IRAK’IN BÜYÜK ÂLİMİ EMCED ZEHAVİ-2. Bölüm

Şeyh Emced Efendi’nin gezileri hep Allah için, Müslümanların meseleleri içindi. Hiçbir gün rahatlık, seyahat ve dinlenme için değildi. O, özellikle Filistin, genelde Müslümanların meselleri için yollara düşer, sefere çıkardı.


Gülcemal Soylu

cevaplarorg@gmail.com

2011-04-22 07:51:41

Sefer ve Gezileri

Şeyh Emced Efendi'nin gezileri hep Allah için, Müslümanların meseleleri içindi. Hiçbir gün rahatlık, seyahat ve dinlenme için değildi. O, özellikle Filistin, genelde Müslümanların meselleri için yollara düşer, sefere çıkardı.

Cezayir inkılâbının başarılı olması için; Şam memleketlerine, Hicaz, Mısır, Pakistan, Hindistan, Kuzey Afrika, Endonezya ve Malezya gibi ülkelere defalarca gider, gelirdi. Gittiği ülkelerde İslam davasına kendilerini vakfeden âlimlerle ve müsbet fikirli salih liderlerle görüşür, onlara bu yolculuğa niçin çıktığını anlatırdı. Ve onlara Müslümanların durumunu anlatır, sıkıntılarının giderilmesi için teşvikte bulunurdu.

İmam Hasan el Benna(Rahmetullahi aleyh) ile buluştuğunda, İmam büyük bir heyecan ve sevgi içinde aydınlandığını belirterek, görüşmenin devamlılığını diledi ve büyük dava adamı damadı Said Ramazan'a Şeyh Emced'le irtibatı kesmemesini ve devamlı refakatte bulunmasını tavsiye etti ve ona dedi ki; "Eğer Rasulullah(Sallalahu aleyhi ve sellem)'in sahabelerinden birisini görmek istersen Şeyh Emced el Zehavi'ye bak ve onun sohbetini dinle. Çünkü o, sakin insanları harekete geçirir ve onlara himmet verir. Nerede ve hangi mekânda olurlarsa olsunlar onları gayrete geçirir ve hayırlı işlere koşturur."

Kendisi İstanbul'da bulunduğu sıralar, yani yirminci asrın başlarında Üstad Bediüzzaman ile de tanışmışlardı. Medine'de görüştüğü merhum Ali Ulvi Kurucu, "Hatıralarında" şunları anlatıyor: "İstanbul'da tahsilde bulunurken Mehmed Akif ve Naim beylerle, Bediüzzaman'la görüşüp konuştuğunu söylemişti. Merhum Bediüzzaman hazretleri hakkında kanaatlerini sormuştum. Şunları söyledi; "Bediüzzaman bir deha idi. Dışarıdan kendi halinde bir derviş gibi, öyle görünürdü. Ancak kendisiyle görüşünce kıymetini anlardınız.

O, hepimizi geçti. Bak, bu hükümet darbesi (1958'deki Irak Askeri darbesi) oldu, ben kaçtım geldim. Belki hayatımı kurtarırım da, dönüşte bir işe yararım dedim. Hapse atacaklar, zaten hasta bir adamım, hapse filan dayanamam. Onların ne suallerine cevap verecek ne de işkenceye dayanacak bir halim var.

Fakat Bediüzzaman hepimizi geçti. Faaliyetlerini takip ediyorum. Irak'ta sevenleri var. Siracünnur ve Zülfikar diye iki eserini getirdiler, okudum. E, o yüksek fıtrattan bu hizmetler beklenirdi. Asıl hoşuma giden tarafı, felaketlerden sonra ümidini kaybetmemesi, cihada devam etmesiydi. Türk milletine yaptığı bu hizmet unutulmaz."

Terbiyeli Nesil YetiÅŸtirmesi

Şeyh Emced daima Müslümanların iş ve meselesi ile meşgul olurdu. Onun işi, Müslümanların durumuna çare olmak ve müşkülatlarının çözülmesi için çalışmaktı. Müslümanların dertleri ile meşgul olmayı mal, sıhhat ve aile işlerine tercih ederdi. Müslümanların zayıf düşme nedenleri onu çok ilgilendiriyor ve üzüntüsünü calip oluyordu. "Birlikten kuvvet doğar" mantığıyla onları birliğe çağırıyordu.

 "Müslümanların güçlenmesi gençlerin iyi ve terbiyeli yetişmelerine bağlıdır. Bu da yeni yetişen nesillerin İslami eğitim ve İslam terbiyesi almalarıyla mümkün olur" diyordu. Bunun için İslam Eğitim Cemiyetini tesis etti. Bu cemiyet ilk, orta ve Lise mektepleri açarak gençlerin sağlıklı eğitim alıp, İslam terbiyesi ile yetişmelerini sağlamayı amaçlamıştır.

Öğrencisi Muhammed Mahmud Savvaf'la birlikte tesis ettiği ve başkanlığını yürüttüğü İslam Kardeşliği Cemiyetinden istediği tek şey, yeni neslin yetiştirilmesi ve İslam davasının onlara kavratılmasıydı. Bu mühim vazife üzerinde yoğun çalışma yapıp, sıkı bir şekilde takip ederdi.

Filistin Meselesi

Filistin, Emced Zehavi'nin en büyük ve önemli meselesi ve onu meşgul eden bir işiydi. Bunun için cemiyetler kurdu. Konferanslara katıldı, yardımlar topladı. Mücahidleri hazırlayıp Filistin'e gönderirdi ki Filistin'i gaddar, fesat ehli, melun işgalci Siyonistlerden kurtarsınlar.

27 recep 1372 Hicri tarihinde(M: 1952) Mescid-i Aksa meydanında tertiplenen İslam Konferansına katıldı. Bu konferansta Filistin ve diğer İslami meseleler görüşüldü. Bu konferansa çağrı, Müslümanları Hürriyetine Kavuşturma Cephesi başkanı Abdullatif Derraz tarafından yapılmıştır. Merkezi Kahire'de bulunan bu cemiyetin düzenlediği bu halk konferansında, siyasetten uzak durarak, "Müslümanların üzerindeki bu utanç ve ârı ancak kan temizler" görüşüne varıldı.

 Emced Zehavi bu konferansa Filistin'i Kurtarma Cemiyeti başkanı sıfatıyla katıldı. Beraberinde, cemiyetin sekreteri Şeyh Muhammed Mahmud Savvaf' da vardı. Bazı davetlilerin katılmamasına rağmen, yılma ve gevşeklik gösterilmemiş, Şeyh Emced ve Şeyh Savvaf konferansa sahip çıkıp, bütün sorumlulukları üzerlerine almıştılar. Âlimleri, hatipleri Müslüman Kardeşler'den dava ehli gençleri toplayarak konferansta yeni oturumlar düzenlediler. Neticede Kudüs-ü Şerif'te "El İsra ve'l Miraç" adını verdikleri bir daimi temsilcilik açtılar. Bu temsilciliği buluşma ve hareket noktası haline getirdiler. Filistin halkının varlığını ispatlamaya çalıştılar.

Daha sonra Irak heyeti Bağdat'a döndü. İslam âlemine yönelik çalışmalarına samimiyetle ve Allah'ın izniyle hız vermeye başladılar. Arap ülkeleri idarecilerinin, Arapların dünyaya karşı başlarını eğik hale getirmeye sebeb olan kötü tasarruflarını kınayıp kamuoyuna açıklamada bulundular. Bu asırda Filistin meselesinin büyük İslam meselesi olduğunu cihana duyurdular. 

Filistin'i Kurtarma Cemiyeti 03. 12. 1953 'de Mevlid-i nebevi münasebetiyle bir konferans düzenlemeyi kararlaştırdı. Bu konferans münasebetiyle Zehavi gerek Irak hükümetinden ve gerekse Iraklı zengin tacirlerden topladığı mallarla İslam âleminin liderlerini bu konferansa davet etti.

Daha sonra Zehavi ve Savvaf Mısır ve Suudi Arabistan'a giderek, oralardaki İslam hareketi öncüleri ve âlimlerle görüştüler. Sonra her ikisi de Ürdün ve Kudüs'e döndüler. Birkaç gün önceden davetlileri karşılamaya hazırlandılar.

Konferansa Prof. Seyyid Kutup, İsam el Attar, Alal el Fasi, el Kuleybi, el Vestelani, el Emiri, Said Ramazan, Kamil Şerif, Muhammed Abdurrahman Halife gibi 75 İslami şahsiyet katılmıştır. Konferansa gelemeyenler özür beyanında bulunmuşlardır. Konferansa üzerilerine düşeni yapacaklarına dair ve konferansı teyid eden yüzlerce telgraf gelmiştir.

Konferans, Yahudilerin Filistin'i bölmeye, halkını vatansız bırakmaya, haklarını gasbetmeye çalışmasının haksızlığını, onlarla herhangi bir yakınlığa teamülde bulunulmasının büyük hıyanet ve vatan hainliği olacağını beyan etti. İslam âleminin Kuds-i Şerif'in bir işgal ve sömürge haline getirilmesine şiddetle karşı çıktığını izhar etti. Araplar ve Müslümanlar alınan bu kararları yerine getirseydi, şimdiki hal öncekinden daha değişik olurdu.

Zehavi büyük gayret sarf ederek, oturumlarda önemli kararlar alınmasını sağlamıştır. Sonra yedi aylık bir çalışma gezisine çıkarak birçok İslam ülkesini ziyaret etmiştir. Çok sayıda İslam düşünürü ve liderle görüşmüş, müzakerelerde bulunmuştur. Filistin'in kurtarılması ve İslam davası için maddi yardım toplamış, vicdanları coşturmuştur. 

Bu dava ve Müslümanların diğer davaları için devlet başkanlarıyla yazışmalarda bulunmuştur. Bu zevattan bazıları şunlardır; Melik Suud, Bezinci Muhammed, Melik İdris es Senusi, Pakistan devlet başkanı Muhammed Eyüp Han, Melik Faysal ve o seviyede olan diğerleri.

Nerede olursa olsun İslam ve Müslümanlara yardım için Müslüman yetkililerle yazışma yapıp, onlarla buluşuyordu. Bu çalışmaların özellikle Filistin meselesine yoğunlaşmasını istiyordu. Görüştüğü kişilere aziz Filistin'in kurtarılması için samimi, ciddi ve öncelikli hedeflerin bu olmasını söylüyordu. Filistin'e yardım için çalışanlara şöyle sesleniyordu; "Kardeşlerim, mala önem vermeyin. İnsanlar bizim samimi çalışma ve iyi niyetli olduğumuzu gördükleri zaman malı başlarında taşıyarak bize ulaştıracaklardır."

Kendisi ve davadaki kardeşleri ile birlikte bir an önce Filistin'i himaye etmeye ve o mübarek İslam beldesini Yahudi kirliliğinden ve zulmünden kurtarmak için şeref sahasına koşmak isteyen gönüllüleri silahlandırıp, gerekli bütün levazımatı temin etmiş, gönüllü mücahidleri Allah ve Müslüman düşmanlarının üzerine sevk etmiştir.

Vefatı

Şeyh Zehavi 14 Şaban 1387 Hicri, 17. 11. 1967 Miladi tarihinde Cuma günü ikindide vefat etmiştir. Cenazesi Bağdat'ın Veziriye semti Necip Paşa mahallesinde evinden kaldırılarak, son yolculuk makamı olan Bağdat Azamiye'deki İmam-ı Azam Ebu Hanife Camii bitişiğindeki İmam-ı Azam makberesine defnedilmiştir.

Duyan herkes cenazesine koşmuş, binlerce insanın katıldığı büyük bir kalabalık defin esnasında hazır bulunmuştur. Kur'an-ı Kerimler okunmuş ve uzun dualar edilmiştir. Irak halkının her kesimi onun sevgisinde birleşmiş ve ağlamışlardır. Çünkü o halkla iç içe yaşamış büyük bir âlim, adil bir hâkim ve mahkeme reisiydi. Son tahir nefesine kadar yiğitlik, ilim ve cihadla meşgul oldu. Allah Teâlâ ona geniş rahmetiyle rahmet eylesin. Âmin.

Yazan; 7-8 yıl kadar Şeyh Emced el Zehavi'den Hanefi fıkhı, mezhep görüşleri ve İslam Tarihi dersleri alan, ilim tahsili için 23 yıl Bağdat'ta yaşayan, Bağdat Dehan camiinde imamlık yapan öğrencisi, Erzurumlu Gülcemal Soylu/cevaplar.org

05.02. 2011-Ä°zmir

Kaynaklar

1-Kazım Seyyid Ahmed el Meşayihi, El İmam Emced bin Muhammed Said el Zehavi

2-Muhammed Mahmud es Savvaf'ın hatıra kayıtları

3-Muhammed Mahmud es Savvaf', Irak'ta Ä°slam Davet Tarihinden Sayfalar

4- Muhammed Mahmud es Savvaf', Irak Muasır Ulemasının Şeyhi Mücahid Allame Şeyh Emced el Zehavi

5-Şeyh Ali el Tantavi-Hatıralarım

6- Åžeyh Ali el Tantavi, Endonezya'da

7- Şeyh Ali el Tantavi, Tarih Yazarlarından.

8-Emced Zehavi'nin Bağdat Süleymaniye medresesindeki sohbet lerinden hatıra kayıtlarım( Gülcemal Soylu)

9-Büyük Üstad Emced Zehavi'nin İmam-ı Azam Ebu Hanife Camiinde Sünni ve Şii âlimlerinin toplantısına başkanlığı ve Abdülkerim Kasım iktidarına karşı yaynlanan fetva ve diğer sohbet kayıtları

10- Bağdat Dehan camiinde Emced Zehavi'ye fıkıh soruları ve cevapları ve sohbet kayıtları-(Cemal Soylu)

11- Hatıralar-(Ali Ulvi Kurucu) cilt:3- haz: M. Ertuğrul Düzdağ- Kaynak Yayınları-İst-2007

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

EMİR ŞEKİB ARSLAN (1869-1946)-2. BÖLÜM

EMİR ŞEKİB ARSLAN (1869-1946)-2. BÖLÜM

1927 yılında Emir, Kuzey Amerika'ya gitti. Orada Detroit beldesinde göçmenlerin sorunları için

EMİR ŞEKİB ARSLAN (1869-1946)-1. BÖLÜM

EMİR ŞEKİB ARSLAN (1869-1946)-1. BÖLÜM

O, Emir Şekib Bin Hamud bin Hasan Yunus Arslan. Hire hükümdarlığı kurucusu olan Tenuhiler sül

NEDVİ’NİN KALEMİNDEN KUDÜS MÜFTÜSÜ EMİN EL HÜSEYNİ-2

NEDVİ’NİN KALEMİNDEN KUDÜS MÜFTÜSÜ EMİN EL HÜSEYNİ-2

Bundan sonra araya yeni bir fasıla girdi, ama bu ilki kadar uzun sürmedi. Ve onunla Mekke-i Müker

NEDVİ’NİN KALEMİNDEN KUDÜS MÜFTÜSÜ EMİN EL HÜSEYNİ-1

NEDVİ’NİN KALEMİNDEN KUDÜS MÜFTÜSÜ EMİN EL HÜSEYNİ-1

Kıymetli ziyaretçilerimiz, sizlere Filistin istiklal hareketinin mimarı, büyük aksiyon insanı,

İMAM MUHAMMED KASIM EN NÂNOTEVİ- 3. BÖLÜM

İMAM MUHAMMED KASIM EN NÂNOTEVİ- 3. BÖLÜM

Papazlarla Ve Hindu Bilginleri İle Münazaraları Şeyh, Meerut şehrinde ikamet ederken, papazlar

İMAM MUHAMMED KASIM EN NÂNOTEVİ- 2. BÖLÜM

İMAM MUHAMMED KASIM EN NÂNOTEVİ- 2. BÖLÜM

İngilizlere Karşı Cihadı 1857 yılında İngiliz yönetimine karşı Hindistan'da büyük bir a

ÖMER MUHTAR GRAZİANİ’NİN KARŞISINDA

ÖMER MUHTAR  GRAZİANİ’NİN KARŞISINDA

... Graziani hatıratında diyor ki; “Ofisimin girişine geldiği zaman bana öyle geldi ki, ell

İMAM MUHAMMED KASIM EN NÂNOTEVİ- 1. BÖLÜM

İMAM MUHAMMED KASIM EN NÂNOTEVİ- 1. BÖLÜM

Büyük imam, islam filozofu, rabbani alim, büyük ıslahçı, mücahid bir kahraman, İslam düşm

KURRA HAFIZ MEHMET GÃœRGÃœR HOCA EFENDÄ° (1937-2020 )

KURRA HAFIZ MEHMET GÃœRGÃœR HOCA EFENDÄ° (1937-2020 )

Mehmet GÜRGÜR Hoca Efendi 2 Mart 1937 yılında Dumlu Nahiyesine bağlı Akdağ köyünde dünyaya

ÅžEYH MUHAMMED HAFÄ°D (1928-2001)

ÅžEYH MUHAMMED HAFÄ°D  (1928-2001)

Şeyh Muhammed Hafid hazretleri, dedesi ‘Hazret’ namıyla bilinen Muhammed Ziyauddin hz.'nin ve

ABDULÄžAFUR HAS EFENDÄ°(1936-2007)

ABDULÄžAFUR HAS EFENDÄ°(1936-2007)

Abdulgafur HAS Hocaefendi 1936 yılında Çat ilçesi Babaderesi köyünde dünyaya geldi. Soyu sils

Sakın israf etmeyin, çünkü Allah israf edenleri sevmez.

En'âm, 141

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Evlad ve Akrabalara Ä°yilik

"Bir baba çocuğuna güzel ahlaktan daha üstün bir miras bırakamaz" [Tirmizi, Birr 33, (1953)]

TARÄ°HTE BU HAFTA

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI