ÇÖLE İNEN FAŞİZM
Son zamanlarda gözümüz kulağımız olan Libya ve Libyalı kardeşlerimizi biraz daha yakından tanımamıza da vesile olacak bir hatıratı nazarınıza arz ediyoruz. Müellif Knud Holmble(Ali Ahmed) Danimarka asıllı bir Müslüman. 1902'de doğmuş. 1931R
Eser Adı: Çöle İnen Faşizm
Orijinal Adı: Desert Encounter
Müellif: Knud Holmble
Mütercim: Zeynep Sevde Paksu
Yayınevi: Etkileşim Yayınları
Son zamanlarda gözümüz kulağımız olan Libya ve Libyalı kardeşlerimizi biraz daha yakından tanımamıza da vesile olacak bir hatıratı nazarınıza arz ediyoruz. Müellif Knud Holmble(Ali Ahmed) Danimarka asıllı bir Müslüman. 1902'de doğmuş. 1931’de vefat etmiş. Kendisi bir macera sever. 1930 senesinde yanında yol arkadaşları Amerikalı Tarbox ve Libyalı delikanlı Muhammed ile birlikte Kuzey Afrika’yı, özellikle İtalyan çizmeleri altında inim inim inleyen Libya’yı arabasıyla gezen bu zat, gözlemlerini bütün çıplaklığıyla bu eserde dile getirmiş.
Kitabın Sunuş yazısında muhtedi Abdülhakim Murad(Tim Winter)’in şu tespiti ne kadar önemli; “Arap dünyasını dolaşmış Avrupa gezginlerin tamamına yakını, ya Romantizm dolu ya da küçümseyici ifadelerle tecrübelerini yazmışlardır. Her ne kadar bu alışkanlığı kasıtlı ve şuursuz olarak yanılmasak da, dünyanın önemi hiçbir zaman azalmayacak bir bölgesine yönelik bakış açımızda ciddi bir etkiye sahiptir. Bizim “Doğu”ya yönelik geleneksel Batılı bakışımızın, uzun zaman önce Doğulu insanların da bizden çok farklı olmayan yaratıklar oldukları anlayışına dönüşmüş olması gerekirken, yine de izah edilmesi zor bir şekilde derinlere işlemiş popüler “Doğu zalimliği” veya “Kalp çalan Doğu” gibi bakış açıları halen devam ediyor. Batı’nın İslam dünyasına bu gibi tavırlarından birçoğu, bizim mağrur gezginlerimizin yanlış yansıtmasından ibarettir.”
Merhum Mehmed Akif Bey de Sebilürreşad mecmuasının 1 Temmuz 1326(1916) tarihli sayısında Avrupalı gezginlerinin bu çarpık bakış açısına şöyle değiniyor; “Vakıa garplı seyyahlar Şark’ı da gezerek birer seyahatname yazmışlarsa da, onlara ne dereceye kadar itimad olunabilir, bilemem. İbrahim bey merhum ile bir gün Şam'da oturuyorduk. Söz, müşarun ileyhin Avrupa’daki müsteşriklerle buluştuğu devre intikal etti: burada ismini söylemek biraz kabalık olacak, bir müsteşrik kendisine Tibet hakkında yalan yanlış bir yığın malûmat verirken, sol elini göstererek: “Bak! Benim bu elim işte orada sakat oldu” demiş, İbrahim bey bu vakıayı yine o memlekette birine anlatınca karşısındaki; “Hay maskara herif hay! Size böyle söyledi ha? Ayol o anadan doğma sakattır. Hatta çocukken biz onu çolak! diye kızdırırdık” demiş. Şimdi bu kadar cesur bir yalancıdan kimsenin gidip görmeyeceği memleketler hakkında neler beklemezsin?”
İşte, “Holmboe’nun sayısız başarısı arasında en çarpıcı olanı, kendi zamanında bugünlerden bile daha güçlü bir şekilde bu basmakalıp yargıların üstüne çıkabilme kabiliyetine sahip olmasıdır. Bize, her türlü önyargıdan uzak kalarak, aklı başında ve hiç abartısız bir anlatı sunuyor.”
General Graziani komutasındaki üstün İtalyan kuvvetlerine karşı ünlü lider Sidi Ömer Muhtar ve “el-Mahafdia” denilen Senusi mücahitlerinin destansı mücadelesine bizzat şahit olan müellif, savaşın acı ve yıkımını da iki cepheden insani yönleriyle çok ustalıkla fotoğraflamış. Medeni İtalya’nın sadece Libya’nın Cyrenaica bölgesinde 1928-31 arası Müslüman sayısını 225 binden 142 bine düşürdüğünü, bir sene içinde de küçükbaş hayvan sayısının da 270 binden 67 bine indiğini düşünürsek, Libyalı kardeşlerimizin o zamanlar içinde bulundukları durumu anlayabiliriz. Allahu Teâlâ o günlerin yüzü suyu hürmetine onları şu an başlarında olan zalimden ve etraflarında uçuşan akbabalardan kurtarsın. Âmin.
Kitap gerçekten çok akıcı ve sürükleyici bir anlatıma sahip. Tercüme de çok başarılı bir şekilde gerçekleştirilmiş. Yalnız kitabın başında “İtalyan İşgali altındaki Kuzey Afrika’da” ifadesi hatalı olmuş. Zira o sırada Kuzey Afrika’da sadece Libya İtalya işgalindeydi.
Son olarak, sitemiz yazarlarından Nurgül Dere hanımefendi’nin kitapla alakalı mütalaası ile tanıtımımıza son veriyoruz; “Aslında bir hatırat olan bu kitabı okurken roman tadı almıştım. Ama o bildiğiniz romanlardan değil tabii ki… Kitabın yazarı İslâm'ı seçmiş Danimarkalı bir gazetecidir, fakat kitabın sonlarına doğru aslında O'nun bir kahraman olduğunu anladım, çünkü birçok insanın cesaret edemeyeceği ölümle burun buruna tehlikeli bir yolculuğa O sırf İslâm öğretilerini ve Arap kültürünü daha yakından tanımak için katlanmış biri... Ayrıca yazar, merhum Ömer Muhtar'ın ve bedevîlerin İtalyanlardan çektikleri şiddetli zulümü gözler önüne sermiş. Herkesin okuması gereken bir kitap..Kitap bitince, birkaç gün şedid etkisinde kalmıştım…
Ve bir ayrıntı; maalesef kitabın orijinalinde olan, Knud Holmboe’nin seyahat boyunca çektiği resimler, kitabın Türkçe baskısında bulunmamakta... İşte orijinal resimlerin bulunduğu kitabın İngilizce pdf dosyasının linki:
http://www.knud-holmboe.com/e_book.html
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
Üstünlük ve şeref ancak Allah'ın, Peygamberinin ve mü'minlerindir.
Münâfikûn, 8
GÜNÜN HADİSİ
Her kim, inanarak ve karşılığını yalnız Allahtan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır."
Buhârî
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...