ŞERH-İ MESNEVİ NOTLARIM-6
6. Cilt *Çunki mümin ayinei mümin bud Ruyi zalud key emin bud “Zira mümin müminin aynasıdır. Aynanın yüzü bulanıklıktan emin bulunmalıdır.” Hz. Mevlana
6. Cilt
*Çunki mümin ayinei mümin bud
Ruyi zalud key emin bud
"Zira mümin müminin aynasıdır. Aynanın yüzü bulanıklıktan emin bulunmalıdır." Hz. Mevlana
*Zan ki bi gülzarı bülbül hamuşest
Gaybet hurşid bidarı keşest
"Gül bahçesi ve gül olmayınca, bülbül susar. Güneşin batması ve gece olması da, uyanıklığı izale eder, uyku getirir." Hz. Mevlana
*Afitabı marifet râ nakli nist
Meşrık u gayri can u akli nist
"Marifet güneşi için nakil ve intikal yoktur. Onun şark'ı ancak akıl ve ruhtur." Hz. Mevlana
*İşittiğime göre, bir yerde konferans verilmiş. Kore şehidlerine hürmeten o gece eğlentisinin yapılması hakkında bazı taraflarca gösterilen haklı arzuya itiraz edilmiş ve "bırakalım da halk eğlensin ve içecekleri şarablar şehidlerimizin canına değsin" denilmiş.
Bu hezeyanın sarf edilmiş olduğuna inanmak istemedim. Çünkü böyle bir saçmayı deliler bile savurmaz. Çünkü şehidlik, Müslümanlığa mahsustur. Ve şarab ise, Müslümanlıkta haramdır ve habasettendir.
Şehidlere manevi hediye olarak Kur'an okunur ve Mevlid okutulur. Onların sevabıyla ruhları tâziz edilir. Yoksa şarab içilip, naralar atılıp, kadınlar kucaklanıp da o taşkınlıklar, o muhterem ve fedakâr şehidlerin canına değsin denilmez.
Böyle bir sözü istifra edenin şehadet ve İslamiyet hakkında bilgisi olmadığı gibi, insanlıktan da nasibi yok demektir. Müslümanlığından vazgeçtik, zerre kadar insanlık duygusu olmuş olsaydı, şehid ailelerinin ve bütün milletin gözyaşı döktükleri bir sırada "halk eğlensin ve içecekleri şaraplar şehidlerimizin canına değsin" demek hissizliğini göstermezlerdi. Tahir'ül Mevlevi
*"Meşrutiyet devrinde Ramazan ve bayramların heyet hesabıyla ilan edilmesi usulü ittihaz olundu. İmam Subki de bunun kabulüne fetva vermişti. Tahir'ül Mevlevi
*"Din düşmanı olanların başına kılınç ol. Sakın tilki oyununa ve onun gibi yaltaklanmaya kalkışma. Arslan ol ve arslan gibi heybetli ve cesaretli davran. Hz. Mevlana
*Ber seri satranci çistest ayni gurab
Tu mebiyne bazı bi çeşmi nim huab
"Karga suratlı ve kara yüzlü olan şeytan, satranç oyununda gayet çevik ve kurnazdır. Sen onun oyununa yarı uyur gözle bakma." Hz. Mevlana
*Mal u hes başed şu hest ey bi sebat
Der kuyet mânia ab-ı hayat
"Ey Hak yolunda sebatı olmayan! Mal ve menal, boğaza saplanmış çöp ve kılçık gibidir ki, hakikat ve marifet âb-ı hayatının oradan geçmesine mani olur." Hz. Mevlana
*Bir yankesici birisinin saatini çalmış. Meslektaşlarına gösterip ne edeceğini öğrendikten sonra, satmaya giderken, daha kurnaz bir yankesici saati aşırmış. Birinci herif, cebini yoklayıp ta saatin aşırılmış olduğunu anlayınca, dönmüş ve "kaça verdin" diye sorana, "sermayesine verdim" demiş. Tahir'ül Mevlevi
*"Cenab-ı Hak bana dua edin, duanızı kabul edeyim" buyurmuştur. Bu va'd-i kerim mucibince, her dua kabul olunur. Fakat o kabul, ya müsbet ya menfi bulunur. Müsbet olarak kabul, istenilen şeyin zuhura gelmesidir. Menfi olarak kabul de, istenilen şeyin verilmemesiyle, kulun muhafaza edilmesidir." Tahir'ül Mevlevi
*Pes duaha kane ziyanestü helak
Ez kerem ni neşnud Yezdan pak
"Dua edenin zararına hatta helakine sebeb olacak dualar vardır ki, pak ve Kuddüs olan Allah onu dinlemez ve dua edenin isteğini vermez." Hz. Mevlana
*Hükümdarın biri Cuma namazına gidiyor, önündeki yasakçılar da ellerindeki sopalarla yol açıyorlarmış. Dervişin biri tesadüfen oradan geçerken, başına bir sopa gelmiş, kanı akmaya başlamış.
Zavallı adam, önünden geçen hükümdara yüzüne dökülen kanları işaret etmiş ve
-Cuma namazına gidiyorsun, hayır işleyeceksin. Hayrın böyle olursa, şerrinin nasıl olacağını düşün" demiş.
*"Dinleyen söz anlamazsa, dinleyenin nâtıkasında kuvvet arama. Dinlemek arzusu meydanını geniş tut, yani istimaa fazla rağbet ve dikkat et ki, söz söyleyen o meydanda serbest dolaşsın ve at oynatsın" Sadi Şirazi
* Vaktiyle ma'zullerden(işten çıkartılmış, azledilmişlerden) biri, parasızlıktan hayvanına arpa, saman alamazmış. Seyis gelip de; "Efendi, hayvanın yemi yok" dedikçe, "La havle" diye hiddet gösterir ve seyisi savarmış.
Bir gün bir yere gitmek için atı hazırlatmış. Fakat üstüne binince, hayvan çökmüş. Efendi; "buna ne oldu" diye hayvanın çökmesi sebebini sorunca, seyis; "la havle yediği için "vela kuvvete(kuvvet yok) oldu" diye cevap vermiş. Tahir'ül Mevlevi
*"Ey salik! Arslan gibi ol da avını kendin tut. Yabancı ve akraba işvesini terk et."Hz. Mevlana
*"Miski vücuduna değil kalbine sür. Kalbe sürülecek misk nedir? Allahu zülcelalin ism-i şerifidir." Hz. Mevlana
*Aslı kine dûzahast u kin tu
Cüz'e an küllest ve hasm u dine tu
"Kinin aslı cehennemdir. Yani kin tutmak cehennemi bir tabiattır. Senin kinin ise, o tabiatın bir cüz'ü ve dininin düşmanıdır." Hz. Mevlana
*Çun tu cüz'e düzahı pes huşed ar
Cüz'e sayi kül hud kirde karar
"Cehennemi bir tabiat olan kin kalbinde bulunursa, sende o cehennemin bir cüz'ü olursun. Aklını başına al. Cüzler, kendi küllünün yanında karar eder" Hz. Mevlana
*Ey birader tu hemân endişe
Ma baki tu estahu an uriyşe
"Ey kardeş! Sen fikirden ibaretsin. Ondan başka sende olan, kemik ve sinirdir." Hz. Mevlana
*Ker gülest endişei tu gülşeni
Ver bud hari tu heymei külhani
"Eğer düşüncen gül ise, gül bahçesisin. Eğer diken düşünüyorsan, külhan odunusun." Hz. Mevlana
*Pes kelami pak der dilhayi kur
Miyhi payed mey reved ta aslu nur
"Kör olan kalplerde kelam-ı pak ve hikmet-i ilahiyeye müteallik sözler durmaz. Nurun aslı olan Allah'a kadar gider." Hz. Mevlana
*Abd-i aciz, vaktiyle Ticaret ve Ziraat Nezareti Maadin Kalemi mümeyyizi idim. Nezaretin ormanlardan, madenlerden, varidatı olduğu için, devletin bazı daireleri iki ayda ve resmi günlerde maaş aldığı halde, biz aylığımızı her ay muntazaman alırdık.
Bir defa Kurban bayramında devlet daireleri maaş vermişti, lakin biz alamamıştık. Çünkü aybaşına on, onbeş gün vardı. Arife günü eve dönüyordum. Cebimde ancak on kuruş bulunuyordu. Bununla kurban alamayacağım için, mahzundum. Teessür içinde giderken, karşıma bir fakir çıktı ve sıkılarak "muavenetinize muhtacım" dedi. Bu adam dilenci değil, devlet düşkünü bir kimse idi. Üstü başı eskice olmakla beraber, temizdi. Para isterken de yüzü kıpkırmızı olmuştu.
Fakat cebinde ancak on kuruş bulunan bir adamdan yardım istenilmesi, Allah'ın bir cilvesi idi. Sanki içimden bir ses; "on kuruşun bulunup bulunmaması müsavidir. Cebindekini ver de ondan kurtul" dedi. Olanca nakdim olan iki çeyreği, o adama verdim. Teşekkür etti, gitti. Bana da bir neşvedir geldi. Hakkın şu garib cilvesine karşı kendimi tutamıyor, gelenin geçenin nazar-ı dikkatini celbedecek derecede gülüyordum.
Eve geldim. Allah Rahmet eylesin, validem;
-Oğlum, birinde alacağın varmış, şunları getirdi, bıraktı diye, elime on Mecidiye tutuşturdu. Tahir'ül Mevlevi
*"Beş numara elektrik lambası kadar aydınlığı olduğu halde münevver geçinen bazı ukala da, Luther'in Hıristiyanlıkta yaptığı gibi dinde reform yapmak istiyorlar. Vâz-ı İlahi olan bazı ahkâmın değiştirilmesi lazım geldiğini iddia ediyorlar. Ezanın Türkçe okunması, namaz kılarken Kur'an'ın aslı değil, tercemesinin okutturulmak istenilmesi, o reformun mukaddematı cümlesindendi. "Batıl saldırır, sonra müzmahil olur" kelamı mucibince, o bâtıl hareket de bir müddet sürdükten sonra def olup gitti. O gidişin hâlâ mâtemini tutanlar var. Düşünmüyorlar ki Luther Hıristiyanlığın esaslarına, hatta teslis akidesine dokunmamış, papazların halk üzerindeki tasallutuna, para mukabilinde cennetten arazi satmalarına ve saireye itiraz etmişti. Elhamdülillah, dini esaslarımızda değiştirilmesine lüzum görülecek bir şey yoktur. Tebdil taraftarı olanlar birer Luther olmak istiyorlar. Tahir'ül Mevlevi
*"Vaktiyle Fatih'te ham sofulardan bir vaiz vardı. Nasılsa, tütün içilmesinin haram olduğuna kanmıştı. Halkı tütünden vazgeçirmek için "on kadeh şarab içmek bir cigara içmekten daha hafiftir" dediğini ben kulağımla işittim.
Gafil sofu, kaş yapayım derken göz çıkarıyor, cigaradan vazgeçirmek isterken, rakıya teşvik ediyor, lakin gaflet ve cehaletinden, yaptığı işin mazarratını fark edemiyordu. Müskirat ile mükeyyefatın ayrı şeyler olduğunu bilmiyordu. Tahir'ül Mevlevi
*"Bu dünya zindanında hakiki iman rızkı azdır. Olanların çoğu da şeytan köpeğinin saldırısından çarpıktır." Hz. Mevlana
*Ez namazu ve savmu ve sad biyçar key
Kut'u zevku ayed bered yekpar key
"Namazdan, oruçtan ve yüzlerce tazarru ve duadan hâsıl olan zevk rızkını, şeytan mekr ve iğvasıyla götürür." Hz. Mevlana
* Her kim seni Allah'a taatu ibadetten soğutursa, bil ki şeytan ondadır ve onun derisi altında gizlenmiştir." Hz. Mevlana
*Harfi hikmet ber ziyani ha hekim
Hilehay-i ariyet dan ey selim
"Ey selim kimse! Hakim olmayanın dilindeki hikmet sözlerini iğreti elbise gibi bil." Hz. Mevlana
*"Kâinat çare ile doludur. Fakat Allah, senin için çare tarafına bir pencere açmayınca bir çare bulamazsın." Hz. Mevlana
*"Hakikaten hased ayrıca bir noksan ve koskoca bir ayıptır. Hatta bütün eksikliklerin en büyüğüdür." Hz. Mevlana
*"Her kimin güzel ahlakı varsa, o evliyaya düşman olmaktan kurtulur. Her kimin kalbi sağlam değilse, haset ve adavet yolunda kırılır." Hz. Mevlana
*"Bundan kırk beş elli sene evvel Afyonkarahisar Mevlevihanesinde "Kaygusuz Dede" namında seksenlik, ümmi bir derviş vardı. Bu adam mektep, medrese görmemişti. Fakat bazen öyle güzel sözler söylerdi ki, işitenler hayrette kalırdı. Mesela; "Allah bir, Peygamber hak. Pekmez kara, yoğurt ak. Akşam yatıp, sabah kalk. Karışma hikmete, zevkine bak" derdi.
Şu sade söze dikkat buyruldu mu? Basit, bir müslüman için tatbik edilecek bir düstur değil mi? Kaygusuz dede bu nasihatiyle dünya ve ahiret rahatını birkaç kelime ile anlatıyordu." Tahir'ül Mevlevi
*Ver bud suretu hakir ve na pezir
Çun hakleş neku derpâş mir
"Bir kimsenin sureti çirkin ve beğenilmez olsa bile, huyu iyi olunca onun ayağının dibinde öl." Hz. Mevlana
* "Ne vakte kadar testinin üzerindeki nakışlara âşık olup kalacaksın? Nakıştan vazgeç te testinin içindeki suyu ara." Hz. Mevlana
*"Zihne gelen bir endişe ile bir anda yüz cihan altüst olur." Hz. Mevlana
*"Âbisten-i safa vü kederdir bütün leyal
Gün doğmadan meşime-i şebden neler doğar." Kırımlı Rahmi
*"İhvanımızdan bir Doktor Galip Bey vardı, Allah rahmet eylesin. Bir gün kendisini Mevlevihane kapısında, fakir bir ailenin kulübesine çağırmışlar. İhtiyar bir kadın, pide kadar ince bir ot minder üstünde yatıyormuş.
Doktor muayene etmiş. Hastalığın, ilerlemiş tifo olduğunu anlamış. Teselli ilaçları yazarken, doktorun ukalâ kızı
-Doktor bey, hasta nasıl, kurtulacak mı? diye sormuş.
Doktor;
-Kızım, Allah'ın dediği olur cevabını vermiş.
Kız;
-Canım Allah'ın dediğini bırak da, fen ne diyor, onu söyle deyince, Doktor;
-Hanım bana baksana! Ben bu sene belki 500 tifolu tedavi ettim. 499'u kurtuldu. Yalnız biri öldü ki, o da benim evladımdı. Eğer fennin dediğine kalsaydı çocuğumu daha ziyade itina ile tedavi ettiğim için onun kurtulması lazım gelirdi" diyerek, o ukalâ ve asrî hanımı susturmuş." Tahir'ül Mevlevi
*Hest ber mümin şehidi zendegi
Ber münafık murdanest ve jendegi
"Şehidlik mümin için manevi ve ebedi bir hayattır. Münafık için ölümdür ve yıpranıştır." Hz. Mevlana
*Çist der âlem beku yek nimeti
Ki ne mahrumend ezvey ümmeti
"Dünyada hangi bir nimet vardır ki, bir ümmet ondan mahrum değildir, söyle bakalım" Hz. Mevlana
*Der şehidan yurzekune fermudu Hak
An gıda râ ne dehanu bed ne tabak
"Hak subhanehu şehidler hakkında yurzekun(rızıklanıyorlar) buyurdu. O manevi gıda için ne ağız ne de tabak vardır." Hz. Mevlana
* Görüştüğün her kimsenin mülakatından manevi bir gıda yemiş, yakın olduğun herkesin yakınlığından bir şey almış olursun" Hz. Mevlana
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
İman edip iyi yararlı işler yapanları, muhakkak salihler (zümresi) içine katarız.
Ankebût, 9
GÜNÜN HADİSİ
Sahabilerim yıldızlar gibidir. Hangisine uysanız doğru yolu bulursunuz."
Rezin
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...