TARİH-LENKLERE CEVAPLAR

Eser adı: Tarih-Lenklere Cevaplar Müellifi: Prof. Dr. Ahmed Akgündüz Yayınevi: OSAV Yayınları Bundan birkaç sene evvel “Tarih Lenk” diye bir kitap piyasaya sürülmüş ve bazı çevrelerin süslemesi ile bir müddet gündemi işgal etmiş


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2011-03-22 02:50:01

Eser adı: Tarih-Lenklere Cevaplar

Müellifi: Prof. Dr. Ahmed Akgündüz

Yayınevi: OSAV Yayınları

Bundan birkaç sene evvel “Tarih Lenk” diye bir kitap piyasaya sürülmüş ve bazı çevrelerin süslemesi ile bir müddet gündemi işgal etmiş, sonra çok çabuk değişen ülke gündemimizin içinde unutulup gitmişti. Yazarının tarih ilminden çok “cerbeze” bilgisine aşina olduğu görülüyordu. Cerbeze, laf oyunları ve demagoji ile gerçeği olduğundan farklı gösterme sanatı idi ve böyle lafazanlarla meşgul olmamak, değer vermemek, “cevab’ül ahmaki es sükut” kaidesince sükut ile cevap vermek uygundu. Fakat bazı ahmakların arkasında bedbaht akıllılar bulunduğundan, “cevap verilmediğine göre, demek ki iddialar doğru” diyebilen kişiler olduğundan, bir cevap vermek de gerekliydi.

Tabii sadece o kitabın müellifi değildi ecdadına sövmeyi adet edinen. Çıktığı 60 seneden bu yana İslam’a ve Müslümanlara hırlamayı kendine görev bilen ve bunun için de haklı olarak “hırriyet” lakabını alan medyanın amiral gemisinde de sözüm ona bir tarihçi gibi çokları vardı. Bunlar nasıl insanlardı? Nasıl bir ortamdan gelmişlerdi? Birkaç nesil nasıl böyle kendi dinine, imanına, ecdadına, milli ve manevi değerlerine yad ve düşman yetişmişlerdi, yetiştirilmişti, bu ayrı bir inceleme konusu idi. Muhterem Hekimoğlu İsmail beyefendi’nin yazdığına göre, 1950’lerde İstanbul’da ilkokul talebelerinden “Ormanlarımız” konulu bir kompozisyon kaleme almaları istendiğinde, ekserisinin “Eskiden çok güzel ormanlarımız vardı. Zalim padişahlar hepsini yaktılar” diye yazmaları neyin ifadesiydi?

İşte kıymetli hocamız Prof. Dr. Ahmed Akgündüz beyefendi’nin bu eseri, bu tarihlenklere cevap olsun diye yazıldı. Zira bu tip yazar çizer takımının ilk hücum ettikleri hedefleri arasında muhterem hocamız ve eserleri vardı. Bunun sebepleri çoktu. Ama özellikle en birinci sebebi, hocamızın, “i’caz-ı nebevi” diyebileceğimiz, 600 sene koskoca bir coğrafyada bir sürü milletleri adilane idare eden İslam hukukunun uygulamalarını tahrif etmeden ortaya koyması, bu konuda büyük bir himmet ve gayret gösterip, ancak bir heyet tarafından yapılması mümkün olan “Osmanlı Kanunnameleri”ni dokuz büyük cilt halinde gün yüzüne çıkarması, Şer’iyye Sicilleri, Osmanlı’da Harem, İslam Hukukunda ve Osmanlı’da Vakıf Müessesesi, Türk Hukuk Tarihi gibi eserleri ile hafızamızı tashih etmesi idi.

Aslında, kitabın başındaki şu ibretli hatıra her şeyi açıklamaya yetiyor. Onu nakledip, hatm-i kelam ediyoruz;

“Yıllardan beri Osmanlı hukuk sistemi ile alakalı kitaplar te’lif etmekte, makaleler yazmakta ve konferanslar vermekteyim. Bu çalışmalarımın belli kesimlerin hoşuna gitmediğinin farkındayım.

Osmanlı devletinin bir Müslüman devlet olduğunu biliyoruz ve aksine yorumlar karşısında yıllardır şaşırıp kalıyorduk. Meğerki Osmanlı devletine karşı olanların ve hem de en baştakilerin, kuvvetle muvaffak olmadıkları tarihin çarpıtılması meselesine, çeşitli dalaverelerle ve kiralık kalemleri kullanarak emellerine ulaşmak istediklerini yıllar sonra öğrendik.

Öğrendik ki, Prof. Dr. Ömer Lütfü Barkan da ve hatta bir yerde Prof. Fuat Köprülü de, bir türlü rejimlerini halka meşru göstermeyi başaramayan siyasetçilerin emirleri ve talimatları doğrultusunda kalemlerini kullanmışlardır. Bunu bizzat, yaşı şu anda doksanlara ulaşan ve aynı sofrayı paylaşan bir şahıstan kulaklarımızla duyduk.

Bize de, Osmanlı Kanunnameleri kitabımızı duyar duymaz aynen şu teklif geldi; “Bu büyük kitabını istediğin gibi neşret; ancak bu kanunlardan yüz adedini seç ve uzun bir mukaddime kaleme al. Osmanlı devletinin laik bir devlet olduğunu ispatla. Çünkü senin Müslüman halk nezdinde itibarın var ve İslam hukuku uzmanısın. Halk sana daha çok inanır.

Bunun karşılığında şunlara ulaşacaksın;

1-Kitabın dört dilde yayınlanacak ve te’lif ücreti alacaksın.

2-Türkiye’nin üç şirketi sana üniversiteden aldığın maaş kadar danışmanlık maaşı verecekler ve sadece banka kartı ile çekeceksin.

3-Duyduk ki, İstanbul Hukuk Fakültesine tayin olmak istiyormuşsun; hemen naklin yapılacak ve ileride dekanlık ve rektörlük gibi makamlara geleceksin. Yoksa pişman olursun.”

Evet, bu vaad ve tehditler karşısında benim cevabım şu oldu; “Ben ilkokul dördüncü sınıfta, Barkan’ın “Kanunname” maddesini okudum ve kendi kendime şu sözü verdim; “Ya Rabbi! Bana imkân ver, ecdadımla alakalı bilgileri tashih edip, bütün dünyaya ilan edeyim.” İste Osmanlı Kanunnameleri adlı eseri bunun için telif eyledim. Nasıl maksadımın yüzde yüz zıddına bir amaçla, bu teklifinize evet diyebilirim?”

Maaliftihar Allah’ın yardımıyla maksatlarım hâsıl oldu; ancak bana da çok zulümler yapıldı. Tam İstanbul Hukuk Fakültesine tayinim olmak üzere iken, Hürriyet gazetesi yalan bir haberle bunu durdurdu. Yalan olduğunu on sene sonra ispatlayabildim.

Beni Cağaloğlu Yokuşunda yakalayan o yaşlı ve malum içki sofralarının müdavimi olan zat bana haykırıyordu; “Tayinin durdu, artık profesör de olamazsın. Dediğimi tutmadın.” Ben de “Merak etme. Profesör de olacağım, dekan da, rektör de olacağım. Ben bunları sizden değil; istersem Allah’tan isterim” cevabını vermiştim.”

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

Salih Okur, 2011-03-25 09:00:44

Kerem bey, ilginize teşekkürler. Haklısınız yalnız ben Tarih-lenk adlı eseri de okudum, Akgündüz hocanın kitabı ise sadece o eser etrafında dönmüyor. Genel olarak çarpıtmalara cevap vermiş. Saygılarımla

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

Kerem Ünyeli, 2011-03-23 05:33:34

Pek kıymetdar Salih Bey, Tarih Lenk'e bakma imkanınız oldu ise ne onulmaz hatalar olduğunu göreceksiniz. Sizin gibi kıymetli bir müdekkike kimin ne tür hatalar yapabildiğini araştırarak yazmak yakışır. Tarih istediğimiz gibi akmayabilir, tafalı tarihçilik mazur görülmemeli.

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

DİĞER YAZILAR

Kim sabreder ve affederse şüphesiz bu hareketi, yapılmaya değer işlerdendir.

Şûra, 43

GÜNÜN HADİSİ

Diğer bir kişi katılmaksızın, iki kişi aralarında fısıldaşmasın.

Buhari

TARİHTE BU HAFTA

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI