EĞER SEN?..


2006-02-27 18:22:43

Servet sahibi bir zengin kişi isen, bütün Arabistan'a hakim olan, bilumum Arap ulularını kendisine boyun eğdiren Peygamber'in sünnetine tabi' ol.

 

Eğer zayıf tebaadan biri isen, Mekke'de müşriklerin nizam ve idaresi altında yaşayan Peygamber'in hayatından sen de örnek alırsın.

 

Eğer muzaffer bir fatih isen Bedir ve Huneyn’de düşmanına galebe çalan, Mekke'ye muzaffer ordusuyla giren şerefli Peygamberin hayatından ibret alabilirsin. Allah göstermesin, eğer mağlûbiyete uğradığın olursa, o zaman da Uhud harbinde şehit düşen veya yaralanıp yere yatan Ashabı arasında dolaşan peygamber'i hatırlarsın.

 

Eğer muallim isen, Mescitte ve Softada Ashabını öğreten Peygamber'i düşün.

 

Eğer talebe isen, kendisine vahiy getiren Cibril-i Emîn'in önünde oturan Peygamberi tasavvur et; eğer öğüt veren bir vaiz ve emin bir mürşit isen, Mescid-i Nebevî'nin içinde ashabına va'z eden Peygamberi dinle; O'nun tatlı sesine kulak ver.

 

Eğer hakkı müdafaa etmek, iyiliği yaymak istiyorsan ve bu hususta seni destekleyen bir yardımcı da yoksa, Mekke'de her nevi' yardımdan mahrum bir halde iken hakkı ilan ve ona davet eden Peygamber'e bak.

 

Düşmana galebe çalıp onun belini kırdınsa, karşısındakinin inadını kahredip ona üstün geldinse, bâtılı perişan edip hakkı ilan ettinse, Mekke'nin fethi günü mukaddes beldeye giren Peygamber'i gözünün önünde canlandır.

 

Eğer bir çiftlik sahibi olup oradaki işlerini yoluna koymak istersen, Beni Nadir, Hayber ve Fedek arazisine malik olduktan sonra onları ıslah ve en iyi yolda idare edecek adamları iş başına getiren Peygamber'den örnek al.

 

Eğer kimsesiz bir öksüz isen düşün ki, Abdullah ve Âmine vefat ederek ciğerpareleri olan biricik yavruları küçücük iken kimsesiz kalmıştır.

Eğer küçük yaşta kalmış bir çocuk isen, süt annesi Halîme'nin bağrına basarak emzirdiği ve istikbalin büyüğü olacak çocuğa bak; eğer yetişmiş bir genç isen, Mekke'de amcası Ebu Talib'in sürüsünü otlatarak hayatını kazanan gencin hayatını oku; eğer ticaret kervanlarıyla yola çıkan bir tacir isen, Suriye'de Busra'ya giden kafilenin en ulusu olan zatın ahvalini bir mülahaza et.

 

Eğer kadı ve hakim isen, Mekke uluları birbirine girip vuruşacağı sırada Hacer-i Esved'i Ka'be'deki yerine koyma husûsunda Onun adil hükmünü bir düşün. Ve tekrar gözünü tarihe çevirerek Medine'de Mescid-i Nebevi'de oturup darlık içindeki fakirle, varlık sahibi zengini, huzûrunda müsavi tutarak insanlar arasında en adilane bir surette hüküm veren Peygambere bir bak.

 

Eğer zevc isen Hazret-i Hatice'nin ve Hazret-i Aişe'nin zevci olan O mübarek zatın, temiz sîretini ve nezih hayatını oku.

 

Eğer çocuk babası isen, Fatımatüz-Zehra'nın babası ve Hazret-i Hasan ile Hazret-i Hüseyin'in dedesi olan zatın ahvalini öğren. Senin sıfatın ne olursa olsun, hangi ahval ve şerait içinde bulunursan bulun akşam, sabah oldukça her vakit ve anda Hazret-i Muhammed'i kendin için iyi mürşit ve en güzel örnek olarak bulursun.

 

O, öyle bir mürşittir ki, Onun nuru sayesinde hayat karanlığını yarıp Onun rehberliği sayesinde maişet aydınlatırsın. Çığırından çıkan işlerini yoluna kor, umûrunu ıslah eder. Onun sünnetleri vasıtasıyla eğriliğini düzeltirsin.

 

Hazret-i Muhammed'in sîreti, muhtelif umurun her birine ayrı ayrı cevap verecek ahlakı câmi'dir, yeryüzündeki bütün insanların tealiminin esas noktasını teşkil eder. Çeşitli ahvalde bulunan türlü insanların mütenevvi hayatlarının bütün safhalarında onlara rehber ve mürşit olacak olan terceme-i hal, yalnız Hazret-i Muhammed'in sîretidir. O, nur arayanların yoluna nur serper. O'nun hidayeti doğru yolu arayanlara ışıktır. O, bütün beşerin mürşididir.

 

Seyyid Süleyman Nedvi (Hz. Muhammed Konferansları’ndan)

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

EŞREF EDİP’TEN; “SİZ Mİ DİNE KARŞI DEĞİLDİNİZ?”

EŞREF EDİP’TEN; “SİZ Mİ DİNE KARŞI DEĞİLDİNİZ?”

1950 seçiminden az sonra, eski başbakanlardan, medrese kökenli Şemseddin Günaltay, İzmit CHP

Hak (ancak) Rabbindendir. Artık, sakın şüpheye düşenlerden olma.

Bakara, 147

GÜNÜN HADİSİ

SABAH İLE YATSI NAMAZLARINI CEMÂATLE KILMANIN FAZÎLETİNE DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ

Münâfıklara sabah ile yatsı (cemâat) namazlarından daha ağır hiç bir namaz yoktur. (Halbuki) bu iki namaz(ın cemâatin)de olan (ecir ve fazîlet)i bilseler emekliye, emekliye (sürtüne, sürtüne) de olsa onlara gel(ip hâzır ol)urlardı. (Ebû Hüreyre)

TARİHTE BU HAFTA

*Nizamü'l-Mülk'ün Şehadeti(14 Ekim 1092) *II.Kosova Zaferi(17 Ekim 1448) *Gedik Ahmed Paşa'nın Vefatı(18 Ekim 1482)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI