SAHABE’NİN ÜÇ AYLAR PROGRAMI
Enes b. Malik -radıyallahu anh-den rivayet edildiğine göre: Sahabe-i Kiram Şa'ban hilalini görünce, kendilerini Kur'an-ı Kerîm okumağa verirler, çokça ve devamlı salat ü selam getirirlerdi.
Enes b. Malik -radıyallahu anh-den rivayet edildiğine göre: Sahabe-i Kiram Şa'ban hilalini görünce, kendilerini Kur'an-ı Kerîm okumağa verirler, çokça ve devamlı salat ü selam getirirlerdi.
* Ticaret erbabı borçlarını öderler, senelik hesaplarını toparlardı.
* Zenginler ise mallarının zekatını hesap eder, fakirlere dağıtırlardı ki, ihtiyaçlarını alabil-sinler. Sıkıntılarını giderebilsinler. Bu sayede toplum hep birlikte, neşe içinde heyecanlı, aşk ve vecd içinde Ramazanı yaşasın bayram yapabilsin.
* Hakimler, valiler, mahkumlarla görüşür, ekseriyetini affedip, tahliye ederlerdi.
Görüldüğü gibi bu hadis-i şerif, ferdî, içtimaî yönüyle üç aylarımızı nasıl geçirmemiz gerektiğini, bizlere açık bir şekilde izah etmektedir. Her meslek gurubunun kendine özgü yapacağı vazifeleri her kesimden insanların aynı heyecanı yaşayabilmesi için dikkat etmesi gerekli davranışları olmalıdır.
Kur'an'a yönelmek
Sahabe-i kiram'ın bu mevsimde Kur'an'a yönelmeleri üzerinde hakikaten çokça durulmalıdır. Mü'minlere "şifa" olan Kur'an'la dolmak, onun öğütleriyle doymak mü'min için en büyük gıdadır. Damarlarında dolaşan kanın her zerresi, Kur'an nuruyla deveran eder mü'minde... Göz, kulak onun ışığı ile görür, işitir. Akıl, fikir, onun pırıltısıyla yolunu bulur. Mü'minin irfanı, firaseti Kur'an'la açılır. Öyleyse Kur'an'ı bilmemek, onu öğrenmemek, ondan uzak yaşamak ne büyük mahrumiyyettir. Bildiği halde okumağa, düşünmeğe vakit bulamamak, Allah'ın arzında, zaman ve mekânında yaşayıp da O'nun kitabına vakit ayıramamak ne büyük gaflettir. "Allahım! bizi gafillerden, mahrum olanlardan eyleme" diye niyaz edelim Rabbımıza. Yalvaralım, yakaralım o Yüceler Yücesine...
Mü'min gafil olmamalı. Kur'an'ı hayatına yansıtma azmini, mücadele ve mücahedesini hiç bir an bırakmamalı. Çünkü o onunla vardır. Müminin varlığının yegane, biricik sebebidir.
Kur'an. Bu mübarek gün ve gecelerin aydınlığını fırsat bilerek Kur'an'la tanışmak, onu sevgiliden gelen mektup heyecanıyla okumak Kur'an ayı Ramazanı hatimlerle mukabelelerle karşılamak ne bahtiyarlıktır.
Tuzaklara Karşı
Bu mutluluğa erebilmek, Rabbımızın bir fırsat olarak önümüze açtığı bu üç ayları değerlendirmek için yapılacak çok şey var. Beşer olarak eksikliğimiz pek fazla. Dinî eğitimimizin noksanlığı, yaşıyan örnek şahısların azlığı, sözü özüne uygun, her hattı harekâtı Sünnete muvafık, hali, kaliyle müessir Hak dostlarına pek çok ihtiyaç var. Zaman, zemin ve şartlar sanki mü'mini yolundan alıkoymak için kurulmuş tuzaklar, imanlar üzerine lekeler saçarak mü'minin can damarına kastetmeler, hatta alenen zulümlerle dolu bir hayat. Mü'min derin derin düşünmeli... Düşünceyi öldürenlere, düşünerek, İslamla bütünleşerek ceza vermeli.
Nereden başlanmalı? Önce Tevbe
Minarelerdeki kandil lambalarının ufku aydınlattığı, İslam dünyasına manevî bir iklim getirdiği şu günlerde mü'min neler yapmalı? Nerden başlamalı? diye kendi kendine sormalı... Gönlünü, Kur'an'la, Hadisle aydınlatmağa çalışmalıdır ve kendine bir üç aylar programı hazırlamalıdır.
Bu mevsimi fırsat bilerek evvela geçmişteki hayatının muhasebesini yapmalı, kârını zararını ortaya koymalı, "Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz" buyuran sevgili Peygamberimizin sünnetine uyarak, başını iki elinin arasına alıp için için düşünmeli. Bütün iş burdan başlıyor. Zira "Receb Allah'ın ayıdır." buyuruluyor. Allah'ın ayında tam bir acziyet içinde Allah'a iltica etmek, sığınmak ilk işimiz olmalıdır.
O halde mü'min önce Allah'ın kapısına varacak. Kulluk niyazıyla kapıyı çalacak. Kötülüklerinden nadim olacak, pişmanlık duyacak. Rabbine tevbe ile nedametini arz edecek, istiğfar ederek gözyaşlarıyla Rabbından mağfiret niyaz edecek. Günahlarından, nedametini, pişmanlığını duyurabilmek tevbenin kabulüne işarettir. Tevbenin kabulü ise helal lokma, ısrar ve gözyaşı ister. Mü'min bilir ki, Rahman'ın rahmet deryası gözyaşları nisbetinde coşar.
Allah dostlarından biri şöyle der: "Receb, tevbe ve nedamet ayı. Şa'ban muhabbet ayı, Ramazan kurbet (ilahi yakınlık) ayıdır"
Zunnün Mısrî (k.s.) de: "Recep ekme ayı, Şaban sulama, Ramazan mahsul ayıdır. Herkes ne ekerse onu biçer." diyerek mü'minin takib edeceği programı sunuyorlar adeta...
Toprağa bir tohum atmak...
Üç aylar güzelliklerin ekileceği, iyiliklerin yeşereceği bir mevsimdir. Zemin, İslam'ın bütün güzelliklerine hazırdır. Mü'min sıcak bir iklime girmenin sevincindedir. Hareketlerini hep kontrol eder. Kardeşlik duyguları coşar, mü'minlik izzeti, vekarı, heybeti gelir kendisine...Bir yetimin başını okşamanın, onun gözyaşını dindirmenin, ona sıcak bir alakanın ne derece büyük ecirler kazandıracağını düşünür. Onun ihtiyacını, onun yalnızlığını "inananlar kardeştir" düsturuyla giderebilmek ve mü'min sıcaklığını ona duyurabilmek için imanî bir vecd içinde gayret gösterir. Zira, yetim ağlarken arş'ın titrediğini bilir. Arş titremeden mü'min titremeli. O kendinden başlayarak, ailesini, akraba ve komşusunu, bütün etrafını düşünmekle mükelleftir. Komşusu açken tok yatamaz mü'min.
Her meyve kendi ikliminde yetişir. Kendi iklimini arar. Mü'minin gönül meyveleri de ılıman iklim gibi üç aylarda daha çok verir. Mü'minin gönül iklimi bu mevsimde hep sıcaktır. Gönlü açık, eli açıktır, înfak etmeyi daha çok ister. Her gün verdiğinin bir fazlasını vermeğe çalışır. Kardeşleriyle hediyeleşmeğe özen gösterir. "Hediyeleşin ki, aranızdaki muhabbet artsın." buyuran sevgili Peygamberimizin yolunda, izinde gidebilmek için bütün gayretini sarf eder. Hastaları, akrabayı, kabirleri, salih zatları ziyaret etmeyi kendine vazife bilir. Bu ziyaretleşmenin imanı kuvvetlendireceğine, sevgi bağını oluşturacağına, birlik ve beraberliği sağlayacağına inanır, İslam toplumunun yek-vücud olmasına yardım eden unsurlar olduğunu bilir ve düşünür. Onun önderi Yüce Rasûl (s.a.): "Kardeşini tavsiye ederim, kardeşini..." buyurmuştur. Mü'min de kardeşini kendi nefsine tercih ederek, "İhtiyaç içinde olsalar bile muhacirleri kendilerine tercih ederler..." (Haşr,9) buyruğunun sırrına ermek "kamil insan" olabilmek için bu mevsimi ganimet bilir.
Mustafa Eriş
Altınoluk Dergisi
Sayı: 49
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
EŞREF EDİP’TEN; “SİZ Mİ DİNE KARŞI DEĞİLDİNİZ?”
1950 seçiminden az sonra, eski başbakanlardan, medrese kökenli Şemseddin Günaltay, İzmit CHP
Çünkü Allah, haktır. O'ndan başka taptıkları ise hiç şüphesiz batıldır. Gerçekten Allah çok yüce, çok büyüktür.
Lokman, 30
GÜNÜN HADİSİ
Yeryüzünde bir kötülük işlendiği vakit, ona şahid olan bunu takbih ederse (kötü olduğunu te'yid ederse), o kötülüğü görmemiş gibi zararından kurtulur. O kötülüğe şahid olmadığı halde, işittiği zaman memnun kalan kimse, sanki şahid olmuş gibi manen zarar
Ebu Davud, Melahim 17, (4345)
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Nizamü'l-Mülk'ün Şehadeti(14 Ekim 1092) *II.Kosova Zaferi(17 Ekim 1448) *Gedik Ahmed Paşa'nın Vefatı(18 Ekim 1482)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...