ASR-I SAADET ANILARI-25
Hz.Ömer, hilafeti zamanında sahabeden seçkin bir toplulukla birlikte bir mecliste oturmuş sohbet ediyordu. Cemaatın içinde Cerir bin Abdullah da vardı. Birden bir yellenme
PERDEYİ YIRTMAMA ÖLÇÜSÜ
Hz.Ömer, hilafeti zamanında sahabeden seçkin bir toplulukla birlikte bir mecliste oturmuş sohbet ediyordu. Cemaatın içinde Cerir bin Abdullah da vardı. Birden bir yellenme kokusu duyuldu. Toplulukta biri, herhalde iradesine hâkim olamayarak yellenivermişti. Kokuyu duyanların canları sıkılmış, "kim bu işi yapan münasebetsiz" dercesine yüzlerini buruşturmuşlardı. Hz. Ömer’in de canı sıkılmıştı. Kızgın bir sesle:
"Koku kimden geliyorsa, kalksın abdest alsın" dedi.
Fakat Hz.Ömer'in bu dediğini yapmak çok zordu. Yellenen kimsenin o kadar insan arasından kalkıp abdest almaya gitmesi, bütün şimşekli bakışları üzerine toplaması, itibarını zedelemesi ve insanlar önünde kendini mahcup düşürmesi demekti. Cerir bin Abdullah, bu hususları düşünecek duruma müdahale etti ve Hz. Ömer'e şu teklifi yaptı:
Ey müminlerin emiri! Acaba hepimiz birden abdest alamaz mıyız? "
Hz.Ömer, Cerir'in bu ince düşünüşünü, hatayı hata sahibini küçük düşürmeden tamir edici fikrini çok beğendi. Kendisine hitaben: “Hay sen çok yaşa... Müslüman olmadan önce de ariftin. Şimdi de arifsin”, diye iltifatlarda bulundu.
MÜMİN MAHLÛKATA KARŞI DA EMİN İNSANDIR
Müslüman, tabiatın da kendisinden emin olduğu kimsedir. Bir ağacı sebepsiz keserek kıyamına, gereksiz yere bir hayvanı telef ederek rükûuna, bir bardak suyu israf ederek secdesine engel olmaz. Buna dair enfes bir asr-ı saadet hatırası nakledelim;
Abdullah İbn-i Mesud’un dünya tatlısı bir çocuğu vardı. Bir gün bu çocuğun başına bir kuş pisledi. Öfkelenen çocuk hayvanı öldürmek istedi. İbn-i Mesud onu görünce ok gibi yerinden fırladı ve elini tutarak; “Abdullah ailesinin ölümünü ve ardından tüm soyunun tükenmesini şu serçenin haksız ölümüne tercih ederim” buyurdu.
DÜNYA SAHİPSİZ DEĞİL
Bilindiği gibi kadimden bu yana nice azgın ve bagi kavimler, topluluklar
bir celal ve gayret sillesi ile hak ile yeksan olmuşlardır. “Bugün yurtlarında dolaştıkları nice kuşakları daha önce helâk etmiş olmamız, hâlâ onları yola getirmedi mi? Şüphesiz bunda ibretler vardır. Hâlâ dinlemeyecekler mi?” (Secde: 26)
Yeryüzünde zelzele, kasırga, yıkıcı fırtınalar ilahi azabın alametleridir ve Resulullah ve ashabı tarafından da öyle algılanmışlardır. Hatta hadim-i Nebevi Hz. Enes(RA) “Yemin ederim ki kasırga çıksa kıyamet kopacak korkusu ile mescide koşardık” derken, Ebu Derda Efendimiz ise; “Peygamberimiz(Aleyhisalatu vesselam) şiddetli bir rüzgâr çıksa endişeye kapılır mescide gelirdi” buyuruyor.
Resulullahın mübarek benizlerinin uzakta bir bulut belirdiğinde değiştiğini fark eden müminlerin anası Hz. Aişe bu durumu kendisine sorduğunda Fahr-ı Âlem şu unutulmaz ve ürpertici cevabı vermişlerdi: “Ey Aişe ! Bunun ardından bir azabın, bir felaketin gelmeyeceğinden emin değilim. Ad kavmine azap fırtına ve kasırga ile geldi. Onlar da bulutu görünce yağmur geliyor diye sevinmişlerdi. Hâlbuki o bulutun içinde felaket geliyordu.”
Kur’an bu hadiseyi şöyle anlatır; “O azabı, vadilerine doğru yayılan bir bulut halinde gördükleri zaman: "Bu bize yağmur yağdıracak yaygın bir buluttur." dediler. Hud ise: "O sizin acele gelmesini istediğiniz şeydir. O bir rüzgârdır ki, içerisinde acı bir azab vardır. O rüzgâr, Rabbinin emri ile herşeyi yıkar mahveder." dedi. Nihayet helâk oldular ve evlerinden başka hiçbir şey görünmez oldu. İşte biz günahkâr kavmi böyle cezalandırırız.”(Ahkaf: 24,25)
Yağmurların alabildiğine yağmaya başladığı şu günler de bizler de bunların hayrını evreni yed-i kudretinde tutan Mevla’mızdan isteyelim ve şu duanın vakti olduğunu bilelim inşallah;
“Allahım! Bu bulutların ve içinde olanın hayrını ve gönderiliş maksadının hayrını dilerim. Onun içinde taşıdığı kötülüklerden ve gönderiliş maksadındaki kötülüklerden sana sığınırım.”
Kaynaklar
1-İrşad-Mustafa Gazel-Kitap Neşriyat Dağıtım- Ankara–2007
2- Dağarcık- Mustafa İslamoğlu Denge Yayınları-İst-
3-Tavsiyeler- Mustafa İslamoğlu Denge Yayınları-İst-
4-Fezâil-i Âmâl-Zekeriya Kandehlevi- Risale Yayınları-İst–2006
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
Nâziât, 37-38-39
Azana ve dünya hayatını ahirete tercih edene, şüphesiz cehennem tek barınaktır.
GÜNÜN HADİSİ
"Cebrail bana komşuya iyilik etmeyi tavsiye edip durdu. Neredeyse komşuyu komşuya mirasçı kılacak sandım."
Buharî, Edeb 28; Müslim, Birr 140-141. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 28; İbni Mace, Edeb 4
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...