NAMAZDAKİ GİZEM

Dün ikindi namazını kılmak için camiye gitmiştim. Sünneti kıldıktan sonra ilk safta cemaatle farza dururken içime bir duygu geldi. Canım, eğilip önce bütün ilk saftakilerin yüzüne sonra da arka saftakilerin yüzüne bakmak istedi. Bu duygu aslında bende ilk defa ortaya çıkan bir duygu değildi. Eskiden beri hep cemaatle namaz kılanların yüzüne bakmak istemişimdir. Onlar bana bakmadan ben onlara bakarak yüzlerinde onlardan habersiz onlarda olan bir şeyler aramışımdır.


İbrahim Köse

ibrahimkose60@gmail.com

2014-07-31 09:34:51

 

Dün ikindi namazını kılmak için camiye gitmiştim. Sünneti kıldıktan sonra ilk safta cemaatle farza dururken içime bir duygu geldi. Canım, eğilip önce bütün ilk saftakilerin yüzüne sonra da arka saftakilerin yüzüne bakmak istedi. Bu duygu aslında bende ilk defa ortaya çıkan bir duygu değildi. Eskiden beri hep cemaatle namaz kılanların yüzüne bakmak istemişimdir. Onlar bana bakmadan ben onlara bakarak yüzlerinde onlardan habersiz onlarda olan bir şeyler aramışımdır.

Geçen gün de yedi sekiz yaşlarında bir çocuk, yan taraftan, tam imamın hizasına gelerek herkesin yüzüne baktı. Herkes namaza başladıktan sonra birkaç kez daha bakıp sonra o da ön safın en sonuna geçerek cemaate uydu. Sadece o çocuk değil daha birçok çocuğun böyle yaptığına şahit olduğumu söyleyebilirim. Çok merak ederim doğrusu, bu çocuklar niçin böyle namaz kılanların yüzüne bakarlar?

1980'li yıllarda Bursa'da bulunurken vaktim elverdikçe Ulu Cami'de namaz kılardım. O zaman da hem kadın hem erkek turistlerin bilhassa cemaatle kılınan namazlarda safların önüne geçerek topluca hareket eden Müslümanların yüzlerine dikkatlice baktıklarını görürdüm. Acaba turistler, kendinden geçercesine hep birlikte namaz kılan Müslümanların yüzlerinde ne arıyorlardı? Yoksa insanın insanda aradığı samimiyet, teslimiyet ve ihlâs böyle Allah'ın karşısında dururken daha mı iyi görünüyordu?

Sima, insanın içindeki binlerce duygunun dışa yansıdığı bir ekrandır. Yüzdeki mimikler, gamzeler; dudaktaki kavisler, kıpırtılar; gözlerdeki kabuller, retler; nefesteki derinlikler, titremeler; yıkılan ve çatılan kaşlardaki hiddetler, ötelemeler; kirpiklerdeki yıkılmalar, dik duruşlar hep insanın yüzünden dışa yansıyan duygulardır.

Eğer bir insanın duygu ve düşüncesini anlamak istiyorsanız, o size bakmadığı bir zamanda siz ona bakarak onun samimiyetini, masumiyetini, derdini, kederini; hatta dalıp gittiği dünyayı test edebilirsiniz. İşte siz o zaman bu haldeki insanın ne kadar masum olduğunu, ne kadar içten inandığını anlayabilirsiniz. Her halde ihlâs denen şey de içteki Allah rızasının yüzde görülen bu samimiyetinin ifadesi olsa gerek.

Başka zamanlarda kızıp darılan, küsüp ayrılan gözlerin, huzur-u ilahide ne kadar içten baktığını,

İnsanın en büyük güç karşısında ne kadar saygılı davrandığını,

Yaratılan herkesin, yaratıcı karşısında bir hizada eşit bir şekilde durarak haddini bildiğini,

Gözler, kulaklar, fikirler ve hayaller; bir yandan o andaki fani vücutta bulunurken, bir yandan da başka mutlak bir vücudun derinliklerinde yaşadığını,

Fani varlıkların nasıl da baki bir zata müteveccih olduğunu,

 O an, Müslümanların yüzünden okunanların, belki de insanın insanda arayıp da başka zamanda bulamadığı, sadece o an yani namazda görebildiği duygular olduğunu,

İnsanın en ihlâslı anının, işte bu cemaatle kılınan namazda olduğunu, bunun da ancak huzur-u İlahi'de görüldüğünü, anlıyor insan.

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

BAŞKA GÖRÜNDÜ

BAŞKA GÖRÜNDÜ

Bir gün bir göletin arkasında bir vadinin yamacında oturmuş karşı yamaçtaki ağaçları seyr

DİZ ÜSTÜ OTURMAK

DİZ ÜSTÜ OTURMAK

Bundan elli yıl önce köyde otururduk. Ekmeğimizi annem tandırda pişirirdi. Önce diz üstü

EDEPSİZLİĞİN ADI ERGENLİK

EDEPSİZLİĞİN ADI ERGENLİK

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla... Hacı hacıyla Mekke’de, derviş dervişle tekkede, e

ANNE KARNINDAKİ BEBEĞİN RABBİYLE DİYALOĞU

ANNE KARNINDAKİ BEBEĞİN RABBİYLE DİYALOĞU

Anne karnındaki bir bebeğin ağzı vardır, gözü vardır, kulağı vardır, eli vardır, ayağı

SİGARALI GENÇ VE BEN

SİGARALI GENÇ VE BEN

Yolcu minibüsünün içindeyim. Çarşıdan Fakülteye gidiyorum. Bir durakta kahvehaneden çıkan

EY HER YERDEN GÖRÜNEN VE HER YERDEN GÖREN! SENİ İSTİYORUM!

EY HER YERDEN GÖRÜNEN VE HER YERDEN GÖREN! SENİ İSTİYORUM!

Namaz için kalkmıştım. Kıyamda durdum, kâinatı kıyamda gördüm. Rükûa vardım, kâinatı

YOLA ÇIKMAK

YOLA ÇIKMAK

Biraz sonra yola çıkacağız. On bin metre yükseklikten, üç bin kilometre yol kat edeceğiz. Bu

KAPTANLIK KOLAY BİR ŞEY DEĞİLDİR

KAPTANLIK KOLAY BİR ŞEY DEĞİLDİR

Stuttgart Hava Limanı’nın alt katında bütün dinler için ayrılan ibadethanede namaz kılarke

ARABAYI UNUTTUM

ARABAYI UNUTTUM

Unutmak çok kötü bir şeydir. Bu gün çarşıdan gelirken bir yerde arabayı park edip bir iki

İŞTE KOLAY KÂRDA ÇOK

İŞTE KOLAY KÂRDA ÇOK

İşte cemaatle namaz kılma hareketi, kaptanı imam olan mescit botuna binerek en emin arkadaşlarl

GÖKÇEADA DEPREMİ

GÖKÇEADA DEPREMİ

Belirtilen tarihte bütün Ege’de ve dolayısıyla Tavşanlı’da çok şiddetli bir deprem oldu.

Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük bir nefretle karşılanır.

SAFF, 3

GÜNÜN HADİSİ

"Allah katında, duadan daha kıymetli bir ibadet yoktur."

Tirmizî

TARİHTE BU HAFTA

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI