YÜKÜN ALTINDA O BEKLESİN

Muhtesip, belediye ve polis vazifesiyle mükellef bir memurdu. Osmanlı devletinde ona “ihtisap ağası” denirdi. İhtisap ağası Hüseyin Bey sıkı icraatıyla esnafı titretmiş fakat İstanbul halkını rahat ettirmişti. İcraatından bir misal arz edeyim;


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2014-11-08 10:25:39

Muhtesip, belediye ve polis vazifesiyle mükellef bir memurdu. Osmanlı devletinde ona "ihtisap ağası" denirdi. İhtisap ağası Hüseyin Bey sıkı icraatıyla esnafı titretmiş fakat İstanbul halkını rahat ettirmişti. İcraatından bir misal arz edeyim;

Eskiden kereste nakliyatı merkeplerle olurdu. Bu işle en ziyade acemler meşgul olurdu. Hüseyin Bey bir gün, beş tane merkepten müteşekkil bir katarın yük altında ve sahipsiz olarak durduklarını görmüş. İşi tahkik ettirmiş. Sahipleri olan acemin, hayvanları yük altında bırakıp, aşçı dükkânında yemek yediğini tespit etmiş.

Yükleri yıktırmış, merkeplerin boyunlarına bir torba saman taktırmış. Acem'i getirip, yüklerden biri ona yükletmiş. "Hayvanlar samanı yiyinceye kadar bu herif yükün altında beklesin" emrini vermiş.

Kaynak

Tahirül Mevlevi,

Şerh-i Mesnevi, Cilt: 8

Şamil Yayınevi, İst.

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

SENİN SUSMAN İYİYMİŞ

SENİN SUSMAN İYİYMİŞ

İmam Ebû Yusuf'un hiç konuşmayan bir öğrencisi vardı. Bir gün Ebû Yusuf, onun konuşmasın

BEDEVİNİN NAMAZDAN KAÇIŞI

BEDEVİNİN NAMAZDAN KAÇIŞI

İsmi ‘Mücrim’ olan bir bedevî, imamın hemen arkasında en öndeki safta namaza durmuş. İm

KARIN SANCISINA TUTULAN MEDRESE ÖĞRENCİSİ

KARIN SANCISINA TUTULAN MEDRESE ÖĞRENCİSİ

“Hocalar hocası” merhum Ali Yakup Cenkçiler’in naklettiğine göre medresede okuyan Arnavut

“BEN DE BİLİYORDUM AMMA”

“BEN DE BİLİYORDUM AMMA”

Merhum Seyda Sadreddin Öztoprak hocamız anlatıyor; “Hocalarımdan, Molla Rasul-ı Sıbki’ye a

SÖZ VERDİĞİ HALDE GELMİŞ

SÖZ VERDİĞİ HALDE GELMİŞ

Merhum Süleyman Nazif Bey sözde durulmasına çok ehemmiyet verirdi. Bir gün bir arkadaşıyla ra

RÜZGÂR NEDEN SERT ESİYORMUŞ?

RÜZGÂR NEDEN SERT ESİYORMUŞ?

17. yüzyıl İran Safevi devleti ile Osmanlı Devleti arasında kısa aralıklarla bazı savaşlara

“YA BEN NE YAPAYIM?”

“YA BEN NE YAPAYIM?”

İzmir’in kırk santim boyundaki meşhur Cüce Şevki’si, yolda şair Eşref(1846-1912) ile kar

NEREYİ İSTERMİŞ?

NEREYİ İSTERMİŞ?

Eski Maarif nâzırı(Milli eğitim bakanı) Münif Paşa, evinde verdiği bir iftar ziyafette, dave

“NETİCE BELLİ”

“NETİCE BELLİ”

Halife Harun Reşid, şair Ebu Nüvâs’ı sever, fakat sık sık da ona takılırdı. Bir defasın

MISIR’DAN ÇIKIŞ TABLOSU

MISIR’DAN ÇIKIŞ TABLOSU

Yaşlı bir cimri, ünlü İngiliz ressamı William Hogart’dan, Firavun’un askerlerinin İsrailo

“SENİ GÖREN DE”

“SENİ GÖREN DE”

Yahya Kemal Beyatlı merhum iri cüssesiyle, boğazına düşkünlüğünü saklayamazmış. Bir gü

Nâziât, 37-38-39

Azana ve dünya hayatını ahirete tercih edene, şüphesiz cehennem tek barınaktır.

GÜNÜN HADİSİ

Mü'minin sezgisinden sakının, çünkü o Allah'ın nuruyla bakar.

Taberani

TARİHTE BU HAFTA

*Prut Barış Antlaşması (Osmanlı-Rusya) 22 Temmuz 1711 *İkinci Meşrutiyet'in ilanı 23 Temmuz 1908

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI