ŞEKERCİ HOCA

Babam, beni uyardı “Oğlum, başka mekteplerin birinde öğretmenin biri cebinde şeker getirmiş. Okul çocuklarına Allah diye bir şeyin olmadığını söylemiş. Çocuklar itiraz edince “Haydi Allah’tan şeker isteyin, eğer varsa verir, y


2008-12-12 23:56:38

1954 yılında yedi yaşında iken ilkokula başladığımda okuma yazması olmayan, ama bize karşı davranışını şimdilerde değerlendirdiğimde dünyanın en ünlü pedagoglarını dahi şaşırtacak derecede çocuklarına önem veren babam, beni uyardı “Oğlum, başka mekteplerin birinde öğretmenin biri cebinde şeker getirmiş. Okul çocuklarına Allah diye bir şeyin olmadığını söylemiş. Çocuklar itiraz edince “Haydi Allah’tan şeker isteyin, eğer varsa verir, yoksa veremez. Ama ben varım, bakınız size şeker veriyorum” demiş. Aman oğlum bunlara aldanma” demişti.

Aradan yıllar geçti, bu inkârcılık hareketini yapan bir öğretmenle karşılaşmadım.

Yüksek öğretimi bitirip, imtihanla bir şehre vaiz olarak atandığımda, ben bu olayı olduğu gibi kürsüden anlattım. Dinleyenlerden iki kişi şekeri yiyenlerden olduğunu, öğretmenin de emekli öğretmen olarak yaşadığını söyledi.

Eski bir asker olan değerli dostuma bu emekli öğretmenden randevu almasını ve görüşmek istediğimi, mümkünse Perşembe gününe randevu almasını istedim.

Bir Perşembe günü ikindi namazı sonrası emekli öğretmenin evine vardık. Çok sıcak karşılandım. Konuşmanın konusu belli değil. Hoşumuza giden her konuyu konuşuyor, çok hoş bir vakit geçiriyoruz. Derken ayrılma vakti gelince “Yarın Cuma namazını benim konuşma yaptığım camide kılarsa memnun olacağımı, namazdan sonra yine hoş vakitler geçirebileceğimizi söyledikten sonra yanımdaki dostuma “Yarın arabanla alırsan memnun olurum” dedim. O da kabul etti.

O gece emekli öğretmenin Cuma namazına geleceğini şehrin hepsi öğrendi. Cuma namazı öncesi vaaz vermek için camiye vardığımda caminin içi dışı dolmuştu. Herkes eski öğretmenini bekliyordu. Beni dinlemek yerine onu gözetliyorlardı. Ve nihayet geldiler. Cemaatte bir kargaşadan sonra onlar yerlerine oturdular. Namazdan sonra ikindiye kadar beraber olduk. İkindi namazını da kıldıktan sonra arabayla evine kadar bıraktık.

Çocuklarından ve yakın çevresinden bir çok insan sevinçlerini bildirdiler. Emekli öğretmenin birde Umre yapmasıyla bütün şehir bayram etti. Onu, fikirlerinden dolayı sevenlerde 9.5 şiddetinde bir deprem meydana geldi. Bütün bildikleri, üst üste yığılmış bin küpün en alttakinin alınıvermesiyle meydana getirdiği bir gümbürtüyle yıkılırken alttaki temelin ortaya çıkmasıyla sağlam temele layık yepyeni bir bina oluşuverdi.

Bazı insanlara mutlaka bir şeyler anlatmamız gerekmez. Müslümanlığı yaşamaya çalışan insanlarla bir arada olmaları bazılarına çok şey anlatır.

Türkiye şartlarında dine karşı tavır alan öyle insanlarımız var ki, mahallenin imamından dini konularda daha bilgili. Ancak bazı insanlarımız şekerli mantık oyunlarıyla kandırılmışlar. Çocukları dahi kandıramayan bu mantık bir zamanlar destek gördüğü için azda olsa bazıları tarafından kabul görmüş.

Bu emekli öğretmen anlattı: “Ben bu eylemimi yaptıktan sonra şikâyet edildim ama Maarif vekili/Milli Eğitim Bakanı, beni hayal edemeyeceğim yüksek bir makama getirdi” demişti.

İşte asıl şeker verme yoluyla kandırma hareketi budur.

Benim burada yaptığım önemli bir şey değil. Yeni yürümeye başlayan çocuğun elinin küçük parmağından tutarak annesinin çocuğunu yürütmesi gibi, gavurluğundan kurtulmak isteyen insanın gölünün bir tarafından tutuverip, şeker verdiği altmış yaşındaki öğrencileriyle aynı safta buluşturuvermektir.

Sizler de bulunduğunuz şehirde, azda olsa, belki beşi geçmeyen, tanınmış inkârcı insanların gönlünden tutuverin.

Mahmut Toptaş

Tanıdığım Ünsüzler-Cantaş Yayınları-İst

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

Murat Akbulut, 2008-12-19 12:36:17

Şekerci hocaların bıraktığı enkaz nesli devraldık.Yeni nesil değerlerinin bekçisi biz öğretmenlerin olacaktır.

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

hidayet kayapal, 2010-03-25 13:43:51

elinize aldığınızda bitirmeden bırakamayacağınız çok tesirli bir kitap Allah hocamızdan razı olsun.

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

DİĞER YAZILAR

EŞREF EDİP’TEN; “SİZ Mİ DİNE KARŞI DEĞİLDİNİZ?”

EŞREF EDİP’TEN; “SİZ Mİ DİNE KARŞI DEĞİLDİNİZ?”

1950 seçiminden az sonra, eski başbakanlardan, medrese kökenli Şemseddin Günaltay, İzmit CHP

De ki: Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, muhakkak sizi bulacaktır. Sonra da görüleni ve görülmeyeni bilen Allah'a döndürüleceksiniz de O size bütün yaptıklarınızı haber verecektir.

Cum'a, 8

GÜNÜN HADİSİ

"Yâ Resûlâ'llâh, müslümanların hangisi efdaldir?" diye suâl ettiler. "Müslümanlar; dilinden elinden selâmette kalandır." cevâbını verdiler.

BUHARİ, KİTÂBÜ'L-ÎMÂN, Ebû Mûsâ el-Eş'arî (r.a.)

TARİHTE BU HAFTA

*Nizamü'l-Mülk'ün Şehadeti(14 Ekim 1092) *II.Kosova Zaferi(17 Ekim 1448) *Gedik Ahmed Paşa'nın Vefatı(18 Ekim 1482)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI