İHTİYAR YAŞLI ADAM VE İKİ KADIN
Hz. İbrahim, uzun zamandır görmediği oğlu, Hz. İsmail’i ziyaret maksadıyla Mekke’ye gelmeye karar vermişti. Mekke’de yaşayan Hz. İsmail, oranın halkı tarafından çok sevilmekteydi
Hz. İbrahim, uzun zamandır görmediği oğlu, Hz. İsmail’i ziyaret maksadıyla Mekke’ye gelmeye karar vermişti. Mekke’de yaşayan Hz. İsmail, oranın halkı tarafından çok sevilmekteydi. Hz. İbrahim Mekke’ye geldiğinde gördüğü ilk kişiye oğlunun evini sordu. Adam evi tarif etti. Hz. İbrahim adamın tarif ettiği eve vardı. Kapıyı çaldı. İçeriden asık yüzlü bir hanım çıktı. Bu hanım, Hz. İsmail’in eşiydi. Ancak çok geçimsiz ve huysuz bir insandı. Hz. İsmail’e asla layık bir hanım değildi. Hz. İsmail eşinin düzelmesi için çok uğraşmış, çok sabretmişti ama nafileydi. Huylu, huyundan vazgeçmiyordu. Hz. İsmail’e de sabretmek düşüyordu.
Hz. İbrahim, kapıdaki kadına,
- İsmail evde yok mu, dedi. Kadın, sert bir ifadeyle,
- İsmail evde yok. Rızkımızı kazanmaya gitti, dedi. Hz. İbrahim, kadına,
- Durumunuz nasıl, geçiminiz iyi mi, diye sordu. Kadın halinden şikayet ederek şöyle dedi:
- Çok dardayız, kıt kanaat geçiniyoruz. Bunun üzerine Hz. İbrahim,
- İsmail geldiğinde ona ihtiyar bir adamın kendisine selamı olduğunu söyle. Ayrıca kendisine hatırlat, kapısının eşiğini değiştirsin, diyerek Mekke’den ayrıldı.
Hz. İsmail evine döndüğünde evdeki güzel kokudan babasının geldiğini anlamıştı. Çok heyecanlandı. Ancak evde eşinden başka kimsecikler yoktu. Eşine,
- Bugün evimize gelen oldu mu, diye sordu. Kadın,
- Evet, garip bir ihtiyar geldi. Seni sordu. Ben de evde olmadığını söyledim. Sonra geçimimizi sordu. Ben de zor durumda olduğumuzu ve kıt kanaat geçindiğimizi söyledim. Ha, bir de ayrılırken, “Kocana söyle, kapısını eşiğini değiştirsin” dedi.
Hz. İsmail babasının kendisine verdiği mesajı almıştı. Babasının bu ifadelerinden eşinin hayırlı bir kimse olmadığını ve ondan ayrılmasının hayırlı bir karar olacağını anlamıştı. Zaten eşiyle arasındaki problemler de çekilmez hale gelmişti. Bu işi uzatmanın daha fazla manası yoktu. Bunun üzerine Hz. İsmail eşinden boşanıp başka bir hanımla evlendi.
Aradan bir hayli zaman geçmişti. Hz. İbrahim tekrar oğlunu ziyaret etmeye karar vermişti. Mekke’ye geldi ve oğlunun evini buldu. Kapıyı çaldı. Bu sefer karşısına başka bir hanım çıkmıştı. Hz. İbrahim,
- İsmail evde yok mu? Kendisiyle görüşmek istiyorum, dedi. Kadın,
- İsmail evde yok amca. Ben eşiyim. Çarşıya, rızkımızı kazanmaya gitti, dedi.
Kadının hal ve tavırları, ağır başlılığı Hz. İbrahim’in dikkatinden kaçmamıştı. Neden sonra şöyle bir soru sordu:
- Kızım, durumunuz nasıl, geçinebiliyor musunuz? Kadın,
- Rabbimize hamd ü sena olsun. Bolluk ve bereket içindeyiz. Verdiği nimetlerin şükründen aciziz, diye cevap verdi ve sözlerine şöyle devam etti:
- Yoldan geldiğiniz belli. Size bir şeyler ikram edeyim. Hem karnınızı doyurun, hem de biraz dinlenin. Siz burada beni bekleyin.
Hz. İsmail’in eşi karşısındaki zatın kayınpederi olduğunu bilmiyordu. İçeriden yiyecek bir şeyler getirdi. Hz. İbrahim onları yedi ve dua etti. Ardından kadına şunları söyledi:
- Allah razı olsun kızım. Daha fazla kalamayacağım. Kocan geldiğinde ona söyle, kapısının eşiğine sahip olsun, onu hoş tutsun.
Daha sonra Hz. İbrahim yola koyuldu. Aradan birkaç saat geçmemişti ki Hz. İsmail evine gelmişti. Daha kapıdan girmeden bahçede güzel bir koku hissetmişti. Bu koku babasına aitti. Hemen hanımına,
- Bugün eve gelen oldu mu, diye sordu. Hanımı,
- Evet, bir ihtiyar adam geldi. Seni sordu. Ben de evde olmadığını söyledim. Daha sonra bir sıkıntımız olup olmadığını sordu. Ben de huzur ve bolluk içinde olduğumuzu anlattım. Kendisine bir şeyler ikram ettim. Çıkarkan de bana, “Kocana selam söyle. Kapısının eşiğine sahip olsun onu hoş tutsun” dedi. Bu sözden ne kast ettiğini anlamadım. Sence ne demek istemiştir, dedi. Bunun üzerine Hz. İsmail şunları söyledi:
- Hanımım! O ihtiyar adam benim babamdı. Kapımın eşiği de sensin. Bana seni hoş tutmamı, seninle iyi geçinmemi, seni üzmememi tembihlemiş. Demek ki babam seni sevmiş ve senden razı olmuş. (Buhari, 3184)
Hikayeden çıkarılacak bazı dersler
1. İnsan, kapısına gelen misafiri hoş karşılamalı, ona izzet ve ikramda bulunmalıdır. Nitekim Peygamberimiz bir hadislerinde misafire iyi davranılmasını ve ona ikramda bulunulmasını istemektedir. Asık bir çehre, memnuniyetsizliği ortaya koyan hal ve tavırlar misafiri üzer. Bir mümin, böyle davranışlardan uzak durmalıdır.
2. Her anne ve baba çocuğunun iyiliğini düşünür. Evladına bir zarar gelmesini istemez. Bu yüzden evladının yanlış yolda olduklarını düşündüklerinde onu uyarırlar. Bu durumda evlat, anne ve babasının istekleri dine uyuyorsa onu yerine getirmelidir. Netice itibariyle bir meselede başta Allah’ın rızası olmak üzere anne ve babanın da rızasını alan evlat, hüsrana uğramayacaktır.
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
İlhami karahan, 2019-11-26 19:59:15
Bu zor günde bu hikaye adeta bana rehber olmuştu Allah'a bin şükürler olsun ki kullarını hep düşünür ve onlar zorda kalmasın diye bütün peygamberlerin başına olaylar getirip bize yol göstermiştir 🤲🤲🤲🤲
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
aysunhocca, 2015-11-29 07:15:21
Bencede doğru söylüyoraunuz çocuklar katılıyorum
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
esengül özer, 2006-11-19 00:18:10
selam ibrahim ve ismail peygamberlerin üzerine olsun .halil ibrahimin yaşayışı tabikide bizlere ders verecektir.onlar bizlere rehber olmuşlar bizlerde yolcusuu...bu yolda gidenlere selam olsun
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
ahmet, 2006-08-26 10:38:22
gayet güzel zaten öyle büyük zatlardan böyle olmaları beklenir ALLAH bizede onlar gibi olmayı nasıp eylesin
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
DİĞER YAZILAR
YÜZ KİŞİNİN KATİLİ OLSAN BİLE!
Hz. İsa (aleyhisselam) devrinden sonraki zamanlarda yaşayan azılı bir katil adam vardı. Bu adam
ÇOCUĞUN DUASI
Bir anne kucağına oğlunu almış yürüyordu. Hava güzel olduğu için hem kendisi de hem de ço
HELAK EDİLMEKTEN KURTULAN KAVİM
Asur Devletinin başşehri ve önemli bir ticaret merkezi olan Ninova şehrinde doğan Yunus aleyh
BİR KÜP ALTIN, İKİ GÜZEL İNSAN
Geçmiş zamanın birinde bir adam, bir çiftlik evi yapmaya karar verdi. Bunun için güzel bir yer
BİR KÜTÜK İÇİNDE SAHİBİNİ BULAN BORÇ
Geçmiş zamanın birinde çevresi tarafından sevilen, sayılan, ahlaklı, dürüst bir tüccar var
İKİ ADET GÜMÜŞ, BİR KESE ALTINDAN DAHA DEĞERLİ OLUR MU?
Allah, aynı şehirde yaşayan şehrin en zengini ile en fakirini imtihan etmek istedi. Bu amaçla m
İHTİYAR YAŞLI ADAM VE İKİ KADIN
Hz. İbrahim, uzun zamandır görmediği oğlu, Hz. İsmail’i ziyaret maksadıyla Mekke’
SABRIN MEYVESİ
Hz. Eyyub (aleyhisselam) çok zengin bir insandı. Pek çok malı, mülkü, bahçesi hayvanları ve
YUSUF’UN BAHÇESİNİ SULAYAN BULUT
Saatlerdir yürüyordu. Çok yorulmuş ve yorgun düşmüştü. Güneş de tam tepesinde bütün sı
Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır.
Bakara, 185
GÜNÜN HADİSİ
Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur.
Tirmizi, Savm 82, (807); İbnu Mace, Sıyam 45, (1746)
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Nizamü'l-Mülk'ün Şehadeti(14 Ekim 1092) *II.Kosova Zaferi(17 Ekim 1448) *Gedik Ahmed Paşa'nın Vefatı(18 Ekim 1482)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...