BİR YAZARDA OLMASI ELZEM VASIFLAR

Burada "yazar" derken gerçek yazarları kastediyorum. Eline her kalemi alan gerçek anlamda bir yazar olamıyor. Herkes bir şeyler yazabilir, bunları bir araya getirip ahbapları ve parası vasıtasıyla kitaplar da yayınlayabilir. Biçimce her şey tam


2009-11-01 04:31:17

Burada "yazar" derken gerçek yazarları kastediyorum. Eline her kalemi alan gerçek anlamda bir yazar olamıyor. Herkes bir şeyler yazabilir, bunları bir araya getirip ahbapları ve parası vasıtasıyla kitaplar da yayınlayabilir. Biçimce her şey tamamdır. Ya muhteva? Ya dil? Ya üslup? Kimin umurunda! Basılıyor, satılıyor ya, yazarı da tanınıyor ya, mesele tamamdır. Kalem tutmasını biliyor, yazı da yazıyor, daha ne istersin! Bu türden "yazar!"lar var ülkemizde, sayıları da bir hayli kabarık. Ne yazık ki, hâlisini sahtesinden ayıracak eleştirmenler henüz yok ortalarda, ya da pek az.

Ya okuyucular? Kitabın halisini sahtesinden ayırabilecek, birincileri baş tacı edip ikincilere geçit vermeyecek okuyucular o kadar az ki.

Bizim okuyucularımızın kalite ölçüsü şudur: Popüler gazete, dergi ve sair yayın organlarında hangi kitaptan sıkça söz ediliyorsa onu alırlar.

Çok satılan kitap iyi kitaptır.

Düşüne düşüne, sindire sindire okumazlar. Hoşça vakit geçirtsin, yeter.

Derinliklerden korkarlar. Yükseklerde başları döner. Sıradışı okuyucular da yok değildir elbet. Bunların da sayıları o kadar azdır ki yayıncıların ilgisini bile çekmez.

Sorarım size, bir ülke ki nitelikli kitaplar yayınlayan yayıncıları az, bir ülke ki kaliteli kitaplar arayan okuyucuları nadirattan, bir ülke ki eleştiri mekanizması henüz kurulamamış, bir ülke ki yazarın önünde aşması gereken daha bir sürü engel var, o ülkede edebiyat nasıl gelişir?

Bu kadar karamsarlık yeter sanırım. Böyle de olsa bu ülke bizim ülkemiz, bu dil bizim dilimiz ve bu edebiyatı geliştirmek bizim görevimiz! Aslan asker olmanın tam zamanı!

Biz konumuza dönelim de gerçek bir yazarın sahip olması gereken özelliklerden bazılarını sıralayalım:

*Yazarlar zeki insanlardır. Aptallar gerçek yazar olamazlar. Ama olmak isterler. Çünkü aptal olduklarını da anlayamazlar. Anlayabilselerdi zaten aptal sayılmazlardı! Garip bir ülke bizimkisi, aptallarca alkışlanan aptal yazarları bile vardır bu ülkenin! Köylümüz ne güzel söylemiş: "Bitli tahılın kör alıcısı olur!"

*Hakiki yazarlar namuslu adamlardır. Namussuz yazarın gerçekleri yazmak gibi bir derdi yoktur. Parayı kimden almışsa onun zurnasını çalar. Kalemleri satılık, ya da kiralıktır. Sanat paranın aracı olmuştur. Naylon ev gereçleri gibi naylon sanat eserleri üretirler. Genellikle günceldirler, kısa zamanda parlar ve sönerler.

*Yazarda dil hâkimiyeti normalin üstündedir. Kelime hazinesi çok geniştir. Bu sayede okuduğunu iyi anlar, iyi düşünür, fikirlerini doğru ifade eder. Çok okur. Yeni bilgiler edinmesi, kendini yenilemesi ve malzeme toplaması için buna ihtiyacı vardır.

*Kulaktan dolma bilgilere güvenmediği için bunların aslını araştırır. Yanlış bir bilgi yayın organları vasıtasıyla bine çıkacak, okuyucuyu yanıltacak, yazara olan güven de sarsılacaktır. Bu vahim sonuçlarla karşılaşmamanın yolu, ciddî ve sistemli araştırmalardan geçer.

*Masa başında oturarak güzel, doğru ve tesirli yazılar yazmak ve "gerçekleri" dile getirmek çoğu zaman mümkün olmaz. Yazar, cemiyetin içinde olmalı, olayları yerinde incelemeli, insanlarla konuşmalı, onları anlamaya çalışmalıdır. Bu zahmetlere katlanabilen yazarların eserleri daha canlı ve daha tesirli olacaktır.

*Yazar bakmasını bilen insandır. Başkalarının göremediği ayrıntıları görür, olayların perde arkasını sezer, bilinenden hareketle bilinmeyeni tesbite çalışır. Sonuçlarla yetinmez, sebepleri de araştırır.

*İnsanları anlamak, hangi hallerde nasıl davranacaklarını bilmek de yazarın vasıfları arasındadır. İnsanı tanımayan, meyillerini, arzularını ve emellerini fark edemeyen kişilerin, onlar hakkında doğru hükümlere varması mümkün olmaz.

*Yazar, fikir sistemlerini bilmeli, insanların hangi cereyanlara, nasıl kapıldıklarını anlamaya çalışmalıdır. Bu da felsefe, sosyoloji ve iktisat gibi bilimlerde genel kültür sahibi olmayı gerektirir. Felsefî ve sosyal kültür sahibi olmak, meseleleri çözümlemekte büyük kolaylıklar sağlar.

*Yazar, sistemli ve doğru düşünmeyi öğrenmeli ve çok düşünmelidir. Esasen, doğru düşünmeyi öğrenmenin yolu, çok düşünmekten geçer. Ancak iyi düşünen yazarlar iyi yazabilirler. Açık ve tesirli bir yazı için ilk şart, sağlam ve aydınlık düşüncedir. Meseleleri kavrayamayan, mânâlar arasındaki hassas münasebetleri göremeyen kişiler, yazılarını gereksiz süslerle doldururlar. Ortaya tutarsız ve bulanık bir lâf kalabalığı çıkar ki, bunun da sanatla ilgisi yoktur.

*Sağlam düşünmek de yetmeyebilir. Bilhassa sanat ağırlıklı yazılar yazmak isteyenlerin hassas, duygulu ve kuvvetli sezgi gücüne sahip kişiler olmaları gerekir.

Çünkü, edebî yazılarda fikir kadar, duygulara da yer verilir. İnsan münasebetlerini kaba, basit eşya münasebetlerine indirgeyen, meseleleri hep mekanik yollarla, hususî halleri nazara almayan formüllerle ve özellik tanımayan genellemelerle çözmeye çalışanlar edebi yazılar yazamazlar.

Ömer Sevinçgül

Güzel Konuşma Ve Yazma Sanatı

Zafer Yayınları

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

EŞREF EDİP’TEN; “SİZ Mİ DİNE KARŞI DEĞİLDİNİZ?”

EŞREF EDİP’TEN; “SİZ Mİ DİNE KARŞI DEĞİLDİNİZ?”

1950 seçiminden az sonra, eski başbakanlardan, medrese kökenli Şemseddin Günaltay, İzmit CHP

İnfitar Suresi/6-8

Ey insanoğlu! Seni yaratıp sonra şekil veren, düzenleyen, mütenasip kılan, istediği şekilde seni terkip eden, çok cömert olan Rabbine karşı seni aldatan nedir?

GÜNÜN HADİSİ

"Biriniz bir oturma yerine girince selâm versin. Oturmak isterse otursun. Kalkarken yine selâm versin. Çünkü, birinci selâm ikincisinden daha üstün değildir."

Ebu Davud

TARİHTE BU HAFTA

*Nizamü'l-Mülk'ün Şehadeti(14 Ekim 1092) *II.Kosova Zaferi(17 Ekim 1448) *Gedik Ahmed Paşa'nın Vefatı(18 Ekim 1482)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI