİN CORCİ ZEYDAN'IN TARİHİNE REDDİYESİ-3

ŞİBLİ NUMANİ'NİN CORCİ ZEYDAN'IN TARİHİNE REDDİYESİ-3

Müellif diyor ki: “Muaviye, mevalinin çoğalması yüzünden Devlet-i Arabiyye’ye gelecek tehl

ŞİBLİ NUMANİ'NİN CORCİ ZEYDAN'IN TARİHİNE REDDİYESİ-2

ŞİBLİ NUMANİ'NİN CORCİ ZEYDAN'IN TARİHİNE REDDİYESİ-2

Şeyh Şiblî en-Numanî makale-i intikadiyesinin başına on beş satırlık bir dibace geçirdikte

ŞİBLİ NUMANİ'NİN CORCİ ZEYDAN'IN TARİHİNE REDDİYESİ-1

ŞİBLİ NUMANİ'NİN CORCİ ZEYDAN'IN TARİHİNE REDDİYESİ-1

Kıymetli okuyucularımız, Hind alt kıtasında 19. asırda yetişen büyük muhakkik ve tarihçi,

EHL-İ SÜNNET AKÎDESİ

EHL-İ SÜNNET AKÎDESİ

1. Allah Teâlâ vardır, birdir, yani şeriki (ortağı) yoktur. 2. Hiç bir şey (ne zatında ne

Ne yerde ne gökte zere ağırlığınca bir şey Rabbinden uzak (ve gizli) kalmaz.

Yûnus,61

GÜNÜN HADİSİ

“Köleleriniz, kardeşlerinizdir”

Buhari

TARİHTE BU HAFTA

*Yıldız Sarayı'nın İttihatçılar'ca Yağma Edilmesi(29 Nisan 1909) *Gazneli Mahmud'un Vefatı(30 Nisan 1030) *Yıldırım Bâyezid Tarafından Manisa'nın Fethi(1 Mayıs 1390) *Fatih Sultan Mehmed Hân'ın Vefatı(3 Mayıs 1481) *Eyüp Sultan Hazretleri(r.a.) Vefât

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI