AKİF; BİR ABİDE ŞAHSİYET

Sivas’ta ortaokulun son sınıfındayım. Mehmet Akif’in bütün şiirlerinin toplu olduğu Safahat’ı okumak istiyordum. Ama Safahat Sivas’a yoktu. Ablam İstanbul’daydı. Eve dönerken bana mutlaka bir Safahat almasını, O’na mektup yazarak bildirdim. Ablam Sivas’a bir Safahat ile döndü. Ve ben 1950 yılından beri Safahat okuyorum. Bu bakımdan Mehmet Akif Bey’i birazcık tanıdığımı söyleyebilirim.


2012-12-24 16:36:39

Sivas'ta ortaokulun son sınıfındayım. Mehmet Akif'in bütün şiirlerinin toplu olduğu Safahat'ı okumak istiyordum. Ama Safahat Sivas'a yoktu. Ablam İstanbul'daydı. Eve dönerken bana mutlaka bir Safahat almasını, O'na mektup yazarak bildirdim. Ablam Sivas'a bir Safahat ile döndü. Ve ben 1950 yılından beri Safahat okuyorum. Bu bakımdan Mehmet Akif Bey'i birazcık tanıdığımı söyleyebilirim.

Akif'in vefatının 50.yıldönümü münasebetiyle Türkiye'de O'nunla ilgili sohbetler ve konferanslar düzenlendi. Programı Kültür Bakanlığı yürütmekle vazifeliydi. 1986 yılında Kültür Bakanlığı'nda çalışıyordum. Akif'i anma programlarına ben de katıldım. 44 Vilayetimizde Akif için kürsüye çıktım. Yurtdışında Almanya'da, Belçika'da, Hollanda'da ve Fransa'da işçilerimize M.Akif'i anlatmaya çalıştım.

O münasebetle hayretle ve dehşetle gördüm ki, bizim "aydın bilenen-öyle geçinen" kimselerimiz İstiklal Marşı şairimizi yeteri kadar tanımıyorlar. Hatta O'nun hakkında çok yanlış bilgilere sahipler. Halkımız da okumadığı için büyük şairimizden haberdar değil. Halbuki Mehmet Akif bizim Meşrutiyet ve Cumhuriyet devrimizin en büyük, ama en büyük abide şahsiyetlerinden biri.

Eğer insanların ve milletlerin yaşayışında: doğruluk, samimiyet, ahde vefa, haksızlık karşısında susmamak, bütün güzel sanatlara ve bütün ilimlere gönülden bağlanmak, merhametli ve metin olmak, gafletten, cehaletten, kinden, nefretten uzak yaşamak bin yıl sonra bile, iki binyıl sonra bile üstün vasıflar olarak kabul edilecekse, Akif bin yıl sonra bile, iki bin yıl sonra bile yine abide şahsiyetlerden biri olarak anılacaktır. Çünkü, o Kur'an ahlakıyla ahlaklanan, ışığını Kur'an'dan alan, mükemmel, müstesna şairlerimizden biridir.

O bakımdan çok mükemmel bir insandır. Cehaletten, gafletten, yanlış tevekkül anlayışından, birliğimize-beraberliğimize sokulan fitne fesattan, kula kul olmaktan, ilimden irfandan uzak kalmaktan, Mehmet Akif kadar yaka silken, şikayet eden şairlerimiz çok azdır..

Daha Birinci Dünya Savaşı yıllarında, Türkiye'nin kalkınması, çağdaş medeniyet sevyesine ulaşması için, Akif kadar dosdoğru gösteren mütefekkir şairlerimiz maalesef çok azdır. O'nun ileri sürdüğü fikirlere dün olduğu gibi, bugün de itiraz eden ilim adamlarımız yoktur. Bizim şiirimizde atom ilminden ilk defa bahseden O'dur.

Safahat'ın Asım bölümünde Mehmet Akif, yakın dostlarından birinin oğlu olan Asım'a nasihatlerde bulunur. Çünkü Asım ve arkadaşları, bir takım meselelerimizi kaba kuvvetle halledeceklerini sanan iyi niyetli fakat ilimden, irfandan uzak delikanlılardır: Ramazan'da oruç tutmayanları dövmekle, kumar oynayan kimselerin paralarını alıp, fakir fukaraya dağıtmakla ve bir hükümet darbesi yaparak kaba kuvvetle işbaşına gelmekle vatana-millete hizmet edeceklerini sanmaktadırlar. M.Akif, Asım'ı karşısına alır ve O'na nasihat eder: "Asım"der "Bu yol yanlıştır. Kaba kuvvetle meselelerimizi hal edemezsiniz. Milletlerin kalkınması için, iki temele dayanmaları gerekir: Bunlardan birisi fazilet, ötekisi marifettir. Fazilet bir milletin gelenekleri, görenekleri, güzel sanatlarıdır. Marifet ise ilimdir, tekniktir. Biz, maalesef bu temellerden uzak yaşıyoruz. Hâlbuki Berlin'de ilim adamları, maddenin kudret-i zerriyesini, yani atomu parçalamaya çalışıyorlar. Batı ilmi atomu parçaladı mı, bir damla kömürden namütenahi-sonsuz-güç elde edeceklerdir. Eğer siz de vatana hizmet etmek istiyorsanız, hemen Berlin'e gideceksiniz. O ilmi öğrendikten sonra hemen vatana döneceksiniz. Batının ilmini bize taşıyacaksanız. Arada köprü olacaksınız. İşte o zaman devlete, millete hizmet etmiş olacaksınız. Yoksa bu kaba kuvvetle hiç bir netice alamazsınız."

Asım, bu nasihati aldıktan sonra, Akif'e cevap verir: "-Yarın akşam yola arkadaşlarla birlikte çıkacağız" der. Akif de: "-Berhudar olun!" Yani "selamette olun, başarılı olun" diyerek, memnuniyetini ifade eder.

Yavuz Bülent Bakiler

http://www.mehmetakifersoy.com/makale_detay.php?makaleid=1341

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR

ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR

“Annemin memnun bir eda ile: “Bu sabah kahvaltıdan önce ne yaptığımı dünyada tahmin edeme

UBEYDULLAH-I AFGÂNÎ İLE SEBÎLÜRREŞÂD İDÂREHÂNESI’NDE BİR MUHÂVERE

UBEYDULLAH-I AFGÂNÎ  İLE SEBÎLÜRREŞÂD İDÂREHÂNESI’NDE  BİR MUHÂVERE

Ubeydullah-ı Afgānî” nâmında bir zât tarafından geçenlerde Kavm-i Cedîd ünvânıyla neş

MAÂRİF, DİN EĞİTİMİNİ EN İYİ ŞEKİLDE VERMELİDİR

MAÂRİF, DİN EĞİTİMİNİ EN İYİ ŞEKİLDE VERMELİDİR

İnanmak yaradılışın bir gereğidir. Din, aklın mâverâsında, zekânın fevkinde bir mürşi

MELİK FAYSAL’IN YAHUDİ KİSSİNGER'E VERDİĞİ TARİHİ CEVAP

MELİK FAYSAL’IN YAHUDİ KİSSİNGER'E VERDİĞİ TARİHİ CEVAP

Melik Faysal'ın en önemli gayelerinden birisi, Filistin meselesi ve Mescid-i Aksâ'nın hürriyeti

NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER

NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER

Mânevîyatsız ilmin, beşeriyete felâh ve huzur yerine, şüphe, tereddüt, hatta ızdırap verdi

NASIL BİR MAARİF?

NASIL BİR MAARİF?

Yıllardır ilmî ve fikrî çalışmalarım arasında memleketimizin mânevî, ahlâkî, derûnî

GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER

GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER

Diyorlar ki: Dünyaya bir kere gelinir. Sonun başlangıcı yoktur. Gülün, eğlenin, bir yıldır

HİCRET VE HAREKET

HİCRET VE HAREKET

Hicret, tâ ezelden ebede, âlem-i vücubdan âlem-i imkâna, daire-i ilimden daire-i kudrete, tâ

ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE

ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE

Ramazan ayının hususiyeti oruç. Orucun hususiyeti de kendisine ait meseleler. Başında; tutan tu

HEKİM VE FİLOZOF GÖZÜ İLE RAMAZAN

HEKİM VE FİLOZOF GÖZÜ İLE RAMAZAN

Hekim gözü ile Ramazan perhiz ayıdır. Bir çok hastalıklara karşı tıbbın tavsiye ettiği im

HÜZÜNLÜ BİR HAYVANAT BAHÇESİ GEZİSİ

HÜZÜNLÜ BİR HAYVANAT BAHÇESİ GEZİSİ

“Paris'in büyük hayat sıtmasına tutulduktan sonra(1) yapmaya hiç vakit bulamayacağım bir zi

İnsan, bizim kendisini kerih bir nutfeden yarattığımızı görmez mi ki, şimdi o apaçık bir hasım kesilmektedir.

Yasin, 77

GÜNÜN HADİSİ

"Kim bir oruçluya iftar verirse, oruçlunun sevabından hiçbir şey eksilmeksizin, oruçlunun sevabı gibi sevap alır."

Tirmizî.

TARİHTE BU HAFTA

*Prut Barış Antlaşması (Osmanlı-Rusya) 22 Temmuz 1711 *İkinci Meşrutiyet'in ilanı 23 Temmuz 1908

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI