PROF. DR. MAHMUD ESAD COŞAN HOCAEFENDİ’DEN İKİ FIKRA

ÜÇ RAKİP DOKTOR Bir sokakta üç tane doktor varmış; rakib ve birbirleriyle müşteri kapma kavgası içinde... Bir tanesi düşünmüş taşınmış, penceresinin altına bir levha yazmış, demiş ki: "Türkiye'nin en iyi doktoru!"


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2011-08-02 09:22:45

Değerli ziyaretçilerimiz, zaman zaman büyüklerimizin sohbetlerinde rast geldiğimiz tarihi nükte ve nükteli fıkraları sizlerle paylaşıyoruz. Geçenlerde merhum Esad Coşan Hocamızın eserlerine göz gezdirirken rast geldiğim iki fıkrayı sizlerle paylaşıyor, hocamıza bir kere daha Allah'tan rahmet diliyorum. Salih Okur/cevaplar.org

ÜÇ RAKİP DOKTOR

Bir sokakta üç tane doktor varmış; rakib ve birbirleriyle müşteri kapma kavgası içinde... Bir tanesi düşünmüş taşınmış, penceresinin altına bir levha yazmış, demiş ki: "Türkiye'nin en iyi doktoru!" Tabii, bakmışlar öteki doktorlar... "Allah Allah, Türkiye'nin en iyi doktoru ne demek? Bu bize hakaret... Aynı sokaktayız. Adam Türkiye'nin en iyi doktoruyum yazıyor." demişler. Bir tanesi düşünmüş taşınmış, "Bu Türkiye'nin en iyi doktoru yazdığına göre, ben ne yazayım levhaya?.." diye... O da, "Dünyanın en iyi doktoru!" diye bir levha yazdırmış. O da penceresinin altına astırmış.

Tabii insan, ne Türkiye'nin en iyi doktoru olabilir, ne dünyanın en iyi doktoru olabilir. Bunlar kendilerinin iddiası... Üçüncüsü bunların karşısında ne yapacak?.. Uzay kaldı tabii... "Uzayın en iyi doktoru!" filân diyebilir belki... Dünyadan daha büyük bir mekân uzay olduğu için... Ama, o öyle yapmamış. Şaşırtıcı bir levha yazmış ama, doğru bir levha yazmış. Demiş ki: "Bu sokağın en iyi doktoru!" Sokak küçüktür. "Bu sokağın en iyi doktoru!" demiş ama, doğruyu söylemiş.

ARSLANIN DİŞİSİ DE OLUR

Bir zamanlar Rey şehrinde dindar, abid ve zahid bir hatun hüküm sürmüş. Görünüşte bir erkek hükümdar olmakla beraber, yaşı küçük olduğundan söz ve idare o yaşlı hatunun elinde imiş.

Gazne hükümdarı Sultan Mahmud, bu hatuna bir tehdit mektubu göndererek, kendi hakimiyeti altına girmesini, parayı onun adına basıp, hutbeyi onun namına okutmasını, aksi halde ordusuyla gelip Rey şehrinin altını üstüne getireceğini.. belirtmiş. O dindar ve zeki kadının cevabı ise şahane! Demiş ki:

"Arslanın erkeği olduğu gibi, dişisi de olur. Allah şahid ki, eğer üzerime ordu yürütürsen kaçmam, seninle savaşırım. Eğer beni yenersen, bu sana hiçbir şey kazandırmaz. 'Sultan Mahmud bir ihtiyar acuze ile çarpışmış' derler, seni ayıplarlar. Eğer ben seni yenecek olursam o zaman mahvolursun. "Koca Sultan Mahmud, bir ihtiyar kadına yenilmiş yahu" derler, seni maskaraya alırlar, âleme rezil rüsva olursun."

Kaynaklar

1-Sosyal Çalışmalarda Organizasyon Ve Başarı-M. Esad Coşan-Seha Neşriyat

2-Kadın Ve Aile Dergisi-Eylül 1985

 

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

HAKİMİN SİHİRİ

HAKİMİN SİHİRİ

Aynı apartmanda yaşayan altı ev hanımı arasında çıkan anlaşmazlık mahkemede son bulmuştu.

ANNEN ÇOK AKILLIYMIŞ

ANNEN ÇOK AKILLIYMIŞ

Az konuşmakta dünyevî ve uhrevî birtakım faydalar vardır. Bununla ilgili şöyle bir hikâye n

“HERKESİN SELAMI VAR”

“HERKESİN SELAMI VAR”

Mısır’ın Saidi şehrinden bir öğrenci imtihanlar sonrası memleketine dönmeden önce Kahirel

NET KÂR MI, YOKSA?

NET KÂR MI, YOKSA?

Dedeler ve nineler torunlarının sofistike zeka derecelerini pek bilemiyorlar. Sinderella hikâyesi

“BİNDİK BİR ALAMETE”

“BİNDİK BİR ALAMETE”

Rahmetli Mehmed Fırıncı ağabeyin anlattığı bir fıkra; Trabzon’a (eski devirlerde)bir deve

CİMRİNİN TAVSİYE ETTİĞİ AYETLER

CİMRİNİN TAVSİYE ETTİĞİ AYETLER

Bir adam vardı. Kalaydan bardaklar, çanaklar ilerdi. Bir gün vakarlı bir tavırla, cübbe ve sar

“EN ŞAHANE FIKRAMI ANLATACAĞIM”

“EN ŞAHANE FIKRAMI ANLATACAĞIM”

Gökdelenin asansörü bozulmuştu. İki arkadaş 25. Kata kadar merdivenleri çıkmak zorunda kalı

ZATEN ONUNMUŞ

ZATEN ONUNMUŞ

Zor beğenir bir hanım bir ayakkabı mağazasından içeri girmişti. Aradan yarım saat geçti, b

İZİNİ SİNEMADA KAYBETMİŞ

İZİNİ SİNEMADA KAYBETMİŞ

Bir polis görevlisi, şefine rapor veriyordu; -Sabahtan beri suç zanlısını izliyorum şef.

“BEN DE BİLMİYORUM”

“BEN DE BİLMİYORUM”

Öğrenci, kopya çektiği için kâğıdına zayıf not veren hocasına; -Hocam, arkadaşım da be

BEN DE ARA SIRA BİRKAÇ LİRA VERİRİM”

BEN DE ARA SIRA BİRKAÇ LİRA VERİRİM”

Bir boşanma davasının son celsesinde hâkim, kadının kocasına; “bu kadıncağıza iyi bakmam

Öğüt ver, hatırlat! Çünkü sen ancak öğüt vericisin. Onların üzerinde zorlayıcı değilsin.

Gâşiye, 21-22

GÜNÜN HADİSİ

İki müslüman birbiriyle karşılaşıp da el sıkışılarsa, ayrılmazdan evvel günahları bağışlanır.

(Riyazü's-Salihin)

TARİHTE BU HAFTA

*Nizamü'l-Mülk'ün Şehadeti(14 Ekim 1092) *II.Kosova Zaferi(17 Ekim 1448) *Gedik Ahmed Paşa'nın Vefatı(18 Ekim 1482)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI