ABDÜLHAMİD’İN KURTLARLA DANSI 2- MUSTAFA ARMAĞAN-TİMAŞ-İSTANBUL-2010

Kendisinden önceki padişahlar enerjilerini ağırlıklı olarak devletin emanet edileceği yeni bürokrasiyi oluşturmaya sarf ediyorlardı, oysa Abdülhamid, devletin geleceğinin eğitimde yattığını görmüştü. S. 21


Nurgül Dere

nurguldere@gmail.com

2011-07-08 05:25:32

 

Kendisinden önceki padişahlar enerjilerini ağırlıklı olarak devletin emanet edileceği yeni bürokrasiyi oluşturmaya sarf ediyorlardı, oysa Abdülhamid, devletin geleceğinin eğitimde yattığını görmüştü. S. 21

Abdülhamid'in rüyalarından biriydi Aşiret Mektebi. Ayrılıkçı ve milliyetçi eğilimlerin Müslüman teb'aya da bulaştığı bir dönemde ülkenin geleceğini bir arada tutacak bir çimento olarak düşünülmüştü bu okul. Din (İslâmiyet) ortak paydası altında birleştirecekti Kürtlerden Arnavutlara kadar Müslümanları. S. 22

Hamidiye Alayları'nın gayretleri sayesinde Doğu Anadolu'da bir Ermeni devletinin kurulmasının engellendiği, Rus istilasına karşı bir duvar oluşturulduğu neden unutuluyor da hala "Kızıl Sultan" deniliyor? Anlamak mümkün değil. S. 28

Onun saray ziyafetlerinde altın tabak ve çatal kaşık kullanıldığını söyleyenler, nedense yatağını en adi hastanelerde görülen cinsten olduğunu dillendirmezler. S. 43

Ne garip: Tek bir siyasî idama onay vermediği halde hala ona 'Kızıl Sultan' diyenlerin nefes aldığı bir ülkede yaşıyoruz. Yazık… S. 44

600 küsur yıllık Osmanlı tarihinde çok sayıda idam cezası infaz edilmiştir ama bir padişah vardı ki, idama tamamen karşıydı. Masasına gelen idam dosyalarını birkaç istisnasıyla ya tekrar görüşülmesi için geri gönderiyor ya da yetkisini kullanarak müebbed hapse veya kürek cezasına çeviriyordu. S. 57

Bir de "Denizciliğe düşmandı" demezler mi Sultan Abdülhamid için; inanın gülüyorum. İnsana "Yahu Deniz Müzesi'ni bile açan adama siz nasıl denizciliğe düşmandı dersiniz?" diye sormazlar mı? S. 124

…Aşiret Mektepleri aslında düşünülen 'Küçük Osmanlı Devleti'nin bir tür pilot projesiydi. Sadece Kürtlerin değil, belli başlı Müslüman milletlerin çocuklarının erkenden ortak bir bilince kavuşturması projesiydi. S. 132

…Hicaz Demiryolu'nun gerçek yapılma sebebi, Yavuz Sultan Selim'in, Osmanlı fetihlerinin yönünü doğuya çevirmesindeki sırla alakalıydı. Nasıl Yavuz, İran, Suriye ve Mısır fetihleriyle Portekiz'in Hind Okyanusu'ndaki etkinliğine karadan giderek bir cevap vermişse, torunu olan II. Abdülhamid de Hindistan ve Mısır'ı kontrolü altına alan İngiliz emperyalizmine yine karadan bir yol bularak karşılık veriyor, kurtların iştahlarını kabartan enerji havzalarına erkenden sahip çıkıyordu. S. 140

Abdülhamid'in yaptığı her şeyin tersini yaparsak doğruya ulaşırız gibi sakat bir mantıkla hareket eden İttihatçılar, üstelik Balkan Savaşları'nda askerin içine siyaset fitnesini sokarak çöküşü hızlandırdılar. S. 152

…Ülkemizin dünyadaki en geniş bor rezervine sahip olması yüzünden 2007 yılında ABD'nin Türkiye ile bir savaşa gireceği üzerine çok satan kurgusal romanlar bile kaleme alınmıştı.
Bütün bu bor tartışmaları arasında Sultan II. Abdülhamid'in bor maden yataklarını yabancılara kaptırmamak için nasıl dişe diş bir mücadele verdiği nedense pek gündeme gelmedi. S. 208

Hep söylüyorum, tarihimizi Avrupa'nın gözünden yazıyoruz diye. Varsa yoksa Balkanlar. Niye? İttihatçıların ihtilalden sonra egemen olan kolu orasıydı da ondan. Meşrutiyetin tarihini Balkanlara endeksleyenler bir vergi şikâyetinden parlayan Erzurum İhtilali'ni iyi araştırsınlar ve Mezararkalı Mevlud Ağa'nın mahkemedeki müthiş savunmasını iyi okusunlar. S. 263

…İttihatçıların en büyük tutarsızlığı, iddiaları ile eylemleri arasındaki kapatılmaz mesafedir. Meşrutiyet'i ve dolayısıyla Hürriyet'i getireceğiz diye yola çıkıp en katı diktatörlüğün altına imza atanların, basını sansür belasından kurtaracaklarını söyleyip gazetecileri vurduranların, Abdülhamid'in gençlerin boyunlarına taş bağlatıp denize attırdığı yalanını uyduranların, ellerine geçen ilk fırsatta meydanlara idam sehpalarını dizmelerinden söz ediyoruz. S. 292

Velhasıl ülkeyi kurtaracakları tantanası ve iddiasıyla, üstelik oluk oluk kan dökerek iktidara gelip, arkasından da kanlı "baskın"lar düzenleyerek bütün iktidarı avucuna alıp ülkeyi ve yüz binlerce genç vatan evladının hayatını gözünü kırpmadan feda ettikten sonra 'Ne yapalım, vatanı kurtarmayı beceremedik' diyerek gözyaşları içinde yurt dışına kaçmalarını tarih mutlaka yargılayacaktır. S. 292-293

…Yıldız Sarayı'nda mahpus bulunan Sultan Abdülhamid, büyük bir sükûnet içerisinde işin başından beri milleti birbirine kırdırmak fikrinden şiddetle kaçınıyor, hatta tam tersine, kendisine gelen yurt dışına kaçma tekliflerini hiç düşünmeden reddediyordu. S. 297

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

selen, 2014-06-02 10:37:37

Hmmm ne diyebilirim ki

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

DÄ°ÄžER YAZILAR

Ä°nfitar Suresi/6-8

Ey insanoğlu! Seni yaratıp sonra şekil veren, düzenleyen, mütenasip kılan, istediği şekilde seni terkip eden, çok cömert olan Rabbine karşı seni aldatan nedir?

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Oruç insanı cehennem ateşinden koruyan bir kalkandır; tıpkı sizi harpte ölüme karşı muhafaza eden bir kalkan gibi...

Buhari,Ebû Davud,Tirmizi, Nesai

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Yıldız Sarayı'nın İttihatçılar'ca Yağma Edilmesi(29 Nisan 1909) *Gazneli Mahmud'un Vefatı(30 Nisan 1030) *Yıldırım Bâyezid Tarafından Manisa'nın Fethi(1 Mayıs 1390) *Fatih Sultan Mehmed Hân'ın Vefatı(3 Mayıs 1481) *Eyüp Sultan Hazretleri(r.a.) Vefât E

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI