TARİFİ ZOR DUYGULAR İÇİNDEYİZ
(Bu dua yaşanan bir olayla ilgili değil, yaşanan yüzlerce, binlerce durumla ilgilidir. Bir kişinin değil günümüzdeki bütün insanların duasıdır.)
 (Bu dua yaşanan bir olayla ilgili değil, yaşanan yüzlerce, binlerce durumla ilgilidir. Bir kişinin değil günümüzdeki bütün insanların duasıdır.)
Ey Allah'ım, tarifi zor duygular içindeyiz. Ne yapacağımızı bilemiyoruz. İşte bu halet-i ruhiye içinde sana geldik dua ediyoruz.
Ey Rabbim, bazen olur ki insan öyle bir belayla karşılaşır ki ne yapacağını şaşırır. İşte biz kullarınız bu gün senden böyle bir bela için yardım istiyoruz.
Ya Rabbi, aslında karşılaştığımız belanın, tarifi imkânsızdır. Bu bela hem bir tane değildir. Tarifi zor yüzlerce, binlerce bela yağıyor başımıza nisan yağmuru gibi. Bu belalardan nasıl kurtulacağız? Kurtulmak için derdimizi kime anlatacağız. Kim bize akıl fikir verecek, kim bize çözüm bulacak Allah'ım?
Gizlemek istesek de dertlerimizi belalarımızı gizleyemeyiz ey Settar, çünkü yakar insanı bitirir bu belalar. Hiç bir insan onları içine atarak unutacak güçte de değildir. Gizleyemeyiz bunları ey yüce Allah'ım.
Bu belaları açıklayamayız, bu belaları yıllara da yayamayız Allah'ım. Hele birisi var ki her aklımıza gelişi değil bir yılı, bir ömrü tüketir.
Sürekli düşünmemiz de mümkün değil bu musibetleri. O zaman çıldırırız.
Sürekli unutma da mümkün değil, hatta bir an bile unutma imkânı yok.
Onlar bizi bırakmaz Allah'ım. Onlar, bizi bizden iyi tanıyor. Biz de onları bırakamayız. Çünkü ruhta derin izler bırakan hiçbir şey bırakılmaz, unutulmaz.
Onlar bizden uzaklaşmaz da Allah'ım. Çünkü zamanında onlara, kendimizden bir şeyler kattık. Şimdi onlar âlemimizde yer kaplıyor. Yer kaplamasının ötesinde bizi şekillendiriyor ve bize çektirmediği acı bırakmıyor.
O belaları maalesef hiçbir dostumuza da anlatamayız. Çünkü belalar vardır ki dostları bile düşman eder.
Onları hiçbir düşmana da anlatamayız. Çünkü onların bunu duyması, onların en büyük bayramı olur. Düşman sevindiren bir musibetten, bir beladan nasıl bahsedebiliriz Allah'ım?
Bu musibetler ateş gibidir Allah'ım, elimizde tutarsak elimizi yakar, yere atarsak âlemi yakar. İşte böyle bazı anlar vardır ki insanı doğduğuna bin pişman eder. Bunlar acıların ta kendisidir. Hem de bunlar süslü vitrinlerin arkasına gizlenmiş şeytan kılıklı varlıklardır.
İşte böyle ömür boyu ayrılamayacağımız nahoş anların arkadaşlıklarından, kaçarak sana sığınıyoruz Allah'ım.
Sen kulunu yaratansın, onu atmazsın. Onun en gizli dertlerini dinleyen sensin. Herkesten kaçan ruhların sığınağı sensin. Güneşten utanıp bulutların arkasına gizlenen kullarla sen görüşürsün.
Mahcupların melcei, melüllerin mekânı, mahcurların ilacı sensin Allah'ım.
Hicranların acı yağmur taneleri, gurbetlerin yaban okları ve şeytanların karagözlü sinsi bakışları hep sende noktalanır Allah'ım.
Sen kulunu atmazsın Allah'ım, sen kulunu mahcup de etmezsin Allah'ım. Sen kulunu çaresiz de bırakmazsın Allah'ım. Çünkü bu güzel ve mükemmel dünya çaresizlerin diyarı değildir.
Sen çaresizlerin çaresisin Allah'ım. Sen gece gibi günahları örtensin Allah'ım. Yoksa sen geceleri insanlar örtünsün diye mi yarattın? Sen günahlarımızı ört Allah'ım. Nasıl olsa senin onları bağışlamaya gücün yeter. Biz senin olduktan sonra, biz sana geldikten sonra, sen bizi mahcup etmezsin. Sen bu kullarını mahzun da etmezsin. Hani bir söz vardır Allah'ım: "Dağ ne kadar yüksek olsa da yol üstünden geçer." diye. İşte bizim kabahatimiz ne kadar büyük olursa olsun, senin rahmetin ondan daha büyüktür. Yeter ki biz sana gelelim değil mi Allah'ım.
İşte sana geldik Allah'ım. Bizi utandırma, bizi mahcup etme. Hani çocuklar kabahat işlerler de annelerinden başkasına söyleyemezler ya, işte biz kulların da sadece sana itiraf ettikleri günahları vardır. Ne olur sen onları bağışla ve onları ifşa etme.
Ya Rabbi, Kur'an'ı Kerim'in hürmetine, Hz. Muhammed'in hatırına, onlardan daha yüce olan ismi azam ve sıfatı muazzam hatırına, bizim bu dünyadaki günahlarımızı ifşa etme. Tövbe etmek, sana gelmek, boyun eğmek, pişman olmak bizden, affetmek de sizden olsun Allah'ım. Çünkü böyle bir durum, bizim nefis taşıyan aciz bir kul olduğumuzu, zatınızın da her varlığın sahibi olduğunu gösterir.
Ne olursun, günahlarımızı ört ve onları affet Allah'ım.
Ey yüce Allah'ım, günahlarımızı bağışlamanın sevincini, yeryüzünde hiç bir sevinç tutamaz.
Ya Rabbi ne olursun, bize yeryüzündeki sevinçlerin en büyüğünü yaşat.
Â
Â
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DÄ°ÄžER YAZILAR
İman edip salih ameller işleyen kimseler için mağfiret ve bol rızık vardır.
Hac, 50
GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°
Ey Allah'ın Resulü," dedim, "şayet Kadir gecesine tevafuk edersem nasıl dua edeyim?" Şu duayı okumamı söyledi: "Allahümme inneke afuvvun, tuhibbu'l-afve fa'fu anni. (Allahım! Sen affedicisin, affı seversin, beni affet.)
Tirmizi, Da'avat 89,Ravi (r.a.): AiÅŸe
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm Ä°nternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yaptÄ...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARÄ°HTE BU HAFTA
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...