BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?-16

Osmanlı Padişahlarının Bilinmeyen Özellikleri Şair padişahlar Osmanlı Padişahlarının çoğu şairdir. Bazılarının divanı vardır. Şiirde isimlerinden ayrı lakaplar kullanmışlardır


2007-06-29 08:09:49

Osmanlı Padişahlarının Bilinmeyen Özellikleri

Şair padişahlar

Osmanlı Padişahlarının çoğu şairdir. Bazılarının divanı vardır. Şiirde isimlerinden ayrı lakaplar kullanmışlardır. Bunlar:

2. Murad – ‘’Muradi’’ / Fatih – ‘’Avni’’ / 2. Bayezid – ‘’Adni’’ / 1. Ahmed – ‘’Bahti’’ / Genç Osman – ‘’Farisi’’ / 4. Murad – ‘’ Muradi’’ / 2. Mustafa – ‘’İkbali’’ / 3. Ahmed – ‘’Necip’’ / 1. Mahmut – ‘’Sebkati’’ / 3. Mustafa – ‘’Cihangir’’ / 3. Selim – ‘’İlhami’’ / 2. Mahmud – ‘’Adli’’.

Ordunun başında savaşa gidenler

Osman Gazi, Orhan Gazi, 1. Murad, 1. Bayezid, 1. Mehmed, 2. Murad, Fatih Sultan Mehmed, 2. Bayezid, Yavuz Selim, Kanuni Süleyman, 3. Mehmed, 2. Osman, 4. Murad, 2. Mustafa.

Savaşta şehit olan

1.Murad (Kosova’da)

Savaşta yaralanan

Fatih Sultan Mehmed.

Esir olan

Yıldırım Bayezid

Pehlivan olan padişahlar

4. Murad, Abdülaziz

İhtiyarken tahta çıkan

5. Mehmed Reşat 65 yaşında tahta çıkmakla en yaşlı çıkan padişah olmuştur.

En genç tahta çıkan

4. Mehmed 7 yaşında tahta çıkmıştır.

Kullandıkları lakaplar

Osmanlı Padişahlarının 16’sının isimlerinden ayrı olarak lakapları bulunmaktadır.

-1. Osman ile oğlu Orhan’ın lakapları Gazidir.

-1. Murad’ın ‘’Hüdavendigar’’

-1. Mehmed’in ‘’Çelebi’’

-2. Mehmed’in ‘’Fatih’’

-2. Bayezid’in ‘’Sofu-Veli’’

-1. Selim’in ‘’Yavuz’’

-1. Süleyman’ın ‘’Kanuni’’

-2. Selim’in ‘’Sarı’’

-3. Mehmed’in ‘’Eğri Fatihi’’

-1. Mustafa’nın ‘’Deli’’

-2. Osman’ın ‘’Genç’’

-4. Murad’ın ‘’Bağdat Fatihi’’

-4. Mehmed’in ‘’Avcı’’

-3. Selim’in ‘’Halim’’

-2. Mahmud’un ‘’Adli’’dir.

(Resimli Osmanlı Tarihi – Nesil Y. Yavuz Bahadıroğlu 2007)

Işığı Uyandırma (Osmanlı kültürel hayatından seçmeler)

İnsanlarımız eskiden edeplerindeki inceliklerine binaen ‘Işığı yak’ demezlerdi. Çünkü yakmak olumsuz bir kelimedir. Bunun yerine ‘Işığı uyandır’ derlerdi

Geceleyin yatarlarken de ‘Lambayı (mumu) söndür.’ demezler (Allah kimsenin ışığını söndürmesin.),çünkü söndürmek olumsuzluk çağrıştırdığı için ‘Lambayı dinlendir’ derlerdi.

Aynı şekilde ‘Kapıyı kapat’ denilmez (Allah kimsenin kapısını kapamasın) ‘Kapıyı ört’ veya ‘Sırla’ derlerdi.

Kapıların üzerinde de‘ kapılar açan, müşküller gideren, kalplere inşirah veren’ manasında ‘’Ya Fettah’’ yazılırken günümüzde “itiniz” gibi manasız ve faydasız, boş bir kelime yer almaktadır.

Batı kültüründe sahip olunan asaleti, makamı öne çıkarma varken mesela General Patton, Matmazel Eleni, Kont Ferdinand gibi… Bizim kültürümüzde esas olan şey ise ‘eşrefi mahlukat’ olan insandır unvan değil. Önce isimler gelir sonra unvanlar. Mesela Süleyman Paşa, Ayşe Sultan, Yunus Ağa, Süleyman Çelebi gibi…

Eskiden evlere misafirler geldikleri zaman ev sahibi onların ayakkabılarının burunlarını dışarıya doğru değil içeriye doğru baktırırdı. Böyle yapmakla ‘’Biz sizin misafirliğinizden çok hoşnut kaldık, evimizi yeniden şereflendirmenizi bekleriz” demek isterlerdi.’’

Eski zamanlarda insanlarımızın evlerinin ekserisi ahşap gibi dayanıksız malzemelerden, boylarının servi boyunu ve edeben mahalle mescidini geçmeyecek, kıdem hakkına riayet ederek komşusunun manzarasını kapatmayacak şekilde inşa edilirlerdi.

Bunun bir hikmeti de, ahşabın insan mayası olan toprak ile iletişimin kesmeyen geçirgen bir malzeme olmasından dolayıdır. Çağımız insanın yaşadığı betonarme binalar ise bu özelliğe sahip olmadığından dolayı, insanın enerji boşalımını sağlamamakta stres, depresyon, anksiyete vs gibi hastalıklara zemin hazırlamaktadır. (Ulu Çınarın Gölgesinde – İbrahim Refik Kaynak Y. 2007)

Osmanlıda Para

İlk kez Osman Gazi döneminde kullanılan Paralar Selçuklu Sultanı Gıyaseddin Mesud adına bastırılmıştı. Alâeddin Paşanın teklifi üzerine bundan vazgeçildi ve sonraki dönemde Orhan Gazi adına para basıldı.

Akçe adı verilen bu madeni değer ölçüsü, Osmanlılarda basılan ilk paradır. Paranın bir yüzünde ‘’La ilahe illallah Muhammeden Resulullah’’ yazıyordu. Çevresinde dört halifenin adı vardı. Bu şekilde, Dünyanın en etkileşimli aracı olan para ile uğraşırken Allah’ı unutmamak gerektiği vurgulanmak istenmişti.

Öbür yüzünde ise ‘Orhan bin Osman/Bursa’ yazısı ile 3 yazısı vardı. Orhan Gazinin beylikteki 3. yılına işaret olarak konulmuştu. Basım tarihi olarak Hicri 727 yer alıyordu ki bu da Miladi 1327’ye denk geliyordu. Paranın çapı 1,8 cm, ağırlığı ise 1,6 gr civarında idi. Ayrıca Orhan Gazi dönemine ait olduğu kuvvetle muhtemel, basım tarihleri yazılmayan, gümüşten yapılma başka paralara da rastlanmıştır.

(Söğütten Çınara - Hüseyin Gökçe, Mehmed Bahadır Dördüncü, Latif Genç Kaynak Y.2006)

Kepaze

Kepaze kelimesi ok atma çalışmalarında kullanılan antrenman yayından gelmektedir. Kullanıla kullanıla işe yaramaz hale geldiği için ‘Kepaze’yi atın denilmiştir. Bu kelime de günümüze değin kepaze olarak gelmiş ve dilimize yerleşmiştir.

Tunuslu Hayrettin Paşa – En Emin Yol

Tunus 500 yıl arayla 2 büyük fikir adamı yetiştirmiştir. Biri 14. yy’da yetişen sosyolojinin babası Mukaddime’nin yazarı İbni Haldun’dur. Diğeri ise 19. yy’ın 2. yarısında yetişen ünlü devlet adamı Tunuslu Hayrettin Paşadır.

Hayrettin Paşa ‘Tunuslu’ lakabı ile şöhret bulmasına rağmen aslen Kafkasyalıdır. Çerkez asıllı olan Hayrettin Paşa çok küçük yaşta ailesinden koparılmış önce İstanbul’a, sonra Tunus Valisinin sarayına memluk (köle) olarak verilmiştir. Doğuştan gelen kabiliyetini kullanarak o zaman Validen sonra gelen en önemli makam olan ‘Vezir-i Ekber’likte bulunmuştur (1873-7).

1878-9 arası ise 2. Abdülhamid tarafından İstanbul’a Sadrazam olarak atanmış, fakat ayak oyunları ve rüşvet yüzünden bu büyük devlet adamını elimizde tutamamışızdır. Bugün modern Tunus’un kurucusu olarak Tunuslu Hayrettin Paşa gösterilmektedir.

İslam ülkeleri içinde ilk anayasa ‘Kanun al-Davla’ adıyla 1861’de Tunus’ta ilan edilmiştir. En önemli eseri Akvemü’l-Mesalik fi Ma’rifet_i Ahvali’l Memalik (Ülkelerin Durumunu Öğrenmek için En Emin Yol)’dir. 1868 Tunus devlet matbaasında basılmış olup 467 sayfadır. Bir mukaddime ve iki kitaptan ibarettir. Özeti aynı yıl Paris’te neşredildi. Kitap İslam dünyasında ve Avrupa’da geniş yankı uyandırdı. 1878’de Fransa’da 2. baskı yaptı. 1874 ‘te Atina’da İngilizcesi, 1876 ve 78 de İstanbul’da Türkçesi yayımlandı.

Paşa, bu reformlar kitabında, eski İslam toplumunun çöküş nedenlerini araştırdı. Avrupa’nın ilerleme nedenlerini araştırdı. Her iki uygarlık alanlarının karşılaştırarak Müslüman dünyasının Avrupa seviyesine nasıl gelebileceğini, neler yapması gerektiğini araştırdı. Reformların esasları üzerinde durdu. İslam dünyasını, tek tek ülkeler olarak ele almayıp bir bütün olarak değerlendirdi. Böylece geniş bir ufukta kaldı. Paşa’ya göre İslam dini ilerlemeye, çağdaşlaşmaya engel değildi. Tam tersine çağa ve medeniyete uymaya teşvik edici unsurlar mevcuttu. Avrupa’nın ilerlemesi toprağı, iklimi vb nedenlerle izah edilemezdi. Hürriyet ve adalet esasına göre siyasi kurumlar ve bunun sonucu oluşan ortam, Avrupa’nın refahını doğurmuştu. Avrupa’nın uygarlığı siyasi, kültürel ve eğitim kurumlarına bağlı olarak yükselmişti. İslam dünyası dinin ve şeriatın kesin yasakladığı konular dışında, Avrupa’dan kurum, bilgi, teknik vs alabilirdi. Çünkü İslam Şeriatı ilerlemeye cevaz veriyordu.

İslam ülkelerinde de liberal siyasi, sivil müesseselere benzer bir nizam kurulmalıydı. Aksi takdirde İslam Ülkeleri emperyalist ve teknolojik ilerleme içinde bulunan Avrupa devletlerine yem olacaktı. Hayrettin Paşa’nın eserinde anlattığı İslam Ülkesi Osmanlı Devleti idi.

Akvemü’l Mesalik Tunus’un 1857–64 reformlar dönemi tecrübelerini dile getiren bir eserdir. Kitapta o dönemin uyuşmazlık ve yolsuzlukları kapalı bir tarzda tenkid edilmektedir.

Tunuslu Hayrettin Paşa-En Emin Yol–Çevirenler Alev Alatlı, Şehabettin Yalçın -Ufuk Kitap 2004

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?-22

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?-22

Osman Gazinin Vasiyeti 25 Yıllık beyliğinin sonunda Osman Gazi şu garip mirası bırakmıştır

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?-21

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?-21

Bizans ismi nereden geliyor? Bizans denilen imparatorluk, gerçekte Doğu Roma imparatorluğudur.

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?-20

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?-20

‘’Akibet görürsün hele Ferhad’’ Kurbiyet makamında olan Yavuz, bir g

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?-19

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?-19

Yedi Sekiz Hasan Paşa 1825 Çorum doğumlu olan Yedi Sekiz Hasan Paşa 16 yaşında gittiği Hac

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?-18

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?-18

Nobel’in Temeli Azerbaycan’da Dinamitle Atıldı. Nobel ödülü toplam altı dalda v

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?-17

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?-17

Sıra ile gelen günler Kur’an-ı Kerimde (Ali İmran 140) şöyle bir ayet yer alır. R

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?-16

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?-16

Osmanlı Padişahlarının Bilinmeyen Özellikleri Şair padişahlar Osmanlı Padişahlarının ç

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?-15

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?-15

Bunları Biliyor muydunuz? -Bayrağımızdaki Hilal’in İslamiyet’i sembolize ettiği

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?-13

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?-13

Enteresan Bilgiler - Pisagor, sokak dövüşü dalında dünya şampiyonu olmuştur. - Dünyan

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?-12

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?-12

TARİHİ DEĞİŞTİREN KONUŞMALAR ‘’Sizin istediğiniz gibi konuşup yaşamaktansa

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?-11

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?-11

EN UZUN EN KISA GÖREV YAPAN VEZİRİAZAM Sonradan adı ‘’Sadrazam’’ olar

Yeryüzüne iyi-yararlı kullarım vâris olacaktır.

Enbiya, 105

GÜNÜN HADİSİ

İki kelime vardır ki, Rahman'a sevimli, dilde hafif ve mizanda ağır gelir. Bunlar; "Sûbhanellahi ve bihamdihi, Sûbhanellahil-azim=Yüce Allah'ı hamd ile tesbih ederim, Yüce Allah'ı tenzih ederim." kelimeleridir.

Buhari Tecrid-i Sarih, 2189

TARİHTE BU HAFTA

*Nizamü'l-Mülk'ün Şehadeti(14 Ekim 1092) *II.Kosova Zaferi(17 Ekim 1448) *Gedik Ahmed Paşa'nın Vefatı(18 Ekim 1482)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI