KURBAN İBADETİ HAKKINDA ÖZ BİR AÇIKLAMA

Udhiye; Allah'a yaklaşmak maksadıyla kurban bayramı günlerinde kesilen hayvana denir. Hanefiler hariç, cumhur'a göre kurban kesmek müekked sünnettir. Gücü yetenin terk etmesi mekruh olur. Hanefîlere göre şehirlerde ikamet eden şehir halkı üz


2010-11-07 01:37:05

Udhiye; Allah'a yaklaşmak maksadıyla kurban bayramı günlerinde kesilen hayvana denir.

Hanefiler hariç, cumhur'a göre kurban kesmek müekked sünnettir. Gücü yetenin terk etmesi mekruh olur. Hanefîlere göre şehirlerde ikamet eden şehir halkı üzerine her sene bir defa kurban kesmek vaciptir.

Kurbanın sıhhati için, kurban edilecek hayvanın fahiş kusurlardan uzak ol­ması ve kurban kesmenin özel bir vakitte olması şart koşulmuştur.

Fakihler, Müslüman, hür, bâliğ, akıl sahibi ve gücü yeten kimsenin kurban kesmekle mükellef olduğu üzerinde ittifak etmiş, kurban kesmekle mükellef olanın, bunu yerine getirebilmesinin caiz olması için, kurban kesme niyeti taşımasını şart koşmuşlardır.

Yine Hanefiler, birden fazla kişinin ortak olmasının sahih olduğu kur­banlıklarda, doğrudan doğruya Allah'a yakınlaşmayı istemeyip sadece et maksadı ile kesen kimsenin ortak olmamasını şart koşmuşlardır.

Hanefilere göre kurban kesme vakti; kurbanın birinci günü tan yerinin ağarması ile girer. Ancak mukim olan kişi bayramın birinci gününde hutbe okunmadan önce dahi olsa, bayram namazının edasından sonra kurban ke­sebilir.

Malikilere göre bayram namazı kıldıran imamın kurban kesme vakti, bayram namazından ve hutbeden sonra başlar, imamın dışındakiler ise, birinci gün ve imamın kesmesinden sonra keserler.

Şafii ve Hanbelilere göre kurban kesme vakti, kurban bayramının birinci günü, Güneş doğduktan sonra kılınacak iki kısa rek'at ile okunacak iki kısa hutbelik zamanın geçmesi ile girer.

Kurban kesme vakti, eyyam-ı nahrin üçüncü günü, Güneş'in batışına kadar devam eder. Kurban kesmenin en uygun vakti, zevalden önce ilk gündür.

Şafiilere göre kurban kesme vaktinin teşrik günlerinin sonuna yani onuncu gününden sonra üçüncü güne kadar devam eder.

İlim adamları yalnızca davarların kurban olarak sahih olacağı üzerinde itti­fak etmişlerdir. Davarlardan kasıt deve, sığır, koyun ve diğer türleridir.

Fakihler devenin beş, sığırın üç ve koyunların iki yaşında ve daha yukarısını kurban etmenin caiz olduğu üzerinde ittifak etmişler, ancak koyun cinsinin ceza (iki yaşında) olanında farklı görüşlere sahip olmuşlardır:

Hanefiler ve Hanbeliler'e göre koyun cinsinden cüsseli ve semiz bir ce­zai altı ayını bitirip yedinci ayına girmiş ise yeterlidir.

Fakihler koyun ve keçinin ancak bir kişi için kurban edilebileceği, deve veya sığırın yedi kişi için yeterli olacağı hususunda ittifak etmişlerdir. Ancak İmam Malik'ten bir koyunun tüm aile halkı için yeterli olacağı rivayet edil­miştir.

Kurbanlıklarda şu dört özür bulunursa ittifakla caiz olmaz:

a. Bir gözün körlüğünün açıkça belli olması,

b. Apaçık hastalık,

c. Topallık,

d. İleri derecede zayıflık.

Başı beyaz, burulmuş, semiz fakat omuzlu hayvanı kurban etmek caizdir. Kulağı uzunlamasına ikiye bölünen, kulağı delinen ve burnu kesilen hayvanı kurban etmek mekruhtur.

Hanefilere göre kurban kesecek kişinin kurban bayramından bir kaç gün önce kurbanı bağlaması, kurban sahibinin kurbanı kendisi kesmesi, şayet kesme işini iyi beceremiyorsa kesim sırasında hazır bulunması ve kesen kişinin kıbleye yönelmesi müstehaptır. Kurbanlık satın alan bir kimsenin sütünü sağması, yününü kesmesi, ondan binek yahut yük hayvanı olarak ya­rarlanması mekruhtur.

Nafile olarak kesilen kurbandan yemek caizdir, ama adak kurbanından ye­mek haramdır.

Müstehap olan; tatavvu (nafile) kurbanı kesenin, kurbandan yemesini, hem tasaddukta bulunmasını hem de hediye vermesini bir arada yapmaktır.

Kurban kesmenin meşru'iyeti üzerinde bütün Müslümanlar icma etmiş­lerdir.

Hadis-i şeriflerde kurban günü Allah'ın en sevdiği işin bu olduğuna delalet etmektedirler. Yine kıyamet günü kurban edilen hayvanın kurban edildiği şekilde geleceği, onun kanının yere düşmeden önce Allah tarafından kabul edileceğine delâlet etmektedir.

Kurbanın meşru kılınmasındaki hikmet ise sayısız nimetlerine karşı şük­retmek, insanın geçen seneden bu seneye kadar hayatta kalışına şükretmek ve günahlarının bağışlanmasını dilemektir. Hem kurban kesen ailenin, hem de onlardan başkalarının genişliğe kavuşturulması bir başka sebeptir. Bu bakımdan fakirin ihtiyacının karşılanmasının maksat olarak gözetildiği fıtır sa­dakasının hilafına, kurbanda kıymetinin ödenmesi yeterli değildir.

Said Havva

El Esas Fi’s Sünne(Hadislerle İbadet Ansiklopedisi)

Hikmet Neşriyat 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

EŞREF EDİP’TEN; “SİZ Mİ DİNE KARŞI DEĞİLDİNİZ?”

EŞREF EDİP’TEN; “SİZ Mİ DİNE KARŞI DEĞİLDİNİZ?”

1950 seçiminden az sonra, eski başbakanlardan, medrese kökenli Şemseddin Günaltay, İzmit CHP

İnsanlardan öylesi var ki, herhangi bir ilmî delile dayanmadan Allah yolundan saptırmak ve sonra da onunla alay etmek için boş lafı satın alır. İşte onlara rüsvay edici bir azap vardır.

Lokman,6

GÜNÜN HADİSİ

Harb bir hiledir.

Buhari, Cihad 157; Müslim, Cihad 18, (1740)

TARİHTE BU HAFTA

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI