KALBE SELÂMET KAZANDIRAN UNSURLAR

1-Dargınlığa sebep olacak şeylerden uzak durmak: İslam, zarara götürecek durumların üzerinde, vukû bulmazdan evvel düşünmüş ve bunun önlemini almıştır. Bundan dolayı İslam, Müslümanların fitneye kapılıp


Mehmet Akıncı

mehmed.akinci@gmail.com

2012-09-23 20:49:42

1-Dargınlığa sebep olacak şeylerden uzak durmak:

İslam, zarara götürecek durumların üzerinde, vukû bulmazdan evvel düşünmüş ve

bunun önlemini almıştır. Bundan dolayı İslam, Müslümanların fitneye kapılıp tefrikaya düşmelerini engelleyici, sevgi ve muhabbetle bütünleşmelerini sağlayıcı bir takım kurallar koymuştur.

Nebî (sav) şöyle buyurur: 

"لاَ تَبَاغَضُوا ، وَلاَ تَحَاسَدُوا ، وَلاَ تَدَابَرُوا ، وَكُونُوا عِبَادَ اللَّهِ إِخْوَانًا ، وَلاَ يَحِلُّ لِمُسْلِمٍ أَنْ يَهْجُرَ أَخَاهُ فَوْقَ ثَلاَثِ لَيَالٍ."

(Birbirinize buğzetmeyin, hased etmeyin, sırtınızı dönmeyin, Ey Allah'ın kulları! Kardeş olun. Bir müslümana, kardeşine üç geceden fazla küsmesi helal değildir.)(1)

Diğer bir rivayette şöyle geçmektedir:

" لا يحل لمؤمن أن يهجر مؤمنا فوق ثلاث فإن مرت به ثلاث فليلقه فليسلم عليه فإن رد عليه السلام فقد اشتركا في الأجر وإن لم يرد عليه فقد باء بالإثم. " زاد أحمد وخرج المسلم من الهجرة."

(Bir müslümana kardeşine üç günden fazla küsmesi helal değildir. Şayet üç günlük bir dargınlık olursa, gitsin kardeşine selam versin. Selamını alırsa her ikisi de ecir kazanır. Yok, selamını almazsa, günah kazanmış olur.)(2)

2-Hak Sahiplerine Haklarını İâde Etmek:

Allah Resûlü (sav) şöyle buyurur:

" من كانت عنده مظلمة لأخيه فليتحلله منها فإنه ليس ثم دينار ولا درهم من قبل أن يؤخذ لأخيه من حسناته فإن لم يكن له حسنات أخذ من سيئات أخيه فطرحت عليه."

(Kimin üzerinde kardeşinin hakkı varsa, dinar ve dirhemin bulunmadığı gün gelmezden önce helalleşsin. Aksi takdirde o gün, sâlih bir ameli varsa, o zulmü nisbetinde kendinden alınır. Eğer hasenatı yoksa arkadaşının günahından alınır, kendisine yüklenir.)(3)

Bu, İslam'ın, üzerinde başkasının hakkı bulunan kimseye tavsiyesidir. Hak sahibini ise anlayışlı olmaya teşvik eder. Kardeşi ona pişmanlıkla geldiğinde özrünü kabul etmesini tavsiye eder. Özrü kabul etmemek büyük bir hatadır.

Bir hadîste şöyle denilmektedir:

" من اعتذر إلى أخيه بمعذرة فلم يقبلها كان عليه مثل خطيئة صاحب مكس."

 (Kendisinden özür dilenen kişi bunu kabul etmezse, haksız yere vergi alan kimse [meks sahibi] gibi hata etmiş olur.)(4)

Açıklama: Hadîste geçen 'meks sahibi'nden maksad, tüccarlardan ve satıcılardan mallarının onda birini haksız yere vergi olarak alan kimsedir. Yahut zekât vermesi gereken kimseden günümüzde kullanılan sözlük anlamıyla rüşvet alan kimsedir.

İki taraf için yapılan bu yönlendirme ile İslam, kin ve nefretin önünü tıkar, daha oluşmaya başlarken mikropları yok eder ve inanan toplumu âdil davranışlardan, karşılıklı dostluklardan oluşan yüksek bir düzlüğe çıkarır.

3-Dedikodunun Yasaklanması:

İslam, kişiler arasındaki sevgiyi muhâfaza etmek, ayrılıklara engel olmak için

dedikoduyu yasaklar. Dedikodu, saflığı kirleten, kalpleri bozan bir tohumdur. Nebî (sav) ashabı hakkında kendisine hoşlanmayacağı sözlerin getirilmesini yasaklamıştı ve şöyle demişti: 

" لايبلغني أحد من أصحابي عن أحد شيئا فإني أحب أن أخرج إليكم وأنا سليم الصدر."

(Ashabımdan biri diğer bir kimse hakkında bana söz getirmesin. Sizin karşınıza dâimâ selîm bir kalble çıkmak isterim.)(5)

Şayet bir kimseye dedikodu ulaşırsa bunun üzerine varmamalı, bunu büyütmemelidir. Nice kötü kelimeler vardır ki üzerine düşülmezse kaybolur gider. Ancak bazı kötü sözler de vardır ki, kötü niyetli birinin abartmasıyla ve kulaktan kulağa taşınarak büyümesiyle savaşlara kadar götürür.

Allah Resûlü (sav) şöyle buyurur:

" لاَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ نَمَّام.ٌ"

(Dedikodu yapan (laf taşıyan) Cennete giremez.)(6)

 Diğer bir rivayette ise; "قتات" kelimesi geçmektedir. Ulemâ her iki kelimenin de aynı anlamı taşıdığını söyler. "النمام" ın anlamının 'Bir toplulukla beraber olup sonra da onların dediklerini başkalarına taşıyan', "القتات" ın anlamının ise 'Bir topluluğun konuşmalarını onlara sezdirmeden dinleyip sonra da onların sözlerini başkalarına taşıyan' olduğu da söylenmiştir.

Bir hadîste şöyle denilmektedir:

"ان النميمة و الحقد في النار. لا يجتمعان في قلب مسلم."

(Laf taşımak ve kin ateştedir. Bu ikisi Müslümanın kalbinde bulunamaz.)(7)

 4-Sû-i Zannın ve Başkalarının Özelinin Araştırılmasının Yasaklanması:

Allah Resûlü (sav) şöyle der:

"مَنْ عَلِمَ مِنْ أَخِيهِ سَيِّئَةً فَسَتَرَهَا عَلَيْهِ سَتَرَ اللَّهُ عَلَيْهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ."

 (Kim bir kardeşinin kusurunu görür de onu örterse Allah da (cc) kıyamet günü onun kusurlarını örter.)(8

Diğer bir hadîste Allah Resûlu (sav) şöyle buyurur:

" إياكم و الظن فإن الظن أكذب الحديث."

 

(Sû-i zandan sakının. Sû-i zannın çoğu yalandır.)(9)

 5-Hasedin Yasaklanması

İslam, hasedi yasaklar. Allah (cc) Resûlü'ne (sav) hasetçilerin şerrinden

sakınmasını emretmiştir. Çünkü hased kalbde yanan bir kor gibidir. Sahibini de insanları da yakar. Başkalarının elinden nimetlerin yok olmasını temenni eden kimse toplumun için şerrinden sakınılması gereken bir musibettir. O kimsenin kalbi hasedinden dolayı hiçbir işte rahat bulamaz. Allah Resûlü (sav) şöyle buyurur:

"لا يجتمع فى جوف عبد الايمان و الحسد."

( Kişinin kalbinde iman ile hased birlikte bulunmaz.)(10)

Yazan: Ahmed Atıyye

Mütercim: Mehmed Akıncı/cevaplar.org

Dipnotlar

1-Buhârî

2-Ebû Dâvud

3-Buhârî

4-İbn-i Mâce

5-Ebû Dâvud

6-Müslim

7-Taberânî

8-Taberânî

9-Buhârî, Müslim

10-Beyhakî

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

HZ. AİŞE’NİN (radiyallahu anhâ) EVLİLİK YAŞINA DAİR

HZ. AİŞE’NİN (radiyallahu anhâ) EVLİLİK YAŞINA DAİR

Batılı inkarcılar ve onların fonladığı çevreler yaman bir çelişki içerisindedirler. Buda,

ÜRETİLEN ALGILARLA FİKİR SAHİBİ OLMAYA ÇALIŞMAK

ÜRETİLEN ALGILARLA FİKİR SAHİBİ OLMAYA ÇALIŞMAK

Vehhabilik meselesi zamanla dallanıp budaklanmıştır. Vehhabilik şemsiyesi altında birçok fikr

YEREL ORYANTALİSTLER

YEREL ORYANTALİSTLER

Din mücedditliği için yola çıkanlardan bir kısmı süreçte din münekkidi haline geldi. Zira

İTTİHAD-I İSLAM’IN ÖN ADIMLARI

İTTİHAD-I İSLAM’IN ÖN ADIMLARI

İttihad-ı İslam, bize balon gibi uçarak gelmez. Belki, bizim ona gitmemiz lazım. Yollar dağda

İMANIN ŞEHAMET-İ MANEVİYESİ

İMANIN ŞEHAMET-İ MANEVİYESİ

İslam ahlakının dinamik gücü, imandır. Çünkü, “İman hem nurdur hem kuvvettir. Evet, haki

MUHALEFET KULVARLARI

MUHALEFET KULVARLARI

Hak namına ve hakikat hesabına sırf gerçeği görmek ve göstermek, meseleleri tahlil etmek, sı

UYUYAN DEV UYANMIŞTIR

UYUYAN DEV UYANMIŞTIR

Evet, millet uyandı. İçerdeki hainler, dışardaki alçaklar ne yaparlarsa yapsınlar, artık Ana

YANLIŞ VE HAKSIZ İNTERNET PAYLAŞIMLARI

YANLIŞ VE HAKSIZ İNTERNET PAYLAŞIMLARI

dir. İnternet paylaşımlarındaki kaynak vermemek, metnin yazarını yazmamak, doğruluk olmadığ

MASONLAR VE ESAD AİLESİ

MASONLAR VE ESAD AİLESİ

Masonluk meselesi dallı budaklı bir mesele olduğundan ve yüksek dozda manipülasyon içerdiğind

OSMANLI DÜŞMANI BİR BARELVİ’NİN HEZEYANLARI

OSMANLI DÜŞMANI BİR BARELVİ’NİN HEZEYANLARI

Belki biraz garip gelecek ama peşinen söyleyelim ki anlatılan husus doğrudur. Stalin’in hocala

KADİROV:  KADİRİ-VEHHABİ KIRMASI 

KADİROV:  KADİRİ-VEHHABİ KIRMASI 

Ramzan Kadirov başkanlığındaki Çeçenlerin Suriye’den sonra Ukrayna’da da arz-ı endam etme

"İyilik ve takva üzerine yardımlaşınız, kötülük ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayınız."

Mâide, 2

GÜNÜN HADİSİ

Mü'minin sezgisinden sakının, çünkü o Allah'ın nuruyla bakar.

Taberani

TARİHTE BU HAFTA

*Nizamü'l-Mülk'ün Şehadeti(14 Ekim 1092) *II.Kosova Zaferi(17 Ekim 1448) *Gedik Ahmed Paşa'nın Vefatı(18 Ekim 1482)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI