MİRAÇ HAKİKATİ

Miraç en azim bir hakikat-i Muhammediyedir. Onun Allah’ımızla görüşmesinden sonra artık kimse “Allahla görüşen mi var?”diye soramayacaktır. Fakat “Sadece o mu görüştü? Sadece o görüştüyse bir tek şahide inanmayız, şahit birden fazla olmalıdır.” diyenler ise


İbrahim Köse

ibrahimkose60@gmail.com

2014-11-22 06:16:47

 

Miraç en azim bir hakikat-i Muhammediyedir. Onun Allah'ımızla görüşmesinden sonra artık kimse "Allahla görüşen mi var?"diye soramayacaktır.

Fakat "Sadece o mu görüştü? Sadece o görüştüyse bir tek şahide inanmayız, şahit birden fazla olmalıdır." diyenler ise Hz. Musa'nın Tur-i Sina"da Rabbimizle konuşması ve dört büyük kitabın indirilmesi bu yolun açık olduğunu rabbimizin tek kişiyle değil bütün bir insanlıkla iletişimde olduğunu gösteriyor.

Neden Allahla yüz yüze bir tek kişi görüştü? Bunun hikmeti nedir? Bu soruya verilecek cevap şudur ki: İnsanların en yücesi o olduğu için.

Eğer ondan başka bir kişi veya birkaç kişi daha aynı şekilde yüz yüze görüşseydi, o zaman bütün insanların derecelendirilip birincinin ortaya çıkması mümkün olamazdı. Çünkü o bütün insanların Allah'a en yakın olanıdır. Çünkü ikincisi olanın birincisi yoktur. Yani ikisi de görüştüğü için hangisinin üstün olduğu bilinemezdi.

Ondan sonra peygamber gelmeyeceği için, onun görevinin en büyük ve en son olduğunu anlatmak için.

Miraç, Peygamberimizin Allah-u telayla yüz yüze yaptığı dünyadaki ilk ve son görüşmedir. Çünkü bir maksat için yapılan bir görüşme mükemmel yapılırsa tekrarına gerek kalmaz.

Mükemmel görüşmeler ve mükemmel zatlar, en büyük maksadı, en kısa bir zamanda en mükemmel bir şekilde tamamlarlar.

Fakat bir maksat için değil de bir imtihanın sonundaki kazananların görüşmeleri ise sevenlerin sevenlerle ebedi görüşmesiyle ancak tatmin edilir.

Eğer imtihan dünyasında bir hikmet içinse, en büyük zatla en büyük görüşme bir defa olur. Eğer fazla olursa ne görüşülen en büyük zat, ne görüşen en büyük insan, ne de görüşme en büyük görüşme olur.

En büyük zatla en büyük görüşmeyi yapıp onun en büyük sevgilisi olmanın mükâfatı ise, sonsuz ve baki âlemde, ona en büyük şefaat hakkını vererek onun, nevinin ve ümmetinin değerini yüceltmektir. Bu durum, onun ümmetinin de onun şefaatine layık bir ümmet olduğunu gösterir.

Nasıl ki insan büyük bir istekle ve büyük bir hürmetle Kur'an okur ve ondan sonra eline aldığı bütün kitapları okurken aynı hazzı ve aynı huşu'yu bulamaz.

Nasıl ki insan namaz kılar ve namaz sonunda büyük bir rahatlık ve huzur hisseder.

Aynen öyle de insan Peygamber'imizin Miraç'ını düşünür de bu dünya âleminde ondan daha önemli ve daha büyük bir görüşme olmadığını anlamaz mı?

 

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

Gökleri ve yeri yerli yerince yarattı. Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi de güzel yaptı. Dönüş ancak O'nadır.

et-Teğabün: 3

GÜNÜN HADİSİ

Îmân altmış kadar şu'bedir. Hayâ da îmânın bir şu'besidir.

BUHARİ,KİTÂBÜ'L-ÎMÂN, EBU HUREYRE(r.a.)'dan

TARİHTE BU HAFTA

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI