HADİSLERİ DIŞLAMA GAYRETLERİ VE DÜŞÜLEN ÇELİŞKİLER

Rabbimiz tabiatı da bizim için yaratmıştır. Tabiatta ihtiyacımız olan her şey vardır, Ocakta tencerenin kaynamasını herkes görmüştür, ama kapağın hareketinden buharın gücünü bir tek kişi keşfetmiştir. Kur’an’da her şey vardır, ama onu görecek göz gerekir. Kendisine en iyi gösterilen de Allah’ın Rasulüdür.


Mahmud Toptaş

.

2013-11-14 16:40:44

Her Şey Kur'an'da Var

 وَنَزَّلْنَا عَلَيْكَ الْكِتَابَ تِبْيَانًا لِّكُلِّ شَيْءٍ وَهُدًى وَرَحْمَةً وَبُشْرَى لِلْمُسْلِمِينَ

"Sana her şeyi açıklayan hidayet rahmet ve müjde olan Kur'an'ı indirdik" (Nahl süresi 16/89) ayeti ile Rabbimiz genel bir ifade ile haram ile helâlı, geçmişi geleceği açıkladığını haber vermiştir. Amenna.

Rabbimiz tabiatı da bizim için yaratmıştır. Tabiatta ihtiyacımız olan her şey vardır, Ocakta tencerenin kaynamasını herkes görmüştür, ama kapağın hareketinden buharın gücünü bir tek kişi keşfetmiştir.

Kur'an'da her şey vardır, ama onu görecek göz gerekir. Kendisine en iyi gösterilen de Allah'ın Rasulüdür. Çünkü Allah ( c.c ) Ona

إِنَّا أَنزَلْنَا إِلَيْكَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ لِتَحْكُمَ بَيْنَ النَّاسِ بِمَا أَرَاكَ اللّهُ وَلاَ تَكُن لِّلْخَآئِنِينَ خَصِيمًا

Doğrusu, insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği gibi hükmedin diye kitabı sana hak olarak indirdik. Hakkı gözet, hainlerden tarafa olma"(Nisa: 4/105) buyurmuştur.

Bugün Roma hukukunu şerhetmek isteyen birisi Roma hukukunun tedvin edildiği döneme en yakın şerhlerden ve o dönemde yazılmış lügatlerden yararlanmaktadır.

 Bizim tefsirlerimiz de Kur'an'ı en iyi tefsir eden Kur'an ayetleri, Rasulullah'ın sünneti ve cahiliye dönemi şiirleri ile doludur.

Cahiliye dönemi şiirleri, Arapça nazil olan Kur'anın kelimelerinin ne manaya geldiğini açıklamak içindir."Biz şiirlerle, lügatlerle Kur'an'ı açıklarız, sünnete güvenemeyiz" diyenler bu sahada hiç çalışması olmayanlardır. Sünnete güvenemeyenler şiirlere nasıl güvenecekler? Lügati yazanlar, şiirleri bize nakledenler hadisi koruyup nakledenlerdir.

"Efendim biz hadisi kabul ediyoruz, ama Kur'an'a ve akla uygun olmayanlarını reddediyoruz" diyenler aklın yanılmazlığını kabul edip onu putlaştıranlardır.

Her insan kendi aklını beğenir. Her aklını beğenen "akla uygun değildir" diye bir hadisi reddetse elimizde hadis kalmazdı. Rabbim bu konuda da

 

وَكَيْفَ تَصْبِرُ عَلَى مَا لَمْ تُحِطْ بِهِ خُبْرًا

"Bilgice kavrayamadığın bir şeye nasıl sabredebilirsin?"(Kehf: 18/68) buyurur. Ama sabretmemiz istenir.

Aklım kavramıyorsa bugüne kadar gelip geçen akıllar bu konuda neler söylemiş, onlar nasıl izah etmiş diye şerhlere bakılır. Yok, "benim geçmişin ilmine güvenim yok" diyorsan, o vakit mağaraya çekil ve tekeri yeniden keşfet. 

Akılla çelişir gibi görünen hadisler

Efendimiz (sav) " Kim hergün sabahleyin yedi tane Acve Hurması yerse o gün geceye kadar ona ne sihir ne de zehir zarar verebilir" buyurmuş.( Muhammed B. Süleyman Er-Rûdânî, Cem'ul-Fevâid; C.4. H.no: 7524 

Bir hadisinde de "Birinizin içeceğine sinek düştüğünde onu tamamen batırsın sonra çıkarıp atsın. Çünkü onun kanatlarından birinde zehir birinde panzehir vardır". (Sünen-i İbn-i Mace, C.9 H.no:3504) 

Bu iki hadis ve benzerleri Kirmani'nin dediği gibi "Allah'ın, kalblerine marifet nurunu vermediği kimseler tarafından inkâra kalkışıldı."

Hâlbuki yapılan araştırmalar sineğin bir kanadında zehir, öbür kanadında panzehir bulunduğunu, Medine'nin Acve Hurmasının zehirlenmelere karşı iyi geldiğini ortaya koydu. Bir gün batılılar zehirli maddelerle çalışan işçilere yoğurt yerine Acve Hurması verilmesini tavsiye ederlerse yine bunlar onların buluşunu tasdiklemek üzere bu hadisleri de alacaklardır.

Bizim Bilgisayarlarımız Var, Bizim İmkânlarımız Daha İyidir Diyenler

Allah'ımıza hamdolsun ki Musannef, Mu'cem Müsned, Müstedrek, hadis kitapları yayınlandı. Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai, İbnü Mace, Muvatta, Ahmed'in Müsnedi, Hakim'in Müstedreki, Abdürrazzak'ın Musannefi, Taberani'nin Mucemleri, Metalibi Aliye ve Mecmau-z Zevaid gibi eserleri elde edenlerden bir kısmı " Bizim elimizdeki imkanlar Ebu Hanife'nin, İmam-ı Şafinin elinde yoktu. Bu hadis kitapları onlardan sonra tedvin edildi. Biz onlardan şanslıyız ve biz onların görüşlerine muhtaç değiliz. Hadisler bilgisayarlarda, istediğimiz anda istediğimiz hadisi bulabiliriz" demekteler.

Mantıken çok doğru gibi görünen bu söz bir zamanlar İbn-i Teymiye'ye de söylenmiş ve o da gereken cevabı şöyle vermiştir; "Hadis tedvin edilmeden önce geçenler, hadisi sonra gelenlerden daha çok biliyorlardı. Onların gördüğü birçok hadis daha sonrakilere ulaşmadı. Onlara sahih olarak ulaşan hadisler daha sonra gelenlere munkatı olarak veya meçhul bir raviden ulaştı. Onların hafızalarındaki hadisler sonra tedvin edilen kitaplardakinden daha fazla idi."

Bu tür düşünenlerin hali, altı tane destiyle dağın tepesinden vadideki su kaynağının başındaki adama " yazık, su testide yok" diye acımakta olana benzer. Onlar kendi imkânları içinde kitap ve sünnete hizmet ettiler ve Rabbine kavuştular.

Biz de hadis kitaplarından kitap ve sünnet doğrultusunda gayret sarf edip çağının sorunlarını çözen âlimlerden ve usullerinden yararlandığımız gibi, bilgisayarlardan da yararlanarak kendi çağımızı aydınlatmalıyız. Binlerce insan karanlığa küfretse ortalık aydınlanmaz. Sessizce kalkıp şartele basmak yeter.

Çelişki Bizim Anlayışımızda

Efendimize " Hangi amel daha efdaldır" sorusuna soran bir sahabeye "Allah'a ve Rasülüne imandır" diye cevap vermiş. Aynı soruyu soran başka bir sahabeye "Yemek yediren, tanıdığına tanımadığına selam vermendir" diye cevap vermiş. Bu soruyu soran bir başka sahabiye "Vaktinde kılınan namaz" diye cevap vermiş. Bir başka sahabiye ise "Az olup devamlı olan amel" diye cevap vermiştir. Bütün bunları okuyan biri soruyor: Hangi amel daha efdal? Hepsi için en efdal olduğu söylendi. Burada ravilerde bir değiştirme var diyor.

Doktora hangi ilaç daha iyidir diye sorulsa cevap adamına göre değişir. Soranın derdine göre verilen ilaç en iyidir.

Hadislerin söylendiği zamanı, şartları, soranın haleti ruhiyyesini bilmeden hüküm vermek kişiyi dünyada cehalet karasıyla rüsva eder. Ahirette cehennem damgasıyla azap eder.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

Kim Rabbine kavuşmayı arzu ediyorsa güzel bir amel işlesin ve Rabbine kullukta hiç bir ortak koşmasın.

Kehf, 110

GÜNÜN HADİSİ

"Kim, müslüman kardeşinin namusunu ve şahsiyetini korursa, Allah onun yüzünü kıyamet gününde cehennem ateşinden uzak tutar."

Tirmizî.

TARİHTE BU HAFTA

*İmam-ı Azam Ebu Hanife(r.a.) Vefat Etti.(6 Mayıs 765) *İkinci Dünya Savaşı Sona Erdi.(8 Mayıs 1945) *Osman Gazi'nin Doğumu(9 Mayıs 1252) *Ahmed Cezzar Paşa'nın Akka'da Napolyon'u Yenmesi.(10 Mayıs 1799) *1897 Türk-Yunan Savaşı Türk Zaferiyle Sona Erdi

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI