MÃœSLÃœMAN OLMAK-NURÄ° YILMAZ-MANA YAYINLARI-Ä°STANBUL-2008

"Cezan kadar yanarsın, sonra yine cennete girersin!" ...İşte hayata günahlar ve sevaplar penceresinden bakan anlayış. s. 10


Nurgül Dere

nurguldere@gmail.com

2013-08-23 08:54:48

 

"Cezan kadar yanarsın, sonra yine cennete girersin!"
...İşte hayata günahlar ve sevaplar penceresinden bakan anlayış. s. 10

Yüzyıllardır devam eden sapmanın bir sonucu olarak İslâm, sevap ve günah adı verilen emirlerden, yasaklardan ve kurallardan ibaret bir din haline gelmiştir. s. 10

İslâm'ı o kurallardan ibaret zannedip iyi niyetle uygulamak isteyen insanlar, hiçbir zaman gereği gibi uygulamaya güç yetiremezler.

Kimi insanların zaten o kuralları yerine getirmek gibi bir niyetleri bulunmaz. Onlar kolay yoldan cenneti elde etmek peşindedirler. Bir yandan kendilerine sevimli gelen sapkın bir hayatı yaşarlar, bir yandan da kendilerini bir yalana inandırırlar... s. 12

Acaba hayatı kurallardan ibaret zanneden bir kimse, gerçekten güç yetiremediği için mi sorumluluklarını aksatır? Yoksa "zaten istesem de tam Müslüman olamayacağım" şeklindeki bir düşüncenin hassasiyetlerini azaltmasından dolayı mı? s. 19

Allah'ın rızasını elde etmek isteyenler, akıl, güç ve samimiyetleri ölçüsünde Kur'ân'ın prensiplerini hayatlarında uygulamaya çalışırlar. s. 24-25

...Beş vakit namaz kılan, ama namazı; ticaretini, ahlâkını ve hayata dair tercihlerini İslâm'a uygun kılmayan insanın durumu neyle izah edilebilir? s. 25

Bütün hayatın Allah'ın boyasıyla boyanması, bütün tutum ve davranışların "Allah görüyor" anlayışıyla yapılması, hayata dair önceliklerin ve tercihlerin "imtihan" bilinci içerisinde oluşturulması, kısacası; "İslâm'ın canlı bir örneği olmak!..." s. 26

"Ben buna layık olmasaydım, Allah vermezdi. Yanlış olsaydı, Allah engellerdi" şeklinde ortaya çıkan kendini haklı görme duygusu, insanoğlunun; iyi veya kötü, yaptığı her şeyi Allah'a bağlamasından başka bir şey değildir. Içinde bulundukları durum sanki Allah'ın suçuymuş gibi, savunmalarını şu ifadeler üzerine kurarlar: "Ne yapayım ben böyleyim. Sonuçta Allah beni bu özelliklerle yarattı." s. 28

...Başına gelen olaylardan sonra şükretmek de, aşırı gitmek de insanın elindedir. s. 33

Bilginin faydalı olabilmesi için, insanın ona göre yaşaması gerekir. Bilgi, kendisine göre yaşanmaya çalışıldığı zaman eksiklikleri giderir ve yanlışları doğruya, acemilikleri tecrübeye ancak bu yolla dönüştürür. s. 64

Aşırı gücün çekiciliği vardır. Insanı isyana yönlendirir. Allah korkusu taşıyan bir insan, herkesin aç olduğu bir ortamda elinde sınırsız bir gücün toplanmasını ve onunla imtihan edilmeyi arzu etmez. Bu yüzden Allah'ın belirlediği sınırlar içerisinde elindeki imkânı diğer Müslümanlarla paylaşmayı tercih eder. Paylaşımın en güzel şekli Kur'ân'da infak kavramıyla ifade edilmiştir. s. 75

Bir kişi örtündüğü halde karşı cins için, açık olan birisinden daha dâvetkâr olabilir. s. 77

...Bir Müslüman'da olması gereken şey takva örtüsüdür. s. 77

İnsanlar arası ilişkilerde sergilenmesi gereken doğru duruş ve tutum haksızlık yapmamak olarak karşımıza çıkar. s. 78

...Hayatın sadece namaz, oruç, hac, zekât ve kurban gibi şekilsel ibâdetlerden ibâret olarak görülmesi bir yanılgıdır.

Oysa kulluk, hayatın her anını içine alan bir eylemdir. Caminin dört duvarı içerisinde veya namazın mânevî havasını solurken Allah'ı hatırlayan, sonrasında ise her türlü sınırı aşıp, ahlâksızca ve haksızlık içerisinde bir hayat süren kişi Allah'a kulluk görevini yerine getirmiş olmaz. s. 86

Müslümanlar İslâm'ın kazandırdığı bir özellik olarak kolayca bir araya gelebilirler. Bir araya gelebilmenin ve birlikteliği sürdürebilmenin şartı olan fedakârlık, âhiret inancı olan birisi için çok kolaydır. s. 110

Fakat Müslümanlar, bir araya geldikleri kolaylıkta, kendilerinden olmayanı dışlama eğilimi içerisine girmektedirler. Kafalar hemen grupçu, cemaatçi bir çizgide çalışmaya başlamakta, kendi grup ve cemaatini diğerlerinden üstün görme eğilimi baş göstermektedir. s. 110

İslâm tevhid dinidir. Tevhid, Allah'tan başka hiç bir otoriteye itaat etmemek ve hayatı yönlendirmesine izin vermemektir. s. 122

Sâhip olduğu her şeyi; vaktini, gücünü, imkânlarını, hayatın sonunda imtihan olduğu bilinciyle Allah uğrunda kullanmayan kimse ziyandadır. s. 129

İyi bir son hazırlamak da, kötü bir son hazırlamak da insanın kendisine bağlıdır. Iyilik de, kötülük de insan çaba ve tercihlerinin ucundadır. s. 139

 

https://twitter.com/CevaplarOrg

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Görmedikleri halde, Rablerinden korkanlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükafat vardır.

Mülk, 12

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

"Biriniz bir oturma yerine girince selâm versin. Oturmak isterse otursun. Kalkarken yine selâm versin. Çünkü, birinci selâm ikincisinden daha üstün değildir."

Ebu Davud

TARÄ°HTE BU HAFTA

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI