“HATALAR ÜÇ ÇEŞİTTİR” DEĞERLENDİRMESİ

Hatasız kul olmaz” derler. Hiç kimse bilerek hata yapmaz. Ancak insan yaratılışı itibariyle her an hata yapabilecek bir varlıktır. Onun içindir ki “Beşer, şaşar” sözü atasözü olarak kayda geçmiştir. Hatalar üç çeşittir:


İbrahim Köse

ibrahimkose60@gmail.com

2009-10-15 09:58:10

Hatasız kul olmaz” derler. Hiç kimse bilerek hata yapmaz. Ancak insan yaratılışı itibariyle her an hata yapabilecek bir varlıktır. Onun içindir ki “Beşer, şaşar” sözü atasözü olarak kayda geçmiştir. Hatalar üç çeşittir:

Birinci çeşit hatalar, eften püften ortaya çıkan, herkesin her zaman yapabileceği, daha çok dikkatsizlikten ve unutkanlıktan kaynaklanan hatalardır. Sen hece dersin o gece anlar, sen saat kaç dersin o radyoyu aç anlar. Bazısı çorabının birini giymemiş şekilde iş yerine gider. Bazısı fermuarını açık unutarak dolaşır. Kimisi en yakın arkadaşının adını bile bir an unutur. Kimisi bir şey almak için girdiği odaya, alacağı şeyi unuttuğu için, bir şey almadan çıkar. Bu hatalar güzel bir arabanın boyasının çizilmesi gibi olumsuzluklardır. Fakat böyle dahi olsa insanı üzer.

İkinci çeşit hatalar, çok ciddi hatalardır. Her insanın başından geçmeyen, ancak bazı insanların başından geçebilen hatalardır. Her insanın başından geçse bile bütün ömründe ancak bir veya iki defa geçebilecek hatalardır. Mesela bir insanın ölümü düşünmesi ve intihara kalkışması böyle bir hatadır. Çalıştığı bankayı soyarak kaçan memurun hatası da böyle bir hatadır. Sinirine hâkim olamayıp elinden ciddi bir kaza, bela çıkması da böyle bir hatadır. Bu hatalar güzel bir arabayla kaza yapıp ölümden dönmek gibi olumsuzluklardır. Bir ömür boyu insanı etkiler ve üzer. Fakat bu hatanın tehlikesi ve izleri en çok kişinin kendisini ilgilendirir.

Üçüncü çeşit hatalar, sürekli devam eden hatalardır. Hata yapan kişinin bu hataları doğru zannedip sürekli yapması durumudur. Toplumdaki bir nevi ruh hastası olanlar, hususiyet taşıyanlar, kendine has özel karakteri olanlar veya özel bir tip örneği taşıyanlar bu hataları işleyen kişilerdir. Bu türlü kişiler sadece hataları sürekli işlemekle kalmaz, aynı zamanda yakınlarının ve dostlarının da bu hataları işlemesini isterler. Kendi yanlışlarının çevresi tarafından doğru olarak algılanmasını isterler. Bunu kabul etmeyenleri dostluklarından atarlar ve onlarla ilişkilerini tamamen keserler. Hiç kimsenin kendi yanlışlarını göstermesine izin vermezler ve böyle bir şeye razı olamazlar. Kendi yanlışlarına doğru diyip yağcılık yapan dostlarına, kayıtsız şartsız güvenirler. Eğer bu kişiler idareci iseler hep yağcı ve çıkarcı kişilerle çalışırlar. O türlü kişilerden zevk alırlar. Önce diktatör olurlarsa da sonra da yalnız kalırlar. Bu hatalar, hep tek şeritli yola alışmış insanın karşıdan gelen taşıtlara: “Yanlış istikamette seyrediyorlar” demesi gibi bir şeydir.

Gece vakti karşıdan gelen iki ışıklı taksiyi, yaklaşan iki motosiklet sanan ve arasından geçmek isteyen bir motosiklet binicisinin durumu gibi bir şeydir. Veya: “Ben arabanın solunda oturduğum halde niçin yolun sağından gidecekmişim?”diyerek hep yolun solundan giden şoför gibi bir şeydir. Veyahut da otobandaki seyir hızını, otopark yerlerini kendi âleminde kendi doğrularına göre ayarlayan sürücü gibidir. Bu türlü sürücülerin hataları bütün toplumu ilgilendirir. Onların yanlışları bir defa değil bütün zamanlarda toplumun tümü için büyük bir tehlikedir. Bunlarla uğraşmak zordur. Bunlar toplumun başının belasıdırlar. Bunların hemen bir psikolojik tedaviye ihtiyaçları vardır. Belki de bir ömür boyu ihtiyaçları vardır.

Boşuna dememişler: Hata rahmanidir, (Yani hatada bir doğruluk, yerine göre bir ders alma ve ondan faydalanma olabilir.) fakat hatada ısrar şeytanidir.” Bu sözün terazisine göre her halde ilk iki hata rahmani, üçüncüsü ise şeytanidir.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

ŞEYTANIN KİBİRLENMESİ

ŞEYTANIN KİBİRLENMESİ

Bu kavga, Şeytan'ın kibirlenmesiyle başladı, Kabil ile Habil olayında al kanlara büründü,

KAŞIKÇI ALİ AMCA

KAŞIKÇI ALİ AMCA

Geçen gün caminin doğu kapısının duvarının dışında, hemen duvar dibinde gördüm Ali Amca

HOŞ GELDİN BAHAR

HOŞ GELDİN BAHAR

Nerede yaşadığımızı bilmiyoruz. Bazen oluyor ki aradıklarımızı bulmak için bütün uzay

MANA HAREKETİ

MANA HAREKETİ

Yüzlerce kişi bir arda bulunuyorduk. Bizim bir arada bulunduğumuz vakitte binlerce kişinin bir a

ŞEFKAT ARAS’A MEYDAN OKUYORDU

ŞEFKAT ARAS’A MEYDAN OKUYORDU

Hınıs Lisesi’nde okuyordum. 1975-1976 yıllarıydı. Mevsim kıştı. Her taraf bembeyaz kar

YAZMAK BUZDAĞINA BENZER

YAZMAK BUZDAĞINA BENZER

Aysberg denen buzdağının bir kısmı su yüzünde bir kısmı su altındadır. Buzdağının gö

AYAKLARINI UZATMA

AYAKLARINI UZATMA

Bir sabah namazı vaktiydi. Bursa Ulu Cami’deydik. Manevi havanın en yüce anları yaşanıyordu.

“ENSAR”

“ENSAR”

Dün kardeşimle Mahmudiye’ye gitmiştik. Caminin birinde yatsı namazını kılıp bir tanıdıkt

KÜÇÜK CİHADDAN BÜYÜK CİHADA DÖNÜYORUZ

KÜÇÜK CİHADDAN BÜYÜK CİHADA DÖNÜYORUZ

İki cihan serveri peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.v.) söylediği sözlerin anlamı

İNSAN NE YAPAR?

İNSAN NE YAPAR?

Çocuklar, ellerindeki oyuncaklar alınınca ağlar. Yıllar sonra oyuncağın ne olduğunu anlayın

HADİSLERE GÖRE BEŞ BİLİNMEYEN

HADİSLERE GÖRE BEŞ BİLİNMEYEN

Şu namaz işi çok ciddi görünüyor. Onu emreden işi çok sıkı tutuluyor. Şu koca kâinatın

Onu(Kur’an’ı) Ruh-ul Emin(Cebrail), inzar edenlerden olasın diye, kalbine apaçık Arapça olarak indirmiştir.

Şuara:193-195

GÜNÜN HADİSİ

İlim talebi için yola çıkan kimse dönünceye kadar Allah yolundadır.

(Tirmizi, 2649)

TARİHTE BU HAFTA

*Nizamü'l-Mülk'ün Şehadeti(14 Ekim 1092) *II.Kosova Zaferi(17 Ekim 1448) *Gedik Ahmed Paşa'nın Vefatı(18 Ekim 1482)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI