İSHAK KUŞU

Yıl 1946, Ankara’dayım. Sayma Kadın’ın Bahçeleriçi nâmıyla mâruf, meyve ağaçlarıyla örtülü vadisinde, bir evde oturuyorum. Bahçesi Hatip çayının kenarına kadar uzanan kerpiç yapılı bu bağ evinde, ailem de yanımda olduğu halde, yengemle birlikte oturuyoruz.


2011-10-15 07:29:23

Yıl 1946, Ankara'dayım. Sayma Kadın'ın Bahçeleriçi nâmıyla mâruf, meyve ağaçlarıyla örtülü vadisinde, bir evde oturuyorum. Bahçesi Hatip çayının kenarına kadar uzanan kerpiç yapılı bu bağ evinde, ailem de yanımda olduğu halde, yengemle birlikte oturuyoruz.

Akşam oldu mu, beş numaralı şişesi silinerek takılmış gaz lambası yakılır, yerine asılır, onun duvarlarda, tavanlarda, yüzlerde titrek gölgeler yapan ışığında toplanarak, maziden, halden konuşmaya, dertleşmeye başlardık.

Bazı öyle dakikalar olurdu ki, konuşacak mevzu bulamadığımız için susardık. İşte o sükûtun sardığı anlarda, uzaklardan gelen köpek seslerine karışan Ağustos böceklerinin seslerine kulak verir, hülyalara dalardım. Bu sesler arasında bir ses vardı ki, o sesin ruhumda husule getirdiği hüznü anlayabilmek ancak o hâlet-i ruhiyeyi yaşamakla mümkündür. 

Halk arasında ne garip inanışlar vardır. Bir gün yengeme "İshak kuşunu tanır mısın?" diye sordum. "Annem anlatırdı. Bu kuşların ilk ceddi gönlünü kaptırmış, sevdalı bir kızmış. Allah onu İshak kuşu yapmış. Çoğalmışlar. O zamandan beri bu kuşlar onun için, gecenin karanlığında bahçelere, vadilere, kırlara iner, kayalıklara konar; "İshak, İshak" diye meczubane bir eda ile sevgilisini çağırır, onu daima arar, belki kavuşurum ümidiyle yaşarmış" dedi.

Ben bu garip efsaneyi duyduktan sonra, artık ne zaman bu kuşun sesini duysam, muhayyile ve müfekkiremin bu melankolik efsanenin hududunu aşmasına mani olamaz, düşünceye dalarım. Hayalimde, gönlü manevi bir kor haline gelmiş, ağlamaktan gözyaşlarının pınarları kurumuş, daimi bir arzu ve iştiyakın heyecanı içinde kıvranan, yüzü endişe ve ümitsizliğin hüznüyle solmuş sevdalı bir kızın hayali belirir, onun ızdırabını ızdırabım gibi duyar, sonra onu dakikalarca, hatta saatlerce İshak kuşunun sesinde dinlerdim.

Kuş haline inkılâp etmek bedbahtlığına uğratılmış, seven bir kız. Çok geceler, her an sevgilisini kaybetmiş olmanın ızdırabını yudum yudum tadarak yaşayan, belki bulurum ümidiyle tabiatın koynunda dal dal, dam dam, kaya kaya koşan, her nefeste adeta yalvarırcasına " Artık bana acı, tahammülüm kalmadı. Gel, ruhumu saran bu iftirak ateşini vuslatın deryasında söndür der gibi inleyerek, "İshak, İshak" diye ağlayan, seslenen, sesine ses bekleyen, sonra meyus ve mükedder tekrar, tekrar çağıran bu kuş haline inkılâp etmiş kızın efsanesini düşünerek, uykunun sahiline baş koyarım.

Fakat düşünüyorum, âlem-i şehadette beliren her renk, her şekil, her mevcut, muhabbet rüzgârının önüne katılarak sahra-yı Ehadiyet'ten çıkmış, Vahdet arsasından kader heybesini yüklenerek diyar-ı iftiraka hicret etmiş, gönlünde vuslatın unutulmaz tadını, iftirakın ateş ve huzursuzluğunu taşıyan, bu hayal bahçesinde köşe köşe sevgilisini arayan, her nefeste sevgilisini anan birer İshak kuşu değil midir?

Nefes alıp veren her canlı "hu hu" diye gezer. Hareketten ibaret olan her eşyanın atomları "hu hu" diye seslenirler. Her yerde, her sahada Ondan ayrı düşmenin melali tüter. Vuslatta iftirak çekilir. Bu iftirak âleminin gecelerinde nice İshaklar gönlü aşkla yana yana "Allah'ım! Allah'ım!" diye öterler.

Kaynak

Ölümsüz Ufuklara

Mehmet Oruç

Güven Matbaası-Ankara-1955

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

Islam, 2020-04-04 19:18:50

Bir gun anama bu sesin neye aidi oldugunu sordum Sagolsun anam ishak kusunu o zanan anlatdi iki kardes varmis ve analari var atalari yox yetim kardesler bir gun otarmak icin cole cixardiqlari koyun ve ineklerini dagda itirerler eve gelmek ucun analarinda qorxar ve axtarmaga bawlayarlar heresi bir terefe geder ayri duwerler ne bir birilerini nede qoyun ve ineklerini taparlar kardawlar bir birilerini cox axtardiqdan sonra oturub ayri ayri allaha onlari kus etmesini isterler bir birilerini tapmaq ucun allah onlàrin bu sesini ewider o zaman dan beri her gece ishak kuwlari her gece semaya qalxar bir birlerini seslerler

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

ahmet selim, 2016-09-02 11:45:43

bende şöyle duydum anneannem anlatırdı,bir gün 2 kardeş varmış birinin adı hak diğerinin adı ise ishakmış. bu iki kardeş hiç anlaşamazmış. birgün yine böyle anlaşmazlık olmuş ve anneleri şöle demiş : allah sizi ayırsın gibi bir ifade kullanmış tam hatırlamıyorum ve ikisi yada bietanesi kuş olmuş ve ve aralarında çok mesafeler olduğu için bu iki kardeş ayrılmıiş kuş olarak ötüşü duygusal bir ishak diyormuş gibidir.

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

DİĞER YAZILAR

EŞREF EDİP’TEN; “SİZ Mİ DİNE KARŞI DEĞİLDİNİZ?”

EŞREF EDİP’TEN; “SİZ Mİ DİNE KARŞI DEĞİLDİNİZ?”

1950 seçiminden az sonra, eski başbakanlardan, medrese kökenli Şemseddin Günaltay, İzmit CHP

"Ey İman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, sizlere de farz kılındı. Ta ki, korunasınız"

Bakara, 183

GÜNÜN HADİSİ

Her kim bir namazı (kılmayı) unutursa (onu) hatırladığında kılsın. Onun bundan başka keffâreti yoktur.

KİTÂBU MEVÂKÎTİ'S-SALÂT-Buhari

TARİHTE BU HAFTA

*Nizamü'l-Mülk'ün Şehadeti(14 Ekim 1092) *II.Kosova Zaferi(17 Ekim 1448) *Gedik Ahmed Paşa'nın Vefatı(18 Ekim 1482)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI