HİKMET DAMLALARI–7

İnsan elinde tuttuğu bir şeyi bedeninin içinde değil dışarıdan alır. Yani eline âhu tutuşturulmuş şu ağaçların elleri mesabesindeki dallarında duran meyvelerin de “hariçten takılmış” diye düşünülmesi daha akla yakındır. Ama tersine


Yusuf HAS

yusufhas@mynet.com

2007-01-30 11:39:33

• İnsan elinde tuttuğu bir şeyi bedeninin içinde değil dışarıdan alır. Yani eline âhu tutuşturulmuş şu ağaçların elleri mesabesindeki dallarında duran meyvelerin de “hariçten takılmış” diye düşünülmesi daha akla yakındır. Ama tersine, içinden çıkıyor. Mesela kupkuru üzüm asmasının kemik gibi çubuğundan şekerli şurup tulumbacıklarının süzülüp gelmesi aslında akıl duvarını aşan bir vakıadır.

Biz kendimize teslim edilmemişiz. İşte acizlik bu kadar olur. Göz gibi, kalbimizin atışları da kendi irademize bağlı olsaydı ne olurdu? İdare edemezdik. Birazcık heyecanlanınca kalbimizi unutuverirdik ve her şeyi alt üst ederdik.

• Biz insanlar olmasak kâinatın hiçbir şeyi eksilip, hiçbir zerresi telaş eder mi? Mesela; İnekler “insan olmasa sütümü kime vereceğim” diye düşünmez, yavrularına içirir. Zaten yavrularına vermeden biz zorla elinden almıyor muyuz? Güneş için gören gözün, ses için duyan kulağın olmaması mühim değildir. Ama bizim bunlara ihtiyacımız var. Biz kullanıyoruz. Demek bunlardan hesaba çekilecek de biziz.

• Bazı maceraperestler kendi mantıksız hareketlerini mazur göstermek için Peygamberimiz(SAV) ve Kur’an’ı hallerine uydurmaya çalışıyorlar. Deniyor ki; “Peygamberimiz(SAV) 40 kişiyle meydana çıkmış” Arkasında uyandırılan, elde edilmek istenen mesaj şudur: meydana çıkmış, ihtilal yapmış, yakmış, yıkmış bağırıp çağırmış diye bir fikri yaymaktadır. Hâlbuki 40 kişiyle beraber kendi vazifelerini yapmışlar, ezan okumuşlar, namaz kılmışlar, kâfirlere karışmamışlar, yani lambalarını yakmışlardır. Kendi mücevherlerini vitrinlerde sergilemişlerdir. Zaten mağaza veya fuar açan bir insanın diğer dükkâncıyla uğraşmasına lüzum yoktur. Mağazanın vitrini zaten müşteriyi çekecektir. Alıcı eğer kendi ihtiyarıyla(iradesiyle) gelirse, akla kapı açılıp ihtiyar elden alınmaz.

• Anne karnındaki ikiz çocuklardan birine dünya bir an gösterilse; bu bir anlık bakışla aldığı malumatı, kazandığı ilmi, anne karnında binlerce sene kalsa kazanamaz. Aynen öyle de, Fahr-i Âlemin(ASM) miraç ile dünya misal anne karnından bir an çıkarılıp âlem-i gaybın gösterilmesiyle kazandığı marifeti, ilmi, aklı beşer milyonlarca sene dünyada kalsa elde edemez. (anne karnındaki diğer çocuk gibi)

• Tabii ki Cenab-ı Hakk’ın zatını aklımız almayacak. İnsanların yaptığı fabrikayı aklımız ihata edemiyor. Ya eserini anlayamadığımız, hem insanları da yapan bir Sanii aklımızın alması mümkün mü? İnsan anladığı şeyin mahiyetini basit görür, ehemmiyet vermez. Hele kendi de aynı şeyi yapabilirse..Kırılan bir yumurtayı yapabilirler mi? Su, oksijen ve hidrojenden mi meydana geliyor. İşte oksijen ve hidrojen, haydi su meydana getirelim. İşte bu harika işleri aklımız ihata edemeyecek, hayrette kalacak ki “Allahu ekber” desin.

• Devesi ile yolculuk eden bir adam yolda giderken devesi düşüp ölüyor. Bu hadise karşısında devenin sahibi diyor ki; “Hımm, seni ayakta tutan ve yükle beraber beni taşıyan senden başka bir şey imiş. O gidince, seni ayakta tutan kimse kalmadı ve sen yere yıkıldın” Bu misal gibi, kâinat devenin cesedidir. Kâinatın ruhu da Cenabı Hakkın Kayyum sıfatıdır. Cenab-ı Hakk Kayyumiyetini kâinattan çekse kâinat mahvolur, başını taşa çarpar.

Ustanın sanatı ustaya benzemez, lakin ustanın sıfatlarını, maharet ve kabiliyetini gösterir. Konuşamayan, hareket edemeyen, hayatsız bir heykelin ustası inkâr edilmiyor da, nasıl olur ki, son derece mükemmel, kusursuz yapılmış olan insanın ustası inkâr edilebiliyor?

Cenab-ı Hak, ana rahminde iken doğuşu ve azalarımızın teşekkül edip şekil almasını bize bırakmamış. Eğer bıraksa felaket olurdu. Çünkü uzuvlarımızdan birini veya bir kaçını lüzumsuzdur veyahut ağırlık veriyor diyerek getirmeyebilirdik. Veyahut da yerlerini tayin ederken zorluk çeker, karıştırırdık, gözleri tepeye, burnumuzu başımızın arkasına takarak çok çirkin bir durumda bırakabilirdik. Dünyadan ahirete doğuşumuz, orada bize lazım olacak vücudun inşası ve teşekkülü imtihan hikmeti sırrınca bizim ihtiyar ve irademize bırakılmış. Nasıl ki, dokuz ay anne karnında sabredemeyip hemen çıksak ya ölü çıkardık ya da sakat doğardık. Dokuz ay karnında sabır dünyaya gelmenin şartı olduğu gibi, dünyadan ahirete doğmanın şartı da ibadetleri yapıp emirleri dinlemekle olur. Yoksa anne karnından sakat doğan çocuk ahirette sakat doğarsak Allah’ın oradaki nimetlerinden ve cennet saadetinden mahrum kalırız.

Not: Kırkıncı Hocaefendi, bir dosya halinde götürüp verdiğimiz bu notları incelemiş ve yayınlanmasına izin vermişlerdir. Kendilerine bir kere daha teşekkür ediyoruz.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

rıdvan, 2017-06-20 10:06:48

Selamün aleykum hikmet damlaları yazı dizisi mehmet kırkıncı hocaya mı ait yoksa yusuf has adlı kişiye mi? Sitenizdeki yazıların çıktısını almaya izin var mı

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

DİĞER YAZILAR

MOLLA MUSA CELALİ HOCAMIZLA BAZI MESELELER ÜZERİNE BİR HASBİHAL

MOLLA MUSA CELALİ HOCAMIZLA BAZI MESELELER ÜZERİNE BİR HASBİHAL

Soru: Hocam müsaadeniz varsa size birkaç soru sormak istiyoruz. Sizin bazı yazılarınızı cevap

MEDİNELİ HACI OSMAN EFENDİ’DEN SOHBET NOTLARI-9

MEDİNELİ HACI OSMAN EFENDİ’DEN SOHBET NOTLARI-9

Bakın Cenab-ı Peygamber aleyhissalatu vesselam ne buyuruyor; “Bir insan dünyada her türlü zev

MEDİNELİ HACI OSMAN EFENDİ’DEN SOHBET NOTLARI-8

MEDİNELİ HACI OSMAN EFENDİ’DEN SOHBET NOTLARI-8

BAZI AHİRZAMAN ALAMETLERİ Yine Hz. Peygamber aleyhissalatu vesselam efendimiz hazretleri Kıyamet

MEDİNELİ HACI OSMAN EFENDİ’DEN SOHBET NOTLARI-7

MEDİNELİ HACI OSMAN EFENDİ’DEN SOHBET NOTLARI-7

Emr-i İlahi nedir? Cenab-ı Hak ne buyuruyor? Buyuruyor ki; Ey kullarım, size emrederim, emanetler

MEDİNELİ HACI OSMAN EFENDİ’DEN SOHBET NOTLARI-6

MEDİNELİ HACI OSMAN EFENDİ’DEN SOHBET NOTLARI-6

HER MÜSLÜMAN CUMA GÜNÜNÜN ON EDEBİNİ BİLMEYE GAYRET ETMELİ Cumanın on tane terbiyesi vard

MEDİNELİ HACI OSMAN EFENDİ’DEN SOHBET NOTLARI-5

MEDİNELİ HACI OSMAN EFENDİ’DEN SOHBET NOTLARI-5

Yine Hz. Peygamber “İman, elbisenin eskidiği gibi insanın kalbinde eskir” buyuruyor. “İkid

MEDİNELİ HACI OSMAN EFENDİ’DEN SOHBET NOTLARI-4

MEDİNELİ HACI OSMAN EFENDİ’DEN SOHBET NOTLARI-4

Ne buyuruyor Cenab-ı Hak, ne öğretiyor bize? Buyuruyor ki; “ey kullarım, bazı kullar benden i

MEDİNELİ HACI OSMAN EFENDİ’DEN SOHBET NOTLARI-3

MEDİNELİ HACI OSMAN EFENDİ’DEN SOHBET NOTLARI-3

BORÇLU İNSAN KABİRDE HAPİSTEDİR “Borçlu bir insan bak, kabirde hapistedir. Allah bırakmıy

MEDİNELİ HACI OSMAN EFENDİ’DEN SOHBET NOTLARI-2

MEDİNELİ HACI OSMAN EFENDİ’DEN SOHBET NOTLARI-2

Cenab-ı Peygamber aleyhissalatu vesselam efendimiz hazretleri buyuruyorlar; “Beş tane günah v

MEDİNELİ HACI OSMAN EFENDİ’DEN SOHBET NOTLARI-1

MEDİNELİ HACI OSMAN EFENDİ’DEN SOHBET NOTLARI-1

Takdim Kıymetli ziyaretçilerimiz, inşallah yeni bir hizmeti bundan sonra her hafta parça parça

ÖMER ZİYAÜDDİN DAĞISTANİ’DEN NÜKTELER VE İZAHLAR

ÖMER ZİYAÜDDİN DAĞISTANİ’DEN NÜKTELER VE İZAHLAR

Merhum Müderris Ömer Ziyaûddin Efendi'nin (1849-1920) Sahîh-i Buharî'yi ihtisar edip sonra dili

Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük bir nefretle karşılanır.

SAFF, 3

GÜNÜN HADİSİ

"Kim ilim tahsili için bir yola girerse Allah ona cennete gidecek yolu kolaylaştırır."

Müslim

TARİHTE BU HAFTA

*İmam-ı Azam Ebu Hanife(r.a.) Vefat Etti.(6 Mayıs 765) *İkinci Dünya Savaşı Sona Erdi.(8 Mayıs 1945) *Osman Gazi'nin Doğumu(9 Mayıs 1252) *Ahmed Cezzar Paşa'nın Akka'da Napolyon'u Yenmesi.(10 Mayıs 1799) *1897 Türk-Yunan Savaşı Türk Zaferiyle Sona Erdi

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI