ABDULLAH ÇAVUŞ (YAVAŞER)

Risale-i Nur’da isimleri ve sıfatları aynı olan çok sayıda ağabeylerimiz vardır. Mesela: Aynı tarihlerde yaşamış, Ispartalı üç Abdullah Çavuş; birisi İslamköylü, diğeri Isparta’nın Hâfız Ali’si olmak üzere iki Hâfız Ali; küçücük Sav’da aynı anda yaşamış üç Hâfız Mehmet; Ahmet, Mehmet, Hasan ön adlı üç Feyzi; Egemen ve Ural soyadlı iki Atıf; Halıcı ve Arseven soyadlı iki Sabri; Sıddık ve Mübarek lakaplı ve Çakın soyadlı üç Süleyman; biri Safranbolulu, diğeri Maraşlı iki Mustafa Ramazanoğlu; Kuleönü, Eğridir ve Denizli’den üç Hâfız Mustafa ve pek çok sayıda Mustafalar, Ahmetler, Mehmetler, Aliler…


Ömer Özcan

ozcannurs@hotmail.com

2013-10-07 14:41:43

Risale-i Nur'da isimleri ve sıfatları aynı olan çok sayıda ağabeylerimiz vardır. Mesela: Aynı tarihlerde yaşamış, Ispartalı üç Abdullah Çavuş; birisi İslamköylü, diğeri Isparta'nın Hâfız Ali'si olmak üzere iki Hâfız Ali; küçücük Sav'da aynı anda yaşamış üç Hâfız Mehmet; Ahmet, Mehmet, Hasan ön adlı üç Feyzi; Egemen ve Ural soyadlı iki Atıf; Halıcı ve Arseven soyadlı iki Sabri; Sıddık ve Mübarek lakaplı ve Çakın soyadlı üç Süleyman; biri Safranbolulu, diğeri Maraşlı iki Mustafa Ramazanoğlu; Kuleönü, Eğridir ve Denizli'den üç Hâfız Mustafa ve pek çok sayıda Mustafalar, Ahmetler, Mehmetler, Aliler…

Çalışmalarımız, adaş ağabeylerimiz birbirinden tefrik edilebilecek şekilde, hususiyetleri ve Hz. Üstad tarafından isimlerinin yanlarına eklenen sıfat ve lakapları dikkate alınarak devam etmektedir. Bu metinde bahsi geçecek ağabeyimiz, üç Abdullah Çavuş'tan birisi olan Barlalı Abdullah Yavaşer'dir. Diğer ikisi; İslamköylü Abdullah Kula ve Atabeyli Abdullah Sualp'tır…
 

BARLALI ABDULLAH ÇAVUŞ (YAVAŞER)

Abdullah Yavaşer'in Barla Kabristanında bulunan mezar taşında doğum tarihi 1895, vefatı da 1960 olarak yazmaktadır. Barla'nın Yokuşbaşı Mahallesi'nden olan Abdullah Yavaşer, diğer adaşları gibi askerliğini Çavuş olarak yapmıştır. Barla halkı tarafından Abdullah Çavuş olarak anıldığından dolayı, komşusu olan Hz. Üstad da ona soyadıyla değil, 'Çavuş' lakabıyla hitap etmektedir. Üstad'ın mektuplarında 'Yavaşer' soyadı hiç kullanılmaz.

Abdullah Yavaşer, Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin sekiz senelik Barla hayatı sırasında, yakın komşusu ve talebesi olmuştur. Aşağıda aldığımız mektuplardan da anlaşılacağı gibi, Üstad'ın çok sevdiği ve güvendiği Barla talebelerinden birisidir. Abdullah Yavaşer, 1943 Denizli Mahkemesi sırasında Üstad'la beraber hapis yatmıştır; Denizli mazlumlarının listesinde onun da ismi geçmektedir.

Risale-i Nur'da, Abdullah Çavuş olarak sekiz yerde ismi geçmektedir. Şöyle ki:

Barlalı Sıddık Süleyman'a yapılan bir itiraz üzerine, Bediüzzaman Hazretleri yazdığı bir mektupta, Barla'yı kendisine sevdiren, gurbeti unutturan yakın dostlarından bilvesile bahsetmektedir. Bu dostlardan birisi de Abdullah Yavaşer'dir. Mektubun ilgili kısmı şöyledir:

"Böyle bir adamla (Sıddık Süleyman Kervancı) bu köy değil, belki bu vilayet iftihar etmeli. Bu tarz ahlâk bu zamanda bulunması, medar-ı ibrettir. Ben hem garip hem misafirim. Benim istirahatımı temin etmek köyün borcu idi. Bu köy namına Cenâb-ı Hak onu ve Mustafa Çavuş'u ve Muhacir Hâfız Ahmed'i ve Abdullah Çavuş'u bana ihsan etti. Ben de Cenab-ı Hakk'a şükrediyorum. Bunlar bana yüzer dost kadar kıymettar göründüler, vatanımı bana unutturdular. Gurbet ve misafirlik elemini bana çektirmediler. Bunların yüzünden ben, bu köyün hayatta ve vefat edenleriyle alakadar olup, onlara her zaman dua ediyorum."(1)

Bediüzzaman Hazretleri, başka bir mektubunda; 'Mübarek bir hane sâhibi ve sâdık bir arkadaşım' dediği Abdullah Yavaşer'i, mazhar olduğu bir inayete şâhit tutmaktadır:

"Şu mübarek Ramazan'da, yalnız iki haneden bana yemek geldi; ikisi de beni hasta etti. Anladım ki başkasının yemeğini yemekten memnûum. Mütebakisi, bütün Ramazan'da benim idareme bakan mübarek bir hanenin ve sâdık bir arkadaşım olan o hane sâhibi Abdullah Çavuş'un ihbarı ve şehâdetiyle, üç ekmek, bir kıyye pirinç bana kâfi gelmiştir. Hatta o pirinç, on beş gün Ramazan'dan sonra bitmiştir."(2)

1929 yılında Barla'da telif edilen ve Risale-i Nur'un bir şaheseri olan On Dokuzuncu Mektup yazılırken görülmemiş bir inayete ve Mu'cizat-ı Nebeviye'nin harika bir kerametine şâhit olunmuştur. Bediüzzaman Hazretleri'nin "daimi hizmetkârım" dediği Abdullah Yavaşer, bu harika inayetin en yakın şâhitlerinden birisidir.

Bediüzzaman, telif anında gördüğü bu inayeti aynı risalenin en son sayfasında şöyle izah etmektedir:

"Hem yanımda kütüb-ü hadisiye ve siyer kitapları yoktur. Bununla beraber 'Tevekkeltü alallah' diyerek başladım. Öyle bir muvaffakıyet oldu ki, Eski Said'in kuvve-i hâfızasından ziyâde Hâfızam yardım etti. Her iki-üç saatte, süratle otuz-kırk sahife yazıldı. Bir tek saatte, on beş sahife yazılıyordu. Ekser Buharî, Müslim, Beyhakî, Tirmizî, Şifa-i Şerif, Ebu Nuaym, Taberî gibi kitaplardan naklediliyor. Hâlbuki bu nakilde hata olsa –hadîs olduğu için– günah olması lazım geldiğinden, kalbim titriyordu. Fakat anlaşıldı ki inayet var ve şu risaleye ihtiyaç var."

Şâhitsiz ispatsız bir şey yazmayan Üstad Bediüzzaman Said Nursî, bu ifadelerini, aynı sayfanın altında, hâdisenin görgü şâhitlerine teyit ettirmektedir. Bu imzalardan en birincisi de Abdullah Yavaşer'dir. Şöyle ki:

"Evet, biz müsveddeyi yazıyorduk. Üstadımız da söylüyordu. Yanında hiç kitap yoktu; hiç müracaat da etmiyordu. Birden bire, gayet süratli söylüyordu, biz de yazıyorduk. İki üç saatte otuz kırk, daha fazla sahife yazıyorduk. Bizim de kanaatimiz geldi ki, bu muvaffakiyet, mu'cizât-ı Nebeviye'nin bir kerametidir.

Daimi hizmetkârı Abdullah Çavuş; hizmetkârı ve müsvedde kâtibi Süleyman Sâmi; müsvedde kâtibi ve âhiret kardeşi Hâfız Halit; müsvedde ve tebyiz kâtibi Hâfız Tevfik."(3)

Şefkat Tokatları Risalesinde de Barlalı Abdullah Yavaşer'in ismi geçmektedir. Üstad'ın rızası olmadan Barla'ya, kendisini ziyarete gelen Kuleönlü iki Mustafa'nın dönüşte tutuldukları fırtına sebebiyle, yedikleri şefkat tokadı izah edilirken şunlar söylenir:

"Mustafa Çavuş dedi: O gitse, o da kalacak. Ben de onun arkasından gidip aramak lazım. Benim arkamdan da Abdullah Çavuş gelmek lazım. Bu hususta 'Tevekkelna alallah' dedik, intizar ettik."(4)

Abdullah Yavaşer ismi, Külliyat'ta muhtelif vesilelerle şu şekilde geçmektedir: Üstad Hazretleri, kendisini Kürt diye tezyif etmek isteyen menfi milliyetçilere cevap verirken Abdullah Yavaşer'in ismini de zikretmektedir:

"Hem ben bu memlekette Hulusi, Sabri, Hafız Ali, Hüsrev, Re'fet, Asım, Mustafa Çavuş, Süleyman, Lütfü, Rüştü, Mustafa, Zekâi, Abdullah gibi yirmi-otuz Müslüman-Türk gençlerini âdeta yirmi-otuz bin millettaşlarıma tercih ettiğimi ve onları o otuz bin adamın yerine kabul ettiğimi, bu dokuz senedeki Türkçe âsâr ile ve hizmet ile göstermişim."(5)

Re'fet Barutçu'ya cevabî mektubunda:

"Hazır Mesut, Gâlip ve Süleyman Efendiler, Mustafa Çavuş, Abdullah Çavuş selam ediyorlar."(6)

"Kalben rahatsızlığım dolayısıyla, Kurban Bayramına kadar Süleyman Efendi, Şamlı Hâfız Tevfik, Abdullah Çavuş ve Mustafa Çavuş'tan başka kimseyi kabul etmiyorum. Affedersiniz, gücenmeyiniz."(7)

Hz. Üstad, Emirdağ'dan Barla'ya yazdığı bir mektubunda ise şunları söyler:

"Ben bütün Barla halkına, hususan Süleymanlar ve Bahri ve Mehmetler ve Mustafalar, eski zamanda Nurlara kıymettar hizmet eden Şamlı Hâfız Tevfik ve mübarek Hâfız Halit ve İmam Hakkı Efendi ve Muhacir Hâfız Ahmet ve evladı ve ahfadı ve Şem'i ve bana çok hizmet eden Abdullah Çavuş ve oradaki komşularıma ricalen ve nisaen binler selam ve dua ederim ve mübarek aylarda dualarını isterim."(8)

 

(1) Bediüzzaman Said Nursî, Barla Lâhikası, Söz Bas. Yay., s. 284.

(2) Bediüzzaman Said Nursî, Mektubat, Söz Bas. Yay., s. 103.

(3) Bediüzzaman Said Nursî, Mektubat, Söz Bas. Yay., s. 280.

(4) Bediüzzaman Said Nursî, Lem'alar, Söz Bas. Yay., s. 99.

(5) Bediüzzaman Said Nursî, Barla Lâhikası, Söz Bas. Yay., s. 321.

(6) Bediüzzaman Said Nursî, Barla Lâhikası, Söz Bas. Yay., s. 453.

(7) Bediüzzaman Said Nursî, Barla Lâhikası, Söz Bas. Yay., s. 485.

(8) Bediüzzaman Said Nursî, Emirdağ Lâhikası, Söz Bas. Yay., s. 216.

 


Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

nejat, 2016-06-14 11:11:11

yukardaki 2 fotoğraftan soldaki kişi Çaprazzade Abdullah ÇAPRAZ ın ,2. sağdaki ise Abdullah Çavuş Yavaşerin dir ..ıkiside farklı kişilerdir,ikiside barlalıdır ve ikiside üstadın talebesi olmuştur..bilginize.

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

DÄ°ÄžER YAZILAR

ÛLVİYE SÜMER (1895 – 1974)

ÛLVİYE SÜMER (1895 – 1974)

Ûlviye Sümer, Risale-i Nur’un Kastamonulu hanım kahramanlardandır… “Âsiye, Ulviye, Lütfi

TACEDDÄ°N TOPAL(1927-2020)

TACEDDÄ°N TOPAL(1927-2020)

Taceddin Topal ağabeyimiz Isparta/Yalvaçlıdır. Yalvaçlılar O’na Taci Dede diye biliyor ve ö

ŞÜKRÜ ALTUĞ(1914 – 1984)

ŞÜKRÜ ALTUĞ(1914 – 1984)

Isparta’nın Sav köyü bin kalemle Risale-i Nur eserlerini yazarak çoğaltan, Hz. Üstadın ifad

ÅžEVKET AKIN(1923 -2021)

ÅžEVKET AKIN(1923 -2021)

Batmanlı Şevket Akın, Bediüzzaman hazretlerini 1952 yılında Isparta’da ziyaret ediyor. Aynı

ŞAHABEDDİN ÜNLÜ (1945 -2021)

ŞAHABEDDİN ÜNLÜ (1945 -2021)

Bolvadinli Emekli Edebiyat öğretmeni Şahabeddin Ünlü ile Ankara’da halef selef oluyoruz. Biz

ŞAHABEDDİN GARGILI(1924 – 2017)

ŞAHABEDDİN GARGILI(1924 – 2017)

Molla Şahabeddin Gargılı, 1924 yılında Bingöl’ün Kığı ilçesinde doğmuştur. Erzurumlu

SÜLEYMAN ÇAĞAN(1930 - )

SÜLEYMAN ÇAĞAN(1930 - )

Malatya/Doğanşehirli Süleyman Çağan ağabeyimiz üç arkadaşıyla beraber Hz. Üstad’ı Ispa

SAİD NUR ÇELEBİ (1948 -)

SAİD NUR ÇELEBİ (1948 -)

Risale-i Nur hizmetkârlarından iki bahtiyar hanedanın silsilesi Said Nur Çelebi’de buluşuyor.

ÖMER HALICI(1919 – 1954)

ÖMER HALICI(1919 – 1954)

Şehid Pilot merhum Ömer Halıcı, Risale-i Nur’da adı çokça geçen Konyalı (aslı Kığı il

OSMAN NURİ TOL(1885 – 1955)

OSMAN NURİ TOL(1885 – 1955)

Merhum Osman Nuri Tol 1885 doğumludur ve Abdullah Yeğin Ağabey gibi Kastamonu/Araçlıdır. Milli

OSMAN AKSOY(1940 - )

OSMAN AKSOY(1940 - )

Denizlili emekli lise öğretmeni Osman Aksoy, Bediüzzaman hazretlerinin Isparta’da bulunduğu ta

Gökleri ve yeri yerli yerince yarattı. Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi de güzel yaptı. Dönüş ancak O'nadır.

et-Teğabün: 3

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

İnsanların en fenası, birine ayrı, diğerine de ayrı görünen iki yüzlü insanlardır.

Seçme Hadisler, 101

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Yıldız Sarayı'nın İttihatçılar'ca Yağma Edilmesi(29 Nisan 1909) *Gazneli Mahmud'un Vefatı(30 Nisan 1030) *Yıldırım Bâyezid Tarafından Manisa'nın Fethi(1 Mayıs 1390) *Fatih Sultan Mehmed Hân'ın Vefatı(3 Mayıs 1481) *Eyüp Sultan Hazretleri(r.a.) Vefât E

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI