ÇAĞRI VE ER-RİSALE FİLMLERİ ÜZERİNE
Çağrı (The Message) filmi ve onun Arap versiyonu Er Risale, çocukluğumuzdan beri aşina olduğumuz en baş sinema yapıtlarından biridir. Hâlâ da her Ramazan birçok kanalda konur, hiç bıkmadan seyredilir. Çoğu sahnelerini kaç defa gözyaşları içinde izlemişizdir kim bilir? Er Risale, oyuncu kadrosu olarak Çağrı kadar göz doldurmasa da, özellikle ayetlerin Arapça seslendirilmeleri ile bizi çok etkilemiştir. Ayrıca Er Risale'de Hz. Hamza'yı canlandıran Mısırlı tiyatro sanatçısı Abdullah Gays da çok iyi performans sergilemiştir…
Bu yazımızda film hakkında bazı görüşlerimizi size kısaca sunmak arzu ettik. Gerek yazılı gerekse sözlü iletişimlerimizde karşımıza çıkan bazı sorular bizi bu çalışmaya itti. Faydalı olur inşallah.
Mesajın Tesiri
Sinema, modern zamanların en büyük beyin yıkama araçlarından. Bir filmle nice hakikatlerin tersyüz edildiğini, toplumların efsunlandığını, iyinin kötü, kötünün iyi gösterildiğini Hollywood menşeli yapımlardan hepimiz çok iyi biliyoruz.
O halde Müslümanlar olarak bu sahayı boş bırakmamamız gerekmektedir. Özellikle yeni yetişen gençlerimize kendi değerlerimizi, kahramanlarımızı, örneklerimizi göstermezsek başkaları kendi örneklerini, değerlerini, yaşama biçimlerini onlara sunacaktır ve sunuyorlar da..
Filmin hala süren tesiri için Sayın Prof. Selim Hancıoğlu'nun şu hatırası çok anlamlıdır: "Bundan birkaç yıl önce ABD'nin Wisconsin Üniversitesi'nde bir öğrenci topluluğunun merhum Mustafa Akad'ın Çağrı filminin gösterimi faaliyetine katılmıştım. Meraklı Amerikalı öğrenciler, bedava pizza ve kola ikramını da duyunca kampüsteki amfiyi doldurmuşlardı. Ama ne yazık ki bütün çabalara rağmen teknik bir arıza sebebiyle filmi gösterememiş ve pizza-kola ikramı ile özür beyanında bulunarak programı ertelemiştik. Filmi seyretmeye gelenler, amfiden bir bir ayrılıp çıkıyorlardı. Biz de bilgisayarımızı, sinevizyon ve boş kap kacağımızı toplayarak salonu terk etmeye hazırlanıyorduk. Tam bu sırada en ön sırada oturan iki kız öğrencinin oturmaya devam ettiklerini fark ettik. Arkadaşlarımızdan biri gidip onlara durumu bir kez daha anlattı. Sinevizyondan kaynaklanan arızayı onlar da biliyormuş, ama ne yapıp edip bu filmi hem de bu akşam seyretmek istiyorlarmış. Bir anda ne yapacağımızı şaşırmıştık, fakat bir yandan da onların bu ısrarlı samimiyeti bizi etkilemişti. Fakat ne yapabilirdik ki!.. Bir anda arkadaşlarımızdan biri ortaya ilginç bir fikir attı. Dizüstü bilgisayarı öğrencilerin masasına koyup DVD filmini burada seyretmelerini sağlayabilirdik. Belki gülünç bir fikir olarak karşılayabilirler endişesiyle teklifimizi çekingen bir üslupla ifade ettik. Bu alternatif teklife çok memnun oldular ve iki arkadaş baş başa verip The Message (Çağrı) filmini dizüstü bilgisayardan seyretmeye koyuldular. Birkaç Müslüman kız öğrenci ve arka sırada bilgisayarının işinin bitmesini sabırla bekleyen arkadaşımız da bu küçücük ekrandan filmi izliyordu. İki öğrenci arkadaşımla birlikte binanın dışına çıkıp otobüs durağına doğru yürümeye başladık. Dışarıda eksi otuz civarında dondurucu bir hava vardı. Şehrin gölleri çoktan donmuş ve gecenin bu saatinde dışarıda neredeyse canlı adına bir şey kalmamıştı. Mustafa Akad'ın Çağrı filmini seyretmek için gecenin bu saatinde amfide oturan bu iki öğrenciyi konuşarak durağa vardık. Ben içimden "Allah'ım bu iki insana da hidayet nasip et!" diye duâ ettim. Öyle tahmin ediyorum ki arkadaşlarım da dua etmişlerdi. İki gün sonra kızlarla birlikte filmi seyretmeye kalan Müslüman Amerikalı bayan arkadaşımız beni telefonla aradı ve kızlardan birinin Müslüman olmak istediğini söyledi. Önce camiye gidip şahadet getirmiş ve birlikte duâ etmişlerdi. Akşama bize gelmek istiyorlardı. O gece birlikte akşam yemeği yedik ve biraz konuştuk. Çağrı filminde Hz. Hamza'nın (Anthony Quinn) göründüğü ilk sahnede gözleri yaşarmış ve bir ürperti duymuştu."
Filmin Çekiliş Amacı
Ürdün'de bir otele düzenlenen terörist saldırı sonucu hayatını kaybeden filmin yönetmeni Mustafa Akkad, 1976'da kendisiyle yapılan bir röportaj'da filmi çekme amacını şöyle açıklamıştı: "Filmi, benim için özel bir yeri olduğundan hazırladım. Normal bir film olarak, hikâyesi, şaşırtıcı noktaları, hüznü vardı. Bütün bunların üzerinde sanırım kişisel bir şey olarak, batıda yaşayan bir Müslüman olmam sebebiyle İslam hakkındaki gerçekleri duyurmanın görevim olduğunu düşündüm. 700 milyon(1976 yılına göre) inananı olan bir dinin bu kadar az tanınıyor olması beni çok şaşırtmıştı. Bu hikâyeyle bir köprü kurup, batıya bir geçit açabileceğimi düşündüm."
Filmin Çekiliş Serüveni
Bu konu hakkında Türkiye Gazetesinden Sayın M. Kurtbay Önür şunları yazmaktadır: Çağrı'nın vizyona girmesiyle yaptığı yankı, yıllar boyunca İslam ülkelerinin yanı sıra ABD ve Avrupa ülkelerinde olumlu tepkiler aldı. Çekimlerine 1974'te Fas çöllerinde başlanan ve Anthony Quinn, Irene Papas, Michael Ansara, Michael Forest gibi popüler oyuncuların yer aldığı film, maddi imkânsızlıklardan dolayı duraklayınca, daha sonra Libya Lideri Muammer Kaddafi'nin davetiyle film ekibi Libya'ya taşındı. Burada zor şartlarda gerçekleştirilen filmin 600 kişiden oluşan ekibi ise aylarca çöldeki kerpiç evlerde konakladı. Çekimleri bir yılı aşkın süren, 1976 yılına kadar da kurgu ve seslendirme çalışmaları yapılan "Çağrı", o yıl bütün dünya ile birlikte Türkiye'de de gösterime girdi. Film müziğiyle dikkatleri üzerine çeken Maurice Jarre, filmografisine son olarak "Çağrı" ve "Ömer Muhtar" bestelerini ekleyerek meslek hayatına veda etti. Mustafa Akkad'ın ise mesleği, hayalleri ve hayatı Ürdün'de yapılan dehşet verici bir terör saldırısıyla son buldu."
Bu arada şunu da yeri gelmişken belirtelim. Çekildiği zamanın fısıltı gazeteleri- daha sonra da sağ basından bazı gazeteler- Anthony Quinn'in film sırasında rolünden etkilenerek İslam'ı seçtiğini işlediler bir müddet. Ne de olsa halk olarak böyle hülyalara çok rağbet ederiz. Çağrı'nın Quinn'e kazandırdığı bir şey varsa, o da, dibe vuran sanat hayatının yeniden yükselişe geçmesidir-ki, hatıralarında bunu açıkça itiraf etmektedir(Bkz. Tek Kişilik Tango- Epsilon Yayınları)
Ezher Onay Verdi mi?
Bilinenin aksine hayır cevabını veriyoruz. Araştırmacı yazar Mustafa Özcan bu konuda şöyle diyor: "Ezher, Er Risale'nin (1976) senaryosuna muvafakat etse de, filme onay vermez. Bununla birlikte 'İslâmî film' klasikleri içine girmiştir bile."
Film'deki Bazı Hatalar
Ezher'in onay vermemesinin sebebi, filmin ana temasında olmasa da, hadiselerin aktarımındaki bazı yanlışlıklar olsa gerek. Biraz siyer okuyan herkes bunları çok rahat görebilir. Biz gözümüze çarpan bazılarına değineceğiz. Bunu yaparken filmi kötülemiyoruz. Çünkü bu hatalar filmin genel akışına aykırı şeyler değil, bilgi hataları. Zaten yukarıda film hakkında kanaatimizi belirttik. Ama üzümü yerken sapını da yemek zorunda olmadığımız ve bize sorulan sorular üzerine buna kısaca değinme lüzumunu duyduk..
1-Hükümdarların İsimleri: Bu, çok kitaplarda da gözümüze çarpan bir yanlış. Davet mektupları gönderilirken "İran hükümdarı Kisra'ya, Mısır Patriği Mukavkıs'a..vs. deniyor. Hâlbuki Mukavkıs o sırada Mısır'ı yönetenler için denilen genel bir tanımlama idi ve mektupun gönderildiği Mukavkısın ismi Cüreyc idi. İranlılar da hükümdarlarına Kisra diyorlardı. Mektuba muhatap olan Kisra'nın ismi Hüsrev Perviz idi. Yine, Mukavkıslardan önce kadim Mısır krallarına Firavun denirdi. Bazı kimseler bunu da özel isim zannedip yanlışlara girebiliyorlar. Yeri geldiği için söyleyelim; o sıralar Habeş reislerine Necaşi, Bizans imparatorlarına Kayser, Türk hükümdarlarına Yabgu veya Khan(Kaan) denirdi.
2-Bilal-i Habeşi'nin Müslüman oluşu: Filmde anlatıldığı gibi, Kureyş ulularının huzurunda Huzeyfe(RA)'ın Bilal-i Habeşi hazretleri tarafından kırbaçlanmasının emredildiği ve Bilal'in bu emri yerine getirmediği gibi bir hadise sahih kaynaklarımızda geçmemektedir.
3-Hz. Hamza'nın Müslüman oluşu: Filmde, Hz. Hamza(RA)'nın, bir yürüyüş sonrası Müslümanların Kâbe'de müşriklerin saldırılarına uğradıkları sırada gelmesi ve Ebu Cehil'i hırpalaması anlatılıyor. Aslında hadise şöyledir: Peygamberimiz yakınlarına İslâm'ı tebliğ etmiş olmasına rağmen, Hz. Hamza henüz Müslüman olmamıştı. Ebû Cehil'in Peygamberimize yaptığı bir hakaret sonucunda Müslüman olmuştur. Peygamberimiz bir gün Safâ tepesinde iken Ebû Cehil ve arkadaşları onun yanına gelirler. Ebû Cehil Peygamberimize hakaret eder. Abdullah b. Cüdâ'nın câriyesi bu olayı görür ve av dönüşü Kabe'ye uğramayı âdet edinen Hz. Hamza'ya anlatır. Hz. Hamza, eve gitmeden Ebû Cehil'in yanına uğrayarak elindeki yayı Ebû Cehil'in kafasına çalar, başını yaralar ve hakaret eder. Bir gün sonra da Allah Rasûlünün yanına giderek (Bi'set'ten iki yol sonra) Müslüman olur.
4- Abdullah bin Ubeyy bin Selul: Film'de, münafıkların başı Abdullah bin Ubeyy bin Selul'un, Mekke'de, Hind'e "çağrısına katılacağım ben de" demesi hatalıdır. Çünkü daha Efendimiz(SAV) hicret etmemiştir ve bu zat, Müslüman olduğunu ancak Bedir zaferinden sonra açıklamış, sinsi faaliyetlerine bundan sonra başlamıştır(Bkz: Şibli Numani-Siret-ün Nebi-s:634)
5-Efendimizin(SAV) hicretinin Haziran sıcağında olduğu: Filmde "Haziran sıcağında" şeklinde bir ibare varsa da, bu da yanlıştır. Peygamberimizin (ASM) hicret esnasında Mekke'yi terk etmesinin 622 yılının 12 Eylül'ünü 13'üne bağlayan gece olduğunu bize sağlam kaynaklarımız bildirmektedir(bkz: Şibli-age)
6-Müslümanların kardeş olmaları: Film'de, Nebevi buyruk üzerine ve Hz. Zeyd Bin Harise'nin tebliği üzerine Müslümanların birbirlerine kardeş olmalarının gelişigüzel şekilde gösterilmesi, herkesin hemen yanı başındaki ile kardeş olması yanlıştır. Zira Efendimiz(sav) iki kişiyi birbirine kardeş yaparken fıtratlarında uyum aramıştır. Allame Şibli Numani bu konuda şunları söylemektedir: "Geniş ve derinden incelendiği zaman görülecektir ki kardeş yapılan kimseler arasında duygu ve karakter benzerliği göz önünde tutulmuştu."
7-Bedir'de karşı karşıya gelenler: Eskiden mübareze denilen savaş öncesi er dileme Bedir'de gerçekleşmiştir. Ama kaynakların dediğine göre, Utbe bin Rebia Allah Resulünün(SAV) amcaoğlu Ubeyde bin Haris(RA) ile, kardeşi Şeybe Hz. Hamza ile ve oğlu Velid ise Hz. Ali ile karşılaşmıştır. (Nedvi- Rahmet Peygamberi-s:184) Filmde ise Hz. Hamza Utbe ile, Şeybe ise Ubeyde ile mübareze ederken gösterilmiştir.
Bu konudaki rivayetleri incelediğimde, bu mübareze ile ilgili bir ihtilaf gördüm. Sayın Yusuf Karaca Bey ile Mevlana Şibli'nin Siret-ün Nebi'sinin Urduca aslına baktık. Orada, filmdekine uygun olarak Utbe Hz. Hamza ile, Şeybe Ubeyde ile karşılaştığı yazılı idi...
Safiyurrahman Mübarek el Furi de, Er Râhik-ul Mahtum adlı eserinde bizim 7. maddede gösterdiğimiz biçimde rivayeti verdikten sonra şu açıklamayı dipnotta düşmüş; "İbn-i İshak'ın rivayeti bu şekildedir. İmam Ahmed ve Ebu Davud'un rivayetine göre Ubeyde Velid ile, Ali Şeybe ile, Hz. Hamza Utbe ile karşılaşmıştı. (bkz.Mişkat-ül Mesabih:2/343)
8-Zülfikar Kılıcı: Filmde Zülfikar adlı meşhur kılıç Hz. Ali'nin elinde gösterilmiştir. Hâlbuki o gün kılıç kâfirlerin safında Münebbih bin Haccac'ın elinde idi. O Bedir günü Safiyy(kumandanlık hakkı) olarak Allah Resulünün(SAV) hissesine düştü. Efendimiz de(ASM) onu daha sonra, Hendek muharebesinde Amr bin Abdi Vedd'in karşısına çıkarken Haydar-ı Kerrar olan Hz. Ali'ye hediye ettiler.(Bak: Komutan Peygamber-Mahmud Şit Hattab-Bir Yayıncılık- İst- 1988)
Merhum Tahir-ül Mevlevi bey, Zülfikar'la ilgili bir başka yanlışa şöyle işaret etmektedir: "Ağzı iyi kessin diye girintili çıkıntılı yapılmış olduğundan, belkemiğindeki çıkıklara teşbih edilerek, Zülfikar diye şöhret bulmuştu. Yoksa bu resimlerde görüldüğü gibi ucu çatal değildi. Kamus tercümesinde tafsilatı vardır. O çatallık ne münasebetle uydurulmuş bilemiyorum."(Mesnevi Şerhi-Cilt: 2-s: 717-718)
9-Ümeyye'nin Ölmesi: Hz. Bilal'in eski efendisi Ümeyye Bin Halef'in ölmesi de filmdeki gibi gerçekleşmemiştir. Filmde atı üzerindeki Ümeyye'yi Bilal'in(RA) yere düşürmesi ve öldürmesi vardır. Hâlbuki Ümeyye, Bedir'de Abdurrahman bin Avf tarafından esir esilmişti. Yanında oğlu Ali de vardı. Onu gören Bilal hazretleri Ensar'a şöyle seslenmişti: "Ey Ensar cemaati! İşte küfrün başı Ümeyye bin Halef! Bugün o kurtulursa, ben dayanamam." Bunun üzerine bir grub insan o yöne yöneldi. Önce oğlunu sonra Utbe'yi öldürdüler. Hatta esirinin üzerine abanan Abdurrahman hazretleri de hafif yaralar almaktan kurtulamadı(Buhari-Vekâlet–2)
10-Ebu Cehil'in Öldürülmesi: Film'de, Ebu Cehil'in bir mızrakla öldürülmesi sahnesi de gerçeği yansıtmamaktadır. O, kılıçlarla öldürülmüştür. Ona öldürücü darbeleri indiren üç kişi vardır: Afra hatunun oğulları Muaz ve Muavviz ile ensardan Muaz Bin Amr bin Cemûh. Savaş sonrası kafasını kesen ise, Abdullah bin Mesud hazretleri olmuştur.(Kısas-ı Enbiya-Ahmed Cevdet Paşa)
11-Hind'in bir sözü: Ebu Süfyan'ın hanımı Hind'in Mekke fethi öncesi; "Vahşi de Müslüman oldu" demesi de yanlıştır. Zira o Mekke fethinden sonra Müslüman oldu.(İbn-i Kesir- El Bidâye ve'n Nihâye)
12-Ebu Süfyan'ın Müslüman olması: Ebu Süfyan'ın Mekke fethine ramak kala, Efendimizin huzurunda Müslüman olmasının anlatıldığı sahne de siyer ve hadis kitaplarında bu şekliyle yer almamaktadır. Film'de "tereddütlerim var" diyen Ebu Süfyan'a Hz. Halid bin Velid'in "kafanı kesersem hiç tereddütün kalmaz" demesi, Hz. Bilal'in Hz. Halid'e yumuşaklık tavsiyesi kitaplarda yoktur. Sahih-i Buhari'de "Yakalandıktan hemen sonra Ebu Süfyan İslam'ı kabul etti" denir. Ama Taberi ve diğerlerinde mesele şöyle anlatılır: "Hz. Peygamber(SAV): "Ebu Süfyan! Allah'tan başka hiçbir mâbudun olmadığına neden iman edemedin?" Ebu Süfyan: Eğer başka bir ilah olsaydı, bugün bizim işimize yarardı". Hz. Peygamber(SAV):"Allah'ın Peygamberi olduğumda şüphen mi var?" Ebu Süfyan:"Bunda birazcık tereddütüm var". Ebu Süfyan'ın bu tereddütleri Mekke günü gördüğü bazı hadiseler üzerine tamamen kalkmış ve kemaliyle Müslüman olmuştur.(Şibli. A.g.e)
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
can pasli, 2019-01-08 15:10:13
taleal bedru ezgisinin hicrette değil bir başka savaşta söylendiği rivayetleri de var.
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
smanov, 2013-04-20 19:25:58
titiz incelemeniz için çok teşekkürler. aydınlandık
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
seyithan, 2012-03-07 10:49:20
çağrı filmini çok beğendim herkeze tavsiye edrim...
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
FATMA ZEHRA, 2011-04-26 07:39:21
S.A ARKADAŞLAR ER RİSALE FİLMİNİ ÇOK YERDE ARADIM AMA BULAMIYIRUM....LÜTFEN YARDIMCI OLUN EN KISA ZAMANDA SATIN ALMAK İSTİYORUM
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
zeynel, 2011-04-24 17:36:51
allahın resülü hz muhammed (s.a.v) efendimiz ve onun ashabını can-ı gönülden seviyoruz
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
zeynel, 2010-12-19 13:04:22
filmde önemli bir konu daha var.medineye hicret edildikten ve mescidi nebevi inşa edildikten sonra namaz vakitlerini bildirme hususunda hz hamzanın resulullah seni seçti ya bilal, sesin güzel kullan demesi ve hemen bilali habeşinin bir dama çıkıp ezan okumaya başlaması.bu sahnede gerçeği tam olarak yansıtmamaktadır.doğrusu şöyledir:hz ömer rüyasında elinde çan olan bir adam görmüş ve onu kendisine satmasını istemiştir.adam ise çanı ne yapacağını sormuş ve hz ömer namaz vakitlerini bildirmek için alacağını söylemesi üzerine adam ona ben sana daha hayırlı olanı söyleyeyim demiş ve ezan cümlelerini hz ömere söylemiştir.hz ömer bu rüyayı resulullah efendimize nakledince resulallah(s.a.v)rüya haktır. o kelimeleri bilale öğretin ezanı okusun şeklinde buyurmuştur.ve bilali habeşi kelimeleri öğrendikten sonra ezanı okumaya başlamıştır.
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
Nedim Åžen, 2010-07-28 08:36:33
Bin barekallah bu izaha..Allah razı olsun.. Özellikle Tahirül Mevlevi'nin Zülfikar'la ilgili yazdığı bana çok enteresan geldi.
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
emir, 2010-04-02 10:22:29
salam
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
Enes Åžahin, 2010-03-04 02:02:51
Çok harika bir yazı.Çok dikkatli..
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
mehmet gülpına, 2009-09-08 02:41:18
her şeyi ile mükemmel olmuş şimdi olsa yapamazlardı allah onlardan razı olsun
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
zeynel, 2008-08-08 14:53:41
selamün aleyküm hakkınızı helal edin ey din kardeşlerim tekrar rahatsız ediyorum. peygamberimiz efendimiz filmdeki gibi 3 değil 6 hükümdarı islama davet etmişlerdir. filmdeki 3 hükümdarın dışında habeş hükümdarı necaşi,gassan hükümdarı münzir bin haris bin ebi şimr ve yemame hükümdarı hevze bin ali de islama davet edilmişlerdir. ayrıca filmde abdullah bin übeyy haricinde münafıklara değinilmemiştir.ayrıca bir önceki yazımda hindin vahşiyle tanışması olaylarında efendisi onunla konuşurken yanına gidip onunla tanıştığı sevgili peygamberim adlı 8. ciltin 80-81-82-83-84 sayfalarında belirtiliyor.hindin vahşiyi evine çağırması ise yaşar kandemirin kabeden dünyaya adlı 20. cilt kitabında belirtiliyor.ayrıca bir önceki adı geçen 8. ciltte vahşinin bir kayanın arkasına saklanarak hz.hamzayı vurduğu anlatılıyor. ayrıca errisale ve çağrıda dikkat ettim.birinde iran imparatoru kisra diğer fimde ebu cehil rolünde, yine diğerinde ebu cehil rolündeki şahış bu defa iran imparatoru kisra rolünde ayrıca halid bin velid ve amr bin as dışında osman bin talhada müslüman olmuştur.benim hayatımda bazı sahneleri ağlayarak keşke peygamber efendimizin zamanında yaşıyor olsaydım diyerek seyrettiğim filmdir.yapımcıların eline sağlık eğer müslüman değilseler allah islamiyeti kendilerine nasip etmiştir inşaallah.herkesten allah razı olsun
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
zeynel, 2008-08-05 08:55:59
filmde bir hata daha var hind bir eğlencede kadının tepesinden mızrak geçiren vahşi ile tanışıyor.halbuki kimi kaynaklarda vahşiyi evine çağırığı kimi kaynaklarda ise efendisinin vahşiye sen en iyi mızrak atıcısın hamza benim amcamı öldürdü sende onu öldür gibi sözlerini duyduktan sonra yanına giderek hz hamzayı öldürmesini istediği belirtilyor. ayrıca filmde kafirler uhud savaşında tepeyi terkeden okçulara direk hücum ediyorlar. tarihi kaynaklarda ise kafirlerin önce tepede kalan okçuları şehid ettikten sonra müslümanlara hücüm ettiği belirtilyor.ama olsun yönetmenlerin eline sağlık elbetteki hiç kimse filmi gerçeğiyle bire bir aynısını çekemez.
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
Yücel, 2008-03-22 11:01:29
Benim hayatımda seyrettiğim en mükemmel filmdir bu.Çok teşekkürler.
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
mustafa, 2007-10-30 11:36:23
selam tekrar duygularını paylaşan yokmu bu sitede...yazmayı unuttum..çağrıda bi hata daha var belirtmemişler...peygamberimiz hicret ederken evini saran kafirlerdi.ikrime ve arkadaşları değildi...ebu cehil ebu lehep ümeyye utbe şeybe velid gibi kafirler sarmışlardı..hatta efendimiz üzerlerine toprak atmış onlarda uyumuşlardır..o toprak kimin üzerine geldiise o kişi bedrde ölmüştür...sevgiler
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
mustafa, 2007-10-19 12:14:43
nefis bi dini film...ramazan aylarının unutulmaz filmi ..ben elrisaleyi tercih ederim...filmde okuduğum gibi hatalar var..ama bedrdeki dövüşler filmde doğru..hamza utbeyle velid ali ile şeybede ubeydeyle kavga etmiştir..orası doğru hata yok...hatta şeybe ubeydeyi yaralayıp vuracakken hamza yetişip şeybeyi gebertir.filmde kısa bi hendek savaşı sahneside olsaydı mükemmelden ötesi bi şey olacakmış...sonra anthoniyi hamzayı sakalları bembeyaz..ilk başta boyattırılıp sonra ki sahnelerde beyazlaştırılışsaydı etkili olurdu..birde dikkat ettim bilali habeşi sakalsız normalde bilali habeşi sakallı değilmiydi?*hepsi bu kadar...
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
Cafer HimmetoÄŸl, 2008-01-29 23:09:20
Aslında bu iki filmdeki hatalar sadece bunlar değildir. Ancak filmlerin başında Rasûlullah'ın yüzünün gösterilmemesine gerekçe olarak onun davetine yer verildiğinin söylenmesi bizim bu hataları görmezden gelmemizi gerektiriyor. Yoksa başka hatalar da var. Örneğin, Yasir ailesinin İslâm'a girmesi filmlerdeki gibi değildir. Müşriklerin Müslümanları toplayarak işkence ettikleri bir hücreleri olduğuna dair bir bilgimiz yoktur. Hendek savaşına filmlerde hiç değinilmemiştir. İslâm ordusu Mekke fethinde şehre dört koldan girmesine rağmen filmlerde üç koldan giriş gösterilmiştir. Hz. Hamza karşısından atılan bir mızrakla değil arkasından atılan bir mızrakla şehid edilmiştir. Medine'ye hicret sırasında Peygamberimize kılavuzluk yapan kişi Müslüman gibi gösterilmiştir oysa henüz müşrikti. Hicrette Peygamberimizin kafilesi üç kişi değil dört kişi idi. Biri de Amir b. Fuheyre idi. Velhasıl daha sayamayacağımız kadar çok hatalar var. Ancak bunlar gilmin vermek istediği mesajı görmemize engel olmamalıdır. Zaten öyle olduğu için de pek kimse hatalar üzerinde durmaz
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
ibrahim, 2007-08-09 12:46:45
bu filmi çok seviyorum en az 6 sefer izledim ve 10 ağustos 2007 yani yarın yine çıkıcak ve ben yine izliyeceğim
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
Esra, 2006-10-19 16:56:22
Çağrı Filmini seyrederken daha dikkatli olucağım bundan sonra.
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
fethi yemen, 2006-05-13 14:11:11
çağrı filminin gerek sinema versiyonu gerekse de çizgi film versiyonunda yahudilere en ufak bir atıf yok.halbuki medine döneminde en fazla sorun çıkaranların başında yahudiler vardı.bu konunun ''es'' geçilmesini doğru bulmuyorum.hatta daha ileri gidersek bu filmlerde yahudi parmağının olduğunu söylemek bile mümkün.sahi neden hiç yahudilerden bahsedilmez bu filmlerde.biz müslümanlar da en az hristiyanlar kadar,doğruları aktarmada,cesur davranabilmeliyiz.filmler gerçekten çok güzel.ve bu güzellik doğruları hatırlamamıza sanki engel teşkil ediyor.ve filmi izleyince sanki o dönemle ilgili yeterince bilgi sahibi olduğumuzu düşünüyoruz.ve gerçeklere ulaşmamız güçleşiyor.bu konuda hassas olunması gerektiğini düşünüyorum.YAHUDİLERE DİKKAT!!! Ezher belki de bunun için onay vermemiştir?Olamaz mı? mümkün.
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
mehmet özklılÄ, 2006-05-11 12:18:40
film ile ilgili bilgilendirici ve yanlış yönlerini düzeltici yazınızdan dolayı teşekkürler. Bu yazının mümkünse basılı yayınlarda da yayınlaması iyi olur. Özellikle o filmlerin gösterileceği gün olursa daha faydalı olur.
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
üveys talha, 2006-05-08 15:17:20
Allah razı olsun, gerçekten de insan seyrettiği vakit acaba hakikaten olaylar aynen böyle mi gerçekleşmiş yoksa "film icabı" tabiri bu filmde de (bir belgesel tarzı olmasına rağmen) vukuu bulmuş mudur diye düşünmeden edemiyor. Ancak sanırım bu yaptığınız açıklamalar bir çoğumuzun en azından bilmeyenler açısından çok faydalı olmuştur.. Tekrareten Allah Razı Olsun.. Dua ile..
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
Merve Konukçu, 2006-10-14 12:38:37
Çağrı filminin çokça gösterildiği bu ayda okunası bir yazı. teşekkürler
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
DÄ°ÄžER YAZILAR
Allah'a güven. Vekîl olarak Allah yeter.
Ahzab, 33
GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°
Diğer bir kişi katılmaksızın, iki kişi aralarında fısıldaşmasın.
Buhari
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm Ä°nternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yaptÄ...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARÄ°HTE BU HAFTA
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...