Cevaplar.Org

İ'RÂBÜ'L-KUR'ÂN

Kur'an âyetlerini cümle yapısı yönünden inceleyen ilim dalı ve bu alanda yazılan eserlerin ortak adı. Sözlükte "bir şeyin aslını ve hakikatini ortaya çıkarmak, açıklamak" anlamına gelen i'râb kelimesi terim olarak "Arap dilinin söz dizimin


Nigâr Dere

nigardere@gmail.com

2011-02-28 16:11:42

"Kur'an âyetlerini cümle yapısı yönünden inceleyen ilim dalı ve bu alanda yazılan eserlerin ortak adı. Sözlükte "bir şeyin aslını ve hakikatini ortaya çıkarmak, açıklamak" anlamına gelen i'râb kelimesi terim olarak "Arap dilinin söz dizimini ince­lemek" demektir." 

Bu ilimde, Kur'ân'ın kelimelerinin, cümle içinde bulundukları yere göre, gramer (dilbilgisi) yönünden durumları incelenir (fiil, fâil, meful=yüklem, özne tümleç vb.) tahlili yapılır. Bu şekilde Kur'ân'ın doğru olarak anlaşılmasına yardımcı olunur.

Kur'ân'ı anlamak isteyen bir kimsenin, kelimelerin sıgasına, bulundukları yerde ne olduğuna bakması; meselâ o kelime mübteda mıdır, haber midir, fail midir, meful müdür… diye dikkat etmesi gerekir." 

"Hz. Peygamber'in, "Kur'ân'ı i'rab ediniz, onun garîb lafızlarını araştırınız" mealindeki hadisiyle Hz. Ebû Bekir, Ömer ve Abdullah b. Ömer gibi sahabîlerin Kur'ân'ın i'rab edilerek okunmasının daha sevap olduğunu belirten ifadelerinde geçen i'rab kelimesi sözlük anlamındadır ve "Kur'ân'ı kelime kelime açıklayıp anlayarak, bilinmeyen kelimelerin mânasını araştırıp öğrenerek okumak" demektir. İ'rab kelimesine dil âlimleri tarafından verilen terim anlamı ise çok sonra ortaya çıkmıştır.

Resûl-i Ekrem'in vefatının ardından gerçekleşen İslâm fetihleriyle Arap olmayan unsurların Araplar'la karışması neticesinde Kur'ân'da yanlış okumaların görülmeye başlanması üzerine Hz. Ebû Bekir'in emriyle Kur'ân âyetleri bir araya getirilmiş, Hz. Osman döneminde mushaf nüshaları çoğaltılıp çeşitli merkezlere gönderilmiş, daha sonra bu hatalı okumaları büyük ölçüde önleyen noktalama ve harekeleme işlemleri gerçekleştirilmiştir. II. (VIII.) yüzyılın ortalarından itibaren Kur'ân'a dayalı nahiv ilminin ortaya çıkması ve II. yüzyılın sonlarıyla III. yüzyılın başlarından itibaren İ'râbü'l-Kur'ân'a dair çalışmaların başlaması da bu hatalı okuyuşları önlemek içindir. Ebü'l-Esved ed-Düelî, yanlış okumalar üzerine yapmaya karar verdiği noktalama ve harekeleme işlemi için "Kur'ân'ı i'rab etmek" tabirini kullanmıştır. Arap gramerinin en eski yazılı metni kabul edilen Sîbeveyhi'nin el-Kitab'ında Kur'ân'ın Arap dili için bir kaynak olarak alındığı ve tesbit edilen gramer kurallarının onu tahlil etmek için kullanıldığı görülür. İ'râbü'l-Kur'ân ilminin meydana gelmesinde etkin olan bir başka husus, Kur'ân'ın çoğaltılması esnasında ortaya çıktığı iddia edilen "lahn" meselesidir. Mushafta lahn bulunduğu hususu ilk dönemlerden itibaren tartışılmış olup konuyla ilgili bazı rivayetler mevcuttur. Yahya b. Ya'mer ve İkrime b. Ebû Cehil'in Hz. Osman'dan rivayetine göre bu iş için görevlendirilen heyet Kur'ân'ı çoğaltınca nüshalar Hz. Osman'a arzedilmiş ve o da şöyle demiştir: "Güzel yapmışsınız; fakat mushafta bir takım hatalar (lahn) görüyorum; ancak bunları olduğu gibi bırakınız. Çünkü Araplar bunları telaffuzlarıyla düzelteceklerdir. Eğer kâtip Sakif kabilesinden, yazdıran da Hüzeyl'den olsaydı bu hatalar yapılmamış olacaktı." Diğer bir rivayete göre de Hz. Âişe, bazı âyetlerde hata bulunduğu iddiasına karşı bunların kâtiplerin hatası olduğunu söylemiştir. Bu tür rivayetler değerlendirildikten sonra Hz. Osman'dan böyle sözlerin sâdır olmayacağı, olsa bile bunun Kur'ân'ın anlamını değiştirmeyen elif, vâv ve yâ gibi harflerin yazılışıyla ilgili olabileceği belirtilmiştir. Hz. Âişe'nin sözü de çeşitli şekillerde yorumlanmıştır.

Elmalılı Muhammed Hamdi'nin, Hak Dini Kur'an Dili adlı tefsirinde yer yer cümle tahlillerine girdiği ve âyetleri i'rab ettiği görülür." 

DİPNOTLAR

1- Diyanet İslâm Ansiklopedisi, İstanbul, 2000, XXII.

2- Abdurrahman Çetin, Kur'ân İlimleri ve Kur'ân-ı Kerim Tarihi, Dergâh Yayınları, İstanbul, 1982.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

TEFSİR – TE’VİL-3-

TEFSİR – TE’VİL-3-

Te'vil, bir karineden dolayı lafzın muhtemel manalarından birisini tercih anlamı taşıdığı i

TEFSİR – TE’VİL-2-

TEFSİR – TE’VİL-2-

Tefsir Çeşitleri Tefsirciler, öteden beri tefsir çeşitlerini genellikle “rivâyet tefsiri”

TEFSİR – TE’VİL-1-

TEFSİR – TE’VİL-1-

Tefsir, Peygamber Efendimiz’in (s.a.s) bazı âyetleri açıklaması ile başlamış ve bu bakımd

KUR’ÂN’DA SUAL VE CEVAPLAR

KUR’ÂN’DA SUAL VE CEVAPLAR

Kur’ân-ı Kerim’de çeşitli sualler ve bunlara verilen çeşitli cevaplar vardır. Bunlar kend

MÜCMEL-MÜBEYYEN

MÜCMEL-MÜBEYYEN

Sözlükte "veciz söz, özet ve kısa söz, teennî ve itidal ile hareket etmek, güzelleştirmek"

MÜŞKİLÜ’L-KUR’ÂN

MÜŞKİLÜ’L-KUR’ÂN

Eğer kişi cehaleti sebebiyle âyetler arasında bir çelişki hissederse, zıt mana taşıdığı

MECÂZU'L-KUR'ÂN

MECÂZU'L-KUR'ÂN

Kur'ân-ı Kerîm'deki mecâzi lafızların tefsirini konu alan ilim dalı ve bu dalda yazılan eser

EMSÂLÜ’L KUR’ÂN

EMSÂLÜ’L KUR’ÂN

Kur'ân'dan doğan meseller (emsâlü'l-Kur'ân): (Şah damarından daha yakın), (Örümceğin evin

CEDELÜ'L-KURÂN (Kur'ân'ın Tartışma Yöntemi)

CEDELÜ'L-KURÂN (Kur'ân'ın Tartışma Yöntemi)

İslâm düşünce tarihi boyunca Kur'ân-ı Kerîm'in tartışma yöntemlerini konu alan "Cedelü'l

AYETLER VE SURELER ARASINDAKİ UYGUNLUK (TENASUBİ’L-AY VE’S-SÜVER)

AYETLER VE SURELER ARASINDAKİ UYGUNLUK (TENASUBİ’L-AY VE’S-SÜVER)

"Münâsebet" ilmi konu itibariyle kelime veya cümleler arasındaki anlam benzerliğini, irtibat ve

HAVÂSSÜ'L-KUR'ÂN

HAVÂSSÜ'L-KUR'ÂN

Esmâ-i hüsnâ île bazı sûre ve âyetlerin dileklerin kabulündeki tesirlerini ifade eden bir ta

İnsan, bizim kendisini kerih bir nutfeden yarattığımızı görmez mi ki, şimdi o apaçık bir hasım kesilmektedir.

Yasin, 77

GÜNÜN HADİSİ

Kim Müslümanlar arasından bir yetim alarak yiyecek ve içeceğine dahil ederse, affedilmez bir günah (şirk) işlememişse, Allah onu mutlaka cennete koyacaktır.

Tirmizi, Birr 14, (1918)

TARİHTE BU HAFTA

*Yıldız Sarayı'nın İttihatçılar'ca Yağma Edilmesi(29 Nisan 1909) *Gazneli Mahmud'un Vefatı(30 Nisan 1030) *Yıldırım Bâyezid Tarafından Manisa'nın Fethi(1 Mayıs 1390) *Fatih Sultan Mehmed Hân'ın Vefatı(3 Mayıs 1481) *Eyüp Sultan Hazretleri(r.a.) Vefât

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI