CEMAAT-İSMAİL ÇETİN-DİLARA YAYINLARI-ISPARTA-2005

...Cemaatleşmek devlet kurmak değildir. Çünkü devlet kurmak ibadet değildir. Yani devlet mekanizmasını ele geçirmek dinî bir gaye değildir; lâkin dinî ikâme etmeye vesiledir.


Nurgül Dere

nurguldere@gmail.com

2013-03-22 05:23:03

 

Cemaat sadece, beş vakit namazı câmilerde kılmaktan ibaret değildir. Tabiî ki, itikadda da cemaat söz konusu olur. s. 17

İmamın şuuru cemaate, cemaatin şuuru imama intikal eder. Cemaat ferdleri imamlarının ilmi nisbetinde, imam da cemaatinin gayreti nisbetinde şuurlanır. s. 19

...Namaz, kul ile Allah arasında taksim edilmiş üstün bir ibadettir. Düzelirse, yani şeriate mutabık olursa, sâir amel ve hareketler de düzelmiş olur. s. 25

...İnsan, sadece beden ve sadece ruh değildir; her ikisidir. İnsanda maddî ve mânevî birçok istekler vardır. Maddî istekleri, dünya hayatının levazımlarıdır. Mânevî istekleri, âhiret hayatının levazımlarıdır. Mü'min, her iki isteğe mebnî, her iki hayatının levazımlarını kazanmaya mecburdur. s. 40

Cihadın birçok çeşitleri vardır. Bir çeşidi de, namaza gönül bağlamak, vakti beklemek ve vakti gelince, cemaatle namaz kılmaya çalışmaktır. Mazeretsiz olarak cemaatin terkedilmesine ruhsat verilmemiştir.
Nefsin vatanı, sığınağı, çarşı ve sokaklardır. Buralarda menfiyat, fısk, fücur ve hırs olduğu gibi, câmiler de takvâ, zikir ve ibadet yeri, ruhun sığınağıdır. s. 46

...Cemaatleşmek insanın ruhu, hayatının refahı, âhirete nazaran ebedî saadetidir. s. 53

...Cemaatleşmek devlet kurmak değildir. Çünkü devlet kurmak ibadet değildir. Yani devlet mekanizmasını ele geçirmek dinî bir gaye değildir; lâkin dinî ikâme etmeye vesiledir. s. 60

Müslümanlar Ehli Sünnetten hangi mezhebde, meşrebde olursa olsunlar, tefrikadan sakınmalıdırlar. Kör taassub sebebiyle, tefrika ve parçalanmaya yol vermemeleri gerekir. s. 69

...İmamı beklemek ve namazı gözetlemek üstün cihaddandır. s. 78

...Saftaki eğrilik kalbdeki istikametin bozulmasına sirayet eder. s. 94

Saf düzgün olmadığı takdirde, şeytan kalblere hırs ve hasedi ilkâ eder; kalbdeki bu his yüzde fiile geçer... ve birbirinden yüz çevirmiş olurlar. s. 94

...Akıl, takva sahibi gençlerde olur. Takva sahibi olmayanın aşırı zekâsı, nefsinin belâsıdır... s. 96

Cemaatleşmenin (...) hikmeti, ferdlerin birbirine yardım etmeleridir. Allah Teâlâ insanları şu'be şu'be kabile kabile yaratmıştır; birbirlerini tanımaları için. Evet tanışmak çok mühimdir. (...) Tanışmak yardımlaşmanın vesilesidir. s. 108

İlim, konuşkanlık, servet, doğrusu cömerdlik, sanat, bedenî güç, rûhî olgunluk, irşad... birer nimettirler. Allah Teâlâ nimeti yarattığı gibi nimete ehil olanları da yaratmıştır. Nimete ehil olanlar, nimeti ihtiyaç sahiplerine ulaştırmakta sebeb ve vesiledirler. s. 108

Müslümanın Müslümana yardım etmesi elzem bir vazifedir. Zira yardım, bir taraftan zulmü bertaraf eder; diğer taraftan ferdlerin kalbindeki hırs ve hasedi yok eder; ittifak ve birliği sağlar. Evet iyilik üzere Müslümanlaırn yardımlaşmaları üstün vazife sayılmıştır. s. 110

Gerek seferde gerek ev sohbetlerinde ve gerekse meclis toplantılarında, Mü'min kardeşe yer vermenin sevabı çok üstündür. Tabiî ki, ihlâs ve samimiyet şarttır. Yani yer almak isteyenin kibirlilik ve gurur içerisinde; yer verenin de nefsinde bir üzüntü, aşağılık duygusu olmaması şarttır. Tabiî ki yer vermek, yerini başkasına vermek değildir. Yer vermek, iki kişiden her birinin sağa ve sola kayarak gelene yer açmaları demektir. s. 183-184

Ezan, ilâhî davettir. Allah Teâlâ'nın huzuruna davettir. Bu davete icabet etmeyen bir Mü'minin kalbinde nifak tohumu ekilir. İşte bu nifak hem reisi hem de reayâsını güvensizlik içersine sokar. s. 245

...Allah Teâlâ'nın emr ve yasaklarına muhalif olan kanunla amel etmek, inkâra yahud aynı seviyede kabul etmeye veyahud kifayetsiz görmeye mebnî ise küfür; hevâi nefsine tâbi' olmaya mebnî ise fısk, isyan ve zulümdür; büyük günahtır. Sâir günahlara afuv umulduğu gibi, buna da afuv umulur. s. 278-279

Müslümanların ittifakını bozabilecek sebeblere tevessül etmenin dinde yeri yoktur. İman kardeşliği, ferdleri biraraya getirir. Toplu olarak insanların ibadet etmeleri, insanın sevindirir. s. 305

Peşpeşe gelen fitneler, bazan maddî olur, bazan da manevî... Amma en büyüğü kalbe gelen, aklı, fikri ve itikadı bozan fitnelerdir. s. 306

İnsan, fıtrî veya şer'î hükümleri öğrenmeyi ihmal etti mi, emanete karşı nankörlük etmiş olur. Dinî bilgilerin ihmali, fısk ve isyan; inkârı ise küfürdür. s. 310

Cemaatler, İslâmî düsturlarla fitnelerden geçmeye çalışmalıdırlar. Şu tekfir meselesini kaldırmalıdırlar. Meşreb ne olursa olsun, Ehli Sünnete tâbî' olmamız gerekir. s. 333

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

İman edip iyi yararlı işler yapanları, muhakkak salihler (zümresi) içine katarız.

Ankebût, 9

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

"Üç defa kapıyı çalın. İzin verilirse girin; aksi halde dönün."

Riyazü's Salihin, 2/874

TARÄ°HTE BU HAFTA

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI