KUR’AN’A GÖRE BEŞ BİLİNMEYEN

Yüce Rabbimiz, yaratılış hikmeti olarak, Lokman Suresi’nde(34. Ayet) belirttiği şekilde, biz insanlar için, önemli olan beş hususun zamanını ve mahiyetini gizli tutmuştur. İnsan bu beş hususu düşündükçe kendi mahiyeti hakkında fikir edinir


İbrahim Köse

ibrahimkose60@gmail.com

2014-12-01 04:58:40

Yüce Rabbimiz, yaratılış hikmeti olarak, Lokman Suresi'nde(34. Ayet) belirttiği şekilde, biz insanlar için, önemli olan beş hususun zamanını ve mahiyetini gizli tutmuştur.

İnsan bu beş hususu düşündükçe kendi mahiyeti hakkında fikir edinir.

Elbette ki insan evreni düşünür. Onun mahiyetini ve sonunu merak eder.

Elbette ki insan yarınını düşünür. Bunun için halkımız "Yarın ola hayrola, sabah ola hayrola" gibi tevekkül edici sözler söylemişlerdir.

Hayatta en değerli varlık insandır. İnsan için de en değerli olan hayattır. Bir insanın bir damla sudan, bir damla kana, bir damla kandan bir et parçasına, ondan da bir insana ulaşması elbette önemlidir. Bir insan için bundan da daha merak edici olanı ise o yeni yaratılmakta olan insanın yüzünün, şeklinin, huyunun, parmak izlerinin ve diğer özelliklerinin, kız mı oğlan mı oluşunun, gelecekte kime benzeyeceğinin ve kime benzemeyeceğinin meçhuliyetidir.

Hayatta en önemli bir husus da yağmurdur. İnsanoğlu bu gün hâlâ yağmurun sırlarını çözebilmiş değildir. Yağmurun insanlar için önemi malumdur.

Ölüm ise insanların en korkulu rüyasıdır. Bir şairin ölüm için söylediği şu mısralar çok manidardır:

"Sustu bülbül, soldu, gül,

İster ağla, ister gül!"

Lokman Suresinin 34. Ayet-i kerimesine göre beş bilinmeyen husus şunlardır:

Kıyametin ne zaman kopacağı

İnsanın ne zaman öleceği

Yarının ne olacağı. (İnsan rızkının yarın ne olacağı.)

Anne karnındaki çocuğun mahiyeti. (Onun şekli huyu ve mukadderatı.)

Yağmurun ne zaman yağacağı ve yağmurun mahiyeti.

 

Sadece bu beş bilinmeyeni bilmeyen değil, yeryüzünde yaşamakla sürekli öğrenmeye muhtaç olan zayıf insan, bu kadar çok bilinmezlerin içinde nasıl hiç okumadan, hiç öğrenmeden, hiç merak etmeden yaşayabilir? Onun için Rabbimizin ilk emri "Oku"dur. Her gün değişen gizemli bu dünyada insanın her şeyden çok okumaya ihtiyacı olduğu açıktır.

Ah keşke Allah'ın bildiklerinin bir kısmını değil, sadece şu beş hususu bile değil, sadece ve sadece bu beş hususun birini bilseydik! Oysa bunları bilmemiz mümkün değil. Allah bunların zamanını veya mahiyetini bizim için gizlemiş. O zaman biz de bunların bize niçin bildirilmediğini bilmek için çalışmalıyız. Acaba niçin bildirilmediğinin birçok sebebinden bazıları şunlar olabilir mi?

Kıyametin ne zaman kopacağı bilinseydi, ilk insanlar sorumsuz, ortadaki insanlar rahat, son insanlar da hep korku içinde yaşamaz mıydı?

İnsan ne zaman öleceğini bilseydi, kendisini hep bitmekte olan ömrünü düşünmeye vermez miydi?

Yarının ne getireceği bu günden bilinseydi, kimi insanlar gafil, tembel, sorumsuz olurken, kimisi bu günden ümitsiz, üzüntülü ve korku içinde olmaz mıydı? Yarını hep ümit içinde gören "Yarınlar bizim, Yarınlar bizim" diyen insanların yarınları da bu günleri de öbür günleri de zehir olmaz mıydı?

Yaratılacak yeni bir insanın yeryüzünde yaşayan hiçbir insana benzememesi için ona verilen yüz şekli, zekâ, huy vb. özellikleri Yaratıcısından başkasının bilmesi mümkün mü acaba? Eğer bilinebilseydi, daha doğmadan, çirkin olan, geri zekâlı olan, saçının, gözünün rengi şöyle böyle olan, büyüyünce boyunun, bosunun uzunluğu, kısalığı şöyle böyle olan çocukların hali daha doğmadan nasıl olurdu acaba? İnsanlar bunlar için daha doğmadan neler konuşurdu, neler yapardı acaba?

Bu günkü bilim, yağmurun emareleri belli olduktan sonra, nem oranı, yağmur yüklü bulutların yönü ve miktarı belli olduktan sonra yağmurun yağacağını haber veriyor. Oysa yağmurun bir ay önce, bir yıl önce nereye ve ne kadar yağacağı belli değildir. Yağmur suyunun nasıl oluştuğu da çok zamanlar insanoğlunun meçhulü kalmıştır.

Pınarların kuruduğu, ırmakların kesildiği, göllerin tükendiği günümüz dünyasında insanlar için bu kadar önemli olan yağmurun oluşumunu, sevk ve idaresini insanların eline vermemekle Allah su inisiyatifini elinde tutmuş oluyor. İnsanları bu hususta dikkatli olmaya, çevrelerini yeşil tutmaya, zorluyor. Eğer bunu insanlara verseydi, onu da petrol gibi, diğer madenler gibi dünyanın gelişmiş ülkeleri alıp diğer insanları perişan etmezler miydi?

Demek ki Allah su unsurunu bazı yerlerde az bazı yelerde çok, bazı yerlerde tatlı bazı yerlerde tuzlu yaratmış ki insanlar onun için daha dikkatli, daha sorumlu olsunlar. Allah bazen insanların istediği zaman yağmur vermiyor, onları kendisine duacı yapıyor. Bazen insanların istediğinden fazla yağdırarak, şuursuz insanları sellerle taşkınlarla tokatlıyor. İstediği zaman okyanusları yeryüzüne saldırtıyor, istediği zaman Akdeniz'in sularını bir berzah (ara) koyarak okyanusun sularına karıştırmıyor. İstediği zaman da Titanik gibi kibirli büyük gemileri dalgalarla bir deniz şamarı vurarak batırıyor.

Velhasıl Allah, kâinatı yarattığı ve hayatın dört unsuru olan "Toprak, hava, güneş ve su" unsurunu ve onların tüm gücünü insanlara vermiyor. İnsanları hep kulluk makamında kendisine muhtaç yaşatıyor.

Beş bilinmeyeni bile bilmekten aciz insan, binlerce yüz binlerce bilinmeyeni nasıl bilecek? Bari bilmediğini bilse!

Bilmediğini bilen, hiç olmazsa haddini bilir.

Ne demiş Sokrates:

"Ben bilmediğimi bildiğim için diğer insanlardan akıllıyım."

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

Enes, 2016-03-22 22:09:58

Bilmediklerimi ayağımın altına koysaydım, başım arşa degerdi. Diyor bir alimimiz.

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

DİĞER YAZILAR

BAŞKA GÖRÜNDÜ

BAŞKA GÖRÜNDÜ

Bir gün bir göletin arkasında bir vadinin yamacında oturmuş karşı yamaçtaki ağaçları seyr

DİZ ÜSTÜ OTURMAK

DİZ ÜSTÜ OTURMAK

Bundan elli yıl önce köyde otururduk. Ekmeğimizi annem tandırda pişirirdi. Önce diz üstü

EDEPSİZLİĞİN ADI ERGENLİK

EDEPSİZLİĞİN ADI ERGENLİK

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla... Hacı hacıyla Mekke’de, derviş dervişle tekkede, e

ANNE KARNINDAKİ BEBEĞİN RABBİYLE DİYALOĞU

ANNE KARNINDAKİ BEBEĞİN RABBİYLE DİYALOĞU

Anne karnındaki bir bebeğin ağzı vardır, gözü vardır, kulağı vardır, eli vardır, ayağı

SİGARALI GENÇ VE BEN

SİGARALI GENÇ VE BEN

Yolcu minibüsünün içindeyim. Çarşıdan Fakülteye gidiyorum. Bir durakta kahvehaneden çıkan

EY HER YERDEN GÖRÜNEN VE HER YERDEN GÖREN! SENİ İSTİYORUM!

EY HER YERDEN GÖRÜNEN VE HER YERDEN GÖREN! SENİ İSTİYORUM!

Namaz için kalkmıştım. Kıyamda durdum, kâinatı kıyamda gördüm. Rükûa vardım, kâinatı

YOLA ÇIKMAK

YOLA ÇIKMAK

Biraz sonra yola çıkacağız. On bin metre yükseklikten, üç bin kilometre yol kat edeceğiz. Bu

KAPTANLIK KOLAY BİR ŞEY DEĞİLDİR

KAPTANLIK KOLAY BİR ŞEY DEĞİLDİR

Stuttgart Hava Limanı’nın alt katında bütün dinler için ayrılan ibadethanede namaz kılarke

ARABAYI UNUTTUM

ARABAYI UNUTTUM

Unutmak çok kötü bir şeydir. Bu gün çarşıdan gelirken bir yerde arabayı park edip bir iki

İŞTE KOLAY KÂRDA ÇOK

İŞTE KOLAY KÂRDA ÇOK

İşte cemaatle namaz kılma hareketi, kaptanı imam olan mescit botuna binerek en emin arkadaşlarl

GÖKÇEADA DEPREMİ

GÖKÇEADA DEPREMİ

Belirtilen tarihte bütün Ege’de ve dolayısıyla Tavşanlı’da çok şiddetli bir deprem oldu.

Sana vahyedilen Kitabı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı bilir.

Ankebut:45

GÜNÜN HADİSİ

"Kim alim geçinmek, sefihlerle münazara yapmak ve halkın dikkatlerini kendine çekmek gibi maksadlarla ilim öğrenirse Allah o kimseyi cehenneme atar."

Tirmizi, İlm 6, (2666)

TARİHTE BU HAFTA

*Nizamü'l-Mülk'ün Şehadeti(14 Ekim 1092) *II.Kosova Zaferi(17 Ekim 1448) *Gedik Ahmed Paşa'nın Vefatı(18 Ekim 1482)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI