ASR-I SAADET HATIRALARI-34

ALLAH RASULÜNÜN HRİSTİYANLARLA İSA(A.S) HAKKINDAKİ TARTIŞMASI Bilindiği gibi Rasulullah(aleyhissalatu vesselam) Hristiyan olan Necran halkını İslam’a davet eden bir mektup yazmış ve oranın piskoposuna göndermişti. Necran Yemen’de, Hemdan bölgesinde bir şehirdi.


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2013-04-22 17:47:35

ALLAH RASULÜNÜN HRİSTİYANLARLA İSA(A.S) HAKKINDAKİ TARTIŞMASI

Bilindiği gibi Rasulullah(aleyhissalatu vesselam) Hristiyan olan Necran halkını İslam'a davet eden bir mektup yazmış ve oranın piskoposuna göndermişti. Necran Yemen'de, Hemdan bölgesinde bir şehirdi.

Bunun üzerine Necran halkının ileri gelenlerinden bir heyet Medine'ye geldi. Konunun tafsilatını siyer ve tarih kitaplarına havale ederek, İslam akaidiyle muharref Hristiyan akidesinin Uluhiyet anlayışının nasıl zıd olduğunu gösteren bir tartışmayı nazar-ı dikkatinize sunacağız..

Alusi'nin Rûh'ul Meâni adlı ünlü tefsirinde naklettiğine göre, gelen heyet Efendimize(aleyhissalatu vesselam) şöyle dediler;

-Neden bizim adamımız(Hz. İsa) hakkında kötü sözler sarf ediyorsun?

-Ne diyorum?

-Sen İsa(a.s) Allah'ın kuludur diyorsun.

-Evet, o Allah'ın kulu ve Rasûlü'dür. Bâkire ve iffetli Meryem'in rahmine ilkâ ettiği kelimesidir.

Bu sözler üzerine öfkelendiler ve "Sen hiç babasız insan gördün mü? Eğer doğru söylüyorsan benzerini göster bakalım dediler. Bunun üzerine Âl-i İmrân Suresi 59-61. ayet-i kerimeleri nâzil oldu;

إِنَّ مَثَلَ عِيسَى عِندَ اللّهِ كَمَثَلِ آدَمَ خَلَقَهُ مِن تُرَابٍ ثِمَّ قَالَ لَهُ كُن فَيَكُونُ {*} الْحَقُّ مِن رَّبِّكَ فَلاَ تَكُن مِّن الْمُمْتَرِينَ {*} فَمَنْ حَآجَّكَ فِيهِ مِن بَعْدِ مَا جَاءكَ مِنَ الْعِلْمِ فَقُلْ تَعَالَوْاْ نَدْعُ أَبْنَاءنَا وَأَبْنَاءكُمْ وَنِسَاءنَا وَنِسَاءكُمْ وَأَنفُسَنَا وأَنفُسَكُمْ ثُمَّ نَبْتَهِلْ فَنَجْعَل لَّعْنَةَ اللّهِ عَلَى الْكَاذِبِينَ

" Allah nezdinde İsa'nın durumu, Adem'in durumu gibidir. Allah onu topraktan yarattı. Sonra ona "Ol!" dedi ve oluverdi. Gerçek, Rabbinden gelendir. Öyle ise şüphecilerden olma. Sana bu ilim geldikten sonra seninle bu konuda çekişenlere de ki: Geliniz, sizler ve bizler de dahil olmak üzere, siz kendi çocuklarınızı biz de kendi çocuklarımızı, siz kendi kadınlarınızı, biz de kendi kadınlarımızı çağıralım, sonra da dua edelim de Allah'tan yalancılar üzerine lânet dileyelim." (Rûh'ul Meâni C: 3 s: 186)

Merhum Said Havva, Er Rasul adlı şaheserinde, siyer kitaplarından naklen tartışmanın devamını bize şöyle vermektedir;

Peygamber onlara şöyle cevap verdi;

-Allah'ın ölmeyeceğini ve İsa'nın fenaya mahkûm olup öleceğini bilmiyor musunuz?

-Evet biliyoruz.

-Rabbimizin herşeyin koruyucusu olduğunu ve rızkını verdiğini bilmiyor musunuz?

-Evet.

-İsa bunlardan herhangi birini yapabilir mi?

-Hayır.

-Ne yerde, ne gökte Allah'tan hiçbir şey gizli kalmadığını bilmiyor musunuz?

-Evet.

-İsa bunlardan bir şey bilir mi?

-Hayır.

-Rabbimizin, dilediği şekilde İsa'yı ana rahminde suretlendirdiğini, Rabbimizin ne yemek yediğini, ne su içtiğini ne abdest bozduğunu bilmiyor musunuz?

-Evet.

-Her anne gibi İsa'nın annesi de ona hamile olduğunu, sonra onu doğurduğunu, her anne yavrusunu doğurduğu gibi, sonra her çocuğa emzirildiği gibi kendisine süt emzirildiğini, sonra yemek yeyip su içtiğini ve abdest bozduğunu bilmiyor musunuz?

-Evet.

-Öyle ise iddia ettiğiniz gibi nasıl olacaktır?"

HZ. ÖMER(R.A)'IN BİR RAHİBE AĞLAMASI

Ebu İmran el Cevni diyor ki; Hz. Ömer(r.a) bir gün bir rahibin yanına uğradı. Rahibe; "Bu emir'ül müminindir" dediler. Hz. Ömer(r.a) baktı ki rahipte(ibadete kendini vermekten dolayı) zayıflık, yorgunluk ve dünyayı terk etmenin alametleri belirmişti.

Bunun üzerine koca halife gözyaşlarına boğuldu. Kendisine "o bir Hristiyan'dır, neden ağlıyorsunuz" denilince, şöyle cevap verdi; "Ben bunu biliyorum ama ona acıdım ve Allah u Teâlâ'nın şu sözünü hatırladım;

عَامِلَةٌ نَّاصِبَةٌ {*} تَصْلَى نَاراً حَامِيَةً

(Birçok insan) çalışmış( fakat boşuna) yorulmuşlardır. Onlar kızgın ateşe gireceklerdir."(Gaşiye; 3,4) Cehennemlik olduğu halde çalışıp yorulmasına acıdım."

Not: Hz. Ömer(r.a)'ın bu sözünden şu ayeti de hatırlamamak mümkün mü?;

وَمَن يَبْتَغِ غَيْرَ الإِسْلاَمِ دِيناً فَلَن يُقْبَلَ مِنْهُ وَهُوَ فِي الآخِرَةِ مِنَ الْخَاسِرِينَ

"Ve her kim İslâm'dan başka bir din ararsa elbette ondan kabul edilmez ve o ahirette hüsrâna uğramışlardan olur."( Âl-i İmrân Suresi; 85. Ayet)

Kaynaklar

1- M. Yusuf Kandehlevi, Hayâtü's Sahâbe, terc: Hayri Demirci, Cilt: 1, Gülistan Neşriyat, İst. 2009

2-Said Havva, Er Râsul, terc: Halil Günenç, Hilal Yayınları, İst. 1981

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

Zulüm (ve haksızlık) edenlere de sakın meyletmeyin! Sonra size de ateş dokunur. Sizin Allah'tan başka dostlarınız yoktur, sonra size yardım da edilmez.

Hûd, 113

GÜNÜN HADİSİ

Bir kimseye şer olarak bir müslüman kardeşine hakaret etmesi kafidir.

Riyazü's Salihin, 3/1605

TARİHTE BU HAFTA

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI