SAHABE ve KUR’AN

Sahabenin Kur’an’a yönelişi doğru bir yönelme idi. Onun lezzetini tattılar, hatırlatmada, teşvik etmede, imanı arttırmada, istikamet üzere yaşamak için güç kazandırmada onun öneminin idrakine vardılar. Bundan dolayı onunla meşgul olup, vakitlerinin çoğunu onunla geçirdiler.


Mehmet Akıncı

mehmed.akinci@gmail.com

2012-10-14 22:06:37

Sahabenin Kur'an'a yönelişi doğru bir yönelme idi. Onun lezzetini tattılar, hatırlatmada, teşvik etmede, imanı arttırmada, istikamet üzere yaşamak için güç kazandırmada onun öneminin idrakine vardılar. Bundan dolayı onunla meşgul olup, vakitlerinin çoğunu onunla geçirdiler.

Sahabe hayatında bunun örnekleri pek çoktur.

Bazı kimseler Abdullah bin Mes'ud'a (radıyallahu anh) neden az nafile oruç tuttuğunu sorunca "Oruç bende Kur'an okuyacak tâkat bırakmıyor" demişti.

Abdullah bin Abbas -radiyallahu anh-, evine girdiğinde Hz. Ömer'in –radiyallahu anh- Kur'an'ı açıp okuduğunu söyler.

Bir gece Üseyd bin Hudayr Kur'an okurken yanında bulunan atı huysuzlandı. Atın, yakınında olan çocuğuna zarar vermesinden korkup okumasını kesti. Daha sonra gidip durumu Allah Resûlü -sallallahu aleyhi ve selleme bildirdi. Allah Resûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- "Oku Ey Üseyd! Sen okurken melekler seni dinliyordu. Şayet okumaya devam etseydin (sabah) insanlar yerle gök arasında bir bulut gibi melekleri seyrederdi" der.(1)

Hz. Ömer, Ebu Mûsâ el-Eş'arîye "Ey Ebu Mûsâ! Bize Rabbimizi hatırlat" derdi. Ebu Mûsâ okumaya başlar, onlar da dinleyip, ağlardı. Sahabe toplandığı zaman biri Kur'an okur, diğerleri onu dinlerdi.(2)

Anlayarak, düşünerek, etkilenerek ve ağlayarak saatlerce Kur'an-ı Kerîm okuyan bir sahabe düşünün. Böyle bir sahabenin yaşamı nasıl olur? Kuşkusuz göklere yükselir, yükselir, Rabbine yakınlaşır, unuttuklarını hatırlar, bilmediğini öğrenir ve içinde salih ameller işlemek için bir kuvvet oluşur.

Sahabe Kur'an'la öyle irtibat halindeydi ki hangi sorunla karşılaşsa çözümü onda arardı. Öyle ki İbn-i Abbas –radiyallahu anh- "Devemin yularını kaybetsem onu Kur'an'da (Kur'an vesilesiyle) bulurum." der. "Kendilerine okunmakta olan Kitab'ı sana indirmemiz onlara yetmemiş mi?"(3)

Sahabe bu ümmetin yücelmesinin ardındaki sırrın ve Allah –subhanehu ve teâlâ- ya ulaştıracak yegâne rehberin Kur'an-ı Kerîm olduğunun bilincinde idi. Bunun için sonraki zamanlarda da Kur'an-ı Kerim'den başka bir şeyle meşgul olunmamasını istiyordu.

Tabiinden iki kişi ilginç buldukları bir sayfayı incelemesi için Abdullah bin Mes'ud'a getirir. Onun gelmesini beklerler. Geliş sebeplerini söylerler. Abdullah bin Mes'ud hizmetçisini çağırıp bir leğen ister. Sonra sayfayı alıp leğene atar, üzerindekiler silinsin diye leğene su döker ve şu ayeti okur: "Biz, sana bu Kur'an'ı vahyetmekle geçmiş milletlerin haberlerini sana en güzel bir şekilde anlatıyoruz."(4) Onlar "sayfada yazılanlara bir bakar mısın? İlginç bir yazı" dediklerinde bunu kabul etmez ve "Kalpler kap gibidir. Onu Kur'an'dan başkasıyla doldurmayınız" der.(5)

Bu davranışıyla Abdullah bin Abbas –radiyallahu anh- başka kitapları okumayın, başka vesilelerden istifade etmeyin demek istememiş, ancak Kur'an'ın ehemmiyetine, onunla meşgul olmanın gerekliliğine ve kalpte onun yer etmesinin önemine dikkat çekmek istemiştir.

Allah Resûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- ashabının Kur'an-ı Kerîm'in manasına önem vermeyip yalnızca lafzına önem vermesinden ve imanı kuvvetlendiren ayetlerden yeterince istifade edememesinden korkardı. Bunun için Kur'anı Kerim'i okumaktan esas maksat hâsıl olsun diye derin bir anlayış ve etkilenme ile mutad olarak onu okumaya ve her daim onunla meşgul olmaya teşvik ederdi. "...Kendilerine Allah'ın âyetleri okunduğunda imanlarını artıran..."(6)

Allah Resûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- in Abdullah bin Amr bin Âs'a "Üç günden kısa sürede O'nu okuyan anlayamaz."(7)diyerek Kur'an-ı Kerim'i üç günden az bir zamanda okumasına izin vermemesi de, Kur'an-ı Kerim'i anlamanın ne kadar önemli olduğunu gösterir.

Allah Resûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- ashabına "Kim Kur'an-ı yedi günde hatmederse Allah'a itaat üzere yaşayan kullar arasına yazılır" dediğinde sahabe "Ya beş günde okuyan?" diye sordu. Allah Resûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- "Acele okunacağından Kur'an iyi anlaşılmayabilir. Ancak geceler de okuyarak geçirilip, anlayarak okunursa Allah'a yakınlaştırılmış kullardan sayılır. Sahabe "Ya üç günde okuyan?" diye sordu. Allah Resûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- "Bunu yapabileceğinizi sanmıyorum. Başlasanız da bitiremezsiniz." "Tertil üzere ve anlayarak üç günde okumayı başarırsak?" dedi sahabe. Allah Resûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- "Bu, nebilerin çalışmalarındandır." buyurdu. Sahabe "Peki üç günden daha kısa bir zamanda Kur'an'ın tamamını okusak?" diye sordu. Allah Resûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- "Üç günden az bir sürede okumayın." buyurdu.(8)

Dipnotlar

1-Taberânî

2-et-Tuhfetu l-Irâkiyye (İbn-i Teymiyye)

3-Ankebût: 51

4-Yûsuf: 3

5-Fezail ül-Kur'an (Ebû Ubeyd)

6-Enfal: 2

7-Silsilet-i Sahiha

8-Lemehâtü-l Envar (Ğafikî)

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Rabbin için namaz kıl ve kurban kes.

Kevser:2

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Allahu Teala, kulunu helal (kazanç) talebinde yorgun görmeyi sever.

250 Hadis, s.197

TARÄ°HTE BU HAFTA

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI