ASR-I SAADET HATIRALARI-33

HZ. ÖMER(R.A)’İN AĞABEYİNİN VEFATINA ÜZÜLMESİ Zeyd bin Hattap(r.a) Hz. Ömer (r.a)’ın üvey ağabeyidir. Yaşça ondan büyük olduğu gibi, İslam’a girişi de Hz. Ömer efendimizden öncedir. Hz. Ömer(r.a) ağabeyine çok düşkündü, onu çok severdi.


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2013-04-16 11:13:09

 HZ. ÖMER(R.A)'İN AĞABEYİNİN VEFATINA ÜZÜLMESİ

Zeyd bin Hattap(r.a) Hz. Ömer (r.a)'ın üvey ağabeyidir. Yaşça ondan büyük olduğu gibi, İslam'a girişi de Hz. Ömer efendimizden öncedir. Hz. Ömer(r.a) ağabeyine çok düşkündü, onu çok severdi.

Kendisi son derece cesur ve mert bir insandı. Zırh giymeyi savaşlarda ağırlık yaptığı mülahazasıyla sevmez, bu konuda kendisine sık sık tembihatta bulunan kardeşi Hz. Ömer'e(r.a); "Biz ölümden korkmayan, zırh giymeye rağbet etmeyen mücahidiz" derdi.

Uhud günü, Müslümanlarla müşrikler arasında savaş kızıştığı anda, Zeyd b. Hattâb çarpışa çarpışa ilerliyordu. Kardeşi Ömer, onun zırhının düştüğünü ve düşmanlar tarafından vurulmaya çok uygun bir hâle geldiğini gördü ve ona seslendi.
"Zeyd benim zırhımı al ve onunla savaş..!"
Zeyd ona cevap verdi:
"Ömer, senin istediğin şehâdeti ben de istiyorum..!"

Ömrü savaştan savaşa koşarak geçen Hz. Zeyd'e şehadet mertebesi irtidat hareketleri sırasında Hz. Ebubekir(r.a) devrinde, Yemame'de erişti.

Hz. Ömer(r.a) onun vefat haberi kendisine ulaştığında çok üzüldü. Hatta artık bir musibetle karşılaştıkça; "En büyük musibet Zeyd'in şehadetidir. Fakat sabretmelidir" demeye başladı. Çok zaman tahayyülata dalar; "Saba rüzgârı Zeyd'in güzel kokusunu getiriyor, benim hatıramı tazeliyor" derdi.

O sıralarda meşhur şair Mütemmim bin Nüveyre'nin kardeşi de bir savaşta Hz. Halid'in yanındayken ölmüştü. Mütemmim bu hadiseye kahroldu, kardeşi hakkında uzun mersiyeler söylemeye başladı. Aynı günlerde kendisi gibi kardeşini kaybeden Hz. Ömer ile görüştü. Mütemmim ; "Kardeş ölümü başka bir şeye benzemiyor" diye ağlamaya başladı.

Hz. Ömer(r.a) onu teselli buyurdu ve "kederin, üzülmenin de bir haddi var" dedi. Sonra; "Ben de şair olsaydım, Zeyd'e mersiyeler yazardım" buyurdu. Bunun üzerine Mütemmim; "Ya Ömer! Senin kardeşin gibi benim kardeşim de şehid olsaydı, ben ona mersiye yazmaz ve ağlamazdım" diye cevap verdi.

Hz. Ömer bu cevapla alakalı şöyle demiştir; "Beni kimse Mütemmim gibi teselli etmedi."

Bir gün kardeşi Zeyd'in katilini görünce; "Yazıklar olsun sana! Öyle bir kardeşimi öldürdün ki, her ne zaman saba rüzgârı esse, onu hatırlarım" buyurdu.

SAİD BİN AMİR'İN GÖZÜNDE EN BÜYÜK BİR MUSİBET

Said bin Amir hazretleri Hayber fethi öncesi İslam'la şereflenen ve Medine'ye hicret eden bir sahabe idi. Hz. Ömer (r.a) bu zatı Humus'a vali olarak tayin etmişti. Bir ara kendisi hakkında halife Hz. Ömer'e şikâyet geldi. Denildiğine göre Said hazretleri asabi buhranlar geçiriyordu. Durum hemen tahkik ve tetkik edildi. Halife'nin huzuruna çıkan vali Said bin Amr ara sıra nükseden bu buhranlarının sebebini şöyle açıklamıştı; "Hubeyb bin Adiyy'i Kureyşiler astıkları sırada orada bulunanlara inkisar ederek beddua etmişti. Ben de hem Kureyşiyim, hem de orada idim. Bu hadisede o zaman kendimi kaybettim. O zamandan beri ara sıra böyle buhran geçiriyorum."

Bir zaman sonra Hz. Ömer Humuslulardan fakir ve yardıma muhtaç olanların listesini istemişti. Listede Hz. Said'in ismi de vardı. Hz. Ömer(r.a) listeyi kendisine getiren heyete, listedeki Said bin Amr'ın kim olduğunu sormuş, onlar da valileri olduğunu söyleyince, şaşırarak; "Onun vazifesi olduğu halde nasıl fakir olur?" dedi.

Humuslular onun yaşayışının alelade fakirlerden farkı olmadığını söylediler. Bunun üzerine Hz. Ömer(r.a) ona 1000 dinar gönderdi.

İbn-i Amir bu parayı görünce çok üzüldü ve "inna lillah ve inna ileyhi raciun" dedi. Karısı hayretle sordu;

-Halife hazretlerine Allah göstermesin bir zarar mı var?

-Daha mühim…

-Ne oluyor, kıyamet mi kopacak?

-Daha büyük..daha büyük..

Sonra durumu eşine anlattı ve sabah olur olmaz da gelen bütün parayı fakir fukaraya dağıttı. Allah ondan razı olsun..

Kaynaklar

1-Şah Muinüddin Ahmed Nedvi, Said Sahib Ansari, Asr-ı Saadet, Cilt: 3, Tercüme; Ali Genceli, Sebilürreşad Neşriyatı İst. 1968

2- M. Yusuf Kandehlevi, Hayâtü's Sahâbe, terc: Hayri Demirci, Cilt: 3, Gülistan Neşriyat, İst. 2009

3- Halid Muhammed Halid, Yeryüzü Yıldızları, terc: Osman Arpaçukuru, Beka Yayınları, İst.2009 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Sana yakîn (ölüm) gelinceye kadar Rabb'ine kulluk et!

Hicr, 99

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Hiç bir vâli yoktur ki, o, müslüman ahâli üzerinde icrâ-yı velâyet ederken zulüm ederek ölür, muhakkak Allah Cennet kokusunu ona haram kılacaktır.

Ma'kıl İbn-i Yesâr (r.a)'dan rivayet olunur.

TARÄ°HTE BU HAFTA

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI