Ey yeryüzündeki her şeyi yaratan Allah'ım.

Ey yerde ve gökte olan her şeyi gören Allah'ım,

Zat-ı âliniz, şimdi bir evde oturmuş hacca gitmeyi niyet eden iki eşin bu niyetini bilmektesiniz değil mi? Ve böyle yeryüzünde niyet eden binlerce ve milyonlarca insanı da bilmektesiniz değil mi? Ne olursun Allah'ım, işte o kalbinin bütün samimiyetiyle hacca niyet eden insanlardan ikisi de biz olalım Allah'ım!

Ey bizi bizden daha iyi bilen Zat-ı Ekrem'im, her yıl yeryüzünde hacca giden milyonlarca insan var değil mi? İşte onlardan birisi de ben olayım ne olur. Bu senin neyini eksiltir Allah'ım?

Ey zenginlikte eşi ve benzeri olmayan Allah'ım, Bütün bu hacca gidenlerin imkânlarını sen vermiyor musun? Onların kazançlarını ve masraflarını sen karşılamıyor musun ya Rabbi? Ben de senin bir kulunum benim hacca gitmem için gereken ihtiyacımı da sen karşıla ne olur? Gidenler senin kulun olduğu gibi ben de senin kulunum.

Eğer gidenlerin bir meziyeti varsa bir üstünlüğü varsa elbette bunu sen bilirsin ve onları göndermek senin adaletindir. Benim buna bir şey deme hakkım yoktur. Ancak bu edna kulun şunu iyi bilmektedir ki, bütün bu gidenler ve gidecekler içerisinde o kutsal mekânlara gidip orada sana el açmağa, Kâbe'ye yüz sürmeye, Resülüllah'a oralarda salâvat getirmeye ve sana dua etmeye benim herkesten çok ihtiyacım var. Çünkü ben herkesten ziyade muhtacım.

Ne olur Allah'ım senin her yıl hacca giden yüz binlerce kulun var onlardan biri de ben olayım. Bütün bu kadar insanı oraya götüren senin tercihin ve ikramındır ben de o kullardan biri olsan senin neyin eksilir Allah'ım?

Ey kimsesizlerin sahibi, ey evsizlerin evi, ey yurtsuzların yurdu, eşim diyor ki evimiz yok kirada oturuyoruz, sen önce bana bir ev al da sonra haccı düşün. Ya Rabbi yeryüzündeki bütün evler senin değil mi, onları kullarına sen vermedin mi? Bir tanede bu aciz kuluna versen neyin eksilir! Sen ki hiç evi olmayan binlerce kişiyi ev sahibi yaptın. Doğunca onlarca yüzlerce ev sahibi olan kullarını da sen yarattın ya Rabbi. Bu fakirin hiç evi olmadı hep kirada oturdu. Sen senin sonsuz hazinenden bir ev de ona versen onun da bundan sonra bu fani yeryüzünde içinde el açıp sana dua edeceği bir evi olsa sen ne kaybedersin. Evi olduktan sonra da haccı da nasip etsen gene senin neyin eksilir ey ulu Sultan'ım?

Sen ki hac'ı, kullarına farz yapansın. Kâbe'yi kendi adına ev yapansın. Sen ki toprakları insanlara yurt yapansın. Sen ki bu topraklarda, bu topraklardan evler yapansın. Biz de kendi evinin ziyaretini nasip etsen, bize de bunu nasip ederken başımızı sokacak bir hanemiz olsa ne olur!

Ya Rabbi senin Kâbe'nin yüz binlerce, milyonlarca ziyaretçisi var ne olur onlardan biri de ben olayım, senin Kâbe'ne varmanın ona yüz sürmenin ulviliğini yaşayayım.

Ya Rabbi ne olur senin yeryüzünde milyarlarca evin var, onlardan birini de bize versen. Evi olunca insanlar nasıl seviniyormuş, onu bir de biz tatsak.

Ya Rabbi yeryüzündeki bütün evler senin. Ama benim için en önemlisi biri senin evin olan Kâbe, diğeri de yine senin bu bize hazinenden vereceğin ev. Ya Rabbi eğer bu ikinciyi vermeyeceksen de yine senin iki evin var biri dünya biri ahiret, elbette ki sen misafirlerini iki evinden birine alırsın. Vallahi sen bizi evsiz bırakmazsın Allah'ım!

Sen ne kadar güzelsin, senin ne kadar güzel yerlerin, ne kadar güzel evlerin var Allah'ım.

Sana kâinatın zerratı adedince şükrederim Allah'ım.

Ya Rabbi sana son bir istekte daha bulunacağım:

Hakkımda her şeyin hayırlısını ver. Elbette ki sen beni benden daha iyi bilensin. Beni nefsimle baş başa bırakma Allah'ım.