GECE VARDİYASI İNSAN SAĞLIĞINA UYGUN MU?
Âyet-i Kerimelerinde görüldüğü gibi, Cenab-ı Hakk'ın geceyi dinlenme zamanı olarak belirlediği apaçık ortadadır. Gelelim geceyi dinlenme zamanı yapmayıp, fazla kazanmak, fazla üretmek, teknolojik yarışta daha ileri gitmek, velhasıl daha fazla
Op. Dr. Yalkın BEKTÖRE
Teyp, televizyon, video v.s. aldığınız en basit bir cihazın yanında dahi, onu yapan firma tarafından konmuş bir kullanma kılavuzu (prospektüs) olduğunu ve üzerinde önemle; "Bu Kılavuzu Okumadan Cihazınızı Çalıştırmayınız" ibaresini görmüşsünüzdür. Eğer o cihazın kullanılması esnasında gerekli prensiplere uyulmazsa, arıza yapacağı veya rantabl çalışmayacağı kesindir. Basit bir cihaz, makine için böyle olursa, kul yapısı bu cihaz ve makinelerle kıyaslanamayacak kadar mükemmel, muhteşem, komplike bir yapıya sahip olan insanın da mutlaka bir kullanma kılavuzunun olması gerekir. İşte bu kılavuz Kur'an'dır.
"Bu, doğruluğu şüphe götürmeyen ve Allah'a karşı gelmekten sakınanlara yol gösteren Kitab'dır."(Bakara: 2:3)
Eğer Kur'an-ı Kerim'deki emirlere uyulacak olsa, fert ve ferdin teşkil ettiği toplum olarak âzami randıman alınacak hem dünya, hem de âhiret hayatında huzur, mutluluk, saadet bulunacaktır. Aksi takdirde, aynı cihaz ve makinelerin yanlış kullanılmaktan doğan arızaları gibi, fert ve topluma ait bir takım arızalar, bozukluklar ortaya çıkacaktır.
İnsanlığın daima huzur ve mutluluğu için prensipler vazeden İslâmiyet, yüce kılavuzunda öylesine muhteşem ikazlarda bulunmuştur ki, bunlardan birinin dahi ihlâli, insan için fevkalâde büyük zararlara yol açmaktadır.
"Tan yerini ağartan, geceyi dinlenme zamanı, güneş ve ay'ı vakit ölçüsü kılandır. Bu Güçlü Olanın, Bilenin nizamıdır.”(En’am: 6:96)
"UYKUNUZU DİNLENME VAKTİ KILDIK. GECEYİ BİR ÖRTÜ YAPTIK. GÜNDÜZÜ, GEÇİMİ SAĞLAMA VAKTİ KILDIK.”(Nebe:78:9)
Âyet-i Kerimelerinde görüldüğü gibi, Cenab-ı Hakk'ın geceyi dinlenme zamanı olarak belirlediği apaçık ortadadır. Gelelim geceyi dinlenme zamanı yapmayıp, fazla kazanmak, fazla üretmek, teknolojik yarışta daha ileri gitmek, velhasıl daha fazlaya sahip olmak için, isteyerek veya istemeyerek vardiya yapan veya fazla mesai gibi çalışmalarla geçinen kişilerin uğrayacağı zararlara:
İnsanın Çalışma Gücü (Fizyolojik ve Psikolojik) 24 saatlik bir zaman içinde düzenli birtakım iniş çıkışlar gösterir. Öğleden önce en yüksek seviyeye çıkan güç, yatsıdan itibaren düşerek saat: 03 civarında en alt seviyeye iner.
İnsan vücudunun hayatî fonksiyonları, çalışma gücündeki değişiklikler gibi, 24 saat içinde bazı değişiklikler gösterir. Buna "Biyolojik Ritm" diyoruz. Biyolojik ritimdeki değişiklikler, organik ve psikolojik birçok fonksiyonlar incelenerek ortaya konmuştur. Neticede, biyolojik ritimdeki değişiklikler ile çalışma gücündeki azalıp çoğalmaların, birbiri ile fevkalâde bir uyum içinde olduğu görülmüştür. İşin dikkat çekici yanı, suni ışıklandırma veya karartma ile insanda bu biyolojik ritmi kesinlikle değiştirmek mümkün değildir. Öyle ki, uzun yıllar gece hemşireliği yapmış olanlarda bile önemli bir değişme tesbit edilememiştir. Laboratuar şartlarında, günlük aydınlık ve karanlık sürelerini tersine çevirmek ve biyolojik ritmi de buna uyacak şekilde değiştirmek imkânı, ancak bazı hayvanlarda sağlanabilmektedir. Meselâ gece kümeslerde ışık yakılarak, tavukların daha fazla yumurtlatılması gibi.
Bu ritmin nasıl düzenlendiği veya nasıl yönetildiği henüz aydınlanmamıştır. Spontan bir endojen düzenleyici, bir "iç saat", bir "iç senkronizatör"den söz edilmektedir. Esasında yazımızın başında geçen âyet-i kerimelerden de anlaşılacağı üzere, düzenleyicinin "Kim" olduğu bellidir, ancak birçok insan, maalesef o yüce kudretten habersizdir.
Sokaklardaki fotoselli lâmbaların karanlık olunca yanıp, güneşin ışımasıyla sönmesi gibi, Yüce düzenleyici de gece ile birlikte insan organizmasının bütün faaliyetlerini yavaşlatmakta, âdeta rölantide çalışmaya başlatmaktadır.
Geceyi dinlenme ve uyku zamanı olarak değerlendiremeyenler, aşağıdaki zararlara katlanmak zorundadır.
1- Gece çalışmak zorunda kalan kişilerin organizması, gündüz saatlerinde çalışanlardan daha fazla zorlanacak, yedek güçlerine başvurmak zorunda kalacak ve iş sonrası yorgunluk ta o ölçüde artacaktır. Binaenaleyh gece çalışan insanlar, ilmî olarak "Bedenlerine ait bütün fonksiyonların en düşük ve en verimsiz olduğu saatlerde çalışmak zorunda kalan mağdur kişiler" şeklinde tanımlanabilir.
2-Biyolojik ritm ile düzenlenen uyku, gece saatlerinde çalışan kişilerde bozulur. Bu durum, daha fazla yorgunluk sebebiyle zaten artmış olan uyku ihtiyacının giderilmesini daha da zorlaştırır. Uyku bozukluğunda; süre genellikle 4 saate iner. Derin uyku blokları parçalanmış olur. Ne kadar elverişli şartlarda olursa olsun, gece çalışıp gündüz uyumak zorunda olan kişilerde bile bu bozukluklar ortaya çıkar.
3- Uyku alışkanlığı, irade veya arzu ile kısa zamanda değiştirilemez. Bu itibarla gece işine başlayanlar, ilk birkaç gün veya bir hafta, önemli rahatsızlıklarla karşı karşıyadır. Yorgunluk, hazımsızlık, depresyon, kusurlu sirkülâsyondan dolayı ürpermeler ve üşümeler, iç sıkıntıları görülür. Uzun vâdede ise, müzmin endüstriyel yorgunluk husule gelir ki, bu devrede kişi gündüz uyumasına rağmen müzmin yorgunluk arızaları gösterir.
4- Sindirim sistemi salgılarının 24 saatlik biyoloji ritmi ile, gece çalışmaları dolayısıyla değişmiş olan yemek saatleri arasındaki uyumsuzluktan, iştahsızlık ve sindirim sistemi bozuklukları ortaya çıkar. Gece işinin, ülseri kolaylaştıran risk faktörlerinden biri olduğu kabul edilmektedir.
5- Vücudun bütün fizyolojik fonksiyonları, biyolojik ritme uyarlar. Buna göre, gündüz saatlerinde çalışan bir vücudun aşınma ve yıpranmasına göre tamir işi azdır. Organlar, azamî şekilde fonksiyonlarını ifâ ederler. Gece ise, bu organların âdeta tamir, bakım, regenerasyon faaliyeti başlar. Gece çalışmak suretiyle, organizmanın bu günlük auto-regenerasyon faaliyeti de sekteye uğrayacaktır.
6- Gece çalışmalarında ailevî ve sosyal münasebetlerde zorluklar ortaya çıkar. Aile fertleri, gece çalışmasının yükünü ve zorluklarını birlikte taşımak durumundadır: ya bütün ailenin günlük hayatı buna göre düzenlenecek, ya da aile fertleri arasında uyumsuzluk artacaktır. Ayrıca aile dışı sosyal münasebetlerdeki zorluklar daha fazla olup, bunların giderilmesi oldukça güçtür. Bu münasebetler, ancak uykudan fedakârlık etmek suretiyle sağlanır. Dolayısıyla gece çalışan kişilerin bu münasebetlere uyum sağlaması imkânsızdır.
7- Gece çalışmalarında dikkat, hissetme ve refleks gibi fonksiyonların yavaşlamasından dolayı (özellikle fabrika ve ulaşım vasıtaları gibi yerlerde) iş kazaları ve riskinin artması kaçınılmaz olmaktadır. Meselâ, bir havagazı fabrikasının göstergelerini okumakla görevli işçilerin, 24 saat boyunca yaptıkları yanlış okumaların grafiği çıkarıldığında, eğrinin yazının başında bahsedilen güç eğrisiyle çakıştığı tesbit edilmiştir.
8- Sindirim sistemi hastalığı olanlar, peptik ülserliler, tüberkülozlular, epileptikler, diyabetikler, 25 yaştan küçük ve 50 yaştan büyükler, gece kesinlikle çalıştırılmamalıdır. Gece işi, bebek bekleyen ve emzikli olan kadınlar için de sakıncalıdır. Bu konuda birçok ülke, sosyal güvenlik kanun ve mevzuatıyla tedbir almak gereğini duymuştur. Meselâ; Batı Alman kanunları, işçi kadınların hamileliğinin başladığı dönemden itibaren emzikli dönemin sonuna kadar gece 20.00 ile 06.00 arasında çalıştırılmasını yasaklar. İngiltere'de 1937'den beri fabrikalar kanunu, kadın ve çocuklara bazı istisnalarla gece işini men etmiştir.
İşte bütün bunlar: "Geceyi bir örtü yapıp uykuyu dinlenme vakti olarak seçmemenin" neticeleri. Ve ilâhî nizama uyulmamasının, dar akıllarımızla ortaya konan zararları. Peki ya, acaba hikmetine eremediğimiz zararlar ve uğradığımız kayıplar ne ola ki?
Kaynak:
Merak Ettikleriniz
Mehmed Dikmen
Cihan Yayınları
İst.1998
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
MUALLİMLERİMİZ NELERE DİKKAT ETMELİ?
İnsanları tenvir ederek cehaletten halas eden, onları atalet ve sefaletin karanlık gecelerinden
HÜRRİYET ADINA KAYBETTİKLERİMİZ
Dr. Alexis Carrel Her insan keyfine göre yaşamak ister. Bu insanın doğuştan gelen bir dileğid
ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR
“Annemin memnun bir eda ile: “Bu sabah kahvaltıdan önce ne yaptığımı dünyada tahmin edeme
UBEYDULLAH-I AFGÂNÎ İLE SEBÎLÜRREŞÂD İDÂREHÂNESI’NDE BİR MUHÂVERE
Ubeydullah-ı Afgānî” nâmında bir zât tarafından geçenlerde Kavm-i Cedîd ünvânıyla neş
MAÂRİF, DİN EĞİTİMİNİ EN İYİ ŞEKİLDE VERMELİDİR
İnanmak yaradılışın bir gereğidir. Din, aklın mâverâsında, zekânın fevkinde bir mürşi
MELİK FAYSAL’IN YAHUDİ KİSSİNGER'E VERDİĞİ TARİHİ CEVAP
Melik Faysal'ın en önemli gayelerinden birisi, Filistin meselesi ve Mescid-i Aksâ'nın hürriyeti
NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER
Mânevîyatsız ilmin, beşeriyete felâh ve huzur yerine, şüphe, tereddüt, hatta ızdırap verdi
NASIL BİR MAARİF?
Yıllardır ilmî ve fikrî çalışmalarım arasında memleketimizin mânevî, ahlâkî, derûnî
GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER
Diyorlar ki: Dünyaya bir kere gelinir. Sonun başlangıcı yoktur. Gülün, eğlenin, bir yıldır
HİCRET VE HAREKET
Hicret, tâ ezelden ebede, âlem-i vücubdan âlem-i imkâna, daire-i ilimden daire-i kudrete, tâ
ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE
Ramazan ayının hususiyeti oruç. Orucun hususiyeti de kendisine ait meseleler. Başında; tutan tu
- HEKİM VE FİLOZOF GÖZÜ İLE RAMAZAN
- HÜZÜNLÜ BİR HAYVANAT BAHÇESİ GEZİSİ
- YİRMİNCİ ASRIN BAŞINDA ANADOLUDA PAZARIN NAMUSU
- BİZ DE RAHATSIZIZ
- "BANA KUR’AN YETER!”
- MEALCİ KARDEŞLERİME KUR’AN’DAN MİSAFİRPERVERLİK DERSİ
- MEZHEPLERE TÂBİ OLMAYANLAR
- ‘KADİR GECESİ BİN AYDAN HAYIRLIDIR’ NE DEMEKTİR?
- İKİ PEYGAMBERİN DOĞUM GÜNLERİ
- “BİR ALLAHSIZA CEVAP”
- YEDİ YAŞIN ÖNEMİ
- DÜŞÜLEN MÜHİM BİR HATA
- YALANCININ MUMU
- BEN OLACAKTIM Kİİİİİ
- AĞIRLIĞINI DUYMAK
- SON ASIRDA TASAVVUFTA TECDİD YAPAN ÜÇ ŞAHSİYET
- KURBAN KESMEK KİMLERE VÂCİPTİR?
- KURBAN
- DİLİMİZE BİR ŞEY OLDU
- NERDE O ESKİ GÜNLER
- YALAN DOLAN SONRASI YAPILAN ASKERÎ DARBELER
- BAYRAMLA İLGİLİ SÜNNET VE ADABLAR
- BİR KOLERA SALGINI HATIRASI; NURİYE ABLA
- “GUSL-İ İÇTİMÂİ”
- İMANIN ÇİÇEĞİ RAMAZAN ORUCU
- EVLİYA
- BERAAT GECESİ İLE ALAKALI ÜÇ YANLIŞ MESELE
- ALLAH’IN AHLAKIYLA AHLAKLANANLAR
- ATEİST, DEİST ve BİLİME DİN GİBİ İNANANLARA SORULAR
Dua eden, bana dua ettiği zaman onun duasına karşılık veririm.
Bakara, 2/186
GÜNÜN HADİSİ
Âdemoğlu, kurban bayramı gününde kan akıtmaktan daha sevimli bir amelle Allâha yaklaşabilmiş değildir.
İ. Mâlik, Muvatta, Kuran 24; Tirmizî, Edâhî, 1; İbn-i Mâce, Edâhî, 3)
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Nizamü'l-Mülk'ün Şehadeti(14 Ekim 1092) *II.Kosova Zaferi(17 Ekim 1448) *Gedik Ahmed Paşa'nın Vefatı(18 Ekim 1482)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...