YÜZ SENEDİR MEMLEKETİMİZDE DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK
Ne gelenden haberim var, ne gidenden haberim; Serseri kûne geleldenberi sersem gezerim!” diyen, şu hale göre yalnız bizim değil, Cenabı Hakkın hesabından bile hariçte kalması lâzım gelen âvâreleri bahse katmayacak olursak, memleketimizde iki sınıf halk görürüz:
Ne gelenden haberim var, ne gidenden haberim;
Serseri kûne geleldenberi sersem gezerim!" diyen, şu hale göre yalnız bizim değil, Cenabı Hakkın hesabından bile hariçte kalması lâzım gelen âvâreleri bahse katmayacak olursak, memleketimizde iki sınıf halk görürüz:
"Ne varsa şarkta vardır. Garba doğru ağılan pencereleri kapamalıyız" diyenler.
"Ne varsa garpta vardır. Harimi ailemizi bile garplılara açık bulundurmalıyız" iddiasına kadar varanlar.
İyi ama bunun ortası yok mu? diyeceksiniz. Evet var. Lâkin o kadar az ki birbirine neyzen bakışı ile bakan şu iki cemaatin arasında hiç bir mevcudiyet gösteremeyeceği için, bunları da ister istemez, dercen iki evvel sürünün haricinde bırakılan biçarelere ilhak edeceğiz.
Bana öyle geliyor ki ne varsa şarkta vardır, diyenler yalnız garbı değil, şarkı da bilmiyorlar; nitekim ne varsa garpta vardır davasını ileri sürenler, yalnız şarkı değil, garbı da tanımıyorlar.
Meselâ garp felsefesiyle uğraşıyor görünen bir adama deseniz ki: Yahu! Azıcık da bizim şarka ait felsefemizi tetkik etseniz...
Emin olunuz şu cevabı alacaksınız:
"Aman canım! Hiç şarkta mebahis-i felsefiyeyi hazmedecek adam gelmiş midir?
"Niçin efendim? Kelâma, tasavvufa ait bu kadar eser var. Onların hakkında ne buyuracaksınız?
"Kelâm dediğiniz Teoloji olacak ki, baştan başa safsatadır! Tasavvufa gelince, bu da sırf panteizmdir, başka bir şey değildir. Halbuki panteizm; bugün butlanı anlaşılmış bir meslek-i felsefîdir.
"Şu meslek-i felsefî hakkında azıcık izahat lütfeder misiniz?
"Hiç efendim, işte malûm olan vahdeti vücud!
"Çok şey! Binlerce mütefekkir dimağı ömürlerce işgal eden mesail-i gamıza böyle "vahdeti vücud" terkibiyle hülâsa edilince işin içinden çıkılmış mı oluyor? Rica ederim siz tasavvufa dair bir eser okudunuz mu?
"Lüzum görmedim. Çünkü tasavvufun dediğim gibi panteizm olduğunu işitmiş idim.
"Pek âlâ! Tasavvufun panteizme pek benzediğini, hatta onun ayni olduğunu kabul edelim. Acaba, panteizm mesleğinin ihtiva ettiğî mesail içinde hiç hakikata yaklaşmış olanı yok mudur? Onu tetkik ettiniz mi?
"Hayır efendim, onu da tetkike lüzum görmedim.
"İnsaf ediniz, tasavvuf saçmadır, çünkü panteizmin aynıdır, demek için her ikisini ayrı ayrı tetkik etmiş olmanız lâzım gelmez mi idi?
"Hacet mı var?.. Bu kadar adam tetkik etmiş, benim dediğimi söylüyor.
"Sakın onlar da sizin gibi tetkik etmiş olmasınlar! Hem siz başkalarının kafasıyla mı düşünüyorsunuz? Ömründe baklava yüzü görmeyen, fakat; çeri başının kızını, yerken gören dayısından naklen bu tatlının lezzetine iman eden çingene karısı gibi siz de kendi zaikanızı tatil edecek de ötekinin berikinin zevkine mi dellâl olacaksınız?
Geçende şuna yakın-bîr vak'a benim de başımdan geçti, iki kişi oturmuş konuşuyorduk. Bahis, Mesnevi'ye intikal etti. Ben Hazret-i Mevlâna'nın en gamız, en mücerred mesaili mahsusat dairesine indirmekteki kudretine hayran olduğumu; o kitabı muazzamın mutlaka baştan başa okunması lâzım geleceğini ileri sürünce arkadaşım dedi ki:
"Hazreti Mevlana Hind felsefesinin nâkilidir.
"Mesnevi'yi okudunuz mu?
"Hayır.
"Hind felsefesi nedir, onu biliyor musunuz?
"Hayır.
"O halde böyle bir iddiaya ne cür'etle kıyam ediyorsunuz?
"Öyle işittim."
Görüyorsunuz bizdeki hali ya! Koca bir felsefe, koca bir kitap, koca bir kâinat iki sözle devriliveriyor!
Mehmed Akif Ersoy
Sebilürreşad Mecmuası
16 Haziran 1327 -1911
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
MUALLİMLERİMİZ NELERE DİKKAT ETMELİ?
İnsanları tenvir ederek cehaletten halas eden, onları atalet ve sefaletin karanlık gecelerinden
HÜRRİYET ADINA KAYBETTİKLERİMİZ
Dr. Alexis Carrel Her insan keyfine göre yaşamak ister. Bu insanın doğuştan gelen bir dileğid
ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR
“Annemin memnun bir eda ile: “Bu sabah kahvaltıdan önce ne yaptığımı dünyada tahmin edeme
UBEYDULLAH-I AFGÂNÎ İLE SEBÎLÜRREŞÂD İDÂREHÂNESI’NDE BİR MUHÂVERE
Ubeydullah-ı Afgānî” nâmında bir zât tarafından geçenlerde Kavm-i Cedîd ünvânıyla neş
MAÂRİF, DİN EĞİTİMİNİ EN İYİ ŞEKİLDE VERMELİDİR
İnanmak yaradılışın bir gereğidir. Din, aklın mâverâsında, zekânın fevkinde bir mürşi
MELİK FAYSAL’IN YAHUDİ KİSSİNGER'E VERDİĞİ TARİHİ CEVAP
Melik Faysal'ın en önemli gayelerinden birisi, Filistin meselesi ve Mescid-i Aksâ'nın hürriyeti
NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER
Mânevîyatsız ilmin, beşeriyete felâh ve huzur yerine, şüphe, tereddüt, hatta ızdırap verdi
NASIL BİR MAARİF?
Yıllardır ilmî ve fikrî çalışmalarım arasında memleketimizin mânevî, ahlâkî, derûnî
GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER
Diyorlar ki: Dünyaya bir kere gelinir. Sonun başlangıcı yoktur. Gülün, eğlenin, bir yıldır
HİCRET VE HAREKET
Hicret, tâ ezelden ebede, âlem-i vücubdan âlem-i imkâna, daire-i ilimden daire-i kudrete, tâ
ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE
Ramazan ayının hususiyeti oruç. Orucun hususiyeti de kendisine ait meseleler. Başında; tutan tu
- HEKİM VE FİLOZOF GÖZÜ İLE RAMAZAN
- HÜZÜNLÜ BİR HAYVANAT BAHÇESİ GEZİSİ
- YİRMİNCİ ASRIN BAŞINDA ANADOLUDA PAZARIN NAMUSU
- BİZ DE RAHATSIZIZ
- "BANA KUR’AN YETER!”
- MEALCİ KARDEŞLERİME KUR’AN’DAN MİSAFİRPERVERLİK DERSİ
- MEZHEPLERE TÂBİ OLMAYANLAR
- ‘KADİR GECESİ BİN AYDAN HAYIRLIDIR’ NE DEMEKTİR?
- İKİ PEYGAMBERİN DOĞUM GÜNLERİ
- “BİR ALLAHSIZA CEVAP”
- YEDİ YAŞIN ÖNEMİ
- DÜŞÜLEN MÜHİM BİR HATA
- YALANCININ MUMU
- BEN OLACAKTIM Kİİİİİ
- AĞIRLIĞINI DUYMAK
- SON ASIRDA TASAVVUFTA TECDİD YAPAN ÜÇ ŞAHSİYET
- KURBAN KESMEK KİMLERE VÂCİPTİR?
- KURBAN
- DİLİMİZE BİR ŞEY OLDU
- NERDE O ESKİ GÜNLER
- YALAN DOLAN SONRASI YAPILAN ASKERÎ DARBELER
- BAYRAMLA İLGİLİ SÜNNET VE ADABLAR
- BİR KOLERA SALGINI HATIRASI; NURİYE ABLA
- “GUSL-İ İÇTİMÂİ”
- İMANIN ÇİÇEĞİ RAMAZAN ORUCU
- EVLİYA
- BERAAT GECESİ İLE ALAKALI ÜÇ YANLIŞ MESELE
- ALLAH’IN AHLAKIYLA AHLAKLANANLAR
- ATEİST, DEİST ve BİLİME DİN GİBİ İNANANLARA SORULAR
Araf suresi 164.ayet
"İçlerinden bir topluluk, "Allah'ın helâk edeceği, ya da çetin bir azapla cezalandıracağı bir kavme ne diye nasihat ediyorsunuz" dediği vakit, o uyarıda bulunanlar dediler ki; "Rabbiniz tarafından mazur görülmemiz için, bir de belki günahlardan sakınırla
GÜNÜN HADİSİ
"Biriniz bir oturma yerine girince selâm versin. Oturmak isterse otursun. Kalkarken yine selâm versin. Çünkü, birinci selâm ikincisinden daha üstün değildir."
Ebu Davud
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Fazıl Mustafa Paşa'nın Belgrad'ı Fethi(9 Ekim 1960) *HAZRETİ HÜSEYİN (r.a.) Şehid Edildi-Kerbela Vak'ası(10 Ekim 680) *Ömer Nasuhi Bilmen Vefat Etti(12 Ekim 1971) *Ankara Başkent Oldu(13 Ekim 1923)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...