Cevaplar.Org

PROF. DR. ESAD COŞAN HOCAEFENDİNİN KİTAP OKUMA TAVSİYELERİ

Bu hususta ilk tavsiye, emek çekilerek hazırlanmış, ilgililerin takdirine mazhar olmuş, ciddî kitaplar, seçtiğimiz konuya dair birinci elden kaynak eserlerin okunmasıdır. Adi, ticari hırsla alelacele çıkarılmış düşük kaliteli kitaplara itibar o


Prof. Dr. Esad Coşan

.

2011-03-15 06:53:11

Okuma, mesleğimizde ilerlemek, kültürümüzü genişletmek, güzel ve doğru düşünmek, konuşmak ve yazmak hayırlı hizmetler yapmak için mutlaka şart olan çalışmadır. Açık hava gezintileri, oyunlar, jimnastik nasıl bedenimizi geliştirirse, güzel bir eseri okumak da öylece zihnimizi geliştirir, duygularımızı yüceltir.

Kısacık ömrümüzde sadece şahsi gözlem ve tecrübeyle ne kadar bilgi edinebiliriz? Halbuki, okuma yoluyla yüzyılların duygu, fikir ve tecrübelerini birkaç saat içine sığdırabilir, o kitaptaki görüşlerle fikrimizi zenginleştirebiliriz.

Öğretmenin ders anlatması, projeksiyonlar, filmler, konferanslar... Biraz sonra geçen, gittikçe sönen tesirlere sahiptirler; kitap ise daima yanımızda kalır, her zaman müracaat edebileceğimiz, el altında bulunan bir kaynak olur.

Bugün, bir meslekle ilerlemek ve mütehassıs olmak için, o meslekle ilgili yazıların, yayınların tümünü takibe çalışmak gerekir.

Bir problemin cevabını sorulduğu anda cevaplandırabilmekten ziyade, o cevabın hangi kitaplarda ve yayınlarda bulunacağının bilinmesi isteniyor.

Bütün bu sayılanlar bize, okumanın, çok okumanın ne kadar gerekli olduğunu göstermektedir.

Okuma tutkuların en asilidir. Büyük yazarlar, ömürlerinin yarısını okumakla geçirmişlerdir. Montesquieu, "Çeyrek saatlik bir okumanın gideremediği kederim olmamıştır." der; Alphonse Daudet, yaşlı bir dostuna, "Güzel kitaplar okuyun!" diye tavsiyede bulunmuştur.

Her gün 20-30 sayfa okumakla, kültürümüz kısa zamanda genişler; ayrıca dilin zenginliği; sözü söyleyişteki güzellik, özellikle edebiyat üstatlarının şaheserlerini okumakla sağlanır.

Çağının en parlak hatibi sayılan ve dile hâkimiyeti ile tanınan John Bright, ancak çok kitap okumak sayesinde o seviyeye yükselmiştir.

Okunacak Kitapları Seçme

Okunması gerekli şeyler çok fazla olduğuna göre, önce bir seçim yapmak bahis konusudur; zaman sınırlı ve kıymetli olduğu için ne tür kitapları okumamız gerektiğini düşünmek zorundayız.

Bu hususta ilk tavsiye, emek çekilerek hazırlanmış, ilgililerin takdirine mazhar olmuş, ciddî kitaplar, seçtiğimiz konuya dair birinci elden kaynak eserlerin okunmasıdır.

Adi, ticari hırsla alelacele çıkarılmış düşük kaliteli kitaplara itibar olunmamalıdır.

Asil eseri, taklid ve değersiz eserden ayırmak için ölçü, yazarın o konudaki selâhiyet ve ehliyet derecesidir.

İkinci bir nokta baskının kalitesidir; tashihsiz, indekssiz, içindekiler kısmı dahi olmayan bir eser, aslında güzel de olsa okuyana fayda sağlamaz.

Bazen iyi bir kitap okunurken de genellikle konunun derinliğinden dolayı isteksizlik duyulabilir. Bu takdirde kendimizi biraz zorlamalıyız; sevmediğimizi bile anlamaya kendimizi alıştırmalıyız ki, anlamamış olduklarımızı sevebilelim.

Alman şairi Goethe, ömrünün son yıllarında (1830'da); "Okumayı öğrenmek sanatların en gücüdür... Hayatımın seksen yılını bu işe verdim, yine de kendimden memnun olduğumu söyleyemem" demiştir.

Önemli olan bir soru da şudur:

"--Çok yazar ve çeşitli kitap mı okumalı, yoksa az mı?"

Bir sürü yazar ve her neviden eser okumak kararsızlığa ve maymun iştahlılığa alamettir. Mesleğimizde ilerlemek ve kültürümüzü geliştirmek için konularda da bir seçme yapmak ve seçtiğimiz konuda derinleşmeyi planlamak daha doğrudur.

Okuma Hızı

Okunacak şeyler çok fazla olduğuna göre, önce okuma hızı üzerinde çalışmak ve düşünmek gerekir. Hızlarına göre okuma çeşitleri şunlardır;

a. Göz Gezdirme:

Bu, en hızlı okuma çeşidi olup, bir kitabın içinde aranılan konunun mevcut olup olmadığını anlamak veya yazının planını ve ana hatlarını bulup çıkarmak yahut da kitabın kıymet ve faydalılık derecesini tespit etmek için kullanılır.

b. Çabuk Okuma:

Metinde atlama yaparak süratle okumak olup şu hallerde kullanılır: Teferruat mühim değilse, bildiğimiz bir konuda hafızayı tazelemek veya kaçırılan noktaları bulup çıkarmak isteniyorsa, aranan bir meselenin cevabı bulunmak isteniyorsa, hikaye, gazete haberleri veya hafif eserler bu hızla okunur.

c. Normal Okuyuş:

Metni atlamadan okumak olup bir mevzuyu tam olarak anlamak, araştırdığımız bir konuda bilgi tplamak, özet çıkarmak... için kullanılır. Bir öğrenci ders kitabını normal olarak dakikada 200-400 kelime okuyarak çalışabilmelidir.

d. Ağır Okuma:

Kelime ve ibareler üzerinde durup düşünerek okuma olup, anlaşılması zor bir konuyu okumak, yazılan bir yazıyı değerlendirmek ve tenkit etmek, konuya ait yeni bir fikir, bir çözüm metodu bulmak gerektiğinde kullanılmalıdır. Matematik ve felsefe eserleri, meslekî araştırma ve etüdler bu hızla okunmalıdır.

Okuma hızını arttırmak mümkündür ve şarttır. Birçok kimsenin, doğruluklarından hiçbir şey kaybetmeden bir konudaki okuma hızlarını iki misline çıkarabildikleri deneylerle isbatlanmıştır. Bunun için şunlara dikkat etmek gerekir:

1. Hançere ve dudak hareketlerini bırakmalıdır; çünkü bu yolla sadece sesli okuma hızı seviyesinde kalınır; halbuki sessiz okuma hızı, seslinin, iki-üç katıdır.

2. Kelimeler için değil de fikirler için okunmalıdır; yani tek tek kelimeleri okumak yerine, bir çırpıda, bir fikri kavramağa çalışmalıdır.

3. Her paragraftaki ana fikri sezmeğe çalışmalıdır.

4. Dikkati sadece okunanı anlamağa teksif etmeli, ikinci bir iş ile, hatta okuma hızı ile dahi ilgilenilmemelidir.

5. Dönüp tekrar okumalar kaldırılmalıdır; çünkü sonra gelen cümle, karanlık kalan yeri açıklayacak yapıda olabilir.

6. Daha çabuk okumaya, kendi kendiyle yarışmaya çalışmalıdır.

Okumada Geçerli Altın Kurallar

Bir kitap okurken, ondan daha iyi istifade etmek için uyulması gereken bazı değerli tavsiye ve prensipler vardır; onları şöyle sıralayabiliriz:

1. Kitabı, gevşek ve yorgun kafa ile okumamalıdır. Okuma için en uygun zamanı seçmek, üzerinde düşünmeye değer. Bu zaman, bazı kimseler için sabah, bazıları için ise gece vakit olabilir; ama kuvvetli bir yemeğin arkası hiç de müsait değildir.

2. Okunan konu üzerine zihin teksif edilmelidir. Yarım saat kadar sonra bir miktar dinlenmek uygun olur

3. Özellikle mühim eserler okunurken, elde mutlaka bir kalem bulundurmalı, önemli cümle veya ibarelerin altı çizilmelidir. Bunun, müteakip okuyuş ve aramalarda büyük faydası olacağı gibi, önemli fikirlerin ve yazı iskeletlerinin kaçırılmamasında da yardımı görülecektir.

4. Sayfa kenarlarına küçük notlar almalı ve yazmalıdır; kitabın o kısmı hakkındaki fikirlerimiz, itirazlarımız, görüş ve değerlendirmelerimiz böylece kaydedilirse, bunlar, kitaptan ileriki faydalanmalarda rehber olur.

5. Eserin baş veya sonunda boş bir sayfaya kendi şahsî fihristimizi eklersek; bizim için önemli olan yerler, özel olarak ilgi duyulan kısımlar, daha sonra aradığımızda kolayca bulunur.

6. Belli bir yere, o kitabın özetini ve bizim onun hakkındaki değerlendirmemizi yazmamız, unutup aynı eseri tekrar tekrar ele almayı önler.

7. Kitaptaki ilginç söz ve bilgiler fişlenebilir. Böylece zamanla küçük bir özel arşiv oluşturabiliriz. Bu, özellikle ilmî çalışmaya yönelecekler için tavsiye edilir. Kaydedilen söz, şiir... vs. ezber için de kullanılabilir.

8. Kitap içinde karşılaşılan her yeni kelimenin anlamı öğrenilmeli, gerekirse lügate bakılmalıdır. Böylece kelime hazinesi gelişmiş, genişlemiş olur. Ayrıca kelimenin telaffuz, imlâ ve cümle içinde kullanılış şekline de dikkat edilmelidir

9. Cetvel, grafik, resim ve haritalar atlanmamalıdır; çünkü bunlar hatırda daha iyi kalırlar ve çoklukla özet mahiyetindedirler.

10. Okunan eser hakkında nihaî bir hükme varılmalıdır; yâni "Yazar bîtaraf mıdır, konuya hakim midir? Kaynakları güvenilir mi, eser değerli midir?" gibi soruların cevapları düşünülmelidir.

11. Konuşma kabiliyetimizi giliştirmek için, edebî eserleri yüksek sesle, telaffuz, vurgu ve mânâya önem vererek tane tane okumak tavsiye edilir ki buna diksiyon denilir ve hitabet, tiyatro ve radyo konuşmaları için önemlidir.

12. Kitaptan öğrenilen hususlar,

a) Geçmişteki bilgilerle irtibatlandırmak,

b) Kendi kendimize örnekler bulup üretebilmek,

c) O bilgileri arkadaşlar ile tartışarak,

d) Tekrarlayıp yakınlaştırarak... Zihne daha iyi yerleştirilmelidir. Ayrıca bunların mümkün olanlarını pratikle tatbik etmek ve uygulamak lazımdır.

Başarının Sırları

Prof. Dr. M. Esad Coşan

Seha Neşriyat

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

uğur, 2011-03-22 16:48:45

Allah razı olsun akif bey bilgilendirmeniz için.çalışmalarınızad mutlak başarı ve feyizler diliyorum rabbimden.

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

Akif Cömert, 2011-03-22 02:40:08

Uğur bey, ilginize teşekkürler. Yalnız Esad efendi yazısı kaldırılmadı.Arşivde aynen duruyor.Sitemizde yazılar ana sayfa da en fazla iki hafta duruyor. Sonra arşive giriyor. Yazarımız Ahmet Haliloğlu bey iki haftadır yazıyı yetiştiremediğinden ana sayfadan kaldırıldı.Yazıyı herhalde önümüzdeki hafta yetiştirebilecek. O zaman tekrar ana sayfada gösterilecek.Saygılarımızla.

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

uğur, 2011-03-22 01:57:07

yazı çok güzel olmuş.çok sevilesi sayılası bir alim esad coşan hocaefendi.Allah onlardan ve bizden razı olsun.yanlız benim anlamadığım bi konu var son devir meşayıhımız yazısı neden kaldırıldı.ordada esad coşan hocaefendinin hayatı anlatılıyodu ve daha bitmemişti.neden kaldırıldı açıklama yaparsanız seviniriz.

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

mehmet, 2011-03-15 14:13:17

bu mubareğin tavsiyeleri başımızın tacıdır.

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

DİĞER YAZILAR

NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER

NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER

Mânevîyatsız ilmin, beşeriyete felâh ve huzur yerine, şüphe, tereddüt, hatta ızdırap verdi

NASIL BİR MAARİF?

NASIL BİR MAARİF?

Yıllardır ilmî ve fikrî çalışmalarım arasında memleketimizin mânevî, ahlâkî, derûnî

GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER

GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER

Diyorlar ki: Dünyaya bir kere gelinir. Sonun başlangıcı yoktur. Gülün, eğlenin, bir yıldır

HİCRET VE HAREKET

HİCRET VE HAREKET

Hicret, tâ ezelden ebede, âlem-i vücubdan âlem-i imkâna, daire-i ilimden daire-i kudrete, tâ

ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE

ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE

Ramazan ayının hususiyeti oruç. Orucun hususiyeti de kendisine ait meseleler. Başında; tutan tu

HEKİM VE FİLOZOF GÖZÜ İLE RAMAZAN

HEKİM VE FİLOZOF GÖZÜ İLE RAMAZAN

Hekim gözü ile Ramazan perhiz ayıdır. Bir çok hastalıklara karşı tıbbın tavsiye ettiği im

HÜZÜNLÜ BİR HAYVANAT BAHÇESİ GEZİSİ

HÜZÜNLÜ BİR HAYVANAT BAHÇESİ GEZİSİ

“Paris'in büyük hayat sıtmasına tutulduktan sonra(1) yapmaya hiç vakit bulamayacağım bir zi

YİRMİNCİ ASRIN BAŞINDA ANADOLUDA PAZARIN NAMUSU

YİRMİNCİ ASRIN BAŞINDA ANADOLUDA PAZARIN NAMUSU

Fransız yazar Claude Farrare, Çanakkale’de bir köyde, 1900’şerin başında yaşadığı çok

BİZ DE RAHATSIZIZ

BİZ DE RAHATSIZIZ

Elinize bir kalem alsanız ve siyasette, ticarete, sanatta, eğitimde en fazla isim yapmış insanla

"BANA KUR’AN YETER!”

Bana Kur'an yeter!" cilerden beni sevdiğini söyleyen biri, kendisi Hadisleri kabul etmeyerek doğr

MEALCİ KARDEŞLERİME KUR’AN’DAN MİSAFİRPERVERLİK DERSİ

MEALCİ KARDEŞLERİME KUR’AN’DAN MİSAFİRPERVERLİK DERSİ

Kur’an-ı Kerim, Arapça olarak indiğinden Kur’an’da geçen her kelimenin o günkü manaları

"Her ümmet için Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanların üzerine O'nun adını ansınlar diye bir kurban kesme ibadeti koymuşuzdur. Hepinizin ilâhı bir tek ilâhtır. Onun için yalnız O'na teslim olan müslümanlar olun. Allah'a itaat e

Hacc:34

GÜNÜN HADİSİ

İki kelime vardır ki, Rahman'a sevimli, dilde hafif ve mizanda ağır gelir. Bunlar; "Sûbhanellahi ve bihamdihi, Sûbhanellahil-azim=Yüce Allah'ı hamd ile tesbih ederim, Yüce Allah'ı tenzih ederim." kelimeleridir.

Buhari Tecrid-i Sarih, 2189

TARİHTE BU HAFTA

*Çanakkale'de Kirte Zaferi(28.04.1915) *Gazneli Mahmud'un vefatı(30.04.1090) *Cezzar Ahmet Paşa Akka'da Napolyon'u püskürttü.(2.05.1799) *Fatih Sultan Mehmed'in vefatı(3.05.1481) *Hâlid bin Zeyd Ebû Eyyûb Ensari'nin vefatı (4.05.677)(İ.hatip takvimi)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI