AHİRETE UZAKLIK DEĞERLENDİRMESİ

Ahmed-i Rufai, meşhur tasavvuf şeyhlerindendir. Cazibeli sohbetleri ve hikmetli sözleri çoktur. Yıllar yılları kovalamış, zaman onun da ömrünü tüketmiştir. Artık ölüm yatağında ecelini beklemektedir.


İbrahim Köse

ibrahimkose60@gmail.com

2009-09-15 03:29:09

Ahmed-i Rufai, meşhur tasavvuf şeyhlerindendir. Cazibeli sohbetleri ve hikmetli sözleri çoktur. Yıllar yılları kovalamış, zaman onun da ömrünü tüketmiştir. Artık ölüm yatağında ecelini beklemektedir. Yakın dostları ve talebeleri de o ölünce onu nereye defnedeceklerini bilmemektedirler. Bunun için o daha ölmeden kendisine sormayı uygun bulurlar, derler ki:

-Değerli hocamız, efendimiz, şeyhimiz, (Allah gecinden versin ama) eğer emr-i Hak vuku bulursa sizi nereye defnedelim? Mezarınız neresi olsun?

Allah dostu, büyük düşünür bu soruya verdiği cevapta şu değerlendirmeyi yapar:

-Nereye defnederseniz defnedin, fark etmez. Her yerin ahirete uzaklığı aynıdır.

ŞİKÂYETİM YOK, AĞRILARIM VAR DEĞERLENDİRMESİ

“Allah” demenin suç olduğu zamanlarda, Risale-i Nur’un ve üstadın yılmadan usanmadan avukatlığını yapan o gayretli avukat Bekir Berk Ağabey, gırtlak kanserine yakalandığı için Arabistan’dan dönüş yapmış, İstanbul’a gelmişti. Türkiye’de onu tanıyan herkes geçmiş olsun ziyaretlerine geliyordu. Gelenler içerisinde onun dostu doktorlarda vardı. Bu doktorlardan biri “Bir de ben muayene edeyim.”dedi. Bunun için Bekir Ağabey’e sordu:

-Şikâyetiniz nerenizden?

Manayı maddeden, anlamı lafızdan ayırt etmesini çok iyi bilen o eski nutuk ustası, nur talebelerinin biricik avukatı, kelimelerin anlamlarını hissettire hissetire cevap verdi dedi ki:

-Aziz dostum, değerli arkadaşım, şikâyetim yok, ağrılarım var.

KAZANÇLI BİR DEĞERLENDİRME

Ünlü düşünür Konfüçyüs, elindeki birer değeri vererek iki değer elde edecek kazançlı bir değerlendirme yapar, der ki:

-Bende bir yumurta var, sen de bir yumurta var. Eğer sen yumurtanı bana verirsen, ben yumurtamı sana verirsem, her ikimizin de yine birer yumurtamız olur. Şayet sende bir bilgi var, bende bir bilgi var. Eğer sen bilgini bana verirsen, ben bilgimi sana verirsem; sende de iki bilgi olur, bende de iki bilgi olur. Her ikimiz de kazançlı çıkarız.

BİR MÜNAZARADA“KİM HAKLI, KİM KARLI” DEĞERLENDİRMESİ

Zekâ tarlası ve akıl bahçesi olarak Türkiye’den dünyaya açılan bir pencere bir kapı ve bütün dünyayı aydınlatan Risale-i Nur Külliyat’ının müellifi Bediüzzaman Said Nursi, insanlar arasında yapılan münazaralarla ilgili en insaflı ve en öğretici bir bakış açısıyla meseleyi şöyle değerlendiriyor:

“Eğer bir meselenin münazarasında kendi sözünün haklı çıktığına taraftar olup ve kendi haklı çıktığına sevinse ve hasmının haksız ve yanlış olduğuna memnun olsa insafsızdır.” Hem zarar eder. Çünkü haklı çıktığı vakit o münazarada bilmediği bir şeyi öğrenmiyor; belki gurur ihtimaliyle zarar edebilir. Eğer hak, hasmının elinde çıksa; bilmediği bir meseleyi öğrenip menfaattar olur; nefsin gururundan kurtulur. (Yirminci Lema’nın sonu)

Demek ki münazarada kazançlı çıkan taraf, bir şey öğrenen taraftır. Münazarada adam galip olabilir, ama bir şey öğrenmiyorsa hele hele nefsi gururlanıp şımarıyorsa o kişi galip de gelse kazançlı değildir.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

Kur'an okuyacağınız zaman, kovulmuş şeytandan Allah'a sığının.

Nahl,98

GÜNÜN HADİSİ

Allah ister ki,biriniz bir iş yaptığı zaman onu en güzel ve en sağlam bir şekilde yapsın.

Buhari

TARİHTE BU HAFTA

*Prut Barış Antlaşması (Osmanlı-Rusya) 22 Temmuz 1711 *İkinci Meşrutiyet'in ilanı 23 Temmuz 1908

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI