PROF. DR. ABDÜLAZİZ BEKİ BEYEFENDİ İLE GÜNCEL SORULARIMIZ ÇERÇEVESİNDE-1

Kıymetli misafirlerimiz, yeni bir mülakatımızı daha hizmetinize sunmaktan mutluluk duyuyoruz. Sizden gelen sorular arasından seçtiğimiz bazı meseleleri Dicle İlahiyat Fakültesi öğretim görevlilerinden kıymetli âlim Abdülaziz Beki beyefendiye


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2010-02-15 11:22:56

Kıymetli misafirlerimiz, yeni bir mülakatımızı daha hizmetinize sunmaktan mutluluk duyuyoruz. Sizden gelen sorular arasından seçtiğimiz bazı meseleleri Dicle İlahiyat Fakültesi öğretim görevlilerinden kıymetli âlim Abdülaziz Beki beyefendiye götürdük.

Hocamız daha evvel sitemiz cevaplar.org’da bir müddet soru cevaplama hizmetinde bulunmuştu. Röportaj teklifimizi kendilerine ilettiğimizde de, yoğun gündemine rağmen bizi kırmadı ve içtenlikle suallerimize cevap verdi. Kendisine müteşekkiriz. İstifade etmeniz dileklerimle. Salih Okur

Hocamızın kısa bir özgeçmişi için şu linki tıklayabilirsiniz: http://www.cevaplar.org/index.php?khide=visible&sec=71&sec1=96

-Muhterem Efendim, Dul iki kişi evlendiklerinde daha önceki eşlerinden olan çocukları birbirine mahrem olur mu?

 -Çok sorulan bir soru. Bir misalle açıklayalım; A erkek B kadın ile evlendi. A erkeğin önceki karısından olan oğlanın, B kadının önceki kocasından olan kızı ile evlenmesinde fıkhen bir sakınca yoktur.

 Yani: Birinin babası diğerinin anasıyla evlenmekle oluşan iki üvey genç arasında şeri bir mahremiyet oluşmaz. Ancak, üvey oğlan üvey anasına, üvey kız da üvey babasına haram olur.

 -Ziraat mühendisi bir kişi diplomasını çalıştırmak üzere bir işletmeye verebilir mi? Kendisi bilfiil çalışmayacak?

 -Bilimsel veya sanatsal mesleki diploma, kişisel ve kesbi bir yetenek belgesidir. Hiçbir kimse kendi zati veya kesbi yeteneğini satamayacağı ve formel bir satış yapmakla da satıcının mesleki ve kesbi ehliyeti müşteriye intikal edemeyeceği gibi kiraya verilmesi de mümkün değildir. Çünkü, doğal ehliyet ve yetenekler gibi kesbi ehliyet ve yetenekler de ne satışla, ne bağışlamakla, ne kiraya vermekle ne sürekli ve ne de geçici olarak bir başkasına intikal etmez. Örneğin: Bir dahiliye, bir kardiyoloji, bir radyoloji uzmanı tıbbi ehliyetini veya bir kimya, fizik, matematik akademisyeni kendi bilimsel yeteneğini… veya bir ses sanatkarı, bir marangoz, terzi veya aşçı sanatsal ehliyetini başkasına devredebilir mi? Şayet sözleşme ile devredilirse de karşı taraf, doktor olup muayene edebilir, teşhis koyabilir mi?, Prof. olup bilimsel verileri üretebilir mi? Sanatkar olup karşı tarafın güzel sesiyle orkestra çalabilirimi? Veya terzi olup elbiseyi dikebilir mi? Veya…veya…el-Cevap: hayır….

Binaenaleyh, eczacı diploması, diş hekimi diploması, kimyacı diploması ile doktor, bilim ve sanat adamlarının diplomaları arasında ve hatta sürücü belgeleri ve benzeri mesleki sertifikalar arasında bile bu hususta bir fark yoktur.

 Hele ilgili diploma sahiplerinin içinde yaşadıkları ülke yasalarına göre de yasaklanmış ise bu da ikinci bir engel teşkil etmektedir. Zaten mümkün değildir. Zira, para ile mesleki ehliyet ve diplomaların satın alınması mümkün olmadığına göre bu belgelerin temsil ettiği gerçek mesleki yetenek ve ehliyetlerin satılması veya herhangi bir suretle devredilmesi elbette imkan dışıdır. Bu gayri resmi ve gayri ahlaki işlem karşılığında temin edilen rant batıl yolla bir kazançtır. Ancak, eczacı, diş hekimi ve kimyager gibi zatlar başkasıyla ortaklık kurabilirler.

 -Çocuğun sakat olduğu tespitinde iki aylık çocuk aldırılabilir mi?

 Cenin, ana rahminde döllenen ve insan olmaya aday olan bir varlıktır. Tarlaya ekilip yeşeren ekin gibidir. Bozulması değil korunması gerekir.

 Dolayısıyla döllenmeden önce geçici tedbir almak caiz ise de döllenip zigot haline geldikten sonra tamamıyla durum değişir.

 Cumhura göre, annenin hayatı tehlikeye sokmayan sakat bir ceninin -iki aylık da olsa- aldırılması caiz değildir. Çünkü, hayatta binlerce sakat insan yaşamaktadır. Tıbbın verilerine göre ceninde üç türlü hastalıklar oluşabilir:

1) Doğuncaya kadar tıbben iyileşme imkânı olan hastalılar. Örn: Beyinde su birikimi..gibi.

2) Aynı hastalıkla dünyada yaşamın sürdürülebildiği hastalıklar, Örn: Topal, kör, geri zekalı..gibi..

3) Doğumdan sonra yaşama şansları bulunmayan ceninlerin hastalıkları.

1.nci ve 2.nci kategoriye giren hastalıklara maruz kalan ceninin –annenin hayatını tehdit etmedikçe- hiçbir aşamada aldırılması –cumhura göre- meşru değildir. 3.kategoriye giren cenin ise zaten ölecek ise neden ölümü hızlandırılmalı ve bizim tarafımızdan öldürülmeli.. Üstelik kürtaj müdahalesi bir anne için doğumdan daha az riskli ve hayatına daha az zararlı değildir. Cumhur karşıtı azınlık görüşü ise 120 günden önce bazı mazeretler binaen caiz olabilir. 120 günden sonra ittifakken her türlü müdahale haramdır-Ananın hayatı söz konusu olmadığı müddetçe…

-Bayanların akli dengesi yerinde olmayan erkeklerin yanında başı açık bulunmalarının hükmü nedir.?

 Yabancılara göre avret sayılan kadının baliğ delilerin yanında açılması cumhura göre –özellikle Şafii Mezhebi kaynakları ittifakla caiz görmemektedirler-caiz değildir. Aslında delinin bakışı, hayvanın bakışı gibi olup helal veya haram olarak değerlendirilmez, lakin kadın sakınmakla yükümlüdür. Zira delilik şehevi arzuları yok etmez. Her an saldırabilir, kadının gizli yerlerini ve güzelliklerini başkasına anlatabilir.

 Nitekim, murahık olmayan çocuk, kuvve-i şeheviyesi sönmüş olan matuh (bunak) gibiler ayet gereğince mahrem hükmündedirler. Ancak âlimlerin çoğu bu hususta delileri çocuklara mukayese etmedikleri görülmektedir. (Bak:.Şafii kaynaklarından, el-Mecmu, er-Ravza, İanetutalibin, Esnel-Metalib, Tuhfetulmuhtac….gibileri )

 -Kahvehanelerden edinilen kazanç haram mıdır? Bilardo, santraç dama tavla ve kağıt oyunları oynanıyor iş yerimde benim bunlardan elde ettiğim kar haram mıdır? Ben sadece verdiğim çayların parasını alıyorum. Oyun oynadılar diye onlarda fazla para almıyorum diyen bir esnafa ne dersiniz?

 İbn Hacer’in açıklamasına göre, satranç, dama,bilardo gibi düşünmeye/düşünce jimnastiğine dayanan oyunlar, karşılıksız olarak kendi meşru şartları dahilinde oynandığı takdirde caizdir. Tavla ve kağıt oyunu gibi tahmine ve tesadüfe dayanan oyunlar ise –zamanı öldürmekten başka faydası bulunmadığı için- caiz görülmemektedir. Binaenaleyh, kahvehaneyi işleten kişi, gayri meşru oyunların oynanmasına fırsat verdiği, seyirci kaldığı ve dolayısıyla yardımcı olduğu için günahına ortak olduğu halde, çayın satışından elde ettiği kazancın da haramdır denilemez. Zira, nerd denilen tavla gibi oyunları oynayan kişi fasık sayılsa da fasık insanlara helal malın satımı ve kazancı helaldir. Oyun ayrı bir fiil, çay satmak ayrı bir fiildir.

 -Diş dolgusu olan bir insanın yapmış olduğu ibadetlerde yani namaz kılarken Hanefi mezhebine bağlı olduğu halde maliki mezhebine geçmesi mi lazım, cevaplar mısınız?

 Diş dolgusu, sabit protezi ve kaplaması da, süs ve ziynet için değil de, tedavi için yapılırsa, Hanefi mezhebine göre de caizdir ve gusle mani değildir. Çünkü kullanılan yabancı madde çürük dişin aslı yerine geçer. Nitekim, tedavi niyetiyle kullanılan yara sargısı, alçısı ve diğer unsurlar üzerine yapılan mesh yıkamanın yerine geçtiği gibi ağza su vermek suretiyle dolgu, sabit protez ve kaplamayı yıkamak da aslı yıkamak gibi yerine geçer. Üstelik konu içtihadidir. Nitekim, ağzın içi, Maliki ve Şafiilere göre içten sayılıp abdestte ve gusülde yıkamak sünnettir, Hanefiler göre dıştan sayılıp gusülde yıkanması farz, abdestte sünnettir, Hanbelilere göre hem abdestte hem gusülde farzdır. Dolayısıyla, ne gusülde ne namazda herhangi bir mezhebe geçmeye veya taklit etmeye gerek yoktur.

-Devam Edecek-

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

YAVUZ BÃœLENT BAKÄ°LER BEYEFENDÄ° Ä°LE MÃœLAKATIMIZ-3

YAVUZ BÃœLENT BAKÄ°LER BEYEFENDÄ° Ä°LE MÃœLAKATIMIZ-3

-Hocam, dilimize sadece Arapçadan ve Farsçadan değil diğer dillerden mesela Yunancadan veya baş

YAVUZ BÃœLENT BAKÄ°LER BEYEFENDÄ° Ä°LE MÃœLAKATIMIZ-2

YAVUZ BÃœLENT BAKÄ°LER BEYEFENDÄ° Ä°LE MÃœLAKATIMIZ-2

Hocam dilde tasfiyeler ile 300-500 kelimeyle konuşabilen bir nesil nasıl büyük düşünebilecek?

YAVUZ BÃœLENT BAKÄ°LER BEYEFENDÄ° Ä°LE MÃœLAKATIMIZ-1

YAVUZ BÃœLENT BAKÄ°LER BEYEFENDÄ° Ä°LE MÃœLAKATIMIZ-1

Takdim Kıymetli ziyaretçilerimiz, değerli mütefekkir, şar ve yazar Yavuz Bülent Bakiler beyef

SEYDA FETHULLAH AYTE Ä°LE OHÄ°N MEDRESELERÄ° ETRAFINDA SOHBETÄ°MÄ°Z

SEYDA FETHULLAH AYTE Ä°LE OHÄ°N MEDRESELERÄ° ETRAFINDA SOHBETÄ°MÄ°Z

Seyda Fethullah Ayte Hocaefendi ile Şark medrese eğitim zincirinde çok önemli bir rolü olan Ohi

MUSTAFA ÖZCAN HOCAMIZ İLE COĞRAFYAMIZDAKİ SORUNLAR ETRAFINDA-2

MUSTAFA ÖZCAN HOCAMIZ İLE COĞRAFYAMIZDAKİ SORUNLAR ETRAFINDA-2

-Demin biraz değindik ama şöyle sorayım, Mezhebinin görüşünü savunan bir mümin “mezhebin

MUSTAFA ÖZCAN HOCAMIZ İLE COĞRAFYAMIZDAKİ SORUNLAR ETRAFINDA-1

MUSTAFA ÖZCAN HOCAMIZ İLE COĞRAFYAMIZDAKİ SORUNLAR ETRAFINDA-1

Takdim Kıymetli ziyaretçilerimiz, geçtiğimiz ay değerli araştırmacı-yazar Mustafa Özcan be

SALÄ°H EKÄ°NCÄ° HOCAEFENDÄ° Ä°LE TARTIÅžILAN MESELELER ETRAFINDA-4

SALÄ°H EKÄ°NCÄ° HOCAEFENDÄ° Ä°LE TARTIÅžILAN MESELELER ETRAFINDA-4

-Ahmed bin Hanbel’in Müsned’inde naklettiği bazı hadisler için “keşke bunları nakletmese

SALÄ°H EKÄ°NCÄ° HOCAEFENDÄ° Ä°LE TARTIÅžILAN MESELELER ETRAFINDA-3

SALÄ°H EKÄ°NCÄ° HOCAEFENDÄ° Ä°LE TARTIÅžILAN MESELELER ETRAFINDA-3

-Eş’ariler ile Maturidiler arasındaki fikri çatışmaların dini yorumlamada zarar verdiğini s

SALÄ°H EKÄ°NCÄ° HOCAEFENDÄ° Ä°LE TARTIÅžILAN MESELELER ETRAFINDA-2

SALÄ°H EKÄ°NCÄ° HOCAEFENDÄ° Ä°LE TARTIÅžILAN MESELELER ETRAFINDA-2

-Usul-i fıkıhta bir şeyin vacip veya mendup olmasında yeni bir usul olarak şu söylenmektedir;

SALÄ°H EKÄ°NCÄ° HOCAEFENDÄ° Ä°LE TARTIÅžILAN MESELELER ETRAFINDA-1

SALÄ°H EKÄ°NCÄ° HOCAEFENDÄ° Ä°LE TARTIÅžILAN MESELELER ETRAFINDA-1

Salih Ekinci Hocaefendi ile son röportajımız

SALİH EKİNCİ HOCAEFENDİ İLE MODERNİST DÜŞÜNCE VE BİD’ATKAR MEZHEPLER ÜZERİNE-3

SALİH EKİNCİ HOCAEFENDİ İLE MODERNİST DÜŞÜNCE VE BİD’ATKAR MEZHEPLER ÜZERİNE-3

-Seyda izninizle başka bir soruya geçiyorum. Vehhabiler ehl-i sünneti müşrik olarak mı görmek

Ey Rabbim! Beni yalnız bırakma! Sen Vârislerin en hayırlısısın.

Enbiya,89

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Sehavet sahibi Allah'a yakındır, insanlara yakındır, cennete yakındır, cehennemden uzaktır. Cimri ise Allah'tan uzaktır, insanlardan uzaktır, cennetten uzaktır, cehenneme yakındır. Cahil sehavet sahibini Allah, cimri ibadet düşkününden daha çok sever."

Tirmizi, Birr 40, (1962)

TARÄ°HTE BU HAFTA

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI