MAZLUMLARIN “AH”LARI DOLAŞIR TEPEMİZDE

Ya Rabbi, herkesin gökyüzünde gördükleri kuştur, buluttur, yıldızdır, Ay’dır, Güneş’tir. Elbette ki bunlar insan gözünün gördükleridir. Fakat Sen bilirsin ki, gerçekten göğe çıkanlar ve göğü dolduranlar mazlumların “ah”larıdır. Mazlumların ahıdır gökyüzünü kaplayan ey yüce Rabbim. O ahlar elbette ki kuşların kanatlarına biner de, dolaşırlar tepemizde. Kara kara bulutlara biner de dolaşırlar üstümüzde. Sonra gök gürültüsü olurlar da, korkuturlar mazlum ahı alanları. Şimşek olur çakarlar eşi eşten, anayı evlattan, kardeşi kardeşten ayıranların üstüne. Derken sel olur gökyüzündeki bulutlar, yıkar da bendini yürür zalimlere doğru.


İbrahim Köse

ibrahimkose60@gmail.com

2014-01-15 01:05:51

Ya Rabbi, herkesin gökyüzünde gördükleri kuştur, buluttur, yıldızdır, Ay'dır, Güneş'tir. Elbette ki bunlar insan gözünün gördükleridir. Fakat Sen bilirsin ki, gerçekten göğe çıkanlar ve göğü dolduranlar mazlumların "ah"larıdır. Mazlumların ahıdır gökyüzünü kaplayan ey yüce Rabbim. O ahlar elbette ki kuşların kanatlarına biner de, dolaşırlar tepemizde. Kara kara bulutlara biner de dolaşırlar üstümüzde. Sonra gök gürültüsü olurlar da, korkuturlar mazlum ahı alanları. Şimşek olur çakarlar eşi eşten, anayı evlattan, kardeşi kardeşten ayıranların üstüne. Derken sel olur gökyüzündeki bulutlar, yıkar da bendini yürür zalimlere doğru.

Ya Rabbi ne olursun işte bu gökyüzünü dolduran mazlum ahlarını taşıyan kara bulutlardan koru bizi. Bizi mazlum ahı alanlardan eyleme. Bizi kul hakkından koru. Bizi yetim hakkı yiyenlerden eyleme. Bizi zalim, bizi hain ve bizi nankör etme. Bizi vefasız, bizi soysuz ve bizi şerefsiz etme. Bizi gökyüzünde dolaşan mazlum ahlarını alanlardan kılma.

Ey Rabbi rahimim, görünürde yeryüzünü dolduranlar, ağaçtır taştır, sudur, ateştir, havadır. Oysa ya Rabbi, sen bilirsin ki yeryüzünü bunlardan daha çok dolduran "tul-u emel"dir. Yani insanların bitmek tükenmek bilmeyen istekleridir, arzularıdır.

Ey güzel Allah'ım, Sen bilirsin ki, dünyaya doymayan insanların istek ve arzuları belki on dünya kadardır. Çünkü bir eve ihtiyacı olan on eve sığmıyor. Bir eşe sahip olan kendine ait olmayan daha birçok insanın emelini taşıyor. Bir bineği olan onun on katı bir binek istiyor. Kaymakamsa vali, vekil, bakan, başbakan ve cumhurbaşkanı olmak istiyor. O da yetmiyor bir daha olmak istiyor. O da yetmiyor kendini ölene kadar cumhurbaşkanı ilan ediyor.

Evet, Allah'ım, insanların yer yüzündeki emellerine ulaşmak imkansızdır. Ne olursun Allah'ım sen beni yeryüzünde haddini aşanlardan eyleme. Beni muhannete muhtaç etmeden yaşat. Bu fani dünyanın bir gün biteceğini anlayanlardan eyle. "İnsanın gözünü bir avuç toprak doyurur." atasözünü hakkıyla anlayanlardan eyle. Bana gideceğim son yerde lazım olmayan ağırlıkların bu dünyada hamallığını yaptırma. Ey Allah'ım, bu dünyada sen bizim nasıl yaşamamızı istiyorsan öyle yaşamak nasip et.

Ey yüce Allah'ım, görünürde yeraltında olanlar; ağaç kökleri, köstebekler, fareler ve diğer börtü böceklerdir. Oysa sen bilirsin ki asıl toprak altında olan "nedamet"tir. Yani insanların yeryüzünde iken yaptıklarından duydukları pişmanlıktır, utançtır. Evet Allah'ım "ayıptır" insanların yer altında iken hissettikleri. Belki de toprak altındaki bütün yerlerde belki de her karış toprağın bir metre altında olan her mezarda yatanın kıyamete kadar duyduğu ve duyacağı bir pişmanlık bir nedamettir.

Artık son pişmanlığın fayda vermediği o toprak altında kim bilir ne saç yolanlar, ne kafaya vuranlar ve ne dizini dövenler vardır. Fakat orada artık yapacak bir şey yoktur nedametten başka.

İşte Allah'ım ne olursun sen bizi o günümüzde doğduğumuza ve yaşadığımıza pişman etme. Daha bu dünyadayken orası için hazırlık yapanlardan ve senin aff-u mağfiretine ulaşanlardan eyle Allah'ım.

 

 

 

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

İnsanlardan öylesi var ki, herhangi bir ilmî delile dayanmadan Allah yolundan saptırmak ve sonra da onunla alay etmek için boş lafı satın alır. İşte onlara rüsvay edici bir azap vardır.

Lokman,6

GÜNÜN HADİSİ

Kur'an'ı cebren (açıktan) okuyan, sadakayı açıktan veren gibidir. Kur'an'ı gizlice okuyan, sadakayı gizlice veren gibidir."

Tirmizi, Sevabu'l-Kur'an 20, 2920; Ebu Davud, Salat 315, 1333; Nesai, Zekat 68

TARİHTE BU HAFTA

*Yıldız Sarayı'nın İttihatçılar'ca Yağma Edilmesi(29 Nisan 1909) *Gazneli Mahmud'un Vefatı(30 Nisan 1030) *Yıldırım Bâyezid Tarafından Manisa'nın Fethi(1 Mayıs 1390) *Fatih Sultan Mehmed Hân'ın Vefatı(3 Mayıs 1481) *Eyüp Sultan Hazretleri(r.a.) Vefât E

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI